sözü sevgi sarılıya müziği atilla özdemiroğluna ait hareketli bi şarkıdır. yedi kocalı hürmüzde seslendirilmiştir. sezen aksunun ağlamak güzeldir adlı albümünde de yer alır. sözleri de şöyle:
tanrım
tek başına koyma kullarını
yalnızlığa ancak sen dayanırsın
eşsiz dostsuz kalanın zordur halleri
yalnızlığa ancak sen dayanırsın
şu gelen yâr olaydı
elinde nar olaydı
ikimiz bir gömlekte
yakası dar olaydı
yeşil bağın üzümü
yola diktim gözümü
ne gelen var ne giden
kime deyim sözümü
tanrım
tek başına koyma kullarını
yalnızlığa ancak sen dayanırsın
bu dünyada cefa çektirme bize
yalnızlığa ancak sen dayanırsın
güveyli evler gördüm
kurulmuş yaya benzer
güveysiz evler gördüm
kurumuş çaya benzer
yeşil bağın üzümü
yola diktim gözümü
ne gelen var ne giden
kime deyim sözümü
tanrım
tek başına koyma kullarını
yalnızlığa ancak sen dayanırsın
güzel çirkin deme
sen kayır yine
bir minasıp koca her birimize
hasretini çekmişlere
tazeyken dul kalmışlara
alı gülü solmuşlara
ver ver ver ver
hey tanrım
bana üç tane (oooooo)
üç te yetmez beş tane (aaaaaa)
beş te yetmez yedi tane
ver ver ver ver
ver allahım ver
(bkz: yak bir sigara)
sözü ve müziği özdemir erdoğana ait bi şarkı. sezen aksu, ağlamak güzeldir albümünde, özdemir erdoğan’la birlikte seslendirmiştir bu şarkıyı. biraz neşeli, hafif buruk, tatlı bi parçadır. sözleri de şöyle:
seni ilk gördüğümde
tırnaklarını yiyiyordun
kim bilir nelere sıkılmıştı canın
öyle sıkıntılı yanları var ki yaşamın
haklısın haklısın çok haklısın
yak bir sigara kül olsun dertler ucunda
bir an oh diyemezsek
çekilir mi ah bu dünya
ne güzelim diye gerin
ne çirkinim diye yerin
ikisi de tanrıyı suçlamaktır
arayan gözlerle hiç bakma etrafına
mutluluk peşinden koşarak yakalanmaz
seni ilk gördüğümde
tırnaklarını yiyiyordun
kim bilir nelere sıkılmıştı canın
öyle sıkıntılı yanları var ki yaşamın
haklısın haklısın çok haklısın
yak bir sigara kül olsun dertler ucunda
bir an oh diyemezsek
çekilir mi ah bu dünya
ne güzelim diye gerin
ne çirkinim diye yerin
ikisi de tanrıyı suçlamaktır
arayan gözlerle hiç bakma etrafına
mutluluk peşinden koşarak yakalanmaz
oturaklı bi tanımın pek getirilemediği kavramlardan biri.öyle ki tdk bile zamanın tanımını yaparken süre, vakit sözcüklerini kullanmış. sorun şu ki süre, vakit sözcüklerini yine zaman sözcüğünü kullanarak açıklamış. aynı şekilde müddet, an gibi konuya ilişkin sözcükler için hep bir diğerine başvurmuş. peki başka yolu yok mudur zamanı bi cümle içine sığdırmanın akıllarda soru işareti bırakmayacak şekilde demekten kendimi alamıyorum bu noktada.
bazen geçmek bilmeyen bazen de su gibi akıp geçen, kişilerin hayatlarını sorgularken derin düşüncelere sürükleyebilen, içinde cevaplar barındıran, değişimler silsilesine tanıklık eden, sadece getiri ve götürüleriyle, benzetmelerle, uydurularak üstüne giydirilmiş ölçü birimleriyle ifade edilebilen soyut bi mevzu. derin mevzu...
hayatta olup bitenlerin asılı olduğu ucu olmayan bi çamaşır ipi gibi bana göre de. üstünden uçup gidenler olsa da sürekliliğini koruyarak asılı duran bi ip. ancak giden için başka bi boyut mu başlar, bu ip kopar mı, koptuğu yerden bağlanır mı orası meçhul.
o zaman şimdi fikret kızıloktan zaman zaman adlı parçaya bağlanıyoruz.
(bkz: sıvışmak)
(bkz: biri beni durdursun)
bazen geçmek bilmeyen bazen de su gibi akıp geçen, kişilerin hayatlarını sorgularken derin düşüncelere sürükleyebilen, içinde cevaplar barındıran, değişimler silsilesine tanıklık eden, sadece getiri ve götürüleriyle, benzetmelerle, uydurularak üstüne giydirilmiş ölçü birimleriyle ifade edilebilen soyut bi mevzu. derin mevzu...
hayatta olup bitenlerin asılı olduğu ucu olmayan bi çamaşır ipi gibi bana göre de. üstünden uçup gidenler olsa da sürekliliğini koruyarak asılı duran bi ip. ancak giden için başka bi boyut mu başlar, bu ip kopar mı, koptuğu yerden bağlanır mı orası meçhul.
o zaman şimdi fikret kızıloktan zaman zaman adlı parçaya bağlanıyoruz.
(bkz: sıvışmak)
(bkz: biri beni durdursun)
tansiyonun oynaması halinde vuku bulan bi olaydır. muhtemelen, göz damarlarındaki basınç değişikliğinden kaynaklanmaktadır. etrafı net göremez kişi. gözlerde acıma, yanma hissi olur. ışıklı bi bölgeye çok bakıldığında da karşılaşılabilinen bi durumdur.
mekandan ayrılma isteğini belirten cümledir. misafirliklerde sıkça kullanılan bi ifadedir .beklenilmedik bi anda aksedilmesi durumunda zengin kalkışı vuku bulmuş olur.akabindeyse kişilerin ağzından şu sözler dökülür.
(bkz: yine bekleriz)
(bkz: bunu saymayız ama)
(bkz: yatıya da bekleriz)
(bkz: yine bekleriz)
(bkz: bunu saymayız ama)
(bkz: yatıya da bekleriz)
izninizle sözcüğünün kibarca söyleniş biçimi.daha da abartılmış şekli yüksek müsaadelerinizledir. ancak artık kullanılmamaktır böyle sözler pek.
izin istemek anlamına gelir.misafirlikte, gitme isteğini kibarca belirtmek amacıyla kullanımını bulur.
(bkz: müsaadenizi isteyelim)
(bkz: artık kalkalım biz)
(bkz: müsaadenizle)
(bkz: yüksek müsaadenizle)
(bkz: müsaadenizi isteyelim)
(bkz: artık kalkalım biz)
(bkz: müsaadenizle)
(bkz: yüksek müsaadenizle)
(bkz: mürüvvete endaze olmaz)
(bkz: hacet kapısı)
dua etmek veya dilekte bulunmak için gidilen yer. çağımız insanlarının hala akın akın gittiği türbeler buna örnek olarak düşünülebilir.
(bkz: hacet)
(bkz: umut kapısı)
(bkz: hacet)
(bkz: umut kapısı)
tdk tarafından küçük veya büyük abdestini yapmak olarak tanımlanmışsa da tuvalet ihtiyacını gidermek diye tanımlanması daha bi hoş olan eylem.bu sözü kullanan var mıdır; işte o muallakta...
(bkz: hacet)
(bkz: hacetini görmek)
(bkz: haceti olmak)
(bkz: hacet kapısı)
(bkz: hacet)
(bkz: hacetini görmek)
(bkz: haceti olmak)
(bkz: hacet kapısı)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?