soz konusu temizlikci kadinin ki, litaraturde bu konuda bir yanlislik oldugu kanisindayim...aksi bir turevi yoksa bir meslege ongorulen bu sifat yanlistir...pislikci kadin olamayacagi icin temizlikci kadin sifat tamlamasi da bir meslegin adi olarak yanlistir...bati da bu isleri yapanlar genellikle erkeklerdir, buradan hareketle temizlik calisani demek daha uygun olacaktir savindayim...iste bu insanin ne kadar kazandigini hesaplarken sadece kendi calistigi takdirde aylik asgari gecim standardina uyum verileri alinir boyle hesaplanir...yok efendim bunun kocasi da cocuklari da calisiyormus, kira vermiyormus gecekonduda oturuyormus... bu kimseyi ilgilendirmez. uygar dunya, kisinin konumuna bakmadan tek basina aldigi bu parayla gecim standardini yakalayabiliyor mu diye inceler bu olayi...ayrica hic kimse davranis yanlisligi konusunda kimseyi karsisina alip suclayamaz hukuk vardir onun ilkeleri vardir bu insanin sucu varsa orada yargilanir...oyle supheyle, yakistirmayla insan onuruna zarar vermek cok tehlikelidir...hirsizlik bir suctur bunun hangi sartlarda gerceklestirildigini tartismak ise olayin sosyolojik boyutuyla ilgilenmek demektir...ama meseleyi hukuku birakip kamu vicdaninda tartismaya acarsak bunu butun yonleriyle irdelemek gerekir.o zaman, o kisinin acizligi de dikkate alinmalidir...yoksa hic konusulmamali sonsuza kadar susulmalidir...
sozluk evlattir; ozenle korumak gerekir... ihmal kaldirmaz, herkesinkinden kiymetlidir o... kendin soylersin bazen herseyi de baskasina soyletmezsin,icin burkulur onun aleyhinde konussalar, savunmaya gecersin hemen...ugrunda mucadele edersin, fedakarlik gerektirir...onun icin calarsin diger islere ayrilan zamanlardan... sozluk sanki bir evlattir da emek ister...ilgi bekler...dogrudur bu baslik sahiden de...ben kendimden biliyorum...
-hayirdir babaanne nereden geliyorsun boyle sabah sabah...
+asiya gittim yavrum...vuruldum geldim asimi sukur...
-ne asisiymis bu?
+kolera asisi yavrum buyuk salgin var ortalikta oldurucu filan diyorlar...
-eee bize niye soylemedin?
+ben bir gideyim kuyruk var mi yok mu onden bakayim dedim hani siz giden de beklemeyesiniz diye...
-eee...
+ee si ne yavrum gitmisken asimi da oldum geldim...kuyruk neyin yok hadi siz de gidin...
-sen cok yasa babaanne, her seyde evin ilki olacan ya bunda da oldun tebrik ediyorum...
+sagol yavrum...hani dedim bu zamana kadar durduk burada, koleradan gitmeyelim obur tarafa...ondan oldu telasim...
+asiya gittim yavrum...vuruldum geldim asimi sukur...
-ne asisiymis bu?
+kolera asisi yavrum buyuk salgin var ortalikta oldurucu filan diyorlar...
-eee bize niye soylemedin?
+ben bir gideyim kuyruk var mi yok mu onden bakayim dedim hani siz giden de beklemeyesiniz diye...
-eee...
+ee si ne yavrum gitmisken asimi da oldum geldim...kuyruk neyin yok hadi siz de gidin...
-sen cok yasa babaanne, her seyde evin ilki olacan ya bunda da oldun tebrik ediyorum...
+sagol yavrum...hani dedim bu zamana kadar durduk burada, koleradan gitmeyelim obur tarafa...ondan oldu telasim...
an itibariyle tarihin bir yerlerinden cikip gelen sarki...bir erol evgin eseri ve iste akilda kalan son dizeler...
kader utansin
derdini soyle ki derman guzel gozlum
susmakla olmaz,
dunyaya meydan okumali insan,
kusmetle mutlu hayat olmaz.
alem seni tas yerine koysa da...
durup durup canevinden vursa da...
egme dostum, basini egme.
kader utansin ,kader utansin
bir ayaz gece...
gulmediysen eller utansin...
eller utansin.
kader utansin
derdini soyle ki derman guzel gozlum
susmakla olmaz,
dunyaya meydan okumali insan,
kusmetle mutlu hayat olmaz.
alem seni tas yerine koysa da...
durup durup canevinden vursa da...
egme dostum, basini egme.
kader utansin ,kader utansin
bir ayaz gece...
gulmediysen eller utansin...
eller utansin.
-anane dogru soyle sen hic mi gormedin evlenmeden once dedemi...
+hic gormedim yavrum...gerdek odasinin kapisini acan kisi olarak gormustum ilk defa...
-eee anlatsana nooolur devam et anane...
+neye?
-sonra ne oldu tanistiniz mi once...ben buyum memnun oldum...hadi yatalim filan mi oldunuz hemen...
+seni terbiyesiz kiz hic oyle sey olur mu abdest alip namaz kildik once...
+hic gormedim yavrum...gerdek odasinin kapisini acan kisi olarak gormustum ilk defa...
-eee anlatsana nooolur devam et anane...
+neye?
-sonra ne oldu tanistiniz mi once...ben buyum memnun oldum...hadi yatalim filan mi oldunuz hemen...
+seni terbiyesiz kiz hic oyle sey olur mu abdest alip namaz kildik once...
hasret kusum, bu sana yazdigim ve cevap alamadigim onyedinci mektuptur...asiri merak icerisindeyim telefonla ulasmak gibi bir luxum de yok biliyorsun...hala kapali telefonun, faturalari odeyemedin demek ki...hani aklima gelmiyor degil yoksa kirayi da odeyemedin mi?...boyle bir adresin yok mu artik, tasindin mi ask yuvamizdan?...caresiz, annenleri aradim dun, ben kiz arkadasiyim dedim, seni sordum bana;-naciye sen misin dediler?adimin safiye oldugunu biliyorlardi oysa...naciye kim?...hatirlarsan ben senin olmadigin sehirde okuyamam da yasayamam da demistim gelmek istememistim buraya....git, beni hergun yaninda hissedeceksin ilim cinde de olsa gideceksin der, buyuklerimiz demistin...geldim aylar once ama yoksun hicbirsekilde yoksun yanimda...manasiz bu sehirde kalmak, artik okula bile gidemiyorum aklima hep kotu seyler geliyor...cevap ver bana kim bu naciye? umuyorum ulasir bu mektup eline...seni deliler gibi seven, ozleyen... safiye bicare
eger o!temizlikci kadin... sadece bir paket bulguru vb.gibi, kendi butcesiyle alamadigi seyleri yurutmusse ve eger cleptomani gibi bir hastaligi da yoksa... butcenin yeniden kontrol edilip, bu insanin ucretinin artirilmasi konusunda dusunulmesi gereken durumdur.ayiplayip, asagilamak yerine bu daha insani bir yaklasim olacaktir...
insanogluna hayatta sadece bir defa kaderini iyi yonde degistirecek buyuk firsat sunulur...kisi bunu farkedip iyi degerlendirdiginde ilelebet huzura ve mutluluga kavusur...mesele uluslar boyutundan bakacak olursak da aynen boyledir...buyuk onder ataturk, turk ulusuna yeniden varolmak, ilelebet huzur ve refah icinde yasayabilmek icin sunulmus bir firsatti...degerlendirilememistir...yazik olmustur yarinlara...simdi bekleriz ki bir yenisi daha gelsin...gelmez asla gelmez...kacirilmistir o buyuk firsat...toparlayabilir miyiz yeniden? bu da baska bir baslik konusudur...
bu fikra editorumun istegi uzerine yaziya alinmistir...( bastan soyleyelim de sozlukteki nick agirligimiz tartisilmasin...)
yaptigi basarili calismalarla su alti biliminde(osinografi)nobel odulu alan kisi bir anda mesleginin doruklarina cikmistir...ulkesinin hukumeti kendisinden duydugu buyuk gurur neticesinde onu huzura cagirmis dile benden ne dilersen seklinde bir teklif yapmistir...bilim adami da buyuk donanimli gemi ve emrinde calisacak kalabalik bir kadro dilemistir...kabul edilmistir ve arastirma gemisi okyanusa dogru yola cikmistir...aradan iki ay gecmis bizim bilim adami sexuel durtulerle bir kadina ihtiyac hissetmistir...fakat gemide derdine care tek bir kadin bile bulunmamaktadir...bu dusunceyle geminin kaptanina muraacat etmistir...aralarinda gecen dialog su sekildedir;
-kaptan benim acil olarak bir kadina ihtiyacim var...
+ozur dilerim efendim gemide o dediginizden baska hersey var ama kadin yok maalesef...fakat eger arzu ederseniz size mutfaktaki cinli sefimizi teklif edebilirim...
-ne diyorsun sen kaptan! onerdiginiz kisi bir erkektir...sakin ha ben bunu duymamis olayim siz benim butun kariyerimi yok etmek mi istiyorsunuz?
+ozur dilerim efendim hani tek care olarak arzetmistim...
aradan iki ay daha gecer bilim adaminin durumu artik karaya cikmayi beklemekten vazgececek kivama gelmistir.tekrar kaptana cikar ve ne olursa olsun kabul edecegini soyler...yalniz sarti vardir bunu kaptan, cinli asci birde sadece kendisi bilecektir...bu olayin uc kisi arasinda sir olarak kalmasini rica eder...kaptan ise uc degil bes kisinin bu sirri bilmesi gerektigini soyler...bilim adami cok sinirlenir ve nedenini sorar aldigi cevap ilginctir...siz bu isi yaparken diger iki kisinin cinli asciyi kollarindan tutmak suretiyle zaptetmesi gerekecek efendim...sebebi sadece budur...
yaptigi basarili calismalarla su alti biliminde(osinografi)nobel odulu alan kisi bir anda mesleginin doruklarina cikmistir...ulkesinin hukumeti kendisinden duydugu buyuk gurur neticesinde onu huzura cagirmis dile benden ne dilersen seklinde bir teklif yapmistir...bilim adami da buyuk donanimli gemi ve emrinde calisacak kalabalik bir kadro dilemistir...kabul edilmistir ve arastirma gemisi okyanusa dogru yola cikmistir...aradan iki ay gecmis bizim bilim adami sexuel durtulerle bir kadina ihtiyac hissetmistir...fakat gemide derdine care tek bir kadin bile bulunmamaktadir...bu dusunceyle geminin kaptanina muraacat etmistir...aralarinda gecen dialog su sekildedir;
-kaptan benim acil olarak bir kadina ihtiyacim var...
+ozur dilerim efendim gemide o dediginizden baska hersey var ama kadin yok maalesef...fakat eger arzu ederseniz size mutfaktaki cinli sefimizi teklif edebilirim...
-ne diyorsun sen kaptan! onerdiginiz kisi bir erkektir...sakin ha ben bunu duymamis olayim siz benim butun kariyerimi yok etmek mi istiyorsunuz?
+ozur dilerim efendim hani tek care olarak arzetmistim...
aradan iki ay daha gecer bilim adaminin durumu artik karaya cikmayi beklemekten vazgececek kivama gelmistir.tekrar kaptana cikar ve ne olursa olsun kabul edecegini soyler...yalniz sarti vardir bunu kaptan, cinli asci birde sadece kendisi bilecektir...bu olayin uc kisi arasinda sir olarak kalmasini rica eder...kaptan ise uc degil bes kisinin bu sirri bilmesi gerektigini soyler...bilim adami cok sinirlenir ve nedenini sorar aldigi cevap ilginctir...siz bu isi yaparken diger iki kisinin cinli asciyi kollarindan tutmak suretiyle zaptetmesi gerekecek efendim...sebebi sadece budur...
sevgi bir isiktir...sevginin terazisi olamaz o tartilamaz, metresi yoktur olculemez...madde olarak parasal karsiligi yoktur alinamaz satilamaz...vurdugu varliktan gelen isikin gucu onu etkilemez, o kendi huzmesi icerisinde seyrine devam eder...varligi isitir kisiyi, zengin kilar, gucune guc katar...ta ki bu isigi yaymak icin gereken enerji tukenene kadar...
konunun, sir olarak kalmasini ortadan kaldiracak ihtimallerin gerceklesmemesi olayidir...
saniyorum bana da cikti...yani ruyamda gordum bunu iki hafta onceydi...bir bilet var cantamda henuz cek edilmemis... korkuyorum simdi...korkuyorum ya gercekse bu... herseyi birden degistirmek cok zor olacak...kimse eski kimse olmayacak...daha iyi bir yer bulalim gidelim orada yasayalim, burada zengin oldugumuz kimsenin umurunda olmaz, bunu gostere gostere yasayacagimiz bir yer olsun, mesela geri donelim diyebilir, birlikte yasadigim insanlar...ben se boyle seyler duymak istemiyorum...korkuyorum dostlar ve bu bileti yirtmaya karar verdim...en dogrusu bu olacak...
kisilerin yasarken, kendi hayat gorusleriyle ozdes yada benzer ozelliklere sahip olan diger insanlari bulduklarinda hissettikleri bir olgudur bu... hayata sizinle ayni pencereden bakiyoruzdemek...eger anlamadan ozumsenmeden soylenmisse bu soz, zaten bir sure sonra kendiliginden, madem ayni pencereden bakiyoruz neden farkli seyler goruyoruzsekline donusecektir...bu sozu cok yerinde kullanmak icin, kimlerle ayni pencerede oldugunuza iyi bakmaniz gerekmektedir...hani bazen oyle anlar olur ki ayni pencerenin kenarinda durmak bile zul gelir... birakin birlikte bir yerlere bakmayi hatta kisi diyebilir ki bu durumlarda; beni sil bunun yada bunlarin yanindan, afedersin yanilmisim hayat...olasi seylerdir bunlar, bu baslikta anlatilmak istenen olayin ozu hayata ayni pencereden bakiyoruz diyebilmenin dayanilmaz agirligindadir...bu kelime obegi cok ozenle kullanilmalidir...kolay degildir oyle ayni kisi yada kisilerle bir pencereden bakabilmek hayata...olsa guzel olur tabii...kisi der ki mesela;ne guzel boyle bakabiliyorsak ayni yerden hayata... bakinca ayni seyleri hissedebiliyorsak ne guzel...diyebilmek bunu ne guzel...
ayni zamanda annesinin zorunlu editorlugunu yapan guzeller guzeli kizin yogun sinav donemidir. meydani bos bulan anne butun hiziyla sozlukteki mesaisine devam etmektedir...ama zaten kizcagiz anneyi uyarmistir daha onceden...aralarinda soyle bir dialog gecmistir;
-annecim, su sinav donemim bitene kadar seni editleyemem...sen de biraz ara ver sozluk calismalarina...sadece uc hafta lutfen...
+ne...bunu isteme benden bekleyemem, o kadar uzun bir omrum kaldigini sanmiyorum...
-sen zaten cok mesgul bir insansin annecigim...butun gun disarda calisiyorsun geliyorsun evin isleri filan...
+olsuuun... hepsini birden hallederim ben merak etme...
-annecim diyorum ki, bu donem su sanat calismalarina yogunlassan... otur tabaklarini boya bak easter(paskalya yortusu) yaklasiyor, yumurta boya mesela...sergileri dusun...
+onlari da ihmal etmiyorum merak etme...ama yazmam lazim benim cocugum...bu hepsinden onemli...
-tamam iste annecim turk dergisine yaziyorsun ya hafta da bir, simdilik o yazilara yogunlassan diyorum...
+olmaz kesmiyor beni...hem gecen hafta ne oldu biliyorsun az daha kovuyorlardi beni ordan, kustum ben onlara...
-iyi de annecim sozluge yazdigin fethullah gulen yazisini yanlislikla onlara da yollayan sendin...derginin gizli sahipleri de malum...
+ah evet cok salaklik ettim bak o konuda haklisin...ama ben surekli hanimlara marmelat, kurupasta tarifi vermekten biktim artik, galiba onlar kovmadan ben ayrilacam oradan...duvara yazsam daha iyi oraya yazmaktan...
-yok annecim sana ne desem olmayacak...aklini basindan aldi bu sozluk senin sanki...ben ilgilenemiyorum artik, ne yaparsan yap!ozellikle actigin basliklara da dikkat et lutfen...
+ederim guzel kizim, sen merak etme...
insanin kendi kendisini editlemesinin bir yolu olmasi lazim ama nasil? simdi dusunulmesi gereken bu galiba...
-annecim, su sinav donemim bitene kadar seni editleyemem...sen de biraz ara ver sozluk calismalarina...sadece uc hafta lutfen...
+ne...bunu isteme benden bekleyemem, o kadar uzun bir omrum kaldigini sanmiyorum...
-sen zaten cok mesgul bir insansin annecigim...butun gun disarda calisiyorsun geliyorsun evin isleri filan...
+olsuuun... hepsini birden hallederim ben merak etme...
-annecim diyorum ki, bu donem su sanat calismalarina yogunlassan... otur tabaklarini boya bak easter(paskalya yortusu) yaklasiyor, yumurta boya mesela...sergileri dusun...
+onlari da ihmal etmiyorum merak etme...ama yazmam lazim benim cocugum...bu hepsinden onemli...
-tamam iste annecim turk dergisine yaziyorsun ya hafta da bir, simdilik o yazilara yogunlassan diyorum...
+olmaz kesmiyor beni...hem gecen hafta ne oldu biliyorsun az daha kovuyorlardi beni ordan, kustum ben onlara...
-iyi de annecim sozluge yazdigin fethullah gulen yazisini yanlislikla onlara da yollayan sendin...derginin gizli sahipleri de malum...
+ah evet cok salaklik ettim bak o konuda haklisin...ama ben surekli hanimlara marmelat, kurupasta tarifi vermekten biktim artik, galiba onlar kovmadan ben ayrilacam oradan...duvara yazsam daha iyi oraya yazmaktan...
-yok annecim sana ne desem olmayacak...aklini basindan aldi bu sozluk senin sanki...ben ilgilenemiyorum artik, ne yaparsan yap!ozellikle actigin basliklara da dikkat et lutfen...
+ederim guzel kizim, sen merak etme...
insanin kendi kendisini editlemesinin bir yolu olmasi lazim ama nasil? simdi dusunulmesi gereken bu galiba...
ve bir daha kendisinden haber alinamayan esimi ariyorum...ustelik o lotoyu ben oynamistim nerden bilecektim ayriligimiza neden olacagini...bilseydim oynarmiydim hic...ahh ki ah...buraya kadarmis sabirli ol deyip beni teselli etmek isteyen dostlara tesekkur ediyorum...fakat o bana mezara kadar demisti...yoksa basina bir haller mi geldi...nerelere gitsem kimlere muracaat etsem bilmiyorum...etme en iyisi gulerler sana hatta aninda yerini soyleyen bile olur diyorlar hawai adalari mi ne oyle bir yerlerde olabilirmis...oralarda kimimiz kimsemiz de yok ki neden gitsin adamcagiz...gurbetin su koseciginde sakin sakin oturur bilmem ne netten kingini oynar dururdu...hic bir problemi yoktu hic bir problemimiz de yoktu(yani oyle sayilabilirdi)...ah ki ah...bana "gelirim oraya kirarim o sozlugu" diyen bariton makamindaki seslenisini bile ozledim...cocuklara gelince garip ama mutlu gorunuyorlar ...bir baba vardi bu evde ve artik yok diye hic etkilenmise benzemiyorlar...bir ben bir ben boyleyim...can kusum diye baslardi satirlari, internet cep telefonu yoktu o zamanlar tutun kokardi mektuplari...neyse evlendik ettik, baktim bunun kutuphanesinde bir ince kitap var semsi belli mi neydi yazari butun hazir ask mektup orneklerini yazmis oraya... benim mektuplarin kaynagini bulmustum...ama olsun du copy-paste degildi simdikilerde yapilanlar gibi...kalemi kagidi eline alip oturup efendi gibi kopyalardi demek ki...bir pink floyd dinleyisi vardi sanki david gilmour var karsimda zannederdim oyle hisli dinler bide soylerdi...gidelim buralardan artik dedigim de ’gidelim hayat zaten yolculuktur’ demisti...bu felsefeyle daha da gidiyor galiba dostlar ne dersiniz...enteresan olan bakkala giderken akvaryumdaki sevgili balikini da goturmustu kavanoza koyup da...ben de sormustum hayirdir! diye de sadece hava aldirip geri getirecem demisti...ahh ki ah ben yanmayayim da kimler yansin (balik icin degil tabii)...ben kizimizi dogururkene bir avazim yerde bir avazim gokte o da hastanenin bekleme salonunda sigara ustune sigara icip heyecanini gidermeye calisan guzel hemsire kizlarla derin sohbetler bile etmisti(bunlari da bana kizkardeslerim soylemisti)...o kadar duygulari benle birebir yasayan bir insandi yani...daha nesine yanmayayim... ’bir gun sana, hos bir hatun hadi bize gidelim dese ne dersin’ diye de ara da sirada yoklama cekerdim ona...’ayy ben evliyim olabilemez katiyyen gelemem sizinle’ deyip elimdeki yuzugu gosterek reddederim merak etme’ derdi...ben de ’afferim sana iste benim erkegim’ deyince oyle garip garip gulerdi...her neredeyse ciksin gelsin artik diye gezmedigim arastirmadigim mesaj yollamadigim tur acenta sitesi kalmadi(cunku bizim sevgimizi anlamayan insanlar boyle tavsiye ediyorlar)...ama yok iste..bide belki donmez de beni oldugu yere cagirir mi diye bekliyorum her neredeyse... cunku o bensiz ac kalir olur, camasirlarini bile yikayamaz, kokar curur gider...mecbur yani ya geri donecek ya beni cagiracak her neredeyse...ama elalemin agiz torba degil buzesin, geri gelmesi paralari harcama hiziyla orantili gibi sacma sapan seyler soyluyorlar ben bilmiyorum ne parasidir neden bahsediyorlar...biz kendi yagimizla kavrulup gidiyorduk bir sikayetimiz yoktu ki sukur...anlamiyorum bu insanlari ve sadece agliyorum dostlar sadece agliyorum geceler gunler boyu...bekliyorum...bitti...(bu bitmez aslinda)
bir isiktir insanoglu...kendi isigini kendisi yayan yada bir uydu gibi baskasindan aldigi isigi yansitan...bu basligi aciklamak zordur iyi felsefe ogretisi gerektirir...ben aciklarim diyen insan biryerlerden isik almayi umuyordur veya dusunmeden konusuyordur...ayrica ben de aciklayamam...estagfurullah dedim bile...sadece ornekleyebilirim belki nacizane; evren icin insanoglu sadece isik boyutunda vardir...onun ne yedigi ne giydigi kimlerle gezdigi bu boyuttan bakinca onemli degildir...evrende sadece isigiyla varolmaktadir kisi... onemli olan onun dusunceleridir ve onu sonsuzluga dogru tasiyacak olan budur...isigi ne kadar yeterse o kadar yol alabilecektir...kimsenin isigiyla fazla yol alamazsiniz kendi isiginizi kendiniz yaratin demektir bu ayni zamanda...bu oyle bir isiktir ki yuzune yansir insanin...hayata ayni felsefenin ardindan bakan insanlar kardes yada akraba olmadiklari halde birbirlerinin kopyasidirlar adeta...bkz.(biryere bakmayiniz yok boyle birsey)su anda ulkemizi yoneten insanlar diyecektim sadece...bunun polika yapmakla alakasi yok biz burada daha yuce birseyin, bir kavramin ifadesi icerisindeyiz...yani bu kadar mi birbirine benzer ayni isi yapan bu insanlarin fiziksel gorunusleri diye sasirasi geliyor insanin...iste sasirma olmasin, bu neden boyle? diye merak edenler icin yapilmistir bu ornekleme... insanlar dusunce boyutlarinda gelisiyorlar ve ayni dusunenler inanilmaz benziyorlar birbirlerine...bunu okuduktan sonra umarim bu satirlarin yazari kime neye benziyor acaba diye bir dusunce gecmiyordur icinizden...cunku o sadece kizkardeslerine benziyor ve onlari aylardir goremiyor...uhuuuuuu....bitti.
su dunyada kendimde olmadigindan olsa gerek bir hafizasi kuvvetli insanlara, birde az kelimeyle cok sey anlatan insanlara sonsuz hayranligim vardir...iste goetica da onlardan biri, hakkinda yazilanlari okudugumda ise onun "annelik" gibi, kutsal sayilan daha baska bir olayi basardigini hissettim ."iyi arkadaslik"...iyi ki var ve beni bir kez daha "iyi olacak olan hersey icin" yesillendirdiginden dolayi tesekkur ediyorum kendisine...
benim oglumun muzik yolculugunun bu sarki ile baslamasi kadar kahrettigim baska bir baslangic yoktur...hatta yeni yeni konusmaya basladigi icin sadece nakarat kisimlarini soyleyebiliyordu vede yanlis soyluyordu "olmaz vaykin bende de yok" seklinde...biz de duzeltmiyorduk zaten igrenc otesi bir sarkiydi dogrusunu soylese ne degisecek diye dusunuyorduk...
bilgi sozlukte yazan kisinin kim ne yazmis umurunda olmadigi, sol serite(frame) kesinlikle bakmadigi, kendisini yazi icin pek verimli hissettigi bir gundur...bir heves oturmus, hemen kendi son girdigi entrylere bakmis(nerde kalmistim gibilerinden)o esnada seytan durter derler ya, birsey dikkatini cekmistir...genellikle kendisinden sonra yazan yoktur...bunu neye yoracagini bilemezken aklina fena seyler gelmesin, icinde bulundugu verimlilik! bozulmasin diyerekten masumca kendine yontmaktadir bu durumu...kimse yazmamis benden sonra cunku "bu sozun ustune daha ne denir ki’zaten...
tanrisal bir erdemdir bunu yapabilmek...lakin iyilikle cevap verdiginizde bakalim o kisi bunu anlayabiliyor mudur..mesele burdadir iste...sizin "anlasin diye" bilincle verdiginiz cevabi ayni bilinc duzeyine cikarak kotarabilecek midir...iyilikle cevap vermis kisi olan siz, ’onun algilamasi beni ilgilendirmez ben sadece kendi yaptiklarimdan, kendi kisiligimden sorumluyumdur’ da diyebilirsiniz...lakin icerdigi kutsal ders anlasilmamissa sizin cevabinizin, hatanin hem tekrari soz konusu olabilecek...hem de daha ne kotulukler yapsam acaba, bak karsimdaki insan yada insanlar ne yapsam yiyor ve affediyor gibilerinden, hisse kapilacak kotuluklere tam gaz devam edecektir...iste bu imkan ve seraatte dahi siz; farketmez, hala iyilikle cevap vermeye devam ederim ben, karsimdaki ne olursa olsun diyorsaniz, gelin sizi alninizdan opecegim(kutsayacagim mealindedir)...elbet ben demiyorum kotulugun karsiligi kotuluk olmalidir diye... fakat optimist bir yaklasim her zaman herkese uygulanacak bir yaklasim tarzi degildir... bizdeki tarifi boyle, kiymeti biline....
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?