antonin dvorak, amerika’da üç yıl yaşadıktan ve 1896’da ingiltere’de son kez konser yönettikten sonra prag’a dönmüş, konservatuvardaki profesörlük görevine tekrar başlamıştı. o yıl, sayısı beşe ulaşacak olan senfonik şiirlerini bestelemiş, 3 haziran günü prag konservatuvarı’ndaki özel yorumdan sonra ilk üçü bu londra konserlerinde seslendirilmişti.
bunların ilk dördünde de çek ulusal şair ve etnologu karel jaromir erben’ in (1811-70) derlediği çek masalları, efsaneleri ve halk türküleri ile eski metinlerden yararlandı. erben, 15. yüzyıl kahramanı jan hus’un eserlerini de gün ışığına çıkarmış, büyük değer taşıyan çek baladlarını, ulusal masallar demeti’ni 1852’ de yayımlamıştı.
bu senfonik şairlerin ilki vodnik (su cini / water goblin) adını taşır. erben’in bu baladlarından yedi tanesinin sözlerini atarak güçlü orkestra efektleriyle, sanki öyküyü kendi anlatırcasına oluşturduğu bu eseri dvorák 6 ocak - 11 şubat 1896 günleri arasında bestelemiştir. eser hemen o yıl simrock yayınevinde basılmış ve dvorák ilk yorumu 14 kasım 1896’da, viyolonsel konçertosunun dünya prömiyeri için gittiği londra’da yönetmiştir.
yedi kısa sahne ve coda’dan oluşan, virtüozca bir orkestrasyonla rondo biçiminde düzenlenen bu senfonik şiir’de bir insanla evlenen su cininin, onun pençelerinden kurtulan kızdan aldığı korkunç intikam canlandırılır.
1. ilk sahnede cin ayışığında göl kenarında oturmuş, o sabahki düğününde giyeceği kırmızı çizmelerini dikmektedir. cinin, önce hafifçe ima edilen teması güçlenir ve sonra tehdit edici bir tuttiye dönüşür…
2. bundan sonra göl kenarında bir kulübe canlandırılır: cinin göz koyduğu genç kız, annesinin uyarılarına kulak asmadan, göl kenarına yıkanmaya iner. birden çıkan cin kızı çeker götürür, gölün derinliğine sürükler.
3. cinin göl altındaki dünyası canlandırılır. kız cinle evlenmek zorunda kalmıştır; tek tesellisi de kucağındaki bebeğine ninni söyleyip onu avutmaktır. ama yakınan şarkısı cini kızdırır; kız da onu yumuşatmaya çalışır.
4. cin kıza güvenmemesine karşın onun annesini ziyaretine izin verir. ama öfkeyle şartını söyler; bebeği bırakacak, akşama dönecektir…
5. anneyle kızın hüzünlü kucaklaşması viyolonsel ve solo flütün dokunaklı diyalogu ile vurgulanır…
6. cinin sinirli sabırsızlığı ise akşam çanından sonra öfkeye dönüşür…
7. kız dönmeyince cin kulübeye gider, kapıları vurur, fırtına çıkartır. öfkesinin doruğunda, başsız bebeğin gövdesini kapıya fırlatır… ürpertici havadaki coda’da ise kızın matemi cinin temasıyla karışarak eseri sona erdirir.
http://www.klasiknotlari.com
eski istanbulda kadın ve erkekler ayrı ayrı eğlenir, köçek adı verilen ve kadın kılığındaki erkekler çalgı veya şarkı eşliğinde dans ederdi. besteci bu eğlencelerde çalınan müziklerden karcığar ve hicaz makamındaki bazı örnekleri derleyerek dans rapsodisi başlığıyla köçekçe süitini oluşturmuş, ana tema olarak 9/8lik ölçüdeki karcığar köçekçeyi kullanmıştır.
1942de chpnin açtığı ulusal kompozisyon yarışmasında birinciliği kazanan ve ilk kez 1 şubat 1943te e. praetorius yönetimindeki riyaseticumhur filarmoni orkestrası tarafından ankara radyosu stüdyosunda seslendirilen bu renkli eser, ulvi cemal erkinin en çok sevilen ve seslendirilen bestesi olmuştur.
besteci "bu sayfaların yazılması fikrini veren ve her satırında dost ve sanatkâr alakasının büyük hissesi bulunan dr. vedat nedim töre, 28 ekim 1942" cümlesini partisyonun başına yazmıştır.
1942de chpnin açtığı ulusal kompozisyon yarışmasında birinciliği kazanan ve ilk kez 1 şubat 1943te e. praetorius yönetimindeki riyaseticumhur filarmoni orkestrası tarafından ankara radyosu stüdyosunda seslendirilen bu renkli eser, ulvi cemal erkinin en çok sevilen ve seslendirilen bestesi olmuştur.
besteci "bu sayfaların yazılması fikrini veren ve her satırında dost ve sanatkâr alakasının büyük hissesi bulunan dr. vedat nedim töre, 28 ekim 1942" cümlesini partisyonun başına yazmıştır.
türkiyede ilk seslendirilişi 28 şubat 1986 yılında
şef: fuat mansurov, solist: tahir sümer
cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası tarafından yapılmıştır.
bütün büyük kontrabasçıların ilki, venedikte kontrabasçı bir ailenin içinde yetişmiş ve çalgısında çok geçmeden, zamanından önce gelişme göstermiş olan italyan domenico dragonettidir (1763-1846). ancak iki kuşak sonra ünlü dragonetti ile karşılaştırılabilecek başka bir kontrabasçı görürüz. giovanni bottesini (1821-1889) aynı zamanda bir orkestra şefi olarak karşımıza çıkar. 1871de kahirede süveyş kanalının açılışında, verdinin aida operasının ilk icrasını yönetmiştir.
20. yüzyılda rus koussevitzki (1874-1951) de aynı çift kariyere sahipti. 1908de berlinde orkestra şefi olarak ortaya çıktı ve moskovaya gitti. pariste ve son olarak amerikada boston senfoni orkestrası şefliğini yaptı. 20. yüzyıla girmeden bir kontrabas virtüözü olarak isim yapmıştı. bestecinin bu tek konçertosu ilk kez 25 şubat 1905te moskovada solist olarak bestecinin katıldığı bir konserde seslendirildi.
bestecinin güçlü form yapısı solo partide açıkça görülür. üç bölümlü eserde, başlangıç motifi, sadece birinci bölümün diğer temalarını hazırlamakla kalmaz, ikinci bölümde (andante) ve son bölümde bile esere egemen olur.
şef: fuat mansurov, solist: tahir sümer
cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası tarafından yapılmıştır.
bütün büyük kontrabasçıların ilki, venedikte kontrabasçı bir ailenin içinde yetişmiş ve çalgısında çok geçmeden, zamanından önce gelişme göstermiş olan italyan domenico dragonettidir (1763-1846). ancak iki kuşak sonra ünlü dragonetti ile karşılaştırılabilecek başka bir kontrabasçı görürüz. giovanni bottesini (1821-1889) aynı zamanda bir orkestra şefi olarak karşımıza çıkar. 1871de kahirede süveyş kanalının açılışında, verdinin aida operasının ilk icrasını yönetmiştir.
20. yüzyılda rus koussevitzki (1874-1951) de aynı çift kariyere sahipti. 1908de berlinde orkestra şefi olarak ortaya çıktı ve moskovaya gitti. pariste ve son olarak amerikada boston senfoni orkestrası şefliğini yaptı. 20. yüzyıla girmeden bir kontrabas virtüözü olarak isim yapmıştı. bestecinin bu tek konçertosu ilk kez 25 şubat 1905te moskovada solist olarak bestecinin katıldığı bir konserde seslendirildi.
bestecinin güçlü form yapısı solo partide açıkça görülür. üç bölümlü eserde, başlangıç motifi, sadece birinci bölümün diğer temalarını hazırlamakla kalmaz, ikinci bölümde (andante) ve son bölümde bile esere egemen olur.
eserlerindeki form gelişmişliği nedeniyle kuzeyin beethoveni olarak adlandırılan jean sibeliusun (dramatik gerilimlerle yüklü şiirsel fikirleri işleyen beethovenin aksine) epik karakterde ve başarılı doğa atmosferlerini yansıtan eserlerine en güzel örnek de finlandiya senfonik şiiridir.
jean sibeliusun 1899da yazdığı, bir yıl sonra da yeniden düzenlediği bu eser, onun müzikal konular üzerinde bestelediği senfonik şiiridir. besteci burada vatanı konusundaki düşüncelerini müzikle canlandırmıştır.
bir eleştirmenin orta bölmede rus istilasına karşı direnen finlilerin stilize savaş tınılarıyla yansıtıldığını, sonra kahramanlığı simgeleyen bir zafer marşı biçiminde yükseldiğini belirttiği finlandiya, önce ülkenin eşsiz güzelliklerinin tanımıyla başlar.
girişte (introduction) kısa ve canlı bir tema bakır üfleme çalgılarla duyurulur. tahta üfleme çalgıların buna verdiği yanıtı, yaylı çalgıların tutkulu pasajı izler. bu ciddi ve törensel giriş finlandiyanın binlerce gölünün duru güzelliğini, sakin ve eşsiz ormanlarını, ovalarının enginliğini canlandırır.
bu kısa başlangıçtan sonra sibelius fin halkına yönelir. müzik hızlanmış, çabuk (allegro) tempoda, yaylı çalgılarla canlı bir tema (finlilerin bayramını yansıtırcasına) belirmiştir. daha sonra tahta üflemelerle başlayan ikinci tema ise önce yaylılarla, sonra da yalnızca viyolonsel ve birinci kemanlarda duyurulur.
biraz buruk renklerde kuzey ırkına özgü donuk ve bastırılmış bir coşkunluk sergilenir. sanki bir fin halk bayramında gibi, özlem dolu düşünceler, ezgiler yansır. bu temaların gelişimiyle yeniden parlayan çabuk (allegro) ve parlak sona ulaşır.
jean sibeliusun 1899da yazdığı, bir yıl sonra da yeniden düzenlediği bu eser, onun müzikal konular üzerinde bestelediği senfonik şiiridir. besteci burada vatanı konusundaki düşüncelerini müzikle canlandırmıştır.
bir eleştirmenin orta bölmede rus istilasına karşı direnen finlilerin stilize savaş tınılarıyla yansıtıldığını, sonra kahramanlığı simgeleyen bir zafer marşı biçiminde yükseldiğini belirttiği finlandiya, önce ülkenin eşsiz güzelliklerinin tanımıyla başlar.
girişte (introduction) kısa ve canlı bir tema bakır üfleme çalgılarla duyurulur. tahta üfleme çalgıların buna verdiği yanıtı, yaylı çalgıların tutkulu pasajı izler. bu ciddi ve törensel giriş finlandiyanın binlerce gölünün duru güzelliğini, sakin ve eşsiz ormanlarını, ovalarının enginliğini canlandırır.
bu kısa başlangıçtan sonra sibelius fin halkına yönelir. müzik hızlanmış, çabuk (allegro) tempoda, yaylı çalgılarla canlı bir tema (finlilerin bayramını yansıtırcasına) belirmiştir. daha sonra tahta üflemelerle başlayan ikinci tema ise önce yaylılarla, sonra da yalnızca viyolonsel ve birinci kemanlarda duyurulur.
biraz buruk renklerde kuzey ırkına özgü donuk ve bastırılmış bir coşkunluk sergilenir. sanki bir fin halk bayramında gibi, özlem dolu düşünceler, ezgiler yansır. bu temaların gelişimiyle yeniden parlayan çabuk (allegro) ve parlak sona ulaşır.
rhapsody in blue, amerikalı besteci george gershwin tarafından 1924 yılında solo piyano ve jaz orkestrası için bestelenmiş çok ünlü bir eserdir. ilk defa new yorkta 1924 yılında solo piyanoda gershwin olmak üzere paul whiteman ve orkestrası tarafından seslendirilen eserin 1942 yılında ferde grofé tarafından piyano ve senfoni orkestrası için düzenlenmiş versiyonu, en popüler amerikan konser eserlerinden birisi olmuştur.
gershwin, bu eseri paul whitemanın bir caz konserinde çalınmak üzere konçerto benzeri bir eser yazmasını istemesi üzerine bestelemiştir. gershwin, başlangıçta bu eseri yazmakta isteksiz olsa da whitemanın rakibi vincent lopezin bu fikri çalmak üzere yeni bir konsere hazırlık yaptığını duyunca eseri yazmaya ikna oldu ve bir kaç haftada tamamlamayı başardı.
ilham, bostona doğru bir tren yolculuğunda gelmişti. tren gürültüsünün içindeki müziği hissettiğini söyleyen gershwin besteyi tamamladıktan sonra orkestrasyon için ferde groféye teslim etmiş ve çalışma, 12 şubattaki premiyerden 8 gün önce, 8 şubat 1924te tamamlanabilmişti. modern müzikte bir deney adlı konserde ilk defa çalınan eser, 1924 sonuna gelindiğinde orkestra tarafından 84 defa seslendirilmişti. paul whitemanın radyo programları da artık "rhapsody in blue dışında her şey yeni" sloganı ile açılmaktaydı.
eser ilk yazıldığında amerikan rapsodisi adını taşımaktaydı. george gershwinin kardeşi ira gerswhin james mcneill whistle adlı ressamın sergisini gezdikten ve onun "siyah ve altın sarısı noktürn", "siyah ve gri düzenleme" gibi isimlerle adlandırılan eserlerini gördükten sonra "rhapsody in blue" adını önermişti.
gershwin, bu eserinin amerikanın ruhunu anlattığını söylese de eser daha çok new york kentinin bir müzikal portresi olarak düşünülür. eser, 1987den beri amerikan havayolları reklamlarında kullanıldığından pek çok kişiye bu havayollarını çağrıştırır.
gershwin, bu eseri paul whitemanın bir caz konserinde çalınmak üzere konçerto benzeri bir eser yazmasını istemesi üzerine bestelemiştir. gershwin, başlangıçta bu eseri yazmakta isteksiz olsa da whitemanın rakibi vincent lopezin bu fikri çalmak üzere yeni bir konsere hazırlık yaptığını duyunca eseri yazmaya ikna oldu ve bir kaç haftada tamamlamayı başardı.
ilham, bostona doğru bir tren yolculuğunda gelmişti. tren gürültüsünün içindeki müziği hissettiğini söyleyen gershwin besteyi tamamladıktan sonra orkestrasyon için ferde groféye teslim etmiş ve çalışma, 12 şubattaki premiyerden 8 gün önce, 8 şubat 1924te tamamlanabilmişti. modern müzikte bir deney adlı konserde ilk defa çalınan eser, 1924 sonuna gelindiğinde orkestra tarafından 84 defa seslendirilmişti. paul whitemanın radyo programları da artık "rhapsody in blue dışında her şey yeni" sloganı ile açılmaktaydı.
eser ilk yazıldığında amerikan rapsodisi adını taşımaktaydı. george gershwinin kardeşi ira gerswhin james mcneill whistle adlı ressamın sergisini gezdikten ve onun "siyah ve altın sarısı noktürn", "siyah ve gri düzenleme" gibi isimlerle adlandırılan eserlerini gördükten sonra "rhapsody in blue" adını önermişti.
gershwin, bu eserinin amerikanın ruhunu anlattığını söylese de eser daha çok new york kentinin bir müzikal portresi olarak düşünülür. eser, 1987den beri amerikan havayolları reklamlarında kullanıldığından pek çok kişiye bu havayollarını çağrıştırır.
ilk yorumu: 1808, viyana. yapıtın yazılmasına 1804 yılında başlanmış, iki yıl sonra tamamlanmıştır. bu, ludwig van beethovenın "piyano sanatı" işçiliğinde ustalığının doruğa ulaştığı çağdır ve konçerto bu doruğun simgesini yansıtan anılar arasındadır. genellikle lirik bir duygu, "motif" ve "tema" işlemlerinde enine boyuna yansır durur.
bölümler
eser üç bölümdür:
i. allegro
ii. andante con moto
iii. rondo-vivace
klasik geleneklerin dışında ilk "tema"nın piyano tarafından sunuluşuyla başlar birinci bölüm (allegro moderato). bu büyük, romantik cümle orkestraya kayar, onu ikinci "tema" izler. piyano orkestra ilişkileri tatlı bir barış içinde sürer. orkestranın konuşmalarında solo çalgı, saygılı bir arkadaş, piyanonun şarkısında ise orkestra renkli bir örtüdür.
ikinci bölüm (andante con moto), "tutti"nin vurucu, acılı, karamsar tümcesiyle girer, piyano tam karşıtı bir karakterle yanıtlar bu tümceyi. solo çalgı bu lirik, zarif, yalvarışlı seslenişi bozmayacak, "tutti"nin karamsarlığını sindire sindire eriterek beraberce tam bir "susku"ya iletecektir.
üçüncü bölümde (rondo-vivace), iki ayrı ses kaynağının, piyano ve orkestranın ikinci bölümdeki karşıt düşünü sona ermiş, ikisi de neşeli, coşkun bir dans örgüsüyle kaynaşıp bağdaşmıştır artık.
bölümler
eser üç bölümdür:
i. allegro
ii. andante con moto
iii. rondo-vivace
klasik geleneklerin dışında ilk "tema"nın piyano tarafından sunuluşuyla başlar birinci bölüm (allegro moderato). bu büyük, romantik cümle orkestraya kayar, onu ikinci "tema" izler. piyano orkestra ilişkileri tatlı bir barış içinde sürer. orkestranın konuşmalarında solo çalgı, saygılı bir arkadaş, piyanonun şarkısında ise orkestra renkli bir örtüdür.
ikinci bölüm (andante con moto), "tutti"nin vurucu, acılı, karamsar tümcesiyle girer, piyano tam karşıtı bir karakterle yanıtlar bu tümceyi. solo çalgı bu lirik, zarif, yalvarışlı seslenişi bozmayacak, "tutti"nin karamsarlığını sindire sindire eriterek beraberce tam bir "susku"ya iletecektir.
üçüncü bölümde (rondo-vivace), iki ayrı ses kaynağının, piyano ve orkestranın ikinci bölümdeki karşıt düşünü sona ermiş, ikisi de neşeli, coşkun bir dans örgüsüyle kaynaşıp bağdaşmıştır artık.
wolfgang amadeus mozartın sayıları yirmiyi bulan operalarının uvertürleri, bağımsız birer eser sayılsalar yeridir. çünkü besteci bu uvertürlerde, operalarda geçen temaları yinelemeye kalkışmaz, daha çok, operanın havasını, olaylarının kişilerini senfonik bir kadro içinde çizer. bu uvertürlerde, mozart sanatının o kendine özgü, çekici, ustaca yalın, soylu yanlarını tanırız.
figaronun düğünü, fransız komedi yazarı beaumarchaisnin almaviva üçlüsü olarak anılan üç oyununun ikinci bölümüdür (birinci, rossininin bestelediği sevil berberi). burada olaylar, sevil berberinde kaldığı yerden başlar. opera olarak, viyananın burgtheaterında, 1786 yılı mayıs ayında temsil edildi. libretto, mozart operalarının birkaçının da librettistti olan, lorenzo da pontedir.
uvertür, re majör tonunda yazılmıştır. gelişme kesimi olmayan bir sonat bölümü kalıbındadır. ilk tema, sekiz notadan oluşan, hızlı tempoda bir pasaj içinde sunulur. bir yardımcı temanın şöylece duyulmasından sonra, la majör tonundaki ikinci temayı kemanlardan dinleriz. eser, bir parça uzun tutulmuş bir koda ile son bulur.
figaronun düğünü, fransız komedi yazarı beaumarchaisnin almaviva üçlüsü olarak anılan üç oyununun ikinci bölümüdür (birinci, rossininin bestelediği sevil berberi). burada olaylar, sevil berberinde kaldığı yerden başlar. opera olarak, viyananın burgtheaterında, 1786 yılı mayıs ayında temsil edildi. libretto, mozart operalarının birkaçının da librettistti olan, lorenzo da pontedir.
uvertür, re majör tonunda yazılmıştır. gelişme kesimi olmayan bir sonat bölümü kalıbındadır. ilk tema, sekiz notadan oluşan, hızlı tempoda bir pasaj içinde sunulur. bir yardımcı temanın şöylece duyulmasından sonra, la majör tonundaki ikinci temayı kemanlardan dinleriz. eser, bir parça uzun tutulmuş bir koda ile son bulur.
wolfgang amadeus mozartın günümüzde pek sık yorumlanan bu yapıtı, keman konçertosu türünde ilk beş örnekten biridir. diğerleriyle beraber 1775 yılında yazılmıştır. "re majör" konçertonun boccherininin o tarihten 10 yıl önce yazılmış bir keman konçertosuyla şaşılacak benzerlikler göstermesi ise daima söz konusu olmuştur.
bölümler:
eser üç bölümdür:
i. allegro
ii. andante cantabile
iii. allegro ma non tropppo
ilk bölüm (allegro), marş ritminde bir girişle başlar, parlak, gösterişli, şenlikli bir atmosferle sürer.
ikinci bölüm (andante cantabile), mozart üslubunda tipik bir ezgi, bir şarkıdır.
üçüncü bölüm (allegro ma non tropppo), bir ritm karışımıdır. bölüm iki klasik dansın "gavotte" ve "muzette"in görünüp kaybolmasıyla sürer, arada ikinci bölümün şarkılı melodisi duyulur. bir rokoko yapıtında bu tür bir düşünüş mozartın şaşırtıcı davranışlarına bir diğer örnek olarak gösterilir.
bölümler:
eser üç bölümdür:
i. allegro
ii. andante cantabile
iii. allegro ma non tropppo
ilk bölüm (allegro), marş ritminde bir girişle başlar, parlak, gösterişli, şenlikli bir atmosferle sürer.
ikinci bölüm (andante cantabile), mozart üslubunda tipik bir ezgi, bir şarkıdır.
üçüncü bölüm (allegro ma non tropppo), bir ritm karışımıdır. bölüm iki klasik dansın "gavotte" ve "muzette"in görünüp kaybolmasıyla sürer, arada ikinci bölümün şarkılı melodisi duyulur. bir rokoko yapıtında bu tür bir düşünüş mozartın şaşırtıcı davranışlarına bir diğer örnek olarak gösterilir.
peter ilyiç çaykovski, çoğunlukla senfonik yapıda olan marşlarını özel amaçlarla ya da sipariş üzerine yazmıştır. onun 7 ekim 1876da tamamladığı op.31 slav marşı da türk-sırp savaşında yaralanan sırp askerleri yararına bestelenmiş ve 17 kasım 1876da moskovada bu nedenle düzenlenen ve yalnızca marşların yer aldığı konserde ilk kez seslendirilmiştir.
önceleri sırp-rus marşı olarak tanınan slav marşının temaları da güney rusya (bugünkü ukrayna) ve sırp halk şarkılarından alınmıştır. ana tema olarak "sunce varko ne fifas jednako" (gel sevgilim, bu sabah neden böyle üzgünsün) adlı sırp ezgisi kullanılmış, orta bölmede ise rus ulusal marşı "tanrı çarı korusun" yer almıştır.
slav marşı fagotlardaki melankolik karakterdeki tema ile bir cenaze marşı havasında, 4/4lük ölçüde, si bemol minör tonda başlar. trompet havayı değiştirir ve rus ulusal marşını duyurur. etkili bir orkestras-yonla, saf slav ritim ve rengiyle görkemle sergilenerek si bemol majör tonda, zafer havasında sona erer.
1875te rusların desteğiyle önce bosna hersekte osmanlı imparatoruluğuna karşı çıkan isyanda ruslar slavların yanında yer alacak, osmanlı ordusunun ayaklanmayı birkaç haftada bastırması üzerine 1877 ilkbaharında tunayı aşarak plevne önlerinde ünlü osman paşa savunması ile karşılaşacaklardı.
bu arada çaykovski de sürekli marş yazma önerileri alacak, yayıncısı peter ivanoviç jürgensonun siparişini, ünlü general skobelevin şerefine besteleyeceği marşı yıllarca unutacak; 1 nisan 1883te ancak bitirdiği re majör taç giyme (coronation) marşı da sinopov adıyla yayımlanacaktı.
daha sonra da, 17 kasım 1885te hukuk öğrencileri için yazdığı re majör hukukçular (jurist) marşı da pek ilgi görmeyecekti. 1893 başında, kuzeni anderei petroviç çaykovskinin kumandanı olduğu 98. piyade alayı için bestelediği askeri marş da unutulacak, yalnızca slav marşı günümüze ulaşacaktı.
önceleri sırp-rus marşı olarak tanınan slav marşının temaları da güney rusya (bugünkü ukrayna) ve sırp halk şarkılarından alınmıştır. ana tema olarak "sunce varko ne fifas jednako" (gel sevgilim, bu sabah neden böyle üzgünsün) adlı sırp ezgisi kullanılmış, orta bölmede ise rus ulusal marşı "tanrı çarı korusun" yer almıştır.
slav marşı fagotlardaki melankolik karakterdeki tema ile bir cenaze marşı havasında, 4/4lük ölçüde, si bemol minör tonda başlar. trompet havayı değiştirir ve rus ulusal marşını duyurur. etkili bir orkestras-yonla, saf slav ritim ve rengiyle görkemle sergilenerek si bemol majör tonda, zafer havasında sona erer.
1875te rusların desteğiyle önce bosna hersekte osmanlı imparatoruluğuna karşı çıkan isyanda ruslar slavların yanında yer alacak, osmanlı ordusunun ayaklanmayı birkaç haftada bastırması üzerine 1877 ilkbaharında tunayı aşarak plevne önlerinde ünlü osman paşa savunması ile karşılaşacaklardı.
bu arada çaykovski de sürekli marş yazma önerileri alacak, yayıncısı peter ivanoviç jürgensonun siparişini, ünlü general skobelevin şerefine besteleyeceği marşı yıllarca unutacak; 1 nisan 1883te ancak bitirdiği re majör taç giyme (coronation) marşı da sinopov adıyla yayımlanacaktı.
daha sonra da, 17 kasım 1885te hukuk öğrencileri için yazdığı re majör hukukçular (jurist) marşı da pek ilgi görmeyecekti. 1893 başında, kuzeni anderei petroviç çaykovskinin kumandanı olduğu 98. piyade alayı için bestelediği askeri marş da unutulacak, yalnızca slav marşı günümüze ulaşacaktı.
ilk yorumu 1888, st. petersburg. besteci eserin çalındığı ilk aylarında hamburg filarmoni derneği başkanı theodor avé-lallement tarafından sürekli olarak orada kalması önerilmiş, bu istek gerçekleşmemiş fakat daha sonra iki ayda tamamlanan senfoni öneriyi yapana adanmıştır.
peter ilyiç çaykovskinin bu yapıtı baştan sona derin acılı duygular, mutsuzluk ve yakarışlarla işlenmiş ve bazı müzik uzmanlarınca “kader senfonisi” olarak yorumlanmıştır.
bölümler
senfoni dört bölümdür:
i. andante – allegro con anima
ii. andante cantabile, con alcuna licenzo
iii. valse. allegro moderato
iv. finale. andante maestoso-allegro vivace
birinci bölüm (andante – allegro con anima) iki klarnetin kalın seslerinden yankılanan melankolik bir ezgiye girer. bir tür “leitmotiv” olan ve tschaikovski tarafından “kader teması” diye adlandırılan bu ezgi her bölümde görünecek, gölgesi tüm yapıyı kapsayacaktır. klarnet ve fagotta beliren ana “tema” biraz iyimserlik katarsa da korkulu düşünceleri silemez, kemanların sunduğu bir yan “tema” ağır ve kuşkulu havayı sürdürür.
ikinci bölüm (andante cantabile, con alcuna licenzo) kornodan yansıyan bir “tema” ile girer. doğu kaynaklı bir dizi süslemeden sonra tekrar belirir. “kader teması” ve duygusal gerilimler acılı bir “coda” ile çözülür.
“üçüncü bölüm (valse. allegro moderato) tatlı ve zarif bir valsle girer, ortadaki figürlerle süslenir, bitişte “kader teması” bu gölgeli mutluluğu büsbütün karartır.
“dördüncü bölüm (finale. andante maestoso-allegro vivace) ağır bir marş temposuyla girer. “kader teması” çabuklaşan, coşan, alabildiğine parıltılı marşı sürükleyerek eseri sonuçlandırır.
peter ilyiç çaykovskinin bu yapıtı baştan sona derin acılı duygular, mutsuzluk ve yakarışlarla işlenmiş ve bazı müzik uzmanlarınca “kader senfonisi” olarak yorumlanmıştır.
bölümler
senfoni dört bölümdür:
i. andante – allegro con anima
ii. andante cantabile, con alcuna licenzo
iii. valse. allegro moderato
iv. finale. andante maestoso-allegro vivace
birinci bölüm (andante – allegro con anima) iki klarnetin kalın seslerinden yankılanan melankolik bir ezgiye girer. bir tür “leitmotiv” olan ve tschaikovski tarafından “kader teması” diye adlandırılan bu ezgi her bölümde görünecek, gölgesi tüm yapıyı kapsayacaktır. klarnet ve fagotta beliren ana “tema” biraz iyimserlik katarsa da korkulu düşünceleri silemez, kemanların sunduğu bir yan “tema” ağır ve kuşkulu havayı sürdürür.
ikinci bölüm (andante cantabile, con alcuna licenzo) kornodan yansıyan bir “tema” ile girer. doğu kaynaklı bir dizi süslemeden sonra tekrar belirir. “kader teması” ve duygusal gerilimler acılı bir “coda” ile çözülür.
“üçüncü bölüm (valse. allegro moderato) tatlı ve zarif bir valsle girer, ortadaki figürlerle süslenir, bitişte “kader teması” bu gölgeli mutluluğu büsbütün karartır.
“dördüncü bölüm (finale. andante maestoso-allegro vivace) ağır bir marş temposuyla girer. “kader teması” çabuklaşan, coşan, alabildiğine parıltılı marşı sürükleyerek eseri sonuçlandırır.
ilk yorumu: 1878, moskova. peter ilyiç çaykovskinin senfoni alanındaki ilk önemli verimidir. çaykovskiye özgü etkili orkestralamasıyla, slav melankolisi yansıtan genel tınısıyla seçkinleşen eser bn. von mecke adanmıştır.
sanatçı, yapısının pek program getirmemesine karşın koruyucusu olan bu kadına yazdığı bir mektupta özetle şu açıklamayı yapmıştır: "senfonimizin bir programı var... bu programı kelimelerle belirtmek olanağı da var kanısındayım ve asıl anlamını, size, evet yalnız size anlatmak isteğindeyim".
bölümler
senfoni dört bölümdür:
i. andante sostenuto: moderato con anima
ii. andatino in modo di canzona
iii. scherzo
iv. finale; allegro con fuoco
birinci bölümün (andante sostenuto: moderato con anima) girişi yapıtın ana düşüncesi ve çekirdeğidir. bu öyle bir güçtür ki tüm heyecanıyla her türlü engeli yıkıp hedefi olan mutluluğa erişebilmek için çırpınır. fakat beri yanda kıskançlık gibi çarpık duygular rahatı ve dengeyi bozar, gök nasıl çoğu zaman bulutluysa onlar da ruhu örter, karartır, zehirler ve tıpkı demoklesin kılıcı gibi tepemizde asılı kalır... bu anda artık gerçekleri unutup hayallere dalmak daha iyi değil midir?
sonra gene birdenbire etkili bir kıvanç dalgası ruha yayılır, ince, tatlı düşler başlar. tüm duygular bu duygulara bağlanmış, karanlık ve acılar unutulmuştur; mutluluk, mutluluk… fakat dedim ya bu düştür ve acı duygular kendilerini eninde sonunda gösterecektir. gene korkunç gerçekler ortadadır, bizleri oradan oraya atan dalgalardan kurtulmanın olanağı yoktur. işte birinci bölümün programı...
ikinci bölüm (andatino in modo di canzona), acının ayrı bir anlatımı. melankolik bir duyguyla ezilir boğuluruz bazen… onu çoğu zaman evimizde yalnızken duyarız. işten yorulmuş, elde kitabımız... kitap bir an düşer, anıların saldırısı başlamıştır. olayların geçip gitmesi, birer anı olarak kalması aslında ne korkunç şey tanrım... bir an düşünür ve yeni bir yaşantıya yönelmek için neşe ve cesaretimizin bile kalmadığını görürüz.
yapılacak şey bu baskı altında hiç olmazsa tatlı anıları bulabilmek, onları yakalamaya çalışmaktır. fakat bu arada ister istemez acı anılar da canlanır, büyük kayıplar geri dönmez, insanlar ve sevgiler birbirine karışır… sonra tümü de uzaklaşmaya koyulur… artık her şey o kadar uzakta, uzaktadır ki… sonsuzluğa doğru sürüklenir gideriz...
üçüncü bölüm (scherzo) sarhoşluğun anlatımıdır desem yalan söylememiş olurum. içtikten sonra bir takım kaprisli arabesklerin hayalimizde oynaştığını sezer, neşelenir veya kederleniriz. nedeni yoktur bunların. nitekim bazen de hiçbir şey düşünmeden kendimizi fantezilerin kucağına atarız. garip şekiller, ilgi çekici hatlar belirir gözümüzde. uzaktan bir asker marşı duyulur... bütün bunların beynimizin kapıldığı karışıklığın belirtisidir. peki, gerçekleri ne yaptık, onlar ne durumda? hiç... anlaşılmaz, parçalanmış, dağılmış.
dördüncü bölüm (finale; allegro con fuoco). eğer benim gibi kolay neşelenmezseniz o halde halkın içine dalınız. işte bir halk bayramı, bir panayır yeri. artık o korkunç güçten kurtuldunuz değil mi? gördünüz mü, yeryüzünde her şey çok karanlık değilmiş. hele benim gibi yalnız ve kederli olanlar için daha kıvanç ve neşe var... basit, saf, temiz… neşelenin, başkalarını da neşelendirin, belki o zaman yaşayabilirsiniz.
sanatçı, yapısının pek program getirmemesine karşın koruyucusu olan bu kadına yazdığı bir mektupta özetle şu açıklamayı yapmıştır: "senfonimizin bir programı var... bu programı kelimelerle belirtmek olanağı da var kanısındayım ve asıl anlamını, size, evet yalnız size anlatmak isteğindeyim".
bölümler
senfoni dört bölümdür:
i. andante sostenuto: moderato con anima
ii. andatino in modo di canzona
iii. scherzo
iv. finale; allegro con fuoco
birinci bölümün (andante sostenuto: moderato con anima) girişi yapıtın ana düşüncesi ve çekirdeğidir. bu öyle bir güçtür ki tüm heyecanıyla her türlü engeli yıkıp hedefi olan mutluluğa erişebilmek için çırpınır. fakat beri yanda kıskançlık gibi çarpık duygular rahatı ve dengeyi bozar, gök nasıl çoğu zaman bulutluysa onlar da ruhu örter, karartır, zehirler ve tıpkı demoklesin kılıcı gibi tepemizde asılı kalır... bu anda artık gerçekleri unutup hayallere dalmak daha iyi değil midir?
sonra gene birdenbire etkili bir kıvanç dalgası ruha yayılır, ince, tatlı düşler başlar. tüm duygular bu duygulara bağlanmış, karanlık ve acılar unutulmuştur; mutluluk, mutluluk… fakat dedim ya bu düştür ve acı duygular kendilerini eninde sonunda gösterecektir. gene korkunç gerçekler ortadadır, bizleri oradan oraya atan dalgalardan kurtulmanın olanağı yoktur. işte birinci bölümün programı...
ikinci bölüm (andatino in modo di canzona), acının ayrı bir anlatımı. melankolik bir duyguyla ezilir boğuluruz bazen… onu çoğu zaman evimizde yalnızken duyarız. işten yorulmuş, elde kitabımız... kitap bir an düşer, anıların saldırısı başlamıştır. olayların geçip gitmesi, birer anı olarak kalması aslında ne korkunç şey tanrım... bir an düşünür ve yeni bir yaşantıya yönelmek için neşe ve cesaretimizin bile kalmadığını görürüz.
yapılacak şey bu baskı altında hiç olmazsa tatlı anıları bulabilmek, onları yakalamaya çalışmaktır. fakat bu arada ister istemez acı anılar da canlanır, büyük kayıplar geri dönmez, insanlar ve sevgiler birbirine karışır… sonra tümü de uzaklaşmaya koyulur… artık her şey o kadar uzakta, uzaktadır ki… sonsuzluğa doğru sürüklenir gideriz...
üçüncü bölüm (scherzo) sarhoşluğun anlatımıdır desem yalan söylememiş olurum. içtikten sonra bir takım kaprisli arabesklerin hayalimizde oynaştığını sezer, neşelenir veya kederleniriz. nedeni yoktur bunların. nitekim bazen de hiçbir şey düşünmeden kendimizi fantezilerin kucağına atarız. garip şekiller, ilgi çekici hatlar belirir gözümüzde. uzaktan bir asker marşı duyulur... bütün bunların beynimizin kapıldığı karışıklığın belirtisidir. peki, gerçekleri ne yaptık, onlar ne durumda? hiç... anlaşılmaz, parçalanmış, dağılmış.
dördüncü bölüm (finale; allegro con fuoco). eğer benim gibi kolay neşelenmezseniz o halde halkın içine dalınız. işte bir halk bayramı, bir panayır yeri. artık o korkunç güçten kurtuldunuz değil mi? gördünüz mü, yeryüzünde her şey çok karanlık değilmiş. hele benim gibi yalnız ve kederli olanlar için daha kıvanç ve neşe var... basit, saf, temiz… neşelenin, başkalarını da neşelendirin, belki o zaman yaşayabilirsiniz.
çaykovski 2. senfonisine kamenkadaki çiftlikte, 1872 yılının haziran ayında başladı, ağustosta ussovada tamamladı; ekim ayında da orkestrasyonunu yaptı. imparatorluk rus müziği derneğinin moskova şubesine ithaf edilen eser moskovada ilk kez 18 ocak 1873te nikolay rubinstein yönetiminde seslendirilmiş, ve başarı kazandığı için de, genel istek üzerine 7 şubatta tekrarlanmıştır.
eserde temaların çoğu folklordan, özelikle ukrayna ezgilerinden alındığı için müzik eleştirmeni ve konservatuvarda profesör olan (sonradan çaykovskinin anılarını da yayımlayan) nikola kaşkin (1839-1909) 2. senfoniye "küçük rus" adını taktı.
peter ilyiç çaykovskinin 1881de tekrar elden geçirdiği 2. senfoni gerçekten de onun senfonileri içinde en ulusal olanı, halk ezgilerinin en çok kullanılanıdır. besteci de eserini yazarken simetrik bir formda olmasına çok dikkat ettiğini ve sonuçtan memnun kaldığını, özellikle finali beğendiğini belirtmiştir.
bölümler
senfoni dört bölümdür:
i. andante sostenuto
ii. andantino marciale, guasi moderato
iii. allegro molto vivace
iv. moderato assai
1. bölüm do minör tonda, 4/4 lük ölçüde, ağırca ve tutumlu (andante sostenuto) tempoda bir giriş (introduction) ile başlar; hüzünlü, ağıt benzeri uzun girişte bir volga şarkısı duyulur. neşeli ve canlı (allegro vivo) tempodaki asıl bölmede ise temayı kemanlar, diğer yaylı çalgıların eşliğinde duyurur. burada volga şarkısı kontrpuan oluşturur.
ikinci tema ise, tüm orkestradaki gelişimden sonra, klarnet ve fagotun eşliğinde obua tarafından sunulur, sonra viyola ve viyolonsellere geçerken keman ezgisel (cantabile) bir karşıt temayla katılır. kısa ve fantezi tarzında bir bölmeden sonra da tekrar (reprise) başlar ve coda ile girişteki ezginin anımsanması ile bölüm sona erer.
2. bölüm yine do minör tonda, 4/4 lük ölçüde, ağırca bir marş olarak, orta hızda gibi (andantino marciale, guasi moderato) tempoda başlar. çaykovski burada, 1869da yazdığı, sonra da yok ettiği, ancak bir-iki fragmanı günümüze kalan undine operasından aldığı marş temasını kullanır ve temayı timpaninin eşliğinde klarnet ve fagotlarla duyurur. ikinci temayı ise birinci kemanlar süsleyerek sunar ve klarinetle fagotlar onu cevaplar. bu iki tema büyük bir ustalıkla birbiri içine karışır. bölüm yine timpani vuruşları eşliğinde, girişteki gibi biter.
3. bölüm yine aynı tonalitede, 3/8lik ölçüde, çabuk ve çok canlı (allegro molto vivace) tempoda bir scherzodur. çaykovskinin şakacı yönünü de gösteren armonik ve ritmik sürprizleri de içerir. birinci temayı birinci kemanlar sunar ve ikinci kemanlara viyolaların kromatik pasajı, yine birinci kemanlara ikinci temayı sunma fırsatı verir.
gelişimden sonra tekrar beliren birinci temadan sonra 2/8 lik ölçüde ilginç ritimle çocuksu doğallıktaki trio bölmesi başlar. ustaca işlenen tema tahta üflemeliler ve korno ile duyurulur. bölüm scherzonun tekrarı ve coda ile sona erer.
4. bölüm do majör tonda, 2/4 lük ölçüde, olabildiğince orta hızlı (moderato assai) tempodaki finale, senfoninin en parlak bölümüdür. önce, ukrayna halk ezgisi olan turna şarkısının teması törensel bir girişten sonra birinci kemanlarla sunulur.
yine birinci kemanlarla duyurulan ikinci tema ise çaykovskinindir. armonik yeniliklerle sergilenen bu iki tema bir passacaglia gibi varyasyonlarla işlenir ve çok parlak bir bitiriş pasajı (stretta) ile, olağanüstü bir orkestrasyonla senfoni sona erer.
genellikle çaykovskinin eserlerini pek beğenmeyen, her birine acımasızca ayrı bir bahane bulan ünlü eleştirmen ve besteci césar cui (1835-1918) bile 2. senfoniyi takdir etmiş, "rusyada müzik" adlı kitabında "muhteşem" olarak tanımlamıştır.
tüm bunlara karşın senfoni 1954 yılına kadar basılmamış, çaykovskinin 1880de dört el piyano versiyonu olarak uyguladığı senfoni, bu şekliyle 12 şubat 1881de ilk kez petersburgda çalındıktan sonra, yine aynı yıl, aynı kentte yayımlanmıştır.
eserde temaların çoğu folklordan, özelikle ukrayna ezgilerinden alındığı için müzik eleştirmeni ve konservatuvarda profesör olan (sonradan çaykovskinin anılarını da yayımlayan) nikola kaşkin (1839-1909) 2. senfoniye "küçük rus" adını taktı.
peter ilyiç çaykovskinin 1881de tekrar elden geçirdiği 2. senfoni gerçekten de onun senfonileri içinde en ulusal olanı, halk ezgilerinin en çok kullanılanıdır. besteci de eserini yazarken simetrik bir formda olmasına çok dikkat ettiğini ve sonuçtan memnun kaldığını, özellikle finali beğendiğini belirtmiştir.
bölümler
senfoni dört bölümdür:
i. andante sostenuto
ii. andantino marciale, guasi moderato
iii. allegro molto vivace
iv. moderato assai
1. bölüm do minör tonda, 4/4 lük ölçüde, ağırca ve tutumlu (andante sostenuto) tempoda bir giriş (introduction) ile başlar; hüzünlü, ağıt benzeri uzun girişte bir volga şarkısı duyulur. neşeli ve canlı (allegro vivo) tempodaki asıl bölmede ise temayı kemanlar, diğer yaylı çalgıların eşliğinde duyurur. burada volga şarkısı kontrpuan oluşturur.
ikinci tema ise, tüm orkestradaki gelişimden sonra, klarnet ve fagotun eşliğinde obua tarafından sunulur, sonra viyola ve viyolonsellere geçerken keman ezgisel (cantabile) bir karşıt temayla katılır. kısa ve fantezi tarzında bir bölmeden sonra da tekrar (reprise) başlar ve coda ile girişteki ezginin anımsanması ile bölüm sona erer.
2. bölüm yine do minör tonda, 4/4 lük ölçüde, ağırca bir marş olarak, orta hızda gibi (andantino marciale, guasi moderato) tempoda başlar. çaykovski burada, 1869da yazdığı, sonra da yok ettiği, ancak bir-iki fragmanı günümüze kalan undine operasından aldığı marş temasını kullanır ve temayı timpaninin eşliğinde klarnet ve fagotlarla duyurur. ikinci temayı ise birinci kemanlar süsleyerek sunar ve klarinetle fagotlar onu cevaplar. bu iki tema büyük bir ustalıkla birbiri içine karışır. bölüm yine timpani vuruşları eşliğinde, girişteki gibi biter.
3. bölüm yine aynı tonalitede, 3/8lik ölçüde, çabuk ve çok canlı (allegro molto vivace) tempoda bir scherzodur. çaykovskinin şakacı yönünü de gösteren armonik ve ritmik sürprizleri de içerir. birinci temayı birinci kemanlar sunar ve ikinci kemanlara viyolaların kromatik pasajı, yine birinci kemanlara ikinci temayı sunma fırsatı verir.
gelişimden sonra tekrar beliren birinci temadan sonra 2/8 lik ölçüde ilginç ritimle çocuksu doğallıktaki trio bölmesi başlar. ustaca işlenen tema tahta üflemeliler ve korno ile duyurulur. bölüm scherzonun tekrarı ve coda ile sona erer.
4. bölüm do majör tonda, 2/4 lük ölçüde, olabildiğince orta hızlı (moderato assai) tempodaki finale, senfoninin en parlak bölümüdür. önce, ukrayna halk ezgisi olan turna şarkısının teması törensel bir girişten sonra birinci kemanlarla sunulur.
yine birinci kemanlarla duyurulan ikinci tema ise çaykovskinindir. armonik yeniliklerle sergilenen bu iki tema bir passacaglia gibi varyasyonlarla işlenir ve çok parlak bir bitiriş pasajı (stretta) ile, olağanüstü bir orkestrasyonla senfoni sona erer.
genellikle çaykovskinin eserlerini pek beğenmeyen, her birine acımasızca ayrı bir bahane bulan ünlü eleştirmen ve besteci césar cui (1835-1918) bile 2. senfoniyi takdir etmiş, "rusyada müzik" adlı kitabında "muhteşem" olarak tanımlamıştır.
tüm bunlara karşın senfoni 1954 yılına kadar basılmamış, çaykovskinin 1880de dört el piyano versiyonu olarak uyguladığı senfoni, bu şekliyle 12 şubat 1881de ilk kez petersburgda çalındıktan sonra, yine aynı yıl, aynı kentte yayımlanmıştır.
peter ilyiç çaykovskinin 1868de bestelediği 1. senfoni, bruckner ve mahlerin biçimsel yapısını andırır ve schumann gibi büyük ve zengin bir final hazırlar. rus müziğindeki ilk senfonilerden (rimski-korsakov 1865, borodin 1867) sonra yazılan ve ilk kez 15 şubat 1868de nikolay rubinstein yönetiminde moskovada yorumlanan bu esere çaykovski kış düşü adım vermiş ve kış örtüsündeki rus doğasına olan sevgisini canlandırmak istemiştir. 1866da moskova konservatuvarına öğretmen atandığı yıllarda bu senfoni üzerinde çalışmaya başlamış, mayıs-kasım arasında orkestrasyonu tamamlamış ve eserini anton rubinsteina göstermiş, ancak beğendirememişti.
çaykovski yedi senfoni ve bir de manfred adlı senfonik şiir yazmasına karşın, kendini yaradılış bakımından senfoniye yatkın hissetmiyordu; hattâ 4. senfonisini beethovenin 5. senfonisiyle kıyasladıklarında bunu şiddetle reddetmişti. onun en ince duygularla, en şiddetli patlamalara yer vererek yazdığı senfonileri, asyanın vahşiliğiyle batı kültürünü bir arada kullanması yüzünden pek çok eleştiri almıştı.
çaykovski senfoninin, petersburg konservatuvarındaki öğrenciliği döneminden kalma do diyez minör piyano sonatından aldığı, scherzo bölümünü çaldırmak için müdürün kardeşi, piyanist ve şef nikolay rubinsteini ikna etmiş, ama bu yorum da başarısız olmuştu. 1867 şubatında petersburgdaki günleri rimski-korsakov anılarında şöyle anlatır: "... tanıştığımız ilk akşam balakirevin ricası üzerine sol minör senfoninin birinci bölümünü çaldı ve beğenimizi kazandı..."
bölümler
tümünün ilk çalınışında büyük başarı kazanan senfoni dört bölümden oluşur.
i allegro tranquillo
ii adagio cantabile ma non tanto
iii scherzo (allegro scherzando giocoso)
iv finale (andante lugubre-allegro maestoso)
2/4lük ölçüdeki 1. bölüm sakin bir neşede (allegro tranquillo), flüt ve fagotun halk ezgisi benzeri bir melodiyi, yaylı çalgıların tremolo eşliğinde sunuşuyla başlar. kar altındaki uçsuz bucaksız rus bozkırlarında bir yolculuğun hülyaları sergilenir...
4/4lük ölçüdeki 2. bölüm fazla ağır olmayan ve şarkı söyler (adagio cantabile ma non tanto) biçimde sunulur. ana temayı sürdinli yaylı çalgılar duygulu bir halk şarkısı gibi duyurur. burada kullanılan tematik malzeme, bestecinin aleksander ostrovskinin fırtına adlı dramı için 1864te yazdığı bir uvertürden alınmıştır. bu bölüm özellikle flüt ve obuanın sololarıyla seçkinleşir ve kornoların kuartet biçimindeki ilginç kullanımı dikkat çeker...
3/8lik ölçüdeki 3. bölüm, çabuk ve oyuncu (allegro scherzando giocoso) bir scherzodur. mendelssohnun scherzolarını anımsatan biçimde coşar. bölümün trio kısmı ise sevimli bir valse dönüşür: bu, çaykovskinin ilerde pek çok müzikseveri büyüleyeceği ünlü valslerinden belki de ilkidir...
4/4lük ölçüdeki 4. bölüm, ağırca tempoda karamsar ve gerilimli (andante lugubre) bir bölmeyle, ağır bir rus halk şarkısıyla (bahçeler çiçeklendi) başlar. bu, başlangıçtan sonraki canlı ve görkemli (allegro maestoso) bölmeyle önemli bir karşıtlık oluşturur. füg biçiminde işlenmiş olan bu bölme, bazı eleştirmenlerce pek başarılı bulunmasa bile, çaykovski bu finali, birçok olgunluk eserinden bile daha iyi bulur.
çaykovski yedi senfoni ve bir de manfred adlı senfonik şiir yazmasına karşın, kendini yaradılış bakımından senfoniye yatkın hissetmiyordu; hattâ 4. senfonisini beethovenin 5. senfonisiyle kıyasladıklarında bunu şiddetle reddetmişti. onun en ince duygularla, en şiddetli patlamalara yer vererek yazdığı senfonileri, asyanın vahşiliğiyle batı kültürünü bir arada kullanması yüzünden pek çok eleştiri almıştı.
çaykovski senfoninin, petersburg konservatuvarındaki öğrenciliği döneminden kalma do diyez minör piyano sonatından aldığı, scherzo bölümünü çaldırmak için müdürün kardeşi, piyanist ve şef nikolay rubinsteini ikna etmiş, ama bu yorum da başarısız olmuştu. 1867 şubatında petersburgdaki günleri rimski-korsakov anılarında şöyle anlatır: "... tanıştığımız ilk akşam balakirevin ricası üzerine sol minör senfoninin birinci bölümünü çaldı ve beğenimizi kazandı..."
bölümler
tümünün ilk çalınışında büyük başarı kazanan senfoni dört bölümden oluşur.
i allegro tranquillo
ii adagio cantabile ma non tanto
iii scherzo (allegro scherzando giocoso)
iv finale (andante lugubre-allegro maestoso)
2/4lük ölçüdeki 1. bölüm sakin bir neşede (allegro tranquillo), flüt ve fagotun halk ezgisi benzeri bir melodiyi, yaylı çalgıların tremolo eşliğinde sunuşuyla başlar. kar altındaki uçsuz bucaksız rus bozkırlarında bir yolculuğun hülyaları sergilenir...
4/4lük ölçüdeki 2. bölüm fazla ağır olmayan ve şarkı söyler (adagio cantabile ma non tanto) biçimde sunulur. ana temayı sürdinli yaylı çalgılar duygulu bir halk şarkısı gibi duyurur. burada kullanılan tematik malzeme, bestecinin aleksander ostrovskinin fırtına adlı dramı için 1864te yazdığı bir uvertürden alınmıştır. bu bölüm özellikle flüt ve obuanın sololarıyla seçkinleşir ve kornoların kuartet biçimindeki ilginç kullanımı dikkat çeker...
3/8lik ölçüdeki 3. bölüm, çabuk ve oyuncu (allegro scherzando giocoso) bir scherzodur. mendelssohnun scherzolarını anımsatan biçimde coşar. bölümün trio kısmı ise sevimli bir valse dönüşür: bu, çaykovskinin ilerde pek çok müzikseveri büyüleyeceği ünlü valslerinden belki de ilkidir...
4/4lük ölçüdeki 4. bölüm, ağırca tempoda karamsar ve gerilimli (andante lugubre) bir bölmeyle, ağır bir rus halk şarkısıyla (bahçeler çiçeklendi) başlar. bu, başlangıçtan sonraki canlı ve görkemli (allegro maestoso) bölmeyle önemli bir karşıtlık oluşturur. füg biçiminde işlenmiş olan bu bölme, bazı eleştirmenlerce pek başarılı bulunmasa bile, çaykovski bu finali, birçok olgunluk eserinden bile daha iyi bulur.
çaykovski, ilk önemli senfonik eseri olan bu fantezi uvertürü, rus beşleri adlı grubun lideri olan balakirevin öğüdü ve öngördüğü plan üzerine, 1869da yazdı. belçikalı soprano desirée arot ile sonu düş kırıklığıyla biten aşkın umutsuzluğuyla 29 yaşındaki peter ilyiç çaykovski, konuyu shakespearein aynı isimli trajedisinden alarak, büyük bir duygusallıkla bestelemiş, ancak 16 mart 1870te moskovadaki ilk seslendirilişi müzikseverlerce iyi karşılanmamıştı.
ikinci versiyon da 1871de önce berlinde yayımlandı ve ertesi yıl 17 şubat 1872de st. petersburgda ilk kez seslendirildi ve pek ilgi görmedi. bunun üzerine eseriyle 10 yıl daha uğraşan besteci, 10 eylül 1880de ona bugün çalınan şeklini vermiş, ancak opus numarasını belirlememiştir.
bu arada kendi de shakespearein kral leari için sahne müziği bestelemiş olan balakirevin öğütlerine (mektuplarında belirttiği gibi) tam uymamış, eserde kendi istediği düzeltmeleri yapmıştı. bu üçüncü versiyon ilk kez 1 mayıs 1886da tifliste çalındı.
önceleri viyanada hans richter, pariste jules pasteloup gibi ünlü şeflerin önayak oldukları konserlerde başarı kazanamayan, fakat zamanla sevilen eserde, 1840larda temeli liszt tarafından atılan senfonik şiir geleneğine uyulmuş; ancak trajedi bütünüyle alınmayıp önemli karakterler sembolize edilmiştir.
fantezi uvertürün pek ağır olmayan, ortak hızdaki (andante non tanto quasi) törensel girişi rahip lorenzoyu simgeleyen ciddi temayla başlar. bunu izleyen canlı bölme şen ve ılımlı (allegro giusto) tempoda iki düşman aile montegu ile kapuletlerin düellosunu anlatır.
sert akorlar düelloyu, zillerle elde edilen ani vuruşlar kılıçların çarpışmasını gergin bir havada yansıtır. daha sonra iki sevgilinin, romeo ve jülyetin aşk teması korno ve fagotların eşliğinde, özellikle ingiliz kornosunun ve sürdinli viyolaların duyurduğu zarif ve ateşli ezgiyle orkestrada duygulu bir şarkıya dönüşür.
ancak fagot, gelecekteki felaketi haber verir gibidir. rahip lorenzonun teması ve düşman ailelerin kindar çarpışması tekrar belirir. iki sevgilinin tradejisi ağır ve hüzünlü bir havayla (moderato assai) duyulurken, çaykovskinin burada dinleyiciyi daha da çok etkileyebilmek için kullandığı, kaderin darbelerini anımsatan güçlü timpani vuruşları arasında ölüme, mutsuz sona ulaşır.
ikinci versiyon da 1871de önce berlinde yayımlandı ve ertesi yıl 17 şubat 1872de st. petersburgda ilk kez seslendirildi ve pek ilgi görmedi. bunun üzerine eseriyle 10 yıl daha uğraşan besteci, 10 eylül 1880de ona bugün çalınan şeklini vermiş, ancak opus numarasını belirlememiştir.
bu arada kendi de shakespearein kral leari için sahne müziği bestelemiş olan balakirevin öğütlerine (mektuplarında belirttiği gibi) tam uymamış, eserde kendi istediği düzeltmeleri yapmıştı. bu üçüncü versiyon ilk kez 1 mayıs 1886da tifliste çalındı.
önceleri viyanada hans richter, pariste jules pasteloup gibi ünlü şeflerin önayak oldukları konserlerde başarı kazanamayan, fakat zamanla sevilen eserde, 1840larda temeli liszt tarafından atılan senfonik şiir geleneğine uyulmuş; ancak trajedi bütünüyle alınmayıp önemli karakterler sembolize edilmiştir.
fantezi uvertürün pek ağır olmayan, ortak hızdaki (andante non tanto quasi) törensel girişi rahip lorenzoyu simgeleyen ciddi temayla başlar. bunu izleyen canlı bölme şen ve ılımlı (allegro giusto) tempoda iki düşman aile montegu ile kapuletlerin düellosunu anlatır.
sert akorlar düelloyu, zillerle elde edilen ani vuruşlar kılıçların çarpışmasını gergin bir havada yansıtır. daha sonra iki sevgilinin, romeo ve jülyetin aşk teması korno ve fagotların eşliğinde, özellikle ingiliz kornosunun ve sürdinli viyolaların duyurduğu zarif ve ateşli ezgiyle orkestrada duygulu bir şarkıya dönüşür.
ancak fagot, gelecekteki felaketi haber verir gibidir. rahip lorenzonun teması ve düşman ailelerin kindar çarpışması tekrar belirir. iki sevgilinin tradejisi ağır ve hüzünlü bir havayla (moderato assai) duyulurken, çaykovskinin burada dinleyiciyi daha da çok etkileyebilmek için kullandığı, kaderin darbelerini anımsatan güçlü timpani vuruşları arasında ölüme, mutsuz sona ulaşır.
johannes brahms, 4. senfonisini avusturyanın steiermark bölgesindeki mürzzuschlag kasabasında tatil yaptığı 1884 ve 1885in yaz aylarında bestelemiştir. ancak başlangıçta dostları bile tepki göstermiş, piyano düzenlemesini dinleyen, acı dilli eleştirmen eduard hanslick ilk bölüm allegro için şöyle demiştir: "tüm bölüm boyunca, zeki fakat çekilmez iki kişi tarafından dövüldüğüm hissine kapıldım."
buna karşılık, brahmsın eserlerini inceleyerek düşüncelerini mektuplarla belirten öğrencisi ve yakın dostu, amatör piyanist elizabeth von herzogenberg (1848-92) daha gerçekçi hüküm vermiştir: "temalar ve kontrpuan yönünden çok ince düşünülerek, o kadar derine inilmiş ki, ancak üstün vasıflı dinleyicilerin anlayabilecekleri ayrıntılar, geniş kitlelerin kapasitesini aşmış ve böylece ulaşılmak istenen gayenin duygusal etkisi gözden kaçmış..."
brahms da, belki çevresinin eleştirilerini düşünerek, eserin ilk yorumu için viyana yerine küçük bir kasabayı seçmiştir. hans von bülowun gözetiminde çalışan deneyimli bir saray orkestrasına sahip olan meiningende 25 ekim 1885 günü senfonisini ilk kez kendi yönetmiş ve büyük başarı kazanmış, hatta beethovenden beri en görkemli scherzo olarak kabul edilen üçüncü bölüm tekrarlanmıştır. bunun üzerine bu orkestrayla hemen turneye çıkan brahms, almanya ve hollandada konserler vermiştir.
bölümler
eser yaklaşık 40 dakikadır ve 4 bölümden oluşur:
i. allegro non troppo (mi minor)
ii. andante moderato (mi minor/mi major)
iii. allegro giocoso (do major)
iv. allegro energico e passionato (mi minor)
ilk bölüm 4/4lük ölçüde, mi minör tonda, pek hızlı olmayan (allegro non troppo) tempoda, kemanların girişe bir gereksinme duymadan 20 mezür boyunca sundukları, geniş ve duygulu bir balad benzeri ana temayla başlar. tahta üfleme çalgılar temanın bölmelerini, soru-cevap şeklinde yankılanırmış gibi, kanon benzeri ve enerjik olarak duyurur. kornolar armoniyi pekiştirir; bas yaylılar ritmik yönü vurgular.
her çalgı bilinçle, verilen görevleri canla başla yürütür; tema her kez değişik eşlikle sunulur. romantik olmasına karşın, kahramanlığı ve şövalye ruhunu yansıtan ikinci temadan önce, yan temalar da sergilenir. karşıtlığı güçlendiren duygulu viyolonsel motifi özellikle ilgi çeker. kısa serimden (exposition) sonraki tekrarda, tema güçlü olarak anıtsal biçimde duyurulur ve bölümün zirvesi oluşur.
2. bölüm 6/8lik ölçüde, mi majör tonda ağırca ve ılımlı (andante moderato) tempoda, ön plandaki kornoların duyurduğu, sanki orta çağdan kalmış karanlık bir balad ile başlar. birinci bölümden motifler kısaca anımsanır. orta bölmede viyolonsellerin ana temayla ilişkili duygulu teması, kemanların gizemli motiflerle ördükleri figürlerle işlenir.
2/4lük ölçüde, çabuk ve şakrak (allegro giocoso) tempoda giren 3. bölüm, yine e. von herzogenbergin anlatımıyla "tatlı ve zarif şölenden sonra gelen, sert ve güçlü mizacına alışmak için bir soluk gerektiren, ancak kısa sürede oynaklığına ve hızına insanın yürekten kapıldığı scherzo", gerçekten de brahmsın bir benzerini daha yazmadığı türdendir. vahşice, şeytani bir şakacılıkla gelişen tema yine birinci bölümden kaynaklanır.
brahmsın burada ek olarak kullandığı pikolo flüt, kontrfagot, üç timpani, üçgen ve tiz sesli do klarnet sıçrayarak ilerleyen, her türlü nüansı deneyen, tutkulu anlardan duygusallığa, fısıldayışlara bile uzanarak gelişen bölümde, hiçbir zaman azalmayan gerilimi yansıtmakta yardımcı olur. biraz daha az hızlı (poco meno presto) tempodaki bölmede ise, birinci bölümün kahramanlık motifini korno ve fagotlar sunar.
varyasyon sanatının bir zirvesi olarak kabul edilen ve 3/4lük ölçüde giren 4. bölüm, enerjik ve tutkulu çabukluktaki (allegro energico e passionato) bir tempoda, korno ve trombonların sunduğu temayla başlar. brahms, bachın sekiz mezürlük küçük bir passacaglia temasını birbirine bağlı 30 varyasyonla geliştirerek barok form chaconne ile sonat formunu kaynaştırır; bazen baslarda, bazen melodi olarak, bazen orta seslerde duyurarak güç bir görevi yerine getirir.
ayrıca varyasyonları da bir sonat formunda düzenlemiştir: ilk 11 varyasyon sonatın enerjik ana bölümünü; onu izleyen dört varyasyon lirik bölmeyi; 16. varyasyonda tekrar duyulan özgün tema, heyecanlı geliştirim (developpement) bölmesine uzanışı; 23., 24. ve 25. varyasyonlar ise ilk üçe dönerek tekrar (reprise) bölmesini belirler. codaya dönüşen 30. varyasyonla sert orkestra akorları eseri sona erdirir.
buna karşılık, brahmsın eserlerini inceleyerek düşüncelerini mektuplarla belirten öğrencisi ve yakın dostu, amatör piyanist elizabeth von herzogenberg (1848-92) daha gerçekçi hüküm vermiştir: "temalar ve kontrpuan yönünden çok ince düşünülerek, o kadar derine inilmiş ki, ancak üstün vasıflı dinleyicilerin anlayabilecekleri ayrıntılar, geniş kitlelerin kapasitesini aşmış ve böylece ulaşılmak istenen gayenin duygusal etkisi gözden kaçmış..."
brahms da, belki çevresinin eleştirilerini düşünerek, eserin ilk yorumu için viyana yerine küçük bir kasabayı seçmiştir. hans von bülowun gözetiminde çalışan deneyimli bir saray orkestrasına sahip olan meiningende 25 ekim 1885 günü senfonisini ilk kez kendi yönetmiş ve büyük başarı kazanmış, hatta beethovenden beri en görkemli scherzo olarak kabul edilen üçüncü bölüm tekrarlanmıştır. bunun üzerine bu orkestrayla hemen turneye çıkan brahms, almanya ve hollandada konserler vermiştir.
bölümler
eser yaklaşık 40 dakikadır ve 4 bölümden oluşur:
i. allegro non troppo (mi minor)
ii. andante moderato (mi minor/mi major)
iii. allegro giocoso (do major)
iv. allegro energico e passionato (mi minor)
ilk bölüm 4/4lük ölçüde, mi minör tonda, pek hızlı olmayan (allegro non troppo) tempoda, kemanların girişe bir gereksinme duymadan 20 mezür boyunca sundukları, geniş ve duygulu bir balad benzeri ana temayla başlar. tahta üfleme çalgılar temanın bölmelerini, soru-cevap şeklinde yankılanırmış gibi, kanon benzeri ve enerjik olarak duyurur. kornolar armoniyi pekiştirir; bas yaylılar ritmik yönü vurgular.
her çalgı bilinçle, verilen görevleri canla başla yürütür; tema her kez değişik eşlikle sunulur. romantik olmasına karşın, kahramanlığı ve şövalye ruhunu yansıtan ikinci temadan önce, yan temalar da sergilenir. karşıtlığı güçlendiren duygulu viyolonsel motifi özellikle ilgi çeker. kısa serimden (exposition) sonraki tekrarda, tema güçlü olarak anıtsal biçimde duyurulur ve bölümün zirvesi oluşur.
2. bölüm 6/8lik ölçüde, mi majör tonda ağırca ve ılımlı (andante moderato) tempoda, ön plandaki kornoların duyurduğu, sanki orta çağdan kalmış karanlık bir balad ile başlar. birinci bölümden motifler kısaca anımsanır. orta bölmede viyolonsellerin ana temayla ilişkili duygulu teması, kemanların gizemli motiflerle ördükleri figürlerle işlenir.
2/4lük ölçüde, çabuk ve şakrak (allegro giocoso) tempoda giren 3. bölüm, yine e. von herzogenbergin anlatımıyla "tatlı ve zarif şölenden sonra gelen, sert ve güçlü mizacına alışmak için bir soluk gerektiren, ancak kısa sürede oynaklığına ve hızına insanın yürekten kapıldığı scherzo", gerçekten de brahmsın bir benzerini daha yazmadığı türdendir. vahşice, şeytani bir şakacılıkla gelişen tema yine birinci bölümden kaynaklanır.
brahmsın burada ek olarak kullandığı pikolo flüt, kontrfagot, üç timpani, üçgen ve tiz sesli do klarnet sıçrayarak ilerleyen, her türlü nüansı deneyen, tutkulu anlardan duygusallığa, fısıldayışlara bile uzanarak gelişen bölümde, hiçbir zaman azalmayan gerilimi yansıtmakta yardımcı olur. biraz daha az hızlı (poco meno presto) tempodaki bölmede ise, birinci bölümün kahramanlık motifini korno ve fagotlar sunar.
varyasyon sanatının bir zirvesi olarak kabul edilen ve 3/4lük ölçüde giren 4. bölüm, enerjik ve tutkulu çabukluktaki (allegro energico e passionato) bir tempoda, korno ve trombonların sunduğu temayla başlar. brahms, bachın sekiz mezürlük küçük bir passacaglia temasını birbirine bağlı 30 varyasyonla geliştirerek barok form chaconne ile sonat formunu kaynaştırır; bazen baslarda, bazen melodi olarak, bazen orta seslerde duyurarak güç bir görevi yerine getirir.
ayrıca varyasyonları da bir sonat formunda düzenlemiştir: ilk 11 varyasyon sonatın enerjik ana bölümünü; onu izleyen dört varyasyon lirik bölmeyi; 16. varyasyonda tekrar duyulan özgün tema, heyecanlı geliştirim (developpement) bölmesine uzanışı; 23., 24. ve 25. varyasyonlar ise ilk üçe dönerek tekrar (reprise) bölmesini belirler. codaya dönüşen 30. varyasyonla sert orkestra akorları eseri sona erdirir.
johannes brahmsın 1855te taslaklarını hazırladığı, ancak 20 yıl sonra, 1876da tamamlayabildiği ilk senfonisi armoni zenginliği, dramatik ve lirik unsurların ustaca değerlendirilişi, duygusal yoğunluğu ve besteciye özgü anlatım özellikleriyle onun en iyi eserlerindendir.
ünlü orkestra şefi hans von bülow bu senfoniyi onuncu olarak adlandırmış ve dokuz senfoni yazan beethoveni ima etmek istemiştir. gerçekten de brahms, yıllarca ludwig van beethovenin büyüklüğünün etkisini duyarak yaşamış, bu yüzden ilk senfonik eserini yazmakta gecikmiştir. çoğu kez beethovenin do minör senfonisine benzetilen eserin dramatik ve patetik karakterli başlangıcı, parlak ve yaşama bağlı finale dönüşür. girişte duyulan ana tema, beethovenin 5. senfonisindeki gibi, bütün senfoninin ana fikridir.
bölümler:
eser şu dört bölümden oluşur:
i. un poco sostenuto – allegro – meno allegro (do minor)
ii. andante sostenuto (mi major)
iii. un poco allegretto e grazioso (la-bemol major)
iv. adagio – più andante – allegro non troppo, ma con brio – più allegro (d major)
ilk kez 4 kasım 1876da karlsruhede otto dessoff yönetimindeki kent orkestrasınca seslendirilen senfoninin 1. bölümü, 6/8lik ölçüde ve do minör tondaki çekingen tempolu, ancak görkemli (un poco sos-tenuto) bir girişle başlar. timpani ve kontrbasların uzayan sesleri eşliğinde yarım tonlu (kromatik) olarak keman ve viyolonsellerle gelişen motif, senfoninin çekirdeğidir.
yaylıların sunduğu temadan sonra kısa bir geçişle çabuk bölmeye, allegroya ulaşılır. yine kromatik seslerin kullanılışı birinci temayı belirler. obuaların duyurduğu yalvaran ezgi ise ikinci temadır. klarnet ve kornoyla süren tema, yaylı çalgıların sert motifiyle kesilir. bu kez majör tonda beliren son, bu anlaşmazlığı gidermiş, ferahlık getirmiş gibidir.
mi majör tonda ve 3/4lük ölçüdeki 2. bölümde (andante sostenuto) barışçı ve sakin bir hava hâkimdir. birinci bölümün kromatik seslerinin yarattığı huzursuzluk yavaş yavaş kaybolur. obuanın şarkısına korno ve solo keman da katılır. huzursuz yükselişle tekrara geçilir. codada ise renkli orkestral yapıda solo keman önder olur.
la bemol majör tonda ve 2/4lük ölçüdeki 3. bölüm, zarif ve biraz çabukça (un poco allegretto e grazioso) tempoda, beethoven senfonilerindeki scherzo havasındaki üçüncü bölümün aksine brahmsa özgü sakin, sevimli ve şen tablolar çizer. tahta üfleme ve yaylı çalgılar arasındaki diyalogla zarif tarzda, 6/8lik ölçüde, si majör tondaki trioda beliren hava daha da sakindir. ancak temaların birleşip ayrıldığı, bir oda müziği güzelliğiyle çalgılara eşit olanaklar sağlayan bölüm, sanki bir çözüm bekler: birinci bölümün ciddi kromatik teması yeniden belirmiş, sorunlar çözülmemiştir.
4/4lük ölçüdeki 4. bölüm ağır (adagio) - daha ağırca (più andante) - parlak ama o kadar hızlı değil (allegro ma non troppo ma con brio) - daha çabuk (piü allegro) tempo değişiklikleriyle istenen cevabı getirir. üç bölmeli final, birinci bölümü hatırlatan trajik gerilimle başlar. sinirli pizzicatolar, tahta üfleme çalgılarda duyulan tutkulu resitatif ve bunu izleyen timpaninin güçlü girişi daha sonra kaybolur; orkestra sanki nefes almaktadır.
bölümün andantesinde orkestranın zarif ve ancak işitilen tremolosu eşliğinde kornonun basit ve enerjik ezgisi, brahmsın clara schumanna doğum günü nedeniyle açıkladığı halk şarkısı "also blus das alphorn heut" (işte alp kornosu üflüyor bugün) -do minör tonda- duyulur. flüt de neşeyle buna katılır. trombonlar da yansıyan koral biçimindeki kısa geçit bu neşeli atmosferi destekler.
kornonun canlı ezgisinin tekrar duyulmasıyla finalin allegro bölmesine geçilir. beethovenin 9. senfonisinin neşeye övgü koralini anımsatan ana tema hemen girer. ezgi aynı neşeli karakterde yan temalarla gelişir. karanlık güçler yenilmiştir; zaferi belirleyen neşeli ritimdeki melodi kemanların güzel sonoriteli sol telinde kuvvetle yansır. adagionun minör tondaki karanlık teması, majörde bütün parlaklığıyla belirir. yine adagiodaki sinirli pizzicato ve allegro non troppodaki basit korno ezgisi bu kez majör tonda zirveye ulaşmakta, neşeye hizmet etmektedir. eser, bitişi hazırlayan bu coşku ve parlak tempo hızlanmasıyla (stretta) son bulur.
ünlü orkestra şefi hans von bülow bu senfoniyi onuncu olarak adlandırmış ve dokuz senfoni yazan beethoveni ima etmek istemiştir. gerçekten de brahms, yıllarca ludwig van beethovenin büyüklüğünün etkisini duyarak yaşamış, bu yüzden ilk senfonik eserini yazmakta gecikmiştir. çoğu kez beethovenin do minör senfonisine benzetilen eserin dramatik ve patetik karakterli başlangıcı, parlak ve yaşama bağlı finale dönüşür. girişte duyulan ana tema, beethovenin 5. senfonisindeki gibi, bütün senfoninin ana fikridir.
bölümler:
eser şu dört bölümden oluşur:
i. un poco sostenuto – allegro – meno allegro (do minor)
ii. andante sostenuto (mi major)
iii. un poco allegretto e grazioso (la-bemol major)
iv. adagio – più andante – allegro non troppo, ma con brio – più allegro (d major)
ilk kez 4 kasım 1876da karlsruhede otto dessoff yönetimindeki kent orkestrasınca seslendirilen senfoninin 1. bölümü, 6/8lik ölçüde ve do minör tondaki çekingen tempolu, ancak görkemli (un poco sos-tenuto) bir girişle başlar. timpani ve kontrbasların uzayan sesleri eşliğinde yarım tonlu (kromatik) olarak keman ve viyolonsellerle gelişen motif, senfoninin çekirdeğidir.
yaylıların sunduğu temadan sonra kısa bir geçişle çabuk bölmeye, allegroya ulaşılır. yine kromatik seslerin kullanılışı birinci temayı belirler. obuaların duyurduğu yalvaran ezgi ise ikinci temadır. klarnet ve kornoyla süren tema, yaylı çalgıların sert motifiyle kesilir. bu kez majör tonda beliren son, bu anlaşmazlığı gidermiş, ferahlık getirmiş gibidir.
mi majör tonda ve 3/4lük ölçüdeki 2. bölümde (andante sostenuto) barışçı ve sakin bir hava hâkimdir. birinci bölümün kromatik seslerinin yarattığı huzursuzluk yavaş yavaş kaybolur. obuanın şarkısına korno ve solo keman da katılır. huzursuz yükselişle tekrara geçilir. codada ise renkli orkestral yapıda solo keman önder olur.
la bemol majör tonda ve 2/4lük ölçüdeki 3. bölüm, zarif ve biraz çabukça (un poco allegretto e grazioso) tempoda, beethoven senfonilerindeki scherzo havasındaki üçüncü bölümün aksine brahmsa özgü sakin, sevimli ve şen tablolar çizer. tahta üfleme ve yaylı çalgılar arasındaki diyalogla zarif tarzda, 6/8lik ölçüde, si majör tondaki trioda beliren hava daha da sakindir. ancak temaların birleşip ayrıldığı, bir oda müziği güzelliğiyle çalgılara eşit olanaklar sağlayan bölüm, sanki bir çözüm bekler: birinci bölümün ciddi kromatik teması yeniden belirmiş, sorunlar çözülmemiştir.
4/4lük ölçüdeki 4. bölüm ağır (adagio) - daha ağırca (più andante) - parlak ama o kadar hızlı değil (allegro ma non troppo ma con brio) - daha çabuk (piü allegro) tempo değişiklikleriyle istenen cevabı getirir. üç bölmeli final, birinci bölümü hatırlatan trajik gerilimle başlar. sinirli pizzicatolar, tahta üfleme çalgılarda duyulan tutkulu resitatif ve bunu izleyen timpaninin güçlü girişi daha sonra kaybolur; orkestra sanki nefes almaktadır.
bölümün andantesinde orkestranın zarif ve ancak işitilen tremolosu eşliğinde kornonun basit ve enerjik ezgisi, brahmsın clara schumanna doğum günü nedeniyle açıkladığı halk şarkısı "also blus das alphorn heut" (işte alp kornosu üflüyor bugün) -do minör tonda- duyulur. flüt de neşeyle buna katılır. trombonlar da yansıyan koral biçimindeki kısa geçit bu neşeli atmosferi destekler.
kornonun canlı ezgisinin tekrar duyulmasıyla finalin allegro bölmesine geçilir. beethovenin 9. senfonisinin neşeye övgü koralini anımsatan ana tema hemen girer. ezgi aynı neşeli karakterde yan temalarla gelişir. karanlık güçler yenilmiştir; zaferi belirleyen neşeli ritimdeki melodi kemanların güzel sonoriteli sol telinde kuvvetle yansır. adagionun minör tondaki karanlık teması, majörde bütün parlaklığıyla belirir. yine adagiodaki sinirli pizzicato ve allegro non troppodaki basit korno ezgisi bu kez majör tonda zirveye ulaşmakta, neşeye hizmet etmektedir. eser, bitişi hazırlayan bu coşku ve parlak tempo hızlanmasıyla (stretta) son bulur.
aslında 5. senfoni olarak hazırlanan malzemeyle düzenlenmiştir. böylece konçerto grosso stilinin çağdaş "geç romantizim stilinde" senfonik bir uygulaması olarak ortaya çıkan ikili konçerto, konser sahnelerinde, önceleri, brahmsın diğer konçertoları kadar tutunamamıştır; buna neden olarak da, bir tek eser için iki virtüozun bulunmasının güçlüğü gösterilir.
bölümler
i. allegretto
ii. andante
iii. vivace non troppo – poco meno allegro – tempo i
la minör tonda, 4/4 lük ölçüde ve neşeli (allegretto) tempoda başlayan 1. bölüm diğer iki bölümden daha geniş düzenlenmiştir. dört mezür süren orkestra girişi ana temayı hazırlar. solo viyolonsel orkestranın son üç noktasını kaparak kendi uzun resitalifini (özgür ritimli şarkı söyleme şekli) sunar. bunu, tahta üfleme çalgıların majör tonda sakin ve kibar biçimde yansıttıkları yan tema izledikten sona, solo keman girer ve diğer solo çalgı viyolonselle, eşliksiz bir diyalog duyulur.
orkestra daha sonra ilki tutkulu ve cüretkâr, ikincisi sıcak ve lirik olan birbirinin karşıtı iki temayı işler. iki solo çalgının tematik gelişime katılımı, tını zenginliği ve teknik parlaklığı da yaratır. coda da ise lirik ikinci tema, yaylıların pizzicato eşliğinde flütle duyurulur ve bölüm solistlerin kavgacı figürlerle süsledikleri pasajlarla sona erer.
2. bölüm, clara schumannın "duygulu ve kalbe işleyen" olarak tanımladığı andante, brahmsın en soylu ve hüzünlü ağır bölümlerinden biri olarak kabul edilir. içten ve zarif bir kabullenişle bestecinin son liedlerini ve sonatlarını anımsatan bölüm, re majör tonda ve 3/4 lük ölçüde ağırca (andante) tempodadır.
kornoların sinyali ve bunu cevaplandıran tahta üfleme çalgıların sunduğu soylu çağrı, solist ve orkestraya renkli ve pastoral bir romans sunma olanağını sağlar. iki solist bu ezgiyi oktavlı aralıklarla duyurur. birden fa majör tona geçen orta bölmede tahta üfleme çalgılar seçkinleşir. bölüm bu arada solistlerin ilginç triolelerle (üçlemelerle) süsledikleri modülasyonlarla gelişir.
ancak brahms burada solist virtüozluğundan kaçınmış genellikle bölümün melodik yapısını kollamıştır. baştaki korno çağrısının tekrarından sonra, ilk bölme tekrarlanır ve bölüm, iki temayı sakin bir biçimde değerlendiren coda ile biter.
3. bölüm (vivace non troppo – poco meno allegro–tempo i) 2/4 lük ölçüde la minör tonda başlayan serbest biçimde örülmüş, virtüoz (usta) karakterde canlı bir rondodur. burada macar çigan unsurlarının etkisi de sezilir. her iki önemli temayı da önce sunma görevi viyolonsele verilmiştir. özellikle macar aksanlı, eğlenceli ve biraz da şımarık gibi yansıyan tema her iki solo çalgı arasında elden ele geçer.
solistlerin çift eserlerle duyurdukları ikinci tema ise daha soyludur. orta bölmede iki karşıt fikir belirir:
noktalı ritimle enerjik ezgi ve yumuşak ve senkoplu melodi. ana tema sona doğru sürekli değişen yapısıyla, uzun ve kesintisiz (legato) ya da kesik aksanlı (staccato) duyurularak gizemli bir hava yaratılır. solistlere, gösterişe kaçmadan virtüozluklarını sunma olanağı sağlayan finalle eser, çekici ve parlak havada üç tutti (orkestra üyelerinin tümü için kullanılan "hep beraber" anlamındaki terim) vuruşla sona erer.
bölümler
i. allegretto
ii. andante
iii. vivace non troppo – poco meno allegro – tempo i
la minör tonda, 4/4 lük ölçüde ve neşeli (allegretto) tempoda başlayan 1. bölüm diğer iki bölümden daha geniş düzenlenmiştir. dört mezür süren orkestra girişi ana temayı hazırlar. solo viyolonsel orkestranın son üç noktasını kaparak kendi uzun resitalifini (özgür ritimli şarkı söyleme şekli) sunar. bunu, tahta üfleme çalgıların majör tonda sakin ve kibar biçimde yansıttıkları yan tema izledikten sona, solo keman girer ve diğer solo çalgı viyolonselle, eşliksiz bir diyalog duyulur.
orkestra daha sonra ilki tutkulu ve cüretkâr, ikincisi sıcak ve lirik olan birbirinin karşıtı iki temayı işler. iki solo çalgının tematik gelişime katılımı, tını zenginliği ve teknik parlaklığı da yaratır. coda da ise lirik ikinci tema, yaylıların pizzicato eşliğinde flütle duyurulur ve bölüm solistlerin kavgacı figürlerle süsledikleri pasajlarla sona erer.
2. bölüm, clara schumannın "duygulu ve kalbe işleyen" olarak tanımladığı andante, brahmsın en soylu ve hüzünlü ağır bölümlerinden biri olarak kabul edilir. içten ve zarif bir kabullenişle bestecinin son liedlerini ve sonatlarını anımsatan bölüm, re majör tonda ve 3/4 lük ölçüde ağırca (andante) tempodadır.
kornoların sinyali ve bunu cevaplandıran tahta üfleme çalgıların sunduğu soylu çağrı, solist ve orkestraya renkli ve pastoral bir romans sunma olanağını sağlar. iki solist bu ezgiyi oktavlı aralıklarla duyurur. birden fa majör tona geçen orta bölmede tahta üfleme çalgılar seçkinleşir. bölüm bu arada solistlerin ilginç triolelerle (üçlemelerle) süsledikleri modülasyonlarla gelişir.
ancak brahms burada solist virtüozluğundan kaçınmış genellikle bölümün melodik yapısını kollamıştır. baştaki korno çağrısının tekrarından sonra, ilk bölme tekrarlanır ve bölüm, iki temayı sakin bir biçimde değerlendiren coda ile biter.
3. bölüm (vivace non troppo – poco meno allegro–tempo i) 2/4 lük ölçüde la minör tonda başlayan serbest biçimde örülmüş, virtüoz (usta) karakterde canlı bir rondodur. burada macar çigan unsurlarının etkisi de sezilir. her iki önemli temayı da önce sunma görevi viyolonsele verilmiştir. özellikle macar aksanlı, eğlenceli ve biraz da şımarık gibi yansıyan tema her iki solo çalgı arasında elden ele geçer.
solistlerin çift eserlerle duyurdukları ikinci tema ise daha soyludur. orta bölmede iki karşıt fikir belirir:
noktalı ritimle enerjik ezgi ve yumuşak ve senkoplu melodi. ana tema sona doğru sürekli değişen yapısıyla, uzun ve kesintisiz (legato) ya da kesik aksanlı (staccato) duyurularak gizemli bir hava yaratılır. solistlere, gösterişe kaçmadan virtüozluklarını sunma olanağı sağlayan finalle eser, çekici ve parlak havada üç tutti (orkestra üyelerinin tümü için kullanılan "hep beraber" anlamındaki terim) vuruşla sona erer.
1879 yılında almanyanın breslau (bugünkü polonyanın wroclaw) kenti üniversitesinin felsefe fakültesi, 46 yaşındaki johannes brahmsa (cambrige üniversitesinin iki yıl önceki uygulamasını örnek alarak) "artis musicae severioris germania nunc princeps" (ciddi müzik sanatının almanyadaki ilk ustası) olarak "doctor honoris causa" (onur doktoru) unvanını vermiş; besteci de bunu bir teşekkür mektubuyla cevaplamıştı.
ancak arkadaşı ve breslau müzik direktörü bernhard scholzun, bir senfoni ya da bir tören şarkısının bu kuru teşekkürden daha iyi olabileceğini söylemesi üzerine brahms, üniversite kenti göttingende daha önce topladığı eski öğrenci şarkılarını şakacı bir tavırla ve senfonik bir stille işleyerek, bad ischlde 1880de tamamlamış ve yine şakacı bir başlıkla akademik festival uvertürü olarak üniversiteye hediye etmiştir.
alışılmış orkestra çalgıları dışında pikolo flüt, kontrfagot, tuba, ziller, üçgen ve büyük davul da kullanılan bu geniş kadro girişte sakindir:
yaylı çalgılar sanki uyuklar gibi 4/4lük ölçüde, do minör tonda açılış temasını, rakoçi marşının bir uyarlamasını mırıldanır. önce kornolar uyanır. neşeli bir ferahlık doğar; timpani heyecanlanır ve bir esintiyle gelivermiş gibi "wir hatten gebauet ein stattliches haus" (esaslı bir ev yaptık) adlı, türingen bölgesi şarkısının güzel ezgisini duyurur.
obua ve klarnetler de ezgiyi biraz geliştirip bu kez parlak majör tondaki giriş temasına ulaşılır. tema, tüm çalgıları eğlenceye çağırır gibidir. önce kemanlar keyifle "dinleyin, şarkıların şarkısını söylüyorum" diye başlayan landesvater (ülkenin babası) şarkısını çalar. bunu, üfleme çalgıların pasajı izler. sonra da fagotlar, keman ve viyolaların eşliğinde "yukarıdan ne geliyor" sözleriyle başlayan tilki şarkısına komik biçimde girilir.
bütün bu ezgiler değişerek, usta biçimde gelişip birbiriyle kaynaşır. ancak, orkestranın stilize olarak çaldığı bu şarkılar "ciddi" müzikal gelişimine, maestoso tempodaki codaya kadar zaman bulamaz.
o anda da bakır üfleme çalgıların 3/4lük ölçüde şenlikli duyurduğu, kökeni 13. yüzyıla dayanan, latince başlıklı "gaudeamus igitur" (artık neşemizi bulalım) şarkısı, genel sevince önayak olur. orkestra tüm gücü ve parlaklığıyla (besteciye gurur verecek bir zafer biçiminde) uvertürü sona erdirir.
ancak arkadaşı ve breslau müzik direktörü bernhard scholzun, bir senfoni ya da bir tören şarkısının bu kuru teşekkürden daha iyi olabileceğini söylemesi üzerine brahms, üniversite kenti göttingende daha önce topladığı eski öğrenci şarkılarını şakacı bir tavırla ve senfonik bir stille işleyerek, bad ischlde 1880de tamamlamış ve yine şakacı bir başlıkla akademik festival uvertürü olarak üniversiteye hediye etmiştir.
alışılmış orkestra çalgıları dışında pikolo flüt, kontrfagot, tuba, ziller, üçgen ve büyük davul da kullanılan bu geniş kadro girişte sakindir:
yaylı çalgılar sanki uyuklar gibi 4/4lük ölçüde, do minör tonda açılış temasını, rakoçi marşının bir uyarlamasını mırıldanır. önce kornolar uyanır. neşeli bir ferahlık doğar; timpani heyecanlanır ve bir esintiyle gelivermiş gibi "wir hatten gebauet ein stattliches haus" (esaslı bir ev yaptık) adlı, türingen bölgesi şarkısının güzel ezgisini duyurur.
obua ve klarnetler de ezgiyi biraz geliştirip bu kez parlak majör tondaki giriş temasına ulaşılır. tema, tüm çalgıları eğlenceye çağırır gibidir. önce kemanlar keyifle "dinleyin, şarkıların şarkısını söylüyorum" diye başlayan landesvater (ülkenin babası) şarkısını çalar. bunu, üfleme çalgıların pasajı izler. sonra da fagotlar, keman ve viyolaların eşliğinde "yukarıdan ne geliyor" sözleriyle başlayan tilki şarkısına komik biçimde girilir.
bütün bu ezgiler değişerek, usta biçimde gelişip birbiriyle kaynaşır. ancak, orkestranın stilize olarak çaldığı bu şarkılar "ciddi" müzikal gelişimine, maestoso tempodaki codaya kadar zaman bulamaz.
o anda da bakır üfleme çalgıların 3/4lük ölçüde şenlikli duyurduğu, kökeni 13. yüzyıla dayanan, latince başlıklı "gaudeamus igitur" (artık neşemizi bulalım) şarkısı, genel sevince önayak olur. orkestra tüm gücü ve parlaklığıyla (besteciye gurur verecek bir zafer biçiminde) uvertürü sona erdirir.
johannes brahms 1878 yılı yaz ayında, avusturyanın güneyindeki pörtschach kasabasında geçirdiği mutlu tatil sırasında, bu tek keman konçertosunu bestelemiştir. çocukluğunda keman çalmış olan brahms, gerçek keman tekniğini gerektiği gibi öğrenememiş, ünlü keman virtüozü ve arkadaşı joseph joachimden sık sık yardım istemiştir. joachime bestesini yollayıp ona ters gelen yerleri işaretlemesini istemiş, ancak kemancının keman tekniğiyle ilgili önerilerini yine de pek dikkate almadığından, konçerto çalınması güç bir eser olmuştur.
ilk yorumu gerçekleştiren joachimin yazdığı bir kadansla 1 ocak 1879da leipzigde, bestecinin yönetimindeki gewandhaus orkestrası eşliğinde seslendirilen konçertoda, solistten olağanüstü bir teknik beklenir; ancak bu teknik üstünlüğün gerektirdiği virtüozluk amaç değil, orkestrayı tamamlamak içindir.
bu zorluğu nedeniyle esere "kemana karşı bir konçerto" adı da verilmiş ve virtüoz kemancı sarasate, "elimde kemanla bekleyip en güzel melodiyi obuanın mı çalmasını bekleyeyim?" sözleriyle konçertoyu eleştirmiştir. gerçekten de orkestranın tek görevi eşlik etmek değildir; orkestra yalnız tuttilerde ön plana çıkmaz. eserin havası brahmsın 2. senfonisine yakındır ve trajik aksanları yoktur, ama solo çalgıya uymak için daha lirik bir yapıdadır. filozof nietzchenin deyimiyle "özlemin şarkıcısı" olan kemanın bütünüyle romantik duyguları klasik biçimde duyurduğu konçerto, usta kemancıların repertuvarında beethoveninki ile birlikte başköşede yer alır.
bölümler
eser üç bölümden oluşur:
i. allegro non troppo
ii. adagio
iii. allegro giocoso, ma non troppo vivace,poco piu presto
brahmsın eseri aslında dört bölüm olarak planladığı, ancak sonradan dördüncü bölüm scherzoyu çıkartarak 2. piyano konçertosunda kullandığı tahmin edilmektedir.
3/4lük ölçüde ve re majör tonda başlayan 1. bölüm (allegro non troppo) 23 dakikaya yaklaşan uzunlukta, oldukça geniş tutulmuş, lirik ve senfonik bir yapıdadır. orkestranın girişiyle sakin ve neşeli ana tema viyola, viyolonsel, fagot ve kornolarla duyurulur. temayı obua geliştirmek isterse de, ritmik özelliği ağır basan minör tondaki yan tema, ana temaya kontrast oluşturur. daha sonra sahnede solo çalgı keman belirir; güçlü bir şekilde her iki temayı geliştirir. orkestra, fortissimo bir zirvede sözü kemamn solo kadansına bırakır. (konserlerde genellikle joachimin kadansı çalınmakla birlikte, bazen kreisler, heifetz veya milsteinin-ki de yer almaktadır.) kemanın orkestra üzerinde yükselerek ana temayı tekrar duyurmasından sonra, bölüm parlak şekilde sona erer.
2/4lük ölçüde ve fa majör tonda başlayan 2. bölüm ağır (adagio) temposuyla birinci bölümün güçlü ve enerjik havasına karşıtlık oluşturur. pastoral ve soylu güzellikte üç bölümlü bir arya, zarif ve saydam bir orkestrasyonla duyurulur. sarasatenin kıskandığı bir bohemya halk ezgisini andıran tema, önce tahta üfleme çalgılar ve kornonun eşliğinde obuanın duygulu tınısıyla 29 mezür süresince sunulur. ancak 32. mezürde giren keman, temayı bu barış havası içinde geliştirir.
2/4lük ölçüde, re minör tondaki 3. bölüm şen ve çabuk ama çok canlı olmayan (allegro giocoso, ma non troppo vivace) tempoda bir rondo kuruluşundadır. brahmsın, konçertoyu ithaf ettiği joachimin macar asıllı olduğunu düşünerek macar-çigan ezgilerinden esinlendiği söylenen bu bölümün ilk iki teması gerçekten de çigan izlenimini verir. keman temayı, yaylı çalgıların 16lık trioleleri eşliğinde sunar. ikinci tema ise güçlü oktavlarla duyurulur. bölüm boyunca ustalığım sergileyen kemanın orkestra eşliğindeki kadansından sonra, büyük bir codaya ulaşılır. burada ana tema canlı bir marş ritminde işlenir ve eser güçlü bir finalle sona erer.
ilk yorumu gerçekleştiren joachimin yazdığı bir kadansla 1 ocak 1879da leipzigde, bestecinin yönetimindeki gewandhaus orkestrası eşliğinde seslendirilen konçertoda, solistten olağanüstü bir teknik beklenir; ancak bu teknik üstünlüğün gerektirdiği virtüozluk amaç değil, orkestrayı tamamlamak içindir.
bu zorluğu nedeniyle esere "kemana karşı bir konçerto" adı da verilmiş ve virtüoz kemancı sarasate, "elimde kemanla bekleyip en güzel melodiyi obuanın mı çalmasını bekleyeyim?" sözleriyle konçertoyu eleştirmiştir. gerçekten de orkestranın tek görevi eşlik etmek değildir; orkestra yalnız tuttilerde ön plana çıkmaz. eserin havası brahmsın 2. senfonisine yakındır ve trajik aksanları yoktur, ama solo çalgıya uymak için daha lirik bir yapıdadır. filozof nietzchenin deyimiyle "özlemin şarkıcısı" olan kemanın bütünüyle romantik duyguları klasik biçimde duyurduğu konçerto, usta kemancıların repertuvarında beethoveninki ile birlikte başköşede yer alır.
bölümler
eser üç bölümden oluşur:
i. allegro non troppo
ii. adagio
iii. allegro giocoso, ma non troppo vivace,poco piu presto
brahmsın eseri aslında dört bölüm olarak planladığı, ancak sonradan dördüncü bölüm scherzoyu çıkartarak 2. piyano konçertosunda kullandığı tahmin edilmektedir.
3/4lük ölçüde ve re majör tonda başlayan 1. bölüm (allegro non troppo) 23 dakikaya yaklaşan uzunlukta, oldukça geniş tutulmuş, lirik ve senfonik bir yapıdadır. orkestranın girişiyle sakin ve neşeli ana tema viyola, viyolonsel, fagot ve kornolarla duyurulur. temayı obua geliştirmek isterse de, ritmik özelliği ağır basan minör tondaki yan tema, ana temaya kontrast oluşturur. daha sonra sahnede solo çalgı keman belirir; güçlü bir şekilde her iki temayı geliştirir. orkestra, fortissimo bir zirvede sözü kemamn solo kadansına bırakır. (konserlerde genellikle joachimin kadansı çalınmakla birlikte, bazen kreisler, heifetz veya milsteinin-ki de yer almaktadır.) kemanın orkestra üzerinde yükselerek ana temayı tekrar duyurmasından sonra, bölüm parlak şekilde sona erer.
2/4lük ölçüde ve fa majör tonda başlayan 2. bölüm ağır (adagio) temposuyla birinci bölümün güçlü ve enerjik havasına karşıtlık oluşturur. pastoral ve soylu güzellikte üç bölümlü bir arya, zarif ve saydam bir orkestrasyonla duyurulur. sarasatenin kıskandığı bir bohemya halk ezgisini andıran tema, önce tahta üfleme çalgılar ve kornonun eşliğinde obuanın duygulu tınısıyla 29 mezür süresince sunulur. ancak 32. mezürde giren keman, temayı bu barış havası içinde geliştirir.
2/4lük ölçüde, re minör tondaki 3. bölüm şen ve çabuk ama çok canlı olmayan (allegro giocoso, ma non troppo vivace) tempoda bir rondo kuruluşundadır. brahmsın, konçertoyu ithaf ettiği joachimin macar asıllı olduğunu düşünerek macar-çigan ezgilerinden esinlendiği söylenen bu bölümün ilk iki teması gerçekten de çigan izlenimini verir. keman temayı, yaylı çalgıların 16lık trioleleri eşliğinde sunar. ikinci tema ise güçlü oktavlarla duyurulur. bölüm boyunca ustalığım sergileyen kemanın orkestra eşliğindeki kadansından sonra, büyük bir codaya ulaşılır. burada ana tema canlı bir marş ritminde işlenir ve eser güçlü bir finalle sona erer.
peter ilyiç çaykovskinin 1878 baharında isviçrede cenevre gölü kıyısındaki clarensde, hiç görmediği hamisi nadejda von meckin davetlisi olduğu günlerde yazdığı ve 11 nisan günü tamamladığı keman konçertosunun kaderi de, üç yıl önceki piyano konçertosununki gibi oldu.
besteci, antonina milyukava ile sadece üç ay süren evliliğinden kurtuluşu avrupaya kaçmakla bulmuş, ruhsal dengesine yeniden kavuşmuştu. bu arada genç rus kemancı joseph kotekin sürekli isteği üzerine bir keman konçertosu üzerinde çalışmaya başlamış, ünlü joseph joachimin öğrencisi alan bu virtüozun da teknik yardımıyla süregelen çalışmalarını 19 mart tarihli mektubunda nadejda von mecke şöyle anlatmıştı: " ... birinci bölüm bitti, yarın ikinciye başlıyorum. havamdayım ve bu rahatlıkla, zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden kolayca çalışabiliyorum".
çaykovski bu arada, yazdığı ikinci bölümü beğenmemiş ve yeni bir ağır bölüm yazmış; eskisini ise op.42 "sauvenir dun lieu cher" (sevilen bir yerin anısı) alarak adlandırdığı, üç bölümlü eserin başına meditation ismiyle almıştı. 25 gün içinde tamamlanan eserin ilk yorumu için üç yıl gerekti:
1875teki keman ve orkestra için melankolik serenadda olduğu gibi, bu konçertoyu da leapald auere (1845-1930) ithaf eden besteciyi, ünlü virtüoz ve keman öğretmeni şu sözlerle reddediyordu: "dostum, eseri keman için tekrar düzenledikten sonra getirin; onu bu haliyle kimse çalamaz".
konçerto ancak üç yıl sonra viyanada çalınabildi. helmesbergin öğrencisi alan adolf brodskynin 4 aralık 1881 günü, hans richter yönetimindeki orkestra eşliğinde filarmoni konserlerinde seslendirdiği esere büyük tepki aldı.
konserin provasında, sadece yazım hataları düzeltilebilmiş, konçerto doğru dürüst çalınmamıştı bile. bu nedenle orkestra tüm partisini ancak duyulabilir gibi, pianissimo yorumlamış; solist alkışlanmış, eser yuhalanmıştı.
acı dilli eleştirmen eduard hanslickin yazısında şu satırlar da vardı:
"çaykovski pek sık rastlanan bir yetenek değil; o, tanıdığımız eserlerine göre zevksizliği ve zorlama deha gösterisiyle, orijinallikle kabalığın, mutlu esinle sonsuz ukalalığın garip bir birleşimiydi. bu keman konçertosu de öyle! ayrıca keman da çalınmadı, yolundu; morarıncaya kadar pataklandı. tüyler ürperten bu güçlükleri falsosuz çalabilecek kahraman var mıdır bilinmez ama, kemancı brodsky, bizden az olmamak üzere, bu işkenceye katlandı... slav hüzünlü adagio bizi biraz sevindirir gibi geliştiyse de, yabani ve adi çehrelerin görüldüğü, kaba küfürlerin duyulduğu finalde, hatta, bu yabanilerin kafayı çektikleri ispirtonun kokusunun burnumuza geldiğini hissettik. ressam f. vischerin dediği gibi, böylece ilk kez, koktuğu işitilen müzik parçalarının da var olabileceğini acıyla düşünebileceğiz..."
wagner ve bruckneri de sert yazılarıyla hırpalayan hanshck, böylece müzik tarihinin, belki de en çirkin eleştirisinin sahibi olmuştu... brodskynin cesurca çalmayı sürdürdüğü konçerto, önce londrada, sonra da avrupanın diğer kentlerinde başarı kazandı. hatta sonunda leopold auer de eseri beğenerek repertuvarına aldı ve başlıca savunucuları arasına katıldı.
bölümler
konçerto üç bölümden oluşur:
i. allegro moderato
ii. andante
iii. rondo - allegro vivacissimo
keman konçertosunun 1. bölümü "allegro moderato" başlığını taşır. ilımlı çabuklukta re majör tonda ve 4/4lük ölçüdeki orkestra girişinde, giderek artan bir güçle ana tema sezdirilir. beş mezürlük zarif bir kadansla giren keman, çok hafif eşlikte ana temayı duyurur; sonra çift seslerle bir oktav tizden temayı tekrarlar ve geçiş temasını duyurur. akıcı pasajlarla, parlak figürlerle doruğa ulaştıktan sonra giren la majör tondaki lirik ikinci tema sergilenir.
parlak sunuştan sonra orkestra tüm gücüyle ana temaya döner ve temaların son mezürlerini polonez ritminde (alla polacca) işler. bu iki temayı izleyen ve çaykovskinin kendine ait olan bu çok güçlü kadansla gelişim sona erer. flütün ezgisiyle tekrar ana temaya dönülür.
serimde kemanın temaları özgürce tekrar değerlendirmesinden ve ikinci temayı bu kez re majörde sunmasından sonra temanın karakterine uygun neşede, canlı ve parlak (allegro giusto) tempodaki codaya ulaşılır. heyecanlı bir rus halk dansını anımsatan son mezürlerdeki yeni ezgiyle birinci bölüm, bir final havasında sona erer.
sol minör tonda, 3/4lük ölçüde ve ağırca (andante) tempodaki 2.bölüm, canzonetta (küçük şarkı) başlığını taşır. sakin (hanslickin tanımıyla hüzünlü ve slav yapısındaki) ezgi, klarinetin önderliğinde üfleme çalgılar tarafından seslendirilen girişten sonra, kemanla duyurulur.
flütün varyasyonla süslediği melodi, kemanın mi bemol majör tonda karşıt bir temayla cevabına yol açar. bu lirik ve güzel tema, üfleme çalgıların ilginç staccato eşliklerinde de duyurulur; orkestra girişinin tekrarından sonra, orkestranın güçlü atağı izler ve ara verilmeden üçüncü bölüme geçilir.
rondo formunda, re majör tonda ve 2/41ük ölçüdeki çabuk ve çok canlı (allegro vivacissimo) tempodaki finalin ilk temasını orkestra başlatır; sola keman, virtüoz kadanslarla bu motifi geliştirir. ana tema daha sonra duyulur.
olağanüstü hızda kadanslarla süslenen tema arada orkestra geçitleriyle soluklanır. çigan stilinde hızlı-ağır, virtüoz-lirik bölmelerle gelişen bölüm, ağır yerlerde üfleme çalgılara da zarif biçimde kendini duyurma olanağı sağlar. glissandolar (kaymalar), armonik sesler, üfleme çalgıların yankılı tekrarları bu folklorik temayı süsler. sonda çok hızlı ve ateşli bir kazak dansı havasında ki eser, parlak sona ulaşır.
besteci, antonina milyukava ile sadece üç ay süren evliliğinden kurtuluşu avrupaya kaçmakla bulmuş, ruhsal dengesine yeniden kavuşmuştu. bu arada genç rus kemancı joseph kotekin sürekli isteği üzerine bir keman konçertosu üzerinde çalışmaya başlamış, ünlü joseph joachimin öğrencisi alan bu virtüozun da teknik yardımıyla süregelen çalışmalarını 19 mart tarihli mektubunda nadejda von mecke şöyle anlatmıştı: " ... birinci bölüm bitti, yarın ikinciye başlıyorum. havamdayım ve bu rahatlıkla, zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden kolayca çalışabiliyorum".
çaykovski bu arada, yazdığı ikinci bölümü beğenmemiş ve yeni bir ağır bölüm yazmış; eskisini ise op.42 "sauvenir dun lieu cher" (sevilen bir yerin anısı) alarak adlandırdığı, üç bölümlü eserin başına meditation ismiyle almıştı. 25 gün içinde tamamlanan eserin ilk yorumu için üç yıl gerekti:
1875teki keman ve orkestra için melankolik serenadda olduğu gibi, bu konçertoyu da leapald auere (1845-1930) ithaf eden besteciyi, ünlü virtüoz ve keman öğretmeni şu sözlerle reddediyordu: "dostum, eseri keman için tekrar düzenledikten sonra getirin; onu bu haliyle kimse çalamaz".
konçerto ancak üç yıl sonra viyanada çalınabildi. helmesbergin öğrencisi alan adolf brodskynin 4 aralık 1881 günü, hans richter yönetimindeki orkestra eşliğinde filarmoni konserlerinde seslendirdiği esere büyük tepki aldı.
konserin provasında, sadece yazım hataları düzeltilebilmiş, konçerto doğru dürüst çalınmamıştı bile. bu nedenle orkestra tüm partisini ancak duyulabilir gibi, pianissimo yorumlamış; solist alkışlanmış, eser yuhalanmıştı.
acı dilli eleştirmen eduard hanslickin yazısında şu satırlar da vardı:
"çaykovski pek sık rastlanan bir yetenek değil; o, tanıdığımız eserlerine göre zevksizliği ve zorlama deha gösterisiyle, orijinallikle kabalığın, mutlu esinle sonsuz ukalalığın garip bir birleşimiydi. bu keman konçertosu de öyle! ayrıca keman da çalınmadı, yolundu; morarıncaya kadar pataklandı. tüyler ürperten bu güçlükleri falsosuz çalabilecek kahraman var mıdır bilinmez ama, kemancı brodsky, bizden az olmamak üzere, bu işkenceye katlandı... slav hüzünlü adagio bizi biraz sevindirir gibi geliştiyse de, yabani ve adi çehrelerin görüldüğü, kaba küfürlerin duyulduğu finalde, hatta, bu yabanilerin kafayı çektikleri ispirtonun kokusunun burnumuza geldiğini hissettik. ressam f. vischerin dediği gibi, böylece ilk kez, koktuğu işitilen müzik parçalarının da var olabileceğini acıyla düşünebileceğiz..."
wagner ve bruckneri de sert yazılarıyla hırpalayan hanshck, böylece müzik tarihinin, belki de en çirkin eleştirisinin sahibi olmuştu... brodskynin cesurca çalmayı sürdürdüğü konçerto, önce londrada, sonra da avrupanın diğer kentlerinde başarı kazandı. hatta sonunda leopold auer de eseri beğenerek repertuvarına aldı ve başlıca savunucuları arasına katıldı.
bölümler
konçerto üç bölümden oluşur:
i. allegro moderato
ii. andante
iii. rondo - allegro vivacissimo
keman konçertosunun 1. bölümü "allegro moderato" başlığını taşır. ilımlı çabuklukta re majör tonda ve 4/4lük ölçüdeki orkestra girişinde, giderek artan bir güçle ana tema sezdirilir. beş mezürlük zarif bir kadansla giren keman, çok hafif eşlikte ana temayı duyurur; sonra çift seslerle bir oktav tizden temayı tekrarlar ve geçiş temasını duyurur. akıcı pasajlarla, parlak figürlerle doruğa ulaştıktan sonra giren la majör tondaki lirik ikinci tema sergilenir.
parlak sunuştan sonra orkestra tüm gücüyle ana temaya döner ve temaların son mezürlerini polonez ritminde (alla polacca) işler. bu iki temayı izleyen ve çaykovskinin kendine ait olan bu çok güçlü kadansla gelişim sona erer. flütün ezgisiyle tekrar ana temaya dönülür.
serimde kemanın temaları özgürce tekrar değerlendirmesinden ve ikinci temayı bu kez re majörde sunmasından sonra temanın karakterine uygun neşede, canlı ve parlak (allegro giusto) tempodaki codaya ulaşılır. heyecanlı bir rus halk dansını anımsatan son mezürlerdeki yeni ezgiyle birinci bölüm, bir final havasında sona erer.
sol minör tonda, 3/4lük ölçüde ve ağırca (andante) tempodaki 2.bölüm, canzonetta (küçük şarkı) başlığını taşır. sakin (hanslickin tanımıyla hüzünlü ve slav yapısındaki) ezgi, klarinetin önderliğinde üfleme çalgılar tarafından seslendirilen girişten sonra, kemanla duyurulur.
flütün varyasyonla süslediği melodi, kemanın mi bemol majör tonda karşıt bir temayla cevabına yol açar. bu lirik ve güzel tema, üfleme çalgıların ilginç staccato eşliklerinde de duyurulur; orkestra girişinin tekrarından sonra, orkestranın güçlü atağı izler ve ara verilmeden üçüncü bölüme geçilir.
rondo formunda, re majör tonda ve 2/41ük ölçüdeki çabuk ve çok canlı (allegro vivacissimo) tempodaki finalin ilk temasını orkestra başlatır; sola keman, virtüoz kadanslarla bu motifi geliştirir. ana tema daha sonra duyulur.
olağanüstü hızda kadanslarla süslenen tema arada orkestra geçitleriyle soluklanır. çigan stilinde hızlı-ağır, virtüoz-lirik bölmelerle gelişen bölüm, ağır yerlerde üfleme çalgılara da zarif biçimde kendini duyurma olanağı sağlar. glissandolar (kaymalar), armonik sesler, üfleme çalgıların yankılı tekrarları bu folklorik temayı süsler. sonda çok hızlı ve ateşli bir kazak dansı havasında ki eser, parlak sona ulaşır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?