confessions

epikuros

- Yazar -

  1. toplam entry 2495
  2. takipçi 1
  3. puan 68227

sabit kanca

epikuros
para verip izlenmesi dışında hiç bir komik tarafı olmayan komedi filmi.

ne kadar kötü olabilir ki diye düşünüp hiç yorumlara bakmadan gittim filme. belki toparlar diye epey sabrettim ama bu şeyin film diye adlandırılması seyirciye büyük küfür, büyük üçkağıt. filmin yarısından sonra salonun tamamı boşalıp sadece benle, sabit’in alt çenesine gülen eşim kaldığımızda filmin sonunu cepten çanak okey oynayarak getirdim.

ey sabit kanca seni film diye çıkaranın, uğraşıp didinenin; ey tombiş spiker, seni oyuncu olsun diye yetiştiren hocanın, sizi bir araya getirenin... yaptığı son iş olsun bu inşallah.

joaquin phoenix

epikuros
izleyeli epey olmasına rağmen the master filminde oynadığı freddie rolünün etkisinden hala çıkamadığım aktör. oscar’da hakkı yenenler kervanına son katılan oyuncu. bakışları yeterdi halbuki. bi karaktere böyle can vermeye pek ender rastlanır. the shinning’de ve one flew over the cuckoo s nest filmlerinde jack nicholson’ı izlemiştik böyle, a beautiful mind’da russel crowe’u izlemiştik böyle, ki ona da oscar verilmemişti o yıl, "bu yıl da siyahlara oscar verelim" kampanyası var diye. rain man’de dustin hoffman’ı görmüştük böyle.

oscar’a ne kadar sövsek de, ne kadar amerikan politikasına göre heykel dağıtıyor desek de yine her haksız sonuçta sanki tek büyük tasdik merkeziymiş gibi dikkate almadan edemiyoruz. yazık günah değil mi lan joaqin’e, daniel day lewis hayranı beni bile soğuttunuz ona karşı. dümdüz bi lincoln tiplemesi canlandırdı adam, bi ekstrası yoktu. kambur kambur durdu, sallana sallana yürüdü, kısık kısık sesle konuştu. bi numara yoktu. öbür tarafta ise freddie quell diye orjinal bir manyağı izledik.

lmanyak

epikuros
1996-2000 yılları arasında takip ettiğim dergidir. ortaokul-lise yıllarımda bir kaç arkadaşla okuyup güldüğümüz dönemleri hatırlatır. farklı bir kültürdü l-manyak, abaza kültürü. geçenlerde gittigidiyorda rastladım toptan 50-60 sayısına, ısmarladım geldi. lakin aşağı yukarı 10-15 yıllıklar. bitli gibiler. elimi süremiyorum.

genel sağlık sigortası prim borcu

epikuros
01.01.2012 tarihi itibariyle herhangi bir kurumdan ve sair sandıktan sağlık hizmeti alma hakkı olmayan türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının(türkiye’de ikamet eden) gelir durumuna göre ödedikleri primdir. gelir durumunun tespiti için vatandaşın önce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına müracaat edip gelir testi yaptırması gerekiyor. burdan belirlenecek gelir seviyesine göre kişi her ay asgari ücretin 1/24’ü, 1/8’i veya 1/4’ü kadar prim ödemek durumunda kalıyor. prim ödemek zorunda bırakılan bu kişiler aynı zamanda hiç bir yerde çalışmayan, hiç bir ticari veya tarımsal faaliyette bulunmayan, hiç bir sağlık güvencesi olmayan kişiler. garip bir düzen. gelir seviyesi hesaplama kriyterleri de enteresan. kendi yaşadığın bir evin ve kendi ihtiyacın için kullandığın bir araban varsa ve olaki aynı evde yaşadığın anne babanın emekli maaşları varsa senin hiç bir gelirin olmasa da ayda 106 lira veya 212 lira ödemen gerekiyor. hastaneye gitsen de gitmesen de fark etmiyor.

ayrıca, sosyal yardımlaşma vakfına hiç müracaat etmeyen kişinin geliri ayda 106,38 tl ödemesi gereken grupla olduğu varsayılarak bu vatandaş sistemde bu şekilde tescil ediliyor ve kendisine bildiriliyor.

tayfur havutçu

epikuros
1 yıl 3 hapis cezasına çarptırılmıştır kendisi, bjk-ibb kupa finalinden önce ibrahim akın’a transfer teklifi ederek şike teşebbüsünde bulunduğundan. suçlu olduğuna inanmıyordum şu güne kadar ama suçlu bulunmuştur, ayıp etmiştir. 110 yıllık kulübe kara çalmıştır yere bakan yürek yakan.

serdal adalı

epikuros
bugün açıklanan mahkeme kararlarına göre şike suçundan dolayı 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. tayfur havutçu da kendisiyle aynı cezaya çarptırılmıştır. karar temyize gidecek ama sürdüğü lekenin bu kadarı bile fazla beşiktaş’a.

aziz yıldırım

epikuros
kendisi hakkındaki masumiyet karinesi büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. mahkemece suçlu bulunmuştur. şike yaptığına hükmedilmiştir. sadece yargıtay’ın kararı onaması işi kalmıştır. normal şartlarda çoğu mahkeme kararı yargıtaydan dönmez. yine normal şartlar altında 2010-2011 sezonu tsl şampiyonluk kupasının fenerbahçeden alınıp trabzonspor’a verilmesi gerekir. evet normal şartlarda aziz yıldırım ve fenerbahçe aleyhinde bir sürü yaptırımın daha devreye sokulması lazım ama bir klişe vardır ya hep "burası türkiye"

bir zamanlar anadolu da

epikuros
yılmaz erdoğan’ın da rol aldığı film. ve bence ilk kez onun gerçek oyunculuğunu görme fırsatı bulduğumuz film. hem de kendisine hiç gitmeyecek bir polis rolünde. cem yılmaz’ın gora’da, arog’da, yahşi batıda’ki peltek peltek konuşan zorlama tipi gibi, yılmaz erdoğan’ın da bir demet tiyatroda ve vizontelelerdeki atlayıp zıplayıp duran zorlama karakterleri oldum olası itici gelmişti bana. hiç birisine "adam güzel oynadı valla, yaşadı resmen" denmez zaten. üreticiliklerine laf yok, güzel hikayeler yazıyorlar, espiri üretiyorlar ama bu filmlerde iyi oyunculuk sergilediklerini kimse söylemesin. böyle bir şey beklemek zorunda değiliz ikisinden de aslında. esas sahip oldukları etiketlerin(komedyenlik-yazarlık) hakkını veriyorlar.

gelelim bu filme. izleyeli epey oluyor ama her karakterin iç dünyasının ekrana iyi yansıtılması ve karakterlerin gerçekliği, özellikle yılmaz erdoğan’ın işini kendi bildiği gibi yapmaya çalışan komser rolü, doktor rolündeki mehmet uzuner’in sık sık düşünmesi ve derin bakışları, savcının "orayı şöyle yazalım" diye başlayıp yazdırdığı tutanaklar akılda kalıcıydı.

samet aybaba

epikuros
4 yıllığına beşiktaş’ın teknik direktörlük görevine getirilmiştir kendisi. kulübün girdiği küçülme politikası kapsamında kanaatime göre en uygun adamdır. yılda 500-600 bin euro karşılığında anlaşılmıştır kendisiyle. geçmişinde pek kayda değer teknik direktörlük başarısı olmamasına rağmen alt yapıya önem vermesi, beşiktaş’ı iyi tanıması ve gecesini gündüzünü takıma harcayacak olması açısından yerinde bir görevlendirmedir. zaten taraftarın şu durumda kendisinden şampiyonluk beklediği yoktur, altyapıdaki oyunculara ve gençlere şans versin, takımı bir şekilde zirveye yakın(ilk dördün bilemedin ilk beşin içinde) tutsun yeter.

kuzey güney

epikuros
dün akşam sezon finalinin yayınlandığı dizi. her şeye rağmen finale yakışır güzellikte bir bölümdü. performanslar dokunaklı, konu heyecan vericiydi.

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
baştan söyleyeyim; ali’nin vurulması ve ölüp ölmediğinin sürüncemede bırakılması bariz ibnece olmuş. gerçi son nefesini vermiş gibi gösterdiler ama ne olur ne olmaz.

bölüm tatmin edici olsa da, yine de bir sürü soru işareti bırakıldı kışa. senaryo zaten atlaya atlaya gidiyo. senaristler ters köşe olayını, ürün yerleştirme olayını güzel yapıyorlar ama sahneler arasındaki kopukluğa bir türlü engel olamamışlar. belki farkında değiller belki de ellerinden gelen bu. ya bu ilk senaryo denemeleri ya da kendilerini çok profesyonel sanıyorlar ve hiç adam akıllı bir dizi senaryosu takip etmemişler. sahneler arasındaki geçişler öyle hissettirmeden yapılmalı ki izleyici izlediği şeyin dizi olduğunun farkına varmasın. bir olaya şahit oluyor gibi hissetsin. ama bunlar da öyle bir mantık yok. bi bakıyon düğün başlamış, bi bakıyon bitmiş gidip pijamaları çekmişler sırtlarına. bi bakıyon cemre barış’la teknede, bi bakıyon cemre takside ve beykoz korusuna kuzeyle buluşmaya gidiyo. bi bakıyon ferhat hapiste öbür sahnede bakıyon çoktan çıkmış hapisten de kuzeyle ilgili kurguladığı planın finalini şekillendiriyor. ne nasıl başladı nasıl gelişti nasıl bitti belli değil. profesyonelce iş yapıyoruz sanıyor senaristler ama izleyicinin bu saçma geçişlerden rahatsız olduğundan, uyduruk bi dizi izlenimi edindiklerinden haberleri yok. velhasıl kelam kusursuz bi dizi olabilseydi yeni sezonu daha sabırsızlıkla beklemek zorunda kalacaktım. böyle iyi.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

emma stone

epikuros
aslında jim carrey’le birbirine çok yakışacaklarını düşünüyorum. yine aslında indyle de çok iyi anlaşabilirler kanaatindeyim, çok da uyumlu olurlar. ve jim carrey’nin bahsettiği bebek konusu var ya, bence istese indy de emma stone’la birlikte çilli ve tombul bir bebek sahibi olabilir. işin aslı ben de easy a filmini izledim ve ben de beğendim emma stone’u ama gel gör ki araya girmekten çekiniyorum. işin içinde biri ellisine diğeri kırkına merdiven dayamış bebek düşünen iki erkek var. ama, ayıp olmazsa alt dudağını ısırışını çok seksi bulduğumu söyleyeyim en azından.

sayıca fazlalardı ve silahları vardı

epikuros
istihbarat teşkilatıyla işlerin iyi gitmediğini anlatmaya çalışmış galiba sevgili arınç. "mitten bize hepi topu 10-15 kişi falanlar, bir iki tanesinin elinde de çakı-sustalı olabilir dikkat edin" diye bilgi delmişti halbuki demeye getirmiş. hatta teröristlerin elebaşıyla bizzat konuşmuş "valla silah yok, delikanlı gibi yumruk yumruğa dövüşecez" sözünü almış da olabilir. aldatılmıştır. ki her insan aldatılabilir sevgili arınç, iyi niyetinizi anlıyoruz verdiğiniz beyanattan. siz doğru olun, dürüst olun, samimi olun yeter.

artes

epikuros
sürüsüne bereket çin menşeli teknoloji ürünleri pazarlayan firmalardan biri. ürünleri arasında tablet ve speaker, modem gibi bilgisayar çevre birimleri bulunuyor. ürünlerden pek fazla kalite beklememek gerekse de fiyatlarının muadillerine göre uygunluğu fiyat/kalite beklentisini karşılıyor.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol