confessions

walide sultan

- Yazar -

  1. toplam entry 998
  2. takipçi 1
  3. puan 58560

türk olmanın ayrıcalıkları

walide sultan
bu ukteyi sevdim, kim sokaga attiysa belki, dogrulugundan suphe etmistir aciklayamamistir ama bu varsayim kesinlikle dogrudur.
batiya gidildikce insanlar ’problemleri daha bir cozulmus dunyada’ tipki bir cocuk umursamazligiyla yasamaktadirlar. cozmek zorunda olduklari problemler azaldikca da kafalarini calistirmaya zeka isletmeye gerek duymazlar...
oysa biz, turkler hemen her konuda kendi cozumlerimizi, kendimiz uretmek zorunda oldugumuz icin, islek bir zekaya da kavusmus oluyoruz.
batida cogunlukla insanlara ustuste iki soru sordugunuz da konunun uzmani bile olsalar dumura ugramaktadirlar, birine bile cevap verememekte, beyin datalari cokmekte ve ardindan hemen,’siz turk musunuz ’seklinde sormaktadirlar.
mubalaga etmiyorum ve ben bununla ovunuyorum. gogsumu gere gere ’evet oyleyim’ diyorum. biz turklere iki ya da daha cok soruyu ustuste sorabilme imkani vardir. karsiliginda da sorularin cevabini kivrak zekayla alabilme imkanlari oldugunu goren bu insanlar, sadece ustuste birden cok soru sorabilme yetenegimize degil, bu kadar soruyu akilda tutup cevaplandirabilme yetenegimize de inanin saygi duymaktadirlar.

bir kadının geri dönmeme sebepleri

walide sultan
basliktan anlasildigi kadariyla; yuvasini cesitli nedenlerin bilancosuyla terkeden kadinin, bir daha o yuvaya donmeyecegi sorunsali islenmektedir.
bir kadin eger geride sadece koca, es, sevgili gibi tekrar kolayca bulabilecegi bir hedeyi birakip gitmis se asla geri donmez. geri donmek, yuvada kalan cocuklarla ilgilidir cogu zaman. onlarin ona hala ihtiyaclari oldugunu dusunur ve bu olayi onlarin hatirina yeniden herseyi goze alarak gerceklestirir.(bkz: kimse tatli ekmegini birakip gitmez) halk sozumuzde oldugu gibi.
boyle aci bir gercek hikaye hatirliyorum;
genc bir cift bosaniyorlar ve bunlarin heniz uc aylik ikiz kiz bebekleri vardir. mahkeme sonucunda hakim ikizlerin tekini anneye digerinin velayetini babaya birakir. anne diger bebegi ilk dogum gunlerine kadar goremez. ilk dogum gunlerinde bunlar bir araya gelir, anne bakar ki geride biraktigi yavru henuz yuruyememektedir ve diger gelisimleri de kendi yaninda ki bebek kadar ilerlememistir. anne bu anda hemen yuvaya geri donmeye karar verir. su anda bu aile birliktedir.

kürdistan yere bastığım yerdir

walide sultan
kisi, yasarken bastigi yeri kendine gore isimlendirebilir, hatta yeryuzunde henuz olmayan bir ulkenin vatandasi dahi sayabilir kendisini. kisinin, ne hayallerine ne de dusuncelerine sinir koymak, insanlik onuruna ve hosgoru erdemine yakismaz. ornegin bu satirlarin yazari su anda yasadigi gurbet diyarindaki ulkeye ’ikinci vatan’ demektedir.
ancak eger o hayaldeki ulkenin sinirlari, baska bir ulkenin sinirlarinin icinde ciziliyorsa, bu konuda is, silahli mucadeleye kadar uzanmissa bu(!) tehlikelidir.
kisinin dusunce ve hayal guclerini bu kadar zorlamasi ve utopik olani gerceklestirme eylemine girmesi sonucunda da derler ki adama;

"dua et bir gun bastigin yerin icine cakilmayasin"

yazarin notu;hayal kuran kisiye en ’az su icmekte olan bir kisi’ kadar saygi gosterilmesi, rahatsiz edilmemesi, guzel bir insanlik erdemidir.

bilgiçlerin şiirleri

walide sultan
varsay ki karanliktasin...
onunu gormuyorsun,
isigi bulana dek,
yuruyeceksin...
bilsen ki hic kimse,
kalmamis etrafinda,
hayin karanlik gecelerdesin,
bir el daha var,
uzaklarda bir yerlerde...
dokunacaksin ona
yeniden ellerinde,
sicakligini,
hissedeceksin...

ac gogsunu ruzgarlara,
okyanuslar cagiracak seni,
bitmez hic bir sey,
bu dunyada...
her biten de, yeni bir
baslangic saklidir..

ben varsam,
bende var bu dunya...
benim yoklugumdan,
kime ne, dunyaya ne,
kim uzule kim sevine...
burdayim ulan!
yeniden varim,
yeniden herseye,
diyeceksin...





17 mayıs 2006 danıştay a yapılan saldırı

walide sultan
’cihada giden butun yollar mubahtir’, felsefesiyle hareket etmeyi, kutsal vazife olarak kabul etmis...
minareleri sungu, camileri kisla, yollari seccade, okullari medrese seklinde hayal eden ve bu hayallerine ulasmak icin her turlu vasitayi kullanan kara zihniyet, bu kez de hukukun ustunlugune cevirmistir silahini ve infaz uygulanmistir.
bundan sonrasinda, papazin oldurulmesi olayinda oldugu gibi, malum zihniyetin bu uyesinin meczupoldugu, akli dengesinin yerinde olmadigi gibi, hukukun ceza hafifletici unsurlarindan yararlanilacagi ortadadir. hukuka kursun yagdir sonra da, hukuka sigin...
en onemlisi de sanki; gitgide daha da kararan malum zihniyetin bir ferdi degilmiscesine, malum medya tarafindan; sadece meczup, kendi kendine azmis, sapmis bir kisi gibi gosterilmesidir bu canavarin.


önemli olan ruh güzelliğidir

walide sultan
"guzellik" goreceli bir kavramdir...herkese gore degisir ve kimse hangi surette yaratilacagini bilemez, bunu degistiremez(plastik cerrahi faktorunu saymiyoruz cunku dogal degil)...genetik faktoru var beslenme sartlari var tabiat ve iklim sartlari var.bunlarin hepsi etkendir kisinin dis gorunusunde...lakin kisi"ruh guzelligi" faktorunu gelistirebilir diye dusunuyorum...nasil olacagina gelince mesela mevlananin yedi ogudunu cok iyi ozumsemekle baslanabilir bu yolculuga...okumak lazim sonra korkmamak kitaplardan...bir yerlerden isiklari almak onlarla aydinlanmak ...karsinizdaki insani iyi anlamaya calismak onemsemek kuvvetlice..dunya insani olmak, bagnaz olmamayi basarmak...sabit fikirlilikten kurtulmak...cok zor seyler degildir bunlar...basarabilir her kisi...ve gorulecektir ki bu cabalar aydinlatacaktir ruhlari ve bu isik yansiyacaktir yuzlere "guzellik" olarak...ve basarilar diliyorum "guzel insan olma" yolculugunda herkese...

ben küçükken çok salaktım

walide sultan
cocukken fakir degildik ama arabamiz yoktu..hep arabasi olan insanlara ozenirdim...bir zaman beyaz arabasi olan bir adam mahallere giriyor seker verip cocuklari kandirip goturuyor diye bir soylenti mi diyelim simdi haber mi artik neyse boyle birsey yayilmisti..ailelerimiz de bize tembihlemisti sakin salaklik yapip boyle bir cisme yaklasmayalim diye...oysa ben hep o beyaz arabayla gelecek adami bekledim durdum belki on yasima kadar...bilmiyorum belki evdeki huzursuz ortamdan kurtarabilir beni diye mi...bi de beyaz arabayla gezmek dusuncesi cazipti tabii..ama gelmedi iste...salak miymisim bilmiyorum kime anlattiysam -ay ne salak cocukmusun! tanri seni korumus derlerdi bana...

her şerde bir hayır vardır

walide sultan
bu baslik biraz sorunludur daha henuz acmisken biz yazalim da dogrusu soyle olacak."her $erde bir hayir vardir"
lakin bunu boyle yazmaya klavye karakterim musade etmemektedir.
neyse biz yine yazalim... $er, kotuluk, ugursuzluk demektir. hayirise iyilik, dogruluk demektir.
bu guzel ve dunyaca taninmis ozlu soz, her kotulugun icinde bir iyilik gerceginin bulunacagini gosterir.
ayrica bunun karsi tezi de, havadan bile nem kapacak kadar hassas insanlar tarafindan, ileri suruldugune inandigim;
her iyilik, icinde muhakkak kotuluk barindirir cumlesinin de bunun ardindan soylenmesiyle olusur.

lakin bu satirlarin yazari bugune kadar hic bir iyiligin icin de kotuluk barindirdigina sahit olmamistir. kotuluk ararsan sayet bunu bulursun, bir sekiilde.ama iyilik, dogruluk, guzellik kismi yetmeli insana...demek ki aramayacaksin...
iste boyle, basa gelen kotu olaylar, yikmamali kisiyi... bunlar, birer iyi isaret olarak algilanmalidir. kisi, iyice bakabildigin de muhakkak iyiligi guzelligi farkedecektir...
mesela ben bugun yasadim bunu, ne oldu hic bir kotu sey olmadi
kaza oldu, gecti gitti, ben de bir hafta istirahat ederim iyi oldu yani...kaza esnasinda da sozluk mesaisinde oldugum icin butun bilgic arkadaslar, beni bir gazi gibi kutsadilar, allah razi olsun hepsinden...
sonra hic tanimadigim degisik milletlerden insanlar, bizzat kendi vatandaslarimiz arkadaslarimiz, duyan duymayan, gecmis olsun ziyaretine cesit cesit yiyecekler ellerinde olmak suretiyle geldiler evimize...
hatta kocam bile, yillar sonra aklina gelip bana iltifat etti ya da ben oyle algiladim, ama pesinden de, gene sozluge yoneldigimi gorunce-degil mutfak ev yansa sen akillanmayacaksin dedi. yani ne kadar guzel ve azimli bir insansin demek istedi herhalde...
gorulecegi uzere;
her $erde bir hayir vardir, hatta birden cok hayir bile vardir. yeter ki kisi boyle bakabilsin hayata....

yeşil

walide sultan
yok ben dusundum. daha fazla beklemek anlamsiz geldi, hem benim yasimdan bakinca o kadar uzun gorunmuyor omur...bekledim soyle "nick lerin altina girilen entry "lerle ilgili spekulasyonlar durulsun biraz diye ama bu kadar bekleme suresi yeterli geldi sahsim adina...
azeriler ’kac yasindasin’ diye sormazlar birbirlerine, ’kac yesil gordun’ diye sorarlar...bu; kac bahar gordun, gecirdin... meali tasir...
bu nicki her gordugumde icimde baharlar aciyor benim de... diyorum kendime istikbal icin, ’umutsuz olma insan’ bak bu arkadas iyi bir ornek, o dusunuyor, ozumsuyor, ruhunuyla birlestirip meselenin ozunu mukemmelce ortaya koyuyor...
gunumuzde ’bilgilerin’ bir yerlerden alinip biryerlere monte edilmesi adeta ’cocuk oyuncagi’ haline gelmis durumda iken, olayin kisisel olarak yorumlanmasi cogunlukla gozardi ediliyor....bu arkadasimiz iste bunu yapiyor, hem biliyor hem ruhuyla yuregiyle bunun aciklamasini, degerlendirmesini yapabiliyor...
bir de, cok mutevazilik seziyorum yazilarindan okuyunca, sanki bunlari onun kadar herkes basarabilirmis gibi kendi kimligini ortaya koymadan sadece meseleyi irdeleyebiliyor...
cok zengin bir kisilik barindiriyor olmali bedeninde, kendisini kutluyor eger bir kitap yazma cabasi icinde olursa ki(belki de oyledir)lutfederse onsozunu ben yazmak istiyorum...bu da bir sozdur...saygilarimla hurmetlerimle...

bilgi sözlük airlines

walide sultan
son yolcu olarak bilgi sozluk ulastirma sirketiyle myknos’a gonderilen yazarin hep orada kalmasi, insanligin huzuru ve refahi acisindan daha yararli olacaktir...bunun gerceklesmesi icin;’insanlik adina’ finansal sorunlarinin cozumlenmesinde, kendisine yemeyip icmeyip yardimci olmak, sozu veriyorum...

bir kadının yemek pısırmesi

walide sultan
kadina tarih sureci icinde, en yakisan ayni zamanda en yakistirilan islevdir...
bununla birlikte toplumda yemek ticaretiyle ugrasilan islerde(lokanta vb. yerlerde) ascilar, tum dunya genelinde erkeklerdir...
burada bir celiski varmis gibi gorunse de aslinda yoktur...cunku yemek pisirmek isi meslek olarak oldukca agir bir istir, vucut dayanikliligi ve gucu gerektirir...oyle kadinin dogasina ve eline yakismasi gibi sebepler, isin agir performans gerektirmesinden oturu dikkate alinmaz ve erkek ascilar tercih edilir...
ayni yemegi, ayni malzemelerle pisiren kadin ve erkek ascilarin yer aldigi birkac yarisma izleme firsatim oldu. sonucta da kadin ascilarin pisirdikleri yemekler acik farkla kazandi...neden?
elbette onlarin icinde ’sevgi’ vardi, gorunmeyen bu cok onemli malzemenin tilsimiydi galibiyetlerini saglayan eminim bundan...cunku kendimden biliyorum bunu ben...

abdullah öcalan

walide sultan
cagimizin ibret ve serefsizlik orneklerinden biridir kendisi...onun arzuladigi utopya hic bir zaman asla gerceklesmeyecek turkiye topraklarinin uzerinde.
bir kudurmus hayvan gibi karantina altinda yasatildigi o topraklar uzerinde; ben istiyorum ki hic yuzu gulmesin, hic umudu olmasin, kahrolsun kahrindan geberip gitsin, umit filizleri yesermesin pis vicdaninda, hala onun utopyasina ait bir seylerin varligindan bahsedilmesin, devletin resmi araclarinin uzerine onun resimleri asilmasin, hala o zihniyetin sloganlari atilmasin...
onbinlerce gencecik beden(onun pis hayalleri yuzunden) toprak altinda yatarken, ve henuz yasamin baharinda olan nice evlatlar bunun yarattigi bozuk psikolojiyle yasarken...bazi dayatmalar yuzunden hala ayni atmosferi paylasmayi surdurdugumuz bu insan, uzatilan yasam suresinde, gorsun ki bu ulke onun gibi seytanlara asla teslim olmamistir ve olmayacaktir...
bunu gorsun iyice anlasin istiyorum, kahrolsun da en azindan kahrindan, geberip gitsin istiyorum...

anne kız halleri

walide sultan
erkek kardesiyle yasadigi siddetli bir tartismadan sonra, hizini alamayip annesinin yanina giden kiz annesine sormaktadir;
- yaa anne biliyor musun bazen hic anlayamiyorum seni...
+ bazen mi?
- yani aslinda cogunlukla anlayamiyorum da...
+ takma kafani, anne olunca anlayacaksin nasil olsa, soru neydi?
- soru su; annecigim nurtopu gibi guzeller guzeli, akillilar akillisi, bir evlada sahip olmusken, ornegin benim gibi!... neden, bir evlat sahibi daha olmak istediniz, iste bunu anlayamiyorum...
+ dur bir dusuneyim...evet evet bunu sen istemistin.baskalarininkileri kiskanip - ben de ben de, kardes isterim demistin. simdi hatirlayamiyormusun?
- evet cok iyi hatirliyorum. cok simarik bir cocukmusum hersey de istenmez ki bilememisim...
+ aferim bak hazifa nasil da iyi bir defterdir. kisi donup donup basina gelenlerin sebebini bulabilir di mi yavrucum...
- evet ama sunu da cok iyi hatirliyorum ki, ben oncelikle kizkardes istemistim olmadi...hadi boyle oldu, bari huylari bana benzeseymis, azicik dunya gorusu benzer en azindan di mi...ben ne talihsiz bir insanmisim...
+ ah kiyamam sana bebegim, ama butun bu istediklerin icin, kimsenin siparis verme gibi bir sansi yoktur ki, senin de sansina bu dustu. idare edeceksin artik...
- annecim bu cevabin gosteriyor ki, ben bu derdi kabul edip bununla yasamak zorundayim...
+ aferim benim akilli kizima hadi git simdi sinavina calis...
- akilla ilgisi filan yok bunun sadece mecburum mecbur...uhuuuu...

ülkücü tipli öğrenciler

walide sultan
universitedeki ogrencilik yillarimda, biz sabahlara kadar ders calisip sinavlar icin ter dokerken; onlarin butun derdi, ogrencilerden harac toplayip, asma biyiklarini burmakti...
ceplerinde bolca ’hamili kart yakinimdir’ ibareli kartvizitlerden bulunurdu. bu yakinleri genellikle politika sahnesinden simalardi...haliyle sinav sonuclari yuksek olurdu (kartvizitli puanlar)
o yillarda bir de bunlarin, disi versiyonlari vardi(asenalar), gunduz yasak oldugundan gece yarisi bizi, toplanmaya zorlayip, ’cirpinirdi karadeniz, bakip turkun bayragina’sarkisini bagirta bagirta soylettirirlerdi kiz yurdunun koridorlarinda...
ulkenin yarinlarinin icine eden, zihniyet modellerinden birinin daha, hala ortaliklarda tum varligiyla geziniyor olmasidir, simdi yuregimi ezen...

evde ekmek yapımı

walide sultan
an itibariyle ellerimin hamurunu yikayip, evde ekmek yapimi tarifini siddetle paylasmak istedigim andir. ’merak edenler icin’ diye not dusmuyorum, istiyorum ki her bir kisi en az bir kere bu olayi denesindir. hayatinda ekmek kesmekten dahi aciz insanlara, ’ekmek yapimini’ ogretmisligim vardir.
kendi pisirdigin ekmegi yemek, tanrim bu ne kadar kutsal bir olaydir. tanrinin sana verdiklerini, sadece bugdayi, suyu ve mayayi karistirip onu pisirip eline almak, onu koklamak, ve tanriya sukretmek bu mucizeden oturu...ibadetin asli da bu degil midir. yogurma islemi sizi butun streslerinizde arindiracak el kaslariniz da guclenecektir, daha ne olsundur.
neyse tarife gecelim;
once yarim bardak ilik suyun icine, bir corba kasigi kuru maya ve bir cay kasigi seker koyulur. siz diger tarafta genis ve yayvan bir kabin icine 4 bardak unu ortasini havuz gibi acmak suretiyle hazirlayiniz. bardaktaki maya bu arada kopurup calismaya baslayacaktirsimdi, unun ortasina mayali suyu bosaltacaksiniz, buna ilaveten ayni bardakla, bir bucuk bardak ilik suyu da birakiniz ve yogurmaya baslayiniz, kenarlarindan ortasina dogru unlari almak suretiyle bu islem daha kolay yapilir,iki cay kasigi da tuz atmak lazim. mayanin calismasini engellememesi icin, bunun yogurma isleminin sonlarina dogru yapilmasi daha verimli olacaktir.. ekmek hamuruna, elinizle istediginiz sekli veriniz ve hamuru yine kenarlari yuksekce bir kaba koyup ilik bir yerde bir saat kadar uzerini bir bezle ortmek suretiyle dinlenmeye aliniz. bir saat gectiginde hamurun sizin biraktiginiz zamandan sonra iki misli sismis oldugunu goreceksiniz. bir kez daha hamurunuzu yogurunuz, yine son seklini verip, bu kez pisireceginiz firin tepsisine birakiniz ve ayni yerde ikinci bir saat beklemeye aliniz. yine hamurun ayni sekilde kabardigini goreceksiniz, bu sefer hamurun uzerine bicakla, fazla derin olmadan bir cizgi meydana getiriniz, uzerine biraz siviyagi nazikce, bir firca yardimiyla surup onceden 10 dk. isittiginiz 350 derecelik firinda yaklasik yarim saate yakin pisiriniz. hepsi budur.
not; firin ayarlari her firinda ve ulkede farlilik gostermektedir. firininizi kek pisirme isisi ayarina getirirseniz, bu sorun cozulmus olur.

iste size, dumani ustunde nar gibi kizarmis bir ekmek efenim, afiyet olsun.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol