genclik gibi bir servete, yaslarindan dolayi sahibolan, henuz bu yaslarda anlamini pek kavrayamayan, yeni surgunlenmis taze fidanlarin; gelecek endiseleri hic olmadan, dogru yollar, dogru yerler ve dogru isler secerek hayata atilmalarini ,tahsillerinin ve emeklerinin karsiligini alabilmelerini, sartlar ne olursa olsun vatan kelimesinin sihirini, omur boyu uzerlerinde tasimalarini ve butun bilgiclerin ata nin armagani olan bu kutlu gunde mutlu olmalarini, daha guzel, daha barisci ve refah gunlere ulasmalarini dilerim.
neden se bu kelime, ne maksatla gecerse gecsin tek bir patron modeli belirmektedir, bilgicin gozunde.
universite yillarindan sonra; es, dost, ahbap yardimiyla girdigi , hic hayalleri ve dusunceleri dogrultusunda bir is olmadigi halde, bir yerden baslamak lazim jargonuna yenik duserek, basladigi ilk istir. patron denilen sahis calisilan sirkette, uc ay icinde bir defa bile ortalikta gorunmeyen sahistir ayni zamanda.
bilgic, patronu orada kendisinden daha evvel calismaya baslamis diger elemanlarin ona olan saygisindan degil de korkusundan, sanki o oradaymis gibi fisir fisir konusmalarindan. caya birden fazla atacaklari sekeri, evden tasimalarindan. bir dakika gec kalsalar bile, aksama kadar ya patron, bunu duyduy sa isten atilacaklari stresinde calismalarindan. surekli gelecek ay kesilmek uzere, elemanlarin avans cekmek ricalarindan, maaslarinin surekli boylarina kisa gelmesinden.
iste bunun gibi benzer nedenlerden, hic gormedigi halde
patronu sekil ve sima olarak gormek talihsizligine de kavusmustur.
cunku isleri nasil ve nereden idare ettigi cok bilinmeyenli bir denklem olmasina ragmen, tam sirketin girisinde, telefon oparatoru sekreterin masasinin arkasinda dorde iki bucuk boyutlarinda bir fotografi vardir. bununla ben burdayim demek ister gibidir adeta. cizgili bir yesil takim elbise, pacalar dar ve coraplar beyaz ayakkabilar zuhtu sarisi bilgic hic unutmuyor, kiravat gevsek birakilmis, cunku ense musade etmemis demek ki dogru durmasini ve sari kiravatin uzerinde kirmizi kelebekler. iste isyerinde her sabah sizi karsilayan bir canavar profili; uc ay, doksan gun eder, tanrim gencken daha sabirliymisim diye dusundugum andir. kesinlikle japonyada oldugu gibi ise baslamadan once onbes dakika dovulmesi yumruklanmasi ve tekmelenmesi gereken patron profillerinden biriydi o portre.
ve isten ayrilirken, biraz bilge tarzi takilan yasli veznedarin soyledikleri hayat yolunu cizmistir bilgicin;
- neden ayriliyorsun evladim?
+ sevmedim patronu, bir gun gelecegi tutar buraya da, canlisiyla karsilasirim diye korkuyorum. sebep budur.
- belki haklisin ama daha cok toysun. karsilasacagin digerlerinin de yuzde doksani, seklen olmasa da icerik olarak bunun aynisi olacaklardir. iyi sanslar.
universite yillarindan sonra; es, dost, ahbap yardimiyla girdigi , hic hayalleri ve dusunceleri dogrultusunda bir is olmadigi halde, bir yerden baslamak lazim jargonuna yenik duserek, basladigi ilk istir. patron denilen sahis calisilan sirkette, uc ay icinde bir defa bile ortalikta gorunmeyen sahistir ayni zamanda.
bilgic, patronu orada kendisinden daha evvel calismaya baslamis diger elemanlarin ona olan saygisindan degil de korkusundan, sanki o oradaymis gibi fisir fisir konusmalarindan. caya birden fazla atacaklari sekeri, evden tasimalarindan. bir dakika gec kalsalar bile, aksama kadar ya patron, bunu duyduy sa isten atilacaklari stresinde calismalarindan. surekli gelecek ay kesilmek uzere, elemanlarin avans cekmek ricalarindan, maaslarinin surekli boylarina kisa gelmesinden.
iste bunun gibi benzer nedenlerden, hic gormedigi halde
patronu sekil ve sima olarak gormek talihsizligine de kavusmustur.
cunku isleri nasil ve nereden idare ettigi cok bilinmeyenli bir denklem olmasina ragmen, tam sirketin girisinde, telefon oparatoru sekreterin masasinin arkasinda dorde iki bucuk boyutlarinda bir fotografi vardir. bununla ben burdayim demek ister gibidir adeta. cizgili bir yesil takim elbise, pacalar dar ve coraplar beyaz ayakkabilar zuhtu sarisi bilgic hic unutmuyor, kiravat gevsek birakilmis, cunku ense musade etmemis demek ki dogru durmasini ve sari kiravatin uzerinde kirmizi kelebekler. iste isyerinde her sabah sizi karsilayan bir canavar profili; uc ay, doksan gun eder, tanrim gencken daha sabirliymisim diye dusundugum andir. kesinlikle japonyada oldugu gibi ise baslamadan once onbes dakika dovulmesi yumruklanmasi ve tekmelenmesi gereken patron profillerinden biriydi o portre.
ve isten ayrilirken, biraz bilge tarzi takilan yasli veznedarin soyledikleri hayat yolunu cizmistir bilgicin;
- neden ayriliyorsun evladim?
+ sevmedim patronu, bir gun gelecegi tutar buraya da, canlisiyla karsilasirim diye korkuyorum. sebep budur.
- belki haklisin ama daha cok toysun. karsilasacagin digerlerinin de yuzde doksani, seklen olmasa da icerik olarak bunun aynisi olacaklardir. iyi sanslar.
"gelecegin guzel gunlerine inanan; kendi caginin cirkin gerceklerine teslim olmayi reddeden; insanlari, dogayi ve yasami coskuyla seven, sairleri tanimlamak icin kullaniyorumromantik sozcugunu...insanlari, dogayi ve yasami sevmeyeceksen, yasamanin ne anlami var ki"
ben olmayinca bu guller,
bu selviler yok.
kizil dudaklar,
mis kokulu sarap yok.
sabahlar, aksamlar, sevincler,
tasalar, yok.
ben dusundukce var dunya
ben yok o da yok.
bu selviler yok.
kizil dudaklar,
mis kokulu sarap yok.
sabahlar, aksamlar, sevincler,
tasalar, yok.
ben dusundukce var dunya
ben yok o da yok.
en zor sey,
karanlik bir odada,
bir kara kediyi bulmaktir.
ozellikle odada kedi yoksa.
evet dusunmek lazim ki; ya orada kedi yoksa... uzerine basmadiginiz surece, sesi cikmiyacaktir. ve siz onu orada aramaya devam ederken, onun orada olmadigi ihtimalini de yaniniza alip oyle arama ugrasisina girismelisiniz.
karanlik bir odada,
bir kara kediyi bulmaktir.
ozellikle odada kedi yoksa.
evet dusunmek lazim ki; ya orada kedi yoksa... uzerine basmadiginiz surece, sesi cikmiyacaktir. ve siz onu orada aramaya devam ederken, onun orada olmadigi ihtimalini de yaniniza alip oyle arama ugrasisina girismelisiniz.
boyledir gurbet kuslari, bir bakarsin gitmisler bir bakarsin geri donmusler. ozgur ucarlar, kimse kanatlarindan yakalayamaz onlari...geri dondugun icin tesekkurler anka kusu...
cihada giden butun yollar mubahtir, felsefesiyle hareket etmeyi, kutsal vazife olarak kabul etmis...
minareleri sungu, camileri kisla, yollari seccade, okullari medrese seklinde hayal eden ve bu hayallerine ulasmak icin her turlu vasitayi kullanan kara zihniyet, bu kez de hukukun ustunlugune cevirmistir silahini ve infaz uygulanmistir.
bundan sonrasinda, papazin oldurulmesi olayinda oldugu gibi, malum zihniyetin bu uyesinin meczupoldugu, akli dengesinin yerinde olmadigi gibi, hukukun ceza hafifletici unsurlarindan yararlanilacagi ortadadir. hukuka kursun yagdir sonra da, hukuka sigin...
en onemlisi de sanki; gitgide daha da kararan malum zihniyetin bir ferdi degilmiscesine, malum medya tarafindan; sadece meczup, kendi kendine azmis, sapmis bir kisi gibi gosterilmesidir bu canavarin.
minareleri sungu, camileri kisla, yollari seccade, okullari medrese seklinde hayal eden ve bu hayallerine ulasmak icin her turlu vasitayi kullanan kara zihniyet, bu kez de hukukun ustunlugune cevirmistir silahini ve infaz uygulanmistir.
bundan sonrasinda, papazin oldurulmesi olayinda oldugu gibi, malum zihniyetin bu uyesinin meczupoldugu, akli dengesinin yerinde olmadigi gibi, hukukun ceza hafifletici unsurlarindan yararlanilacagi ortadadir. hukuka kursun yagdir sonra da, hukuka sigin...
en onemlisi de sanki; gitgide daha da kararan malum zihniyetin bir ferdi degilmiscesine, malum medya tarafindan; sadece meczup, kendi kendine azmis, sapmis bir kisi gibi gosterilmesidir bu canavarin.
kisinin kendi ekolojik evrimini surdururken, oyle kendi halinde ve herhangi bir yerlerde, birilerinin cikip da, onun oldugu yer uzerinde yorum yaptigi durumlardir.
aslinda bu edebiyati yapan insanlar; kendilerinin yoneltmede bulunduklari insanlardan, daha cok dusunebildiklerini, bir anlamda harcandigini dusundukleri insandan, daha zeki olduklarini sanirlar. ve kisiye gore ustunluklerini bu tespitle ortaya koymaya calisirlar. ego tatmini de diyebiliriz buna.
lakin kisi, kendinden emin ise, ve eger yerine de hakimse, bulundugu yerden de bir sikayeti yoksa, bu degerlendirmeler onu kesinlikle etkilemeyecektir.
sadece, onlari, sinemalarda isik tutarak, yer gostericilik meslegiyle ugrasan insanlarmis gibi, algilayacaktir.
ve ustelik, onlara bahsis bile vermeyecektir.
aslinda bu edebiyati yapan insanlar; kendilerinin yoneltmede bulunduklari insanlardan, daha cok dusunebildiklerini, bir anlamda harcandigini dusundukleri insandan, daha zeki olduklarini sanirlar. ve kisiye gore ustunluklerini bu tespitle ortaya koymaya calisirlar. ego tatmini de diyebiliriz buna.
lakin kisi, kendinden emin ise, ve eger yerine de hakimse, bulundugu yerden de bir sikayeti yoksa, bu degerlendirmeler onu kesinlikle etkilemeyecektir.
sadece, onlari, sinemalarda isik tutarak, yer gostericilik meslegiyle ugrasan insanlarmis gibi, algilayacaktir.
ve ustelik, onlara bahsis bile vermeyecektir.
bilgicler, buyuk bir ozveriyle zaman ayirarak emek verdikleri, hayatlarinin bir parcasi saydiklari sozluge kusebilirler mi?
belki, tam olarak kusmek degil de, yasanan bazi olumsuz hadiselerin sonucunda bakis acilarini degistirmeye calisiyorlardir.bu degisim sirasinda, duygular gizli kaliyor bastiriliyor ruhlar ise kizaga cekiliyor. sonucta ortaya ansiklopedik lezzette, bu sozlugun konseptine de uyan, fakat katilim ve paylasim saglama amacindan uzak entryler cikabiliyor.
belki, tam olarak kusmek degil de, yasanan bazi olumsuz hadiselerin sonucunda bakis acilarini degistirmeye calisiyorlardir.bu degisim sirasinda, duygular gizli kaliyor bastiriliyor ruhlar ise kizaga cekiliyor. sonucta ortaya ansiklopedik lezzette, bu sozlugun konseptine de uyan, fakat katilim ve paylasim saglama amacindan uzak entryler cikabiliyor.
herhangi bir konuyla ilgili verilmesi gereken mesajin gizli ogelerle islenmesidir.
zaman zaman, su anda gundemde olan tv. dizilerine gazete haberlerinde rastlayinca, ister istemez pc.ye indirip seyretmek zorunda kalan bunyenin, nedir-ne degildir? seklindeki izleme ugrasinin sonunda, yuzde sekseninde sakli bir icerikle karsilasmistir. o da sudur ki, butun bu dizilerde yasanan hayatlar calismamak onermesi vermektedir, emekle calismaya hic gerek yok, sadece biraz firildak zeka, calismaya gerek kalmayacak sekilde, sizin rahat mesut ve mureffeh yasamanizi saglayacaktir. bilgicin uzaklardaki penceresinden gorunen budur.
ve ozellikle cocuklar, henuz bilincleri emek vererek calisma olgusunu kavrayamayacak olan kesim, bunlardan etkilenmektedir. cunku gorsel iletisim, okul ve aileden ogrenilenlerin cok daha uzerinde bir etki yapmaktadir.
zaman zaman, su anda gundemde olan tv. dizilerine gazete haberlerinde rastlayinca, ister istemez pc.ye indirip seyretmek zorunda kalan bunyenin, nedir-ne degildir? seklindeki izleme ugrasinin sonunda, yuzde sekseninde sakli bir icerikle karsilasmistir. o da sudur ki, butun bu dizilerde yasanan hayatlar calismamak onermesi vermektedir, emekle calismaya hic gerek yok, sadece biraz firildak zeka, calismaya gerek kalmayacak sekilde, sizin rahat mesut ve mureffeh yasamanizi saglayacaktir. bilgicin uzaklardaki penceresinden gorunen budur.
ve ozellikle cocuklar, henuz bilincleri emek vererek calisma olgusunu kavrayamayacak olan kesim, bunlardan etkilenmektedir. cunku gorsel iletisim, okul ve aileden ogrenilenlerin cok daha uzerinde bir etki yapmaktadir.
secildiginde ve soruldugunda alinacak yanit bazen soyle olabiliyor;
-pardon! su adrese nasil gidebilirim acaba?
+kusura bakmayin ben de buralarin yabancisiyim
-............
-pardon! su adrese nasil gidebilirim acaba?
+kusura bakmayin ben de buralarin yabancisiyim
-............
astrologlara gore;
ikizler burcu kadiniyla evli olan bir erkek, sabah kendisini ugurlayan kadin yerine aksam eve dondugunde bambaska bir kadin bulabilirmis. bu erkek icin yorucu ve yipratici gibi gorunse de, yillarca ayni kadin ve ayni kisilikle karsilasmaktan rutin hale gelebilecek evlilik kurumu, ikizler burcu kadini sayesinde her daim yenilenen bir yuva mutluluguna kavusacakmis.
ikizler burcu kadini icin se, yillarca ayni erkekle, ayni yuvanin icinde bulunmak, asla problem degilmis, cunku o erkegini, istegi her kaliba sokup degerlendirebilecek kadar, hayal gucu ve zekasi gelismis kadinmis.
ikizler burcu kadiniyla evli olan bir erkek, sabah kendisini ugurlayan kadin yerine aksam eve dondugunde bambaska bir kadin bulabilirmis. bu erkek icin yorucu ve yipratici gibi gorunse de, yillarca ayni kadin ve ayni kisilikle karsilasmaktan rutin hale gelebilecek evlilik kurumu, ikizler burcu kadini sayesinde her daim yenilenen bir yuva mutluluguna kavusacakmis.
ikizler burcu kadini icin se, yillarca ayni erkekle, ayni yuvanin icinde bulunmak, asla problem degilmis, cunku o erkegini, istegi her kaliba sokup degerlendirebilecek kadar, hayal gucu ve zekasi gelismis kadinmis.
sanat gunesinden kalan kisacik bir siir;
gozlerimden opme,
ayriliktir, derdin.
opmedim.
ayrilmadik mi?
gozlerimden opme,
ayriliktir, derdin.
opmedim.
ayrilmadik mi?
bir muhendisin, ukte-fantezisini gerceklestirdigi esnada, fantezi yapilan atin sahibi tarafindan yakalanip rezillik boyutuna ulasmis olan bu haber, batida da yankilanmis ve satirlarin sahibi bu bilgice olayin gercek olup olmadigi, yabancilar tarafindan sorulmustur.
bu toplumda yasayan insanlarin sado-mazo anomalitesinde olan tipleri, at yerine insan olan sex partnerlerine; eyer, uzengi ve kayis gibi aletler baglayarak, bu eylemi gerceklestirmektedirler. toplumun normal bireyleri ise; hayvan haklarina olan bagliliklarindan, bu fantezinin hayvanlarla olmasi ihtimalini akil ve dimaglarina sigdiramamaktadirlar.
bu haber soruldugun da, henuz haber hakkinda herhangi bir bilgisi olmayan bilgic; hatirlayip, haberin dogru olabilecegine kanaat getirmis;
bizim toplumumuzda, sado-mazo hareketlerin pek yaygin olmadigini, dolayisiyla bu sekil fantezisi olan insanlarin bu imkanlara sahip olamadiklari icin, insan degil de hayvan sex partneri kullanarak bunu gerceklestirmis olabileceklerini, kullanilan vasitalar farkli olsa bile bu eylemin, ayni ahlaki sonuca goturecegi yonunde, nacizane fikir beyaninda bulunmak zorunda kalmistir.
ve bu cok cirkin olayin, bu aciklamadan sonra, onlara daha makul gelmesi saglanmistir.
bu toplumda yasayan insanlarin sado-mazo anomalitesinde olan tipleri, at yerine insan olan sex partnerlerine; eyer, uzengi ve kayis gibi aletler baglayarak, bu eylemi gerceklestirmektedirler. toplumun normal bireyleri ise; hayvan haklarina olan bagliliklarindan, bu fantezinin hayvanlarla olmasi ihtimalini akil ve dimaglarina sigdiramamaktadirlar.
bu haber soruldugun da, henuz haber hakkinda herhangi bir bilgisi olmayan bilgic; hatirlayip, haberin dogru olabilecegine kanaat getirmis;
bizim toplumumuzda, sado-mazo hareketlerin pek yaygin olmadigini, dolayisiyla bu sekil fantezisi olan insanlarin bu imkanlara sahip olamadiklari icin, insan degil de hayvan sex partneri kullanarak bunu gerceklestirmis olabileceklerini, kullanilan vasitalar farkli olsa bile bu eylemin, ayni ahlaki sonuca goturecegi yonunde, nacizane fikir beyaninda bulunmak zorunda kalmistir.
ve bu cok cirkin olayin, bu aciklamadan sonra, onlara daha makul gelmesi saglanmistir.
bir kafeterya, ya da cay bahcesinde cayin yanina ismarlanan, masaya servis edildiginde ise tosttan baska her turlu nesneye benzedigi gorulunce, sagindan, solundan saskinliklaegilinip bakilan nesnenin dile gelip;
-hey dunyali biz tostuz demesi olayidir.
-hey dunyali biz tostuz demesi olayidir.
-"look at the your wave" anlam olarak ingilizce de herhangi bir karsiligi bulunmayan, kendisine ceza yazmaya calisan polis memuruna, gurbette yasayan bir yurdum insaninin onermesidir.
"dalgana bak" meali tasimasi amaclanmistir.
"dalgana bak" meali tasimasi amaclanmistir.
kumkapidaki entellektuel zurnaci emin abimizden.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?