latince liber (özgürlük) kelimesinden türemiştir. liberal, piyasa ekonomisini savunan; din, vicdan, ifade özgürlüğünden kısacası her türlü özgürlükten yana olan kişidir.
fenerbahçenin bu sezon galatasarayı 4. kez yendiği maç olmuştur.
birleşmeye ilişkin leziz bir mehmet barlas yorumu:
kendilerini "sol partiler" olarak sunan chp ve dspnin seçim sonrasında bölünmek üzere birleşme anlaşması yapması, "türkiye laik kalacaktır mitingleri"ne katılanlar tarafından herhalde "rejim nihayet kurtuldu" denilerek, mutlulukla karşılanmıştır.
aslında bunu böyle görenlerin en büyük yanlışı, "laiklik" ile "solculuk"u yapışık ikizler olarak görmelerinden kaynaklanıyor.
avrupadan türkiyeye getirip benimsediğimiz laiklik, sol ideolojinin veya bir işçi sınıfı hareketinin ürünü değildir. özellikle jakoben fransız laikliği, burjuva sınıfının ruhban sınıfını ve aristokrasiyi tasfiye etmesi olayıdır.
bugünün avrupa sosyal demokratları ise, artık "orta sınıf"ı, proletaryanın yerine ikame etmiş durumdalar ve din konusu, sosyal demokrasinin gündemindeki tartışma konuları arasında değil. avrupa sosyal demokratları, "inanç ve ibadet özgürlüğü" olgusuna, abye egemen olan liberal demokrasinin çerçevesinden bakıyorlar.
kendilerini "sol" olarak sunan chp ve dsp ise, "cumhuriiyet rejimi"nin hiç tartışılmadığı ve toplumun her kesimi tarafından benimsendiği bir ortamda, laikliği demokrasiden soyutlayarak, her alanda kökten devletçi ve zaman zaman militarist bir söylemi "sosyal demokrasi" biçiminde sunuyorlar.
onlara göre 1950den başlayarak chpnin her kaybettiği seçim bir karşı-devrim niteliğini taşıyor ve cumhuriyeti tehdit ediyor.bu açıdan menderesin demokrat partisinin, demirelin adalet partisinin ve turgut özalın anavatan partisinin son karşı devrimci halkası, tayyip erdoğanın ak partisidir.
ne türkiye gerçeklerine ne de dünya gerçeklerine sığabilecek bu sunuş daha ne kadar sürer bilemiyoruz. ama görülen o ki, önümüzdeki 22 temmuzda sandıklardan çıkacak oylar, yine belli kesimin, "işte gördünüz. bu halk bu demokrasiye layık değil. o zaman bu halkı feshedelim" diye yakınmalarına sebep olacaktır.
22 temmuza kadar da, merkez sağdaki mehmet ağar ve erkan mumcu ilkilisi de, seçmenlerine "solcu olmadan nasıl laik olunabilir"i anlatmaya çalışacaklardır.
(bkz: chp ve dsp yi sol zanneden eblehlere)
kendilerini "sol partiler" olarak sunan chp ve dspnin seçim sonrasında bölünmek üzere birleşme anlaşması yapması, "türkiye laik kalacaktır mitingleri"ne katılanlar tarafından herhalde "rejim nihayet kurtuldu" denilerek, mutlulukla karşılanmıştır.
aslında bunu böyle görenlerin en büyük yanlışı, "laiklik" ile "solculuk"u yapışık ikizler olarak görmelerinden kaynaklanıyor.
avrupadan türkiyeye getirip benimsediğimiz laiklik, sol ideolojinin veya bir işçi sınıfı hareketinin ürünü değildir. özellikle jakoben fransız laikliği, burjuva sınıfının ruhban sınıfını ve aristokrasiyi tasfiye etmesi olayıdır.
bugünün avrupa sosyal demokratları ise, artık "orta sınıf"ı, proletaryanın yerine ikame etmiş durumdalar ve din konusu, sosyal demokrasinin gündemindeki tartışma konuları arasında değil. avrupa sosyal demokratları, "inanç ve ibadet özgürlüğü" olgusuna, abye egemen olan liberal demokrasinin çerçevesinden bakıyorlar.
kendilerini "sol" olarak sunan chp ve dsp ise, "cumhuriiyet rejimi"nin hiç tartışılmadığı ve toplumun her kesimi tarafından benimsendiği bir ortamda, laikliği demokrasiden soyutlayarak, her alanda kökten devletçi ve zaman zaman militarist bir söylemi "sosyal demokrasi" biçiminde sunuyorlar.
onlara göre 1950den başlayarak chpnin her kaybettiği seçim bir karşı-devrim niteliğini taşıyor ve cumhuriyeti tehdit ediyor.bu açıdan menderesin demokrat partisinin, demirelin adalet partisinin ve turgut özalın anavatan partisinin son karşı devrimci halkası, tayyip erdoğanın ak partisidir.
ne türkiye gerçeklerine ne de dünya gerçeklerine sığabilecek bu sunuş daha ne kadar sürer bilemiyoruz. ama görülen o ki, önümüzdeki 22 temmuzda sandıklardan çıkacak oylar, yine belli kesimin, "işte gördünüz. bu halk bu demokrasiye layık değil. o zaman bu halkı feshedelim" diye yakınmalarına sebep olacaktır.
22 temmuza kadar da, merkez sağdaki mehmet ağar ve erkan mumcu ilkilisi de, seçmenlerine "solcu olmadan nasıl laik olunabilir"i anlatmaya çalışacaklardır.
(bkz: chp ve dsp yi sol zanneden eblehlere)
(bkz: benim adım kırmızı)
eleştirmek/karalamak arasındaki farkı ayıramayan insan sorunsalıdır.
sorgulamakla karalamak tamamen farklı şeylerdir. salt bilgiye olan istekten doğarsa eleştiri sorgulama kapısı sonuna kadar açıktır. velakin birilerini göt edeyim, birilerine laf sokuşturayım, benim borum ötsün burda gibi bağnaz düşüncelerle ve sözde mantıki delillerle hakaret boyutuna ulaştırıyorsa eleştirisini zaten bu cehaletin tavan noktasıdır ki bu insanlar da kendilerine zeki derler...
sorgulamakla karalamak tamamen farklı şeylerdir. salt bilgiye olan istekten doğarsa eleştiri sorgulama kapısı sonuna kadar açıktır. velakin birilerini göt edeyim, birilerine laf sokuşturayım, benim borum ötsün burda gibi bağnaz düşüncelerle ve sözde mantıki delillerle hakaret boyutuna ulaştırıyorsa eleştirisini zaten bu cehaletin tavan noktasıdır ki bu insanlar da kendilerine zeki derler...
müslümanlarla bi alıp veremediği olduğunu düşündüğüm kişi. hatta yaratıcıyla bi sorunu var galiba.
salakça bir sorunsaldır. kuranı gönderen allah, bilimi ortaya çıkaran da insanlara verdiği zeka ve fırsatlarla yine allah... ee nerede sorunsal??
sorun esasında şuradadır... yukarıda arkadaşımız yazmış bilime göre şöyledir falan diye. bilime göre insanlığın gelişimine ilişkin yorumlar tahmin ve diyalektik sonucu ortaya atılmıştır. kesin olarak bu böyledir diye birşey yoktur. kuranda ise mecazi anlatımlar da yer almaktadır. kuranı da öyle zort diye okumayla "aha bu budur" diyemeyiz. bu iki sebep bizleri böyle sorunsallara itebilir düşüncesindeyim...
sorun esasında şuradadır... yukarıda arkadaşımız yazmış bilime göre şöyledir falan diye. bilime göre insanlığın gelişimine ilişkin yorumlar tahmin ve diyalektik sonucu ortaya atılmıştır. kesin olarak bu böyledir diye birşey yoktur. kuranda ise mecazi anlatımlar da yer almaktadır. kuranı da öyle zort diye okumayla "aha bu budur" diyemeyiz. bu iki sebep bizleri böyle sorunsallara itebilir düşüncesindeyim...
sözlükteki gözü kapalı faşist tosuncuklara ayar versin.
gariptir. çok çok çok gariptir. bir insan var. sen o insan hakkında hiç bir bilgiye sahip değilsin. ama onu olmadığı bir şeyle suçluyorsun. misal adam a olduğunu iddia ediyor, ona yönelik çalışıyor. sen mal olduğun için "o b yahu" diyosun. neden? tanımıyosun ki... önce tanımak lazım.
son yıllardaki en mükemmel slogan... yıllarca aptal saptal siyasi sloganların, parti sloganlarının, futbol fanatiklerinin sloganlarının peşinde koşturan ebleh bünyelerimizin kafalarının çalışmaya başladığının bir alameti olsa gerektir bu slogan. inşallah kafamızın, ağzımızın çalıştığı kadar ellerimiz de çalışır sadece lafta kalmaz, eyleme de geçiririz bu sloganı...
birleşme değil, seçim işbirliğidir.. zeki sezer aday olmayacağını da açıklamıştır aynı zamanda. deniz baykal da yalandan "aday olmaması bizi üzdü" gibilerden bir açıklama yapmıştır ki hiç de inandırıcı gelmemiştir.
dyp-anap birleşmesi için kısa vadede şahıslar ön planda olduğu için olumlu değil ama uzun vadede fikirlerin şahısları eritmesinden ötürü olumlu bir hareket olduğunu söylemiştim.. velakin dsp-chp birleşmesi için aynı şeyi söylemek mümkün değil, çünkü bu bir birleşme değil, seçim ittifakıdır, kısa vadede bir getiri beklenmektedir. kısa vadedeki ittifaklar çok fazla verimli olmadığından ve türkiyede sol görüş oturmadığından -oturmamasının en büyük nedeni chp- bu birleşme tarafımca pek tasvip edilmemiştir. fakat bu vesileyle baraj sıkıntısı çekilmeyecektir sanırsam... böyle düşünmemin nedeni chp ve dspnin birbirlerinin fırsat maliyetleri olmasıdır. yani chp oy kaybedince, dsp kazanır; dsp kaybedince chp kazanır. bu ikisinin ittifakıyla da -keşke türk solu kazanır diyebilseydim- sol görüşü kullanan çıkar odakları kazanır.
dyp-anap birleşmesi için kısa vadede şahıslar ön planda olduğu için olumlu değil ama uzun vadede fikirlerin şahısları eritmesinden ötürü olumlu bir hareket olduğunu söylemiştim.. velakin dsp-chp birleşmesi için aynı şeyi söylemek mümkün değil, çünkü bu bir birleşme değil, seçim ittifakıdır, kısa vadede bir getiri beklenmektedir. kısa vadedeki ittifaklar çok fazla verimli olmadığından ve türkiyede sol görüş oturmadığından -oturmamasının en büyük nedeni chp- bu birleşme tarafımca pek tasvip edilmemiştir. fakat bu vesileyle baraj sıkıntısı çekilmeyecektir sanırsam... böyle düşünmemin nedeni chp ve dspnin birbirlerinin fırsat maliyetleri olmasıdır. yani chp oy kaybedince, dsp kazanır; dsp kaybedince chp kazanır. bu ikisinin ittifakıyla da -keşke türk solu kazanır diyebilseydim- sol görüşü kullanan çıkar odakları kazanır.
(bkz: elma şekerim)
ay sonu gelmiş paraları suyunu çekmiş bireyin/öğrencinin maaşını/bursunu almadan birkaç gün önce parasızlıktan gerçekleştirmek zorunda kaldığı eylemdir. fırsat maliyeti daha önce iki yüz elli sekiz defa izlediğiniz eski filmlerinizi bir kez daha izlemektir. iyi eğlenceler...
kesinlikle yanlıştır. örneğin sınavlar için ders çalışmanız gerekmektedir. başta hiç canınız istemez, kitaplara bakmak dahi istemezsiniz. sonra birdenbire başlamak bitirmenin yarısıdır lan bi başlayalım bakalım hadi bismillah dersiniz. kitapları bi gazla koyarsınız masanın üstüne daha ilk sayfayı açmanızla kapatmanız bir olur. canınız sıkılır, ruhunuz bunalır, daralırsınız, üst üste sigara yakarsınız, ı ıh.. olmaz.
bir türk olarak sıkça yaptığım eylem. çok kalleş bir ırk olsak gerek.
vurulduktan sonra arkası önü farketmez düşüncesini çağrıştıran vurulma eylemi.
yaratıcının ihtiyarı -seçme hakkını- insanlara vermediği ırk olayını abartan bireyin, kendi becerisiyle hayatına anlam kazandıracak herhangi bir artısı olmadığını görüp kendi boklu kıçının diğer bireylerin kıçlarından daha üstün olması gerektiğini düşünüp kendi ırkından olmayan bireyleri hakir görmesi.
gazi iibfde dün gerçekleşen konserdir. iğrenç bir ses sisteminin yanı sıra ogün sahneye çıkmadan evvel gazililer mustafa yıldızdoğanın şarkılarıyla coşmuştur.
(bkz: olsa da yesek)
sol framein de ebesini sikmiştir bu site, evet.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?