kızların da sıçtığı öğrenildiginde yaşanan üzüntü

independence
ba$ligin asli $u $ekilde;

"kızların da sıçtığı öğrenildigi zaman yaşanılan büyük üzüntü"

buyuk sacmalik ya.

rabbim affetsin ama bu cidden buyuk sacmalik. sen kalk o bacaklara, o incecik bele, o dolgun ve diri goguslere, o cikik kalcalara(kim lan bu tarif ettigim ki$i?) sahip ol ama tum bu ozelliklerine ragmen biz igrenc erkek irki gibi sen de tuvalete git, kokulu kokulu sic. akil alacak $ey degil.

ben bunu yeni ogrendim, yeni derken cok yeni, bir kac dakikalik bir olay. internette bir bilgi ararken bir forumda denk geldim, sanirim doktorlarin forumuydu. bir bayan $u $ekilde bir soru yoneltmi$ti doktora;

+ doktor bey, cok siklikla buyuk abdestimi yapmak icin tuvalete kalkmak zorunda kaliyorum geceleri, neden acaba?

lan buyuk abdest ne, namaz kilmadan once alinan abdestin buyugu kucugu mu var? bugune kadar kildiklarimiz hep yalan mi oldu? panigi ile yine internette arama yaparken ogrendim ki buyuk abdest dedigimiz $ey bildigimiz sicmakmi$.

bir kadinin sictigini ogrendigim zamanki ruh halimi tahmin edebiliyor musun sevgili okur?

bildigin çöktüm.

dunyanin da, hayatin da adaletine kahrettim resmen. hayir bugune kadar seks yapmi$ligim da yok, kendimi hep e$ime sakladim ama bundan sonra bu da mumkun degil artik. yikildim resmen ya.
sizofrenhukukcu
sevgilim sürekli banyoya gidip geliyordu. ilk başlarda makyaj tazelemeye gittiğini düşünüyordum. ancak bir gün tamamiyle tesadüftürki banyonun önünden geçerken sifonun çekilmesi sesiyle karşı karşıya kaldım. elim ayağıma dolandı tansiyonum düştü. kendimi toparlamaya çalıştım ve zar zor koltuğa attım kendimi. artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. sevgilimle öpüşemiyor sevişemiyordum. aklıma sürekli onun ’cop, cop’ diye sıçması geliyordu. artık bu ilişkiyi daha fazla yürütemeyeceğimi anladım ve ayrıldık. yeni bir kızla çıkıyorum ve o sıçmıyor galiba. evet mutluyum şuan da ama umarım o da beni hayal kırıklığına uğratmaz.
independence
eski bir sevgilimle bir gun mahalle arasinda kucuk bir kurufasulyeciye gittik. ha babam yiyor ha babam yiyor, dedim a$kim bi nefes al, kurufasulye bu, etkilerini goz onunde bulundurmamiz lazim. bi$i olmaz hayatim dedi yemeye devam etti, aslinda bi$i olmaz diyemedi bile, yemekten firsat bulup konu$amiyordu ki. peceteye yazdi kodugumun karisi.

lokantada i$imiz bittikten sonra cift katli otobusle evimize dogru yola ciktik, ust katta oturuyorduk. cok fantazicenap bir sevgilim vardi benim, ust katta da kimse olmayinca yine fantazi yapmak istemi$ olacak ki kucagima oturdu bir anda. kakara kikiri derken flo$op diye bir ses ve bacagimin uzerinde hissettigim ani sicakliga muteakip havaya yayilan igrenc bok kokusu sardi dort bir yani.

kucagima sicmi$ti kari!

o gun anladim kizlarin sictigini, ama otobuste sicmalarina halen bir anlam veremiyorum.

$u anda bir $i$me kadinla birlikteyim. sicmadigi gibi nefes de almiyor. mutluyuz birlikte.
sizofrenhukukcu
ilkokula başladığımda(evet ben anaokuluna gitmedim) neden kızların tuvalette bu kadar uzun kaldıklarını düşünüyor, çoğu tenefüsümü saatime bakarak hangi kızın kaç dakika tuvalette kaldığını yazarak geçiriyordum. nöbetçi öğrenci olduğum bir gün dayanamadım ve millet derste iken kızlar tuvaletine girdim. erkekler tuvaletinden hiçbir farkı yoktu. sadece erkekler tuvaletindeki gibi ayakta işeme yerleri, kapı arkasındada küfürler yoktu. ben tam şaşkınlıkla tuvaletten çıkacakken bir iki kızın sesini duydum ve paniğe kapıldım ve hemen içeri geçip kapısını kapattım. neyse kızlar tuvalete girdiler ben heyecan ve korkuyla kapının arkasındayım. kızlardan birisi benim yanımdakine girdi ve az sonra başlamıştı o ses. ’zarrrt, zurrtttt’ ve ardından gelen ’cop,cop’ diye suya düşüş sesleri. ardından ateşim çıktı zorla yutkundum ama gözyaşlarıma engel olamıyordum. kızlar sıçıyordu evet sıçıyorlardı. o günlerde okuldan soğudum ben. ailem anlam veremedi ama okuyamamamın tek sebebi kızların sıçmasını öğrendiğim o andır.
rumuz pilis tiray egen
günlerden pazartesiydi yani ilk iş günü. otobüste çişim gelmiş ofise kadar tutmuştum. o kadar sıkışmıştım ki adete penisim 3 katı fazla büyümüştü. hatta bi ara böyle kalmayı ömür boyu işememeyi düşünmeye başlamıştım. bir hışımla girdiğim ofiste masama çantamı koyup kendimi tuvalete atmam sanırım 1 saniyemi almıştır. fakat sonrasında yaşadığım acıyı hiç unutamam...

yaklaşık iki sene önce şirkette işe başlayan ölçüleri 89-60-91 olan esmer güzeli taş hatuna ilk gördüğüm andan itibaren hasta olmuştum. kendisi için ne şiirler, ne şarkılar yazmışımdır da bi kere yüzüne karşı okuma cesareti bulamamışımdır. onun her gün sürdüğü parfümü adeta bünyemde afrodizyak etkisi yaratıyor, kendimi sürekli erekte olarak gezen bir ergen gibi hissediyordum. hatta bir keresinde fotokopi makinasının başında kalçalarına yanlışlıkla dokunmuştum da bir hafta kendime gelemeiştim. o kadar güzeldi ki tanrının yarattığı en özel varlık en harikulade kadındı. onun değil sıçtığını düşünmek, işediğini bile aklımdan geçirmezdim. o başkaydı. o bu dünyadan değildi. işte hayatımın en lüks ve özel kadının benim için bitiş hikayesidir bu...

tuvalete vardığımda tuvalet doluydu. ofis küçük olduğu için tek bir tuvaletimiz vardı. yani kadın erkek herkes burayı kullanıyordu. bir kaç dakika bekledikten sonra. kapı açıldı. aman allahım ateş parçası kadınım tuvaletten çıkıyordu. yüzü kızarmış (kasmaktan sanırım) masumca bana günaydın diyordu. masumca kandım bu duruşuna ve o gittikten sonra kendimi tuvalete attım. aman allahım bu koku. evet evet taze bok kokusu. inanamıyordum. işemeyi bırakıp ağlamaya başlamıştım. tanrım bu bir kabustu ve kendimi çimdikleyince biticekti. çimdikledim bitmedi. utancımdan tuvaletten çıkamadım. kapıda 4 kişi sıra bekliyordu biliyordum ama insan içine çıkacak yüzüm yoktu. artık ateş parçası hatunumun yüzüne nasıl bakardım. ya kazara benimle konuşursa? nasıl kaldıracaktım bu durumu... intihar etmeyi düşündüm ama sonra vazgeçtim. yapmam gereken tek bir şey vardı o da işi bırakmak. tuvaletten çıkar çıkmaz sıra bekleyenlerin yüzüne bile bakmadan masamdaki eşyaları toplamaya koşmuştum. toparlanmam bir kaç dakika mı aldı. sornasında kendimi ofisin dışına attım. sokaklar, binalar üstüme üstüme geliyordu. telefonu elime aldım ve patronu aradım. ben artık yokum dedim. nedenini sordu. cevap veremedim. nasıl cevap verilirdi ki.
eflatun
bir yaz günüydü. tatildeydik herşey olduğunca güzel ve eğlenceliydi. taki sevgili abim o gerçeği öğrenene kadar.

güneş batıyordu , sahilden pılımızı pırtımızı toplayıp, pansiyona gidecek yemek yiyecektik. öyle de oldu. yemekten sonra karpuz geldi. abimin sevgiliside yanımızdaydı. karpuzu fazla abarttı yedide yedi. o kadar çok karpuz yenmemeliydi, yememeliydi.

gece yataklarımıza gittik. birden bir zortlamayla uyandım, yan odanın tuvaletinden geliyordu. koştum ve kapıyı çaldım. abim, sevgili abim yıkılmıştı ağlamaktan gözlerinden kanlar geliyordu;

_ ne oldu abi?

+ o, o sıçıyormuş. düşünebiliyor musun? ishalde oluyormuş.

dünyası başına yıkılmıştı garibimin. teselli ettim ’yapma dünyanın sonu değil alış’ dedim.

o gece hiçbirşey olmamış gibi davranacağına söz vermişti. ama sabah kalktığımızda acı haberi hemen duyduk.

sevgili abicim, bu duruma katlanamamış , alışamamış kızın bağırsaklarını söküp atmıştı. çok acı bir durum o günden sonra hiç sevgilisi olmadı.

şimdi yalnız. yakında esra erol dayız sıçmayan eş adayı arıyoruz kendisine.
theborek
hani böyle dirseğini masanın kenarına çarparsın çılgınlar gibi ağrır, gözünden yaşlar gelir ama ağlatacak kadar da büyük bir acı yoktur ya...

hani görüntüsü çok güzel olsa da çanaktaki en ekşi eriği ısırırsın, suratın bin türlü şekle girer ya...

hani ödevine tam başlayacağın anda elektrikler gider,
tam dışarı çıkacakken çalçene bir tanıdık arar...
hiç beklemediğin kadar boktan bir yerde hayvan gibi hesap gelir ya...

bir kızın sıçtığını bilmektense her allahın günü bu hüzünleri yaşamayı yeğler insan.
epikuros
"hepsi sıçıyor olamaz" diye düşünüp şiddetini azalttığım üzüntü çeşididir. tüm bayanlar sıçıyor olamaz gerçekten. bi megan fox’la, bi monica belluci ile, bi angelina jolie ya da paris hilton’la yeşil, sıcak ve bukleli bir bok kütlesini aynı karede düşünemiyorum.

kadınlar nasıl ki ofsaytın ne demek olduğu anlayamıyorsa bir erkeğin de bunu anlaması çok güç. tamam bazı kadınların sıçıyor olduğuna anlam verebilirsin, ne bilim mesela ayşen gruda çok sıçmıştır, hülya avşar da sıçıyordur, ajda pekkan da kesin bikaç kez sıçmıştır ama nükhet duru’dan bayaa şüpheliyim. mesela hande ataizi, her gün en az bi kere sıçıyordur, hatta üzerine bile oturup etrafa yayıyordur, beklerim ondan her şeyi ama bi şebnem şeffır öyle mi!
independence
bir donem gencligime mal olan bilgi ve akabinde ya$anan buyuk uzuntu.

kiz lan bu kiz, tum endami ile, tum cezbediciligi ile, o tatli gogusleri, kalcalari ve incecik beli ile kiz i$te. ugruna sava$larin ciktigi, koskoca ulkelerin el degi$tirdigi, cinayetlerin i$lendigi kiz! adem’e gaz verip cennetten kovulmasina sebep olan, daglarin delik de$ik edilip sondaj cali$malarina onculuk eden bir cinsiyet!

sicar mi lan onlar?

kokulu siciyormu$ olm bazilari hem de, oyle boyle degil.
akilluslu
kader anı;
kızların da insan olduklarının keşfi akabinde yaşanan hayalkırıklığı,
neyse ki bir süre sonra -olgunlaşınca erkek- bu gerçekle yaşayabiliyor.
zor tabi, yazık çocuklara.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol