oscar lorenzo fernandez 4 kasım 1897 tarihinde brezilyanın rio de janerio şehrinde doğdu. anne ve babası ispanyol olan fernandez, çok genç yaşta (18) rainha mavra operasını besteledi. 1917 yılında, francisco braga, henrique oswald frederico nascimento gibi ustalarla teori, kontrpuan ve füg çalışmaya başladığı, ulusal music enstitüsüne girdi.
fernandezin eserleri üç döneme ayrılır. 1922ye kadar olan birinci dönemde, fransız empresyonizminin etkisi ve çift tonluluk görülmektedir. 1922den 1938e kadar olan ikinci dönem, eserlerinin en verimli dönemi olarak nitelendirilir.
eserlerinde folklorik temaların kullanılmasıyla, beyaz, siyah ve yerli etniklerin varlığını değerlendiren güçlü bir ulusalcılık hakimdir. imbapara senfonik şiirinin başlangıcıyla, büyük besteci olarak halk tarafından tanınması yine bu ikinci dönemde olmuştur. mato grossoda, roquete pinto tarafından kaydedilmiş olan gerçek amerikan yerli temalarını kullanarak (özellikle vurmalı çalgılarda) büyük bir zenginlik elde etmiştir.
1930 yılında ise önemli eseri reisado do pastoreioya kendini adamıştır. bu eseri oluşturan üç bölümden biri olan batuque en ünlü parçadır ve diğerleri ile birlikte toscanini ve bernstein tarafından yorumlanmıştır.
http://www.klasiknotlari.com
anton bruckner (d. 4 eylül 1824 - ö. 11 ekim 1896) avusturyalı bir bestekardır. bruckerin ünü senfoniler, ayin müzikleri ve ilahiler üzerineydi. senfonilerinin çoğu kez avusturya-almanya romantizminin son dönemini temsil ettiğine inanılmıştır. bunun sebebi ahenkli dili, karmaşık polifonisi ve uzunluğu yüzündendir.
eserleri geniş uzunluğu yüzünden özellikle ingilizce konuşulan ülkelerde kötülense de; bruckner, yardımcıları aracılığı ile eserlerinin bir kaç versiyonunu yapıyordu; bunlardan da hangisini beğendiğini ise seçemiyordu.
brucknerin biyografisi bir bestekar için oldukça değişiktir ve yorumcular hayatı ve müziği üzerine kesin bir bilgi sunmakta zorlanmışlardır. bir çok anektod brucknerin tarımsal bir yaşama alışkın olduğunu ve kozmopolit viyanaya uyum gösteremediğini söyler.
ancak bunun yanı sıra, brucknerin müziği bu dönemin müziğindeki radikalizmi, ahenksizliği ve hazırlıksız ayarlamaları gösteriyordu. wagner ve hugo wolf gibi diğer radikal müzisyenlerin aksine, bruckner diğer müzisyenlere karşı alçakgönüllü idi.
bir çok müzisyen ve yazar brucknerin bu değişik hallerine karşı uyum gösterememiş ve brucknerin müziğine karşı değişik tepkiler göstermişlerdir. günümüzde bruckner saygı duyulmaya başlanmıştır. bundan öncesinde ise rakipleri onun hakkında "müziğin sarhoşu" veya "az pişmiş dahi" gibi yakıştırmalar yapıyorlardı.
http://www.klasiknotlari.com
eserleri geniş uzunluğu yüzünden özellikle ingilizce konuşulan ülkelerde kötülense de; bruckner, yardımcıları aracılığı ile eserlerinin bir kaç versiyonunu yapıyordu; bunlardan da hangisini beğendiğini ise seçemiyordu.
brucknerin biyografisi bir bestekar için oldukça değişiktir ve yorumcular hayatı ve müziği üzerine kesin bir bilgi sunmakta zorlanmışlardır. bir çok anektod brucknerin tarımsal bir yaşama alışkın olduğunu ve kozmopolit viyanaya uyum gösteremediğini söyler.
ancak bunun yanı sıra, brucknerin müziği bu dönemin müziğindeki radikalizmi, ahenksizliği ve hazırlıksız ayarlamaları gösteriyordu. wagner ve hugo wolf gibi diğer radikal müzisyenlerin aksine, bruckner diğer müzisyenlere karşı alçakgönüllü idi.
bir çok müzisyen ve yazar brucknerin bu değişik hallerine karşı uyum gösterememiş ve brucknerin müziğine karşı değişik tepkiler göstermişlerdir. günümüzde bruckner saygı duyulmaya başlanmıştır. bundan öncesinde ise rakipleri onun hakkında "müziğin sarhoşu" veya "az pişmiş dahi" gibi yakıştırmalar yapıyorlardı.
http://www.klasiknotlari.com
amerikalı besteci samuel barber (d. 1910 - 1981) müzikte yeni romantizm akımının önemli bir öncüsüdür. hislerle örülmüş müziği gücünü 19. yy. müzik geleneğinin büyük gücünden alır.
bazı çalışmaları önemli ölçüde popülarite kazanmış olup bunlardan en önemli ikisi kaygısız bir uvertür olan the school for scandal (skandal okulu) (1932) ve ağıtsal yapıtı yaylılar için adagiodur (adagio for strings, 1936).
1940 yılı sonrası çalışmaları daha çok modern armoni ve puantaja dayalı olsa da, başarılı opera çalışması vanessa (1952) yüksek derecede duygusal anlamla yüklü olmasıyla anılmaktadır.
adagio for strings, bernand pomeranceın insanlık onuru temalı fil adam (the elephant man) adlı tiyatro oyununun david lynch sinema uyarlamasında etkileyici final müziği olarak da kullanılmıştır.
adagio for stringsin dijital bir sürümü 1986 akademi ödülü sahibi oliver stone filmi platoonda da ana tema olarak kullanılmıştır.
http://www.klasiknotlari.com
bazı çalışmaları önemli ölçüde popülarite kazanmış olup bunlardan en önemli ikisi kaygısız bir uvertür olan the school for scandal (skandal okulu) (1932) ve ağıtsal yapıtı yaylılar için adagiodur (adagio for strings, 1936).
1940 yılı sonrası çalışmaları daha çok modern armoni ve puantaja dayalı olsa da, başarılı opera çalışması vanessa (1952) yüksek derecede duygusal anlamla yüklü olmasıyla anılmaktadır.
adagio for strings, bernand pomeranceın insanlık onuru temalı fil adam (the elephant man) adlı tiyatro oyununun david lynch sinema uyarlamasında etkileyici final müziği olarak da kullanılmıştır.
adagio for stringsin dijital bir sürümü 1986 akademi ödülü sahibi oliver stone filmi platoonda da ana tema olarak kullanılmıştır.
http://www.klasiknotlari.com
charles camille saint-saens (d. 9 ekim 1835, fransa, paris - ö. 16 aralık 1921, cezayir), fransız besteci ve icracıdır. en bilinen eserleri olan hayvanlar karnavalı, macabre dansı, samson ile delilah, havanaise, introduction and rondo capriccioso, ve 3. senfonisi (org senfonisi) isimli eserleri ile tanınan fransız bestecinin, çok küçük yaşta yeteneği kendini belli etmiştir.
1846da pariste resital vermiş, 1848de paris konservatuvarına kabul edilmiştir. burada benoistle org, halevy ile kompozisyon çalışmıştır. 1853-1877 yılları arasında orgcu olarak görev yapmıştır. 1861-65 arasında ders vermiştir. 1871de société nationale de musiquein kurucu üyelerinden biri olmuştur.
bir dizi senfonik şiirin ardından kendisine büyük ün sağlayan 5 piyano konçertosu yazdı. 1868de tamamladığı ilk operası samson ile delilah, ingiltereye ilk gidişinde, franz lisztin organizasyonu ile sahnelendi. bundan sonra saint-saëns ömrü boyunca lizste minnettarlık duymuş, en iyi eserlerinden biri olan 3.senfonisini lizste ithaf etmiştir.
1902de vii. edwardın taç giyme töreni için bir marş yazmıştır. seyehati seven bir kişiliktir ve cezayirin kültüründen çok etkilenmiştir. son dönem eserleri bu kültürden izler taşır.
http://www.klasiknotlari.com
1846da pariste resital vermiş, 1848de paris konservatuvarına kabul edilmiştir. burada benoistle org, halevy ile kompozisyon çalışmıştır. 1853-1877 yılları arasında orgcu olarak görev yapmıştır. 1861-65 arasında ders vermiştir. 1871de société nationale de musiquein kurucu üyelerinden biri olmuştur.
bir dizi senfonik şiirin ardından kendisine büyük ün sağlayan 5 piyano konçertosu yazdı. 1868de tamamladığı ilk operası samson ile delilah, ingiltereye ilk gidişinde, franz lisztin organizasyonu ile sahnelendi. bundan sonra saint-saëns ömrü boyunca lizste minnettarlık duymuş, en iyi eserlerinden biri olan 3.senfonisini lizste ithaf etmiştir.
1902de vii. edwardın taç giyme töreni için bir marş yazmıştır. seyehati seven bir kişiliktir ve cezayirin kültüründen çok etkilenmiştir. son dönem eserleri bu kültürden izler taşır.
http://www.klasiknotlari.com
ferdinand david (1810-1873) hamburgda doğmuş, 1823 ve 1824 yıllarında
louis spohr ile moritz hauptmannın öğrencisi olarak kompozisyon çalışmış, ve berlin königstädtischen sahnesinde 1826da kemancı olarak çalışmaya başlamıştır.
adı genellikle felix mendelssohn ile birlikte anılan ferdinand david, 1835te leipzigin gewandhaus orchestrasında mendelssohnun konzermeisterı olmuş ve kısa sürede mendelssohn ile yakın arkadaşlık kurmuştur. bu iki sanatçı düzenli bir şekilde birlikte oda müziği çalışmaları yapmışlardır. sanatçı kemancı, besteci ve şef olarak gerçekleştirdiği çalışmaların yanısıra aynı zamanda saygı duyulan bir pedagog olarak da tanınmaktaydı.
öğrencileri arasında wasielewski, wilhelmj ve bunların hepsinin üzerinde mendelssohnun önerisi ile öğrencisi olan joseph joachim bulunmaktadır. david, alman müzik yaşamında dikkate değer önemde bir figürdür.
ilk performanslarını clara schumann ile birlikte vermiş ve schumannın la minör sonatının da içinde bulunduğu bir dizi önemli eser seslendirmiştir. sanatçı mendelssohnun keman konçertosunun elde ettiği başarıda da önemli bir rol üstlenmiştir.
1837 yılından başlayarak bu eserlerin ilk seslendiriliş tarihi olan 1845 yılına dek david, mendelssohnun yol göstericiliğini yapmış ve doğal olarak da bu eseri ilk yorumlayan sanatçı olmuştur.
iyi bilinen trombon konçertosuna ek olarak, davidin iki senfonisi, beş keman konçertosu, bir operası (hans wacht, 1852), üç keman, bir viyola ve iki çello için bir yaylı sexteti, ve bir dizi liedleri, alman lirik şarkılar vardır.
ferdinand davidin keman metodu hâlâ yaygın bir biçimde kullanılmaktadır.
http://www.klasiknotlari.com
louis spohr ile moritz hauptmannın öğrencisi olarak kompozisyon çalışmış, ve berlin königstädtischen sahnesinde 1826da kemancı olarak çalışmaya başlamıştır.
adı genellikle felix mendelssohn ile birlikte anılan ferdinand david, 1835te leipzigin gewandhaus orchestrasında mendelssohnun konzermeisterı olmuş ve kısa sürede mendelssohn ile yakın arkadaşlık kurmuştur. bu iki sanatçı düzenli bir şekilde birlikte oda müziği çalışmaları yapmışlardır. sanatçı kemancı, besteci ve şef olarak gerçekleştirdiği çalışmaların yanısıra aynı zamanda saygı duyulan bir pedagog olarak da tanınmaktaydı.
öğrencileri arasında wasielewski, wilhelmj ve bunların hepsinin üzerinde mendelssohnun önerisi ile öğrencisi olan joseph joachim bulunmaktadır. david, alman müzik yaşamında dikkate değer önemde bir figürdür.
ilk performanslarını clara schumann ile birlikte vermiş ve schumannın la minör sonatının da içinde bulunduğu bir dizi önemli eser seslendirmiştir. sanatçı mendelssohnun keman konçertosunun elde ettiği başarıda da önemli bir rol üstlenmiştir.
1837 yılından başlayarak bu eserlerin ilk seslendiriliş tarihi olan 1845 yılına dek david, mendelssohnun yol göstericiliğini yapmış ve doğal olarak da bu eseri ilk yorumlayan sanatçı olmuştur.
iyi bilinen trombon konçertosuna ek olarak, davidin iki senfonisi, beş keman konçertosu, bir operası (hans wacht, 1852), üç keman, bir viyola ve iki çello için bir yaylı sexteti, ve bir dizi liedleri, alman lirik şarkılar vardır.
ferdinand davidin keman metodu hâlâ yaygın bir biçimde kullanılmaktadır.
http://www.klasiknotlari.com
şostakoviç, ilk keman konçertosunu 24 mart 1948 yılında tamamlamıştır. besteci ünlü keman sanatçısı david oistrakh için yazdığı ve ona armağan ettiği konçertosu için zaman zaman oistrakhın da önerilerini almıştır. yönetimin eser için önyargılı düşünceleri, eserin ilk seslendirilişini etkilemiş, yedi yıl sonra 29 ekim 1955 yılında evgeni myravinsky yönetimindeki leningrad filarmoni orkestrası eşliğinde yine david oistrakh tarafından yapılan seslendirilmesi ile beğeni kazanmıştır.
mart 1953 yılında stalinin ölümüne kadar şaibeli eserlerden birisi olarak kabul edilen konçerto, bu tarihten sonra aklanmış, sovyet ruhuna ve halkına yakın olarak kabul edilerek film müziği olarak kullanılmıştır. david oistrakh bu güzel eserin olmadık yerlerde tartışılması üzerine konçertoyu savunan coşkulu bir makale yazarak halkı ve ilgilileri konçertonun güzelliklerini görmeye davet etmiştir. günümüzde pek çok eleştirmen şostakoviçin 1. keman konçertosunu müziko-dramatik planda, onuncu senfoniden çok daha değerli bir eser olarak kabul etmektedir.
bölümler
i. nocturne - moderato
ii. scherzo - allegro
iii. passacaglia - andante
iv. burlesca - allegro con brio
dört bölümden oluşan konçertonun birinci bölümü, nocturne-moderato: viyolonsellerde duyulan karanlık bir tema ile başlar. ritonello şeklindeki bu temayı kemanın konçertolarda pek alışılmayan lirik teması takip eder. bu içe dönük bölümün ortasında, keman çelesta ile birlikte iyice umutsuz bir temaya yönelir ve bölüm bu şekilde son bulur.
ikinci bölüm scherzo-allegro: sonat formundadır ve iki karşı tema içerir. bu iki temanın gelişmesini enerjik, ritmik bir şekilde sunulan presto coda izler. keman aynı temayı sunar. bu bölümde bazen 10. senfoninin bazen de 8 numaralı yaylı çalgılar kuartetinin temalarını duyarız.
üçüncü bölüm passacaglia-andante: bestecinin en çok sevdiği bölümdür. timpani ve viyolonsellerin sunduğu törensel bir girişi, kemanın sunduğu olağanüstü güzellikte bir şarkı izler. bölüm şostakoviç romantizminin mükemmel bir örneğidir.
bölümün sonundaki uzun kadans son bölüm burlesca-allegro con brioya bağlanır. bu kısa bölümde çaykovskinin keman konçertosunun izlenimleri vardır. güçlü bir rondo ve folk dans stilinde ele alınan bölüm, artan bir tempo ve heyecanla sona erer.
http://www.klasiknotlari.com
mart 1953 yılında stalinin ölümüne kadar şaibeli eserlerden birisi olarak kabul edilen konçerto, bu tarihten sonra aklanmış, sovyet ruhuna ve halkına yakın olarak kabul edilerek film müziği olarak kullanılmıştır. david oistrakh bu güzel eserin olmadık yerlerde tartışılması üzerine konçertoyu savunan coşkulu bir makale yazarak halkı ve ilgilileri konçertonun güzelliklerini görmeye davet etmiştir. günümüzde pek çok eleştirmen şostakoviçin 1. keman konçertosunu müziko-dramatik planda, onuncu senfoniden çok daha değerli bir eser olarak kabul etmektedir.
bölümler
i. nocturne - moderato
ii. scherzo - allegro
iii. passacaglia - andante
iv. burlesca - allegro con brio
dört bölümden oluşan konçertonun birinci bölümü, nocturne-moderato: viyolonsellerde duyulan karanlık bir tema ile başlar. ritonello şeklindeki bu temayı kemanın konçertolarda pek alışılmayan lirik teması takip eder. bu içe dönük bölümün ortasında, keman çelesta ile birlikte iyice umutsuz bir temaya yönelir ve bölüm bu şekilde son bulur.
ikinci bölüm scherzo-allegro: sonat formundadır ve iki karşı tema içerir. bu iki temanın gelişmesini enerjik, ritmik bir şekilde sunulan presto coda izler. keman aynı temayı sunar. bu bölümde bazen 10. senfoninin bazen de 8 numaralı yaylı çalgılar kuartetinin temalarını duyarız.
üçüncü bölüm passacaglia-andante: bestecinin en çok sevdiği bölümdür. timpani ve viyolonsellerin sunduğu törensel bir girişi, kemanın sunduğu olağanüstü güzellikte bir şarkı izler. bölüm şostakoviç romantizminin mükemmel bir örneğidir.
bölümün sonundaki uzun kadans son bölüm burlesca-allegro con brioya bağlanır. bu kısa bölümde çaykovskinin keman konçertosunun izlenimleri vardır. güçlü bir rondo ve folk dans stilinde ele alınan bölüm, artan bir tempo ve heyecanla sona erer.
http://www.klasiknotlari.com
yeni dünya senfonisi olarak bilinen senfoni no 9 mi minör "yeni dünyadan" (op. 95), antonin dvorak tarafından amerika birleşik devletlerine 1892-1895 yıllarında yaptığı ziyaret sırasında 1893 yılında bestelenmiştir. şimdiye dek yaptığı en popüler senfonidir, ve çağdaş repartuarlardaki en gözde eserlerden biridir.
enstrümantasyon
bu senfoni aşağıdakilerden oluşan bir orkestra için yazılmıştır:
2 flüt (biri çift pikolo), 2 obua (biri cor anglais), 2 klarinet la (ikinci bölümde si bemol), 2 fagot, mi ve do 4 korno, mi, do ve mi bemol 2 trompet, 2 tenor trombon, 1 bas trombon, 1 tuba (yalnızca ikinci bölümde, timpani, triangle (yalnızca üçüncü bölümde), simbal (yalnızca dördüncü bölümde) ve yaylılar.
bölümler
eser dört bölümden oluşur:
i. adagio — allegro molto
ii. largo
iii. scherzo: molto vivace — poco sostenuto
iv. allegro con fuoco
etkilenim
dvorak amerikada duyduğu amerikan yerli müziği ve siyahi-amerikalı dini müziği ile de ilgilenmiştir. amerikaya ayak basmasının ardından şöyle der:
"bu ülkenin geleceğindeki müziğin zenci melodileri üzerine kurulacağına eminim. bu abdde geliştirilecek beste eğilimlerinin ciddi ve özgün bir okulunun temeli olabilecektir. bu güzel ve farklı temalar ruhun bir ürünüdür. bunlar amerika halk şarkılarıdır ve bestecileriniz bunlara eğilmek zorundadır."
bu senfoni new york filarmoni tarafından ele alınmış, ve ilk seslendirilişi 16 aralık 1893te carnegie salonunda anton seidl tarafından yönetilmiştir. bir gün öncesinde, new york heraldda 15 aralık 1893te yayınlanan bir makalede dvorak amerikan yerli müziğinin bu senfoni üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu biraz daha açmıştır:
"aslında amerikan yerli melodilerinin herhangi birini kullanmadım. ben sadece yerli müziğinin özelliklerinin içine gömüldüğü orijinal temalar yazdım, ve bu temaları özne olarak kullanıp, modern ritimlerin, kontrpuanların ve orkestral renklerin tüm kaynaklarıyla geliştirdim."
tüm bunlara karşın, bu senfoni de, abd ezgilerinden ziyade diğer dvorak eserleri gibi kendi uyruğu bohemya halk ezgilerinin etkisi altındadır. yine de leonard bernstein bu eserin aslında tamamıyle uluslararası olduğunu iddia etmektedir.
http://www.klasiknotlari.com
enstrümantasyon
bu senfoni aşağıdakilerden oluşan bir orkestra için yazılmıştır:
2 flüt (biri çift pikolo), 2 obua (biri cor anglais), 2 klarinet la (ikinci bölümde si bemol), 2 fagot, mi ve do 4 korno, mi, do ve mi bemol 2 trompet, 2 tenor trombon, 1 bas trombon, 1 tuba (yalnızca ikinci bölümde, timpani, triangle (yalnızca üçüncü bölümde), simbal (yalnızca dördüncü bölümde) ve yaylılar.
bölümler
eser dört bölümden oluşur:
i. adagio — allegro molto
ii. largo
iii. scherzo: molto vivace — poco sostenuto
iv. allegro con fuoco
etkilenim
dvorak amerikada duyduğu amerikan yerli müziği ve siyahi-amerikalı dini müziği ile de ilgilenmiştir. amerikaya ayak basmasının ardından şöyle der:
"bu ülkenin geleceğindeki müziğin zenci melodileri üzerine kurulacağına eminim. bu abdde geliştirilecek beste eğilimlerinin ciddi ve özgün bir okulunun temeli olabilecektir. bu güzel ve farklı temalar ruhun bir ürünüdür. bunlar amerika halk şarkılarıdır ve bestecileriniz bunlara eğilmek zorundadır."
bu senfoni new york filarmoni tarafından ele alınmış, ve ilk seslendirilişi 16 aralık 1893te carnegie salonunda anton seidl tarafından yönetilmiştir. bir gün öncesinde, new york heraldda 15 aralık 1893te yayınlanan bir makalede dvorak amerikan yerli müziğinin bu senfoni üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu biraz daha açmıştır:
"aslında amerikan yerli melodilerinin herhangi birini kullanmadım. ben sadece yerli müziğinin özelliklerinin içine gömüldüğü orijinal temalar yazdım, ve bu temaları özne olarak kullanıp, modern ritimlerin, kontrpuanların ve orkestral renklerin tüm kaynaklarıyla geliştirdim."
tüm bunlara karşın, bu senfoni de, abd ezgilerinden ziyade diğer dvorak eserleri gibi kendi uyruğu bohemya halk ezgilerinin etkisi altındadır. yine de leonard bernstein bu eserin aslında tamamıyle uluslararası olduğunu iddia etmektedir.
http://www.klasiknotlari.com
türkiye de ilk seslendirilişi: 8 şubat 1958, robert lawrence yönetiminde
cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası tarafından yapılmıştır.
revenna beyi politik nedenlerle kızı francescayı 1275 yılında rimini beyine verir. oysa francesca, rimini beyinin kardeşi paoloyu sevmektedir. kıskanç koca 1284 yılında francesca ile paolayı öldürür. bu olay pek çok yazara, bu arada danteye de konu olmuştur. "ilahi komedya"nın inferno v bölümünde dante cehennemin ikinci katında francescaya rastlar.
çaykovski, 1876 yılında lyondan beyruta geçmiş ve orada wagnerin "nibelungenlerin yüzüğü" adlı dört müzikli dramını izleme fırsatı bulmuştur. bu yolculuğu şırasında dantenin tanrısal komedyasını okudu. özellikle francescanın öyküsü ilgisini çekti ve çaykovski önce bu konuyu opera olarak işlemeyi tasarladı. daha sonra senfonik bir yapıtta karar kılan besteci, eseri çok kısa bir zamanda, 1876 kasımında tamamladı.
"frencesca da rimini" ilk defa 9 mart 1877 tarihinde moskovada seslendirilmiştir. bu konserde orkestrayı nikolay rubinstein yönetiyordu. "francesca da rimini" ile çaykovski olgunluk dönemine ayak atar. eserin dramatik yapısında, çalgılanmasında ve kromatik armonisinde wagner etkileri açıkça belli olmaktadır.
uvertür üç bölmeli şarkı biçiminde yazılmıştır. giriş bölmesinde şairin cehennemin ikinci katına gelişi ve bu esrarengiz yerdeki duyguları anlatılmıştır. 67. ölçüde başlayan ana bölüm, hayatta iken kendilerini bedensel zevklere kaptırmış olan ruhların çektiği acıyı, işkenceyi canlandırır.
bir klarinet solosu ile başlayan orta bölümde ise karşımıza yakaran şarkılarıyla francesca çıkmaktadır. orta bölüm de üçe ayrılır; francescanın yakarışlarından sonra francesca ile paolonun dünyasal mutluluklarını tadar gibi oluruz. francescanın yakarışı tekrar duyulur ve büyük bir yükselişten sonra dantenin üzüntüsü ile yere yıkılışına tanık oluruz. ondan sonra ruhların işkence sahnesi yinelenir ve eser timpaniyle davulun gök gürültüleri arasında orkestranın çığlıkları ve sert vuruşları arasında sona erer.
olup bitenleri daha iyi izlemek isteyen dinleyicilerimiz için aşağıda basit bir form şeması çıkarıyoruz.
giriş : dante cehennemin ikinci katında,
a : ruhların işkence sahnesi,
a : francescanın yakarışı,
b b : francesca ile paolonun aşkı,
c : francescanın yakarışı,
a : ruhların işkence sahnesi.
http://www.klasiknotlari.com
cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası tarafından yapılmıştır.
revenna beyi politik nedenlerle kızı francescayı 1275 yılında rimini beyine verir. oysa francesca, rimini beyinin kardeşi paoloyu sevmektedir. kıskanç koca 1284 yılında francesca ile paolayı öldürür. bu olay pek çok yazara, bu arada danteye de konu olmuştur. "ilahi komedya"nın inferno v bölümünde dante cehennemin ikinci katında francescaya rastlar.
çaykovski, 1876 yılında lyondan beyruta geçmiş ve orada wagnerin "nibelungenlerin yüzüğü" adlı dört müzikli dramını izleme fırsatı bulmuştur. bu yolculuğu şırasında dantenin tanrısal komedyasını okudu. özellikle francescanın öyküsü ilgisini çekti ve çaykovski önce bu konuyu opera olarak işlemeyi tasarladı. daha sonra senfonik bir yapıtta karar kılan besteci, eseri çok kısa bir zamanda, 1876 kasımında tamamladı.
"frencesca da rimini" ilk defa 9 mart 1877 tarihinde moskovada seslendirilmiştir. bu konserde orkestrayı nikolay rubinstein yönetiyordu. "francesca da rimini" ile çaykovski olgunluk dönemine ayak atar. eserin dramatik yapısında, çalgılanmasında ve kromatik armonisinde wagner etkileri açıkça belli olmaktadır.
uvertür üç bölmeli şarkı biçiminde yazılmıştır. giriş bölmesinde şairin cehennemin ikinci katına gelişi ve bu esrarengiz yerdeki duyguları anlatılmıştır. 67. ölçüde başlayan ana bölüm, hayatta iken kendilerini bedensel zevklere kaptırmış olan ruhların çektiği acıyı, işkenceyi canlandırır.
bir klarinet solosu ile başlayan orta bölümde ise karşımıza yakaran şarkılarıyla francesca çıkmaktadır. orta bölüm de üçe ayrılır; francescanın yakarışlarından sonra francesca ile paolonun dünyasal mutluluklarını tadar gibi oluruz. francescanın yakarışı tekrar duyulur ve büyük bir yükselişten sonra dantenin üzüntüsü ile yere yıkılışına tanık oluruz. ondan sonra ruhların işkence sahnesi yinelenir ve eser timpaniyle davulun gök gürültüleri arasında orkestranın çığlıkları ve sert vuruşları arasında sona erer.
olup bitenleri daha iyi izlemek isteyen dinleyicilerimiz için aşağıda basit bir form şeması çıkarıyoruz.
giriş : dante cehennemin ikinci katında,
a : ruhların işkence sahnesi,
a : francescanın yakarışı,
b b : francesca ile paolonun aşkı,
c : francescanın yakarışı,
a : ruhların işkence sahnesi.
http://www.klasiknotlari.com
beethovenın bir yıl içinde tamamladığı ve ilk seslendirilişi 24 mayıs 1810da yapılan egmont müziği, bir uvertür ve dokuz parçadan oluşur. uvertür bir senfonik şiir gibi dramın bütün konusunu canlandırdığı için goethenin trajedyasını özetlemekte yarar görüyoruz: 16. yüzyılda hollanda, ispanyol işgali altındadır ve ezilen halkın acımasız diktatör albaya karşı tek umudu kont lamoral von egmontdur. bağımsızlık savaşının önderi olan egmontun düşmanlar tarafından boynu vurulur; ama hollandalılar er geç özgürlüklerine kavuşacaktır.
uvertürün en başındaki dramatik giriş, ispanyolların çizmesi altında ezilen hollandayı canlandırır. ondan sonraki çabuk bölüm ise özgürlük düşüncesinin uyanışı ve bağımsızlık savaşının patlayışıdır. egmontun boynunun vuruluşunu kemanlar canlandırır; bir anlık susmadan sona dua gibi kısa bir koral işitilir. egmontun ölümüyle bağımsızlık savaşı ve zafer önlenemeyecektir. nitekim uvertür "zafer senfonisi" ile sona erer.
http://www.klasiknotlari.com
uvertürün en başındaki dramatik giriş, ispanyolların çizmesi altında ezilen hollandayı canlandırır. ondan sonraki çabuk bölüm ise özgürlük düşüncesinin uyanışı ve bağımsızlık savaşının patlayışıdır. egmontun boynunun vuruluşunu kemanlar canlandırır; bir anlık susmadan sona dua gibi kısa bir koral işitilir. egmontun ölümüyle bağımsızlık savaşı ve zafer önlenemeyecektir. nitekim uvertür "zafer senfonisi" ile sona erer.
http://www.klasiknotlari.com
fazıl sayın "haremde 1001 gece" başlıklı keman konçertosu, isviçrede luzern senfoni orkestrasının siparişi üzerine 2008 yılı başlarında tamamlanmıştır. bestecinin ilk keman konçertosu olan bu eserde say, ülkesinin geleneksel müzik kültürüyle avrupa müzik kültürü arasındaki kopukluğa tamamen farklı bir köprü kurma cesareti göstermiştir.
piyanist olarak sahnedeki karizmatik duruşuyla bestelerinde müzik dilini nasıl etkili bir şekilde kullanacağını sezdiren fazıl say, önüne çıkacak her engeli bir çırpıda yıkıp geçeceğini bu konçertoda göstermiştir. "nazım hikmet" ve "metin altıok" oratoryoları gibi geniş formlarda etkileyici eserler veren bestecimiz, çağdaş konçerto anlayışının ürünleri olan "senfoni konçertant" ve üç piyano konçertosunun deneyimleriyle, bu kez müthiş bir özgüvenle yola çıkmıştır.
eser üç müzikal kavrayışın bileşkesini sergiler: modernite, türkiye müzik kültürünün etkileri ve keman çalma sanatının incelikleri. bu üç temel öğenin büyük bir içtenlik ve tutkuyla bir araya getirilmesi, 20 şubat 2008 akşamı john axelrod yönetimindeki luzern senfoni orkestrası tarafından gerçekleştirilen ilk seslendirmede isviçreli müzikseverleri çılgına çevirmiştir. bu müzik ziyafetinde solist patricia kopatchinskajanın inanılmaz ustalığı ve başarısının payı büyüktür.
aynı coşku, eserin japonyadaki ilk seslendirilmesinde de görülmüş, japon müzikseverler besteci ve solisti defalarca sahneye çağırmışlardır. eserin türkiye prömiyeri ise özellikli bir senfonik topluluk olan crr istanbul senfoni orkestrası, yine şef john axelrod yönetiminde ve yine kopatchinskajanın solistliğinde 21 aralık 2008 tarihinde istanbulda cemal reşit rey konser salonunda gerçekleştirilmiştir.
http://www.klasiknotlari.com
piyanist olarak sahnedeki karizmatik duruşuyla bestelerinde müzik dilini nasıl etkili bir şekilde kullanacağını sezdiren fazıl say, önüne çıkacak her engeli bir çırpıda yıkıp geçeceğini bu konçertoda göstermiştir. "nazım hikmet" ve "metin altıok" oratoryoları gibi geniş formlarda etkileyici eserler veren bestecimiz, çağdaş konçerto anlayışının ürünleri olan "senfoni konçertant" ve üç piyano konçertosunun deneyimleriyle, bu kez müthiş bir özgüvenle yola çıkmıştır.
eser üç müzikal kavrayışın bileşkesini sergiler: modernite, türkiye müzik kültürünün etkileri ve keman çalma sanatının incelikleri. bu üç temel öğenin büyük bir içtenlik ve tutkuyla bir araya getirilmesi, 20 şubat 2008 akşamı john axelrod yönetimindeki luzern senfoni orkestrası tarafından gerçekleştirilen ilk seslendirmede isviçreli müzikseverleri çılgına çevirmiştir. bu müzik ziyafetinde solist patricia kopatchinskajanın inanılmaz ustalığı ve başarısının payı büyüktür.
aynı coşku, eserin japonyadaki ilk seslendirilmesinde de görülmüş, japon müzikseverler besteci ve solisti defalarca sahneye çağırmışlardır. eserin türkiye prömiyeri ise özellikli bir senfonik topluluk olan crr istanbul senfoni orkestrası, yine şef john axelrod yönetiminde ve yine kopatchinskajanın solistliğinde 21 aralık 2008 tarihinde istanbulda cemal reşit rey konser salonunda gerçekleştirilmiştir.
http://www.klasiknotlari.com
modest musorgski, mimar ve ressam olan arkadaşı victor hartmannın resimlerinin sergilenişinde bulunur.
dostunun resimlerini kendi anlatım olanaklarıyla, seslerle yeniden çizer. 1874 yılında piyano için yazılmış olan yapıt, pek çok besteci tarafından orkestra için yeniden düzenlenmiştir. bunlar arasında maurice ravelin düzenlemesi yapıtın piyano için yazılmış olduğunu unutturacak derecede başarı kazanmıştır.
eser, sergide gezinen besteciyi simgeleyen bir promenad ile başlar. aynı simge yapıt boyunca yeni renkler içinde beş kez tekrarlanır.
resimler;
1. büyüklerde acıma duygusu uyandıran, aksak adım sesleriyle çocukları tedirgin eden bir cüce.
2. ortaçağa özgü eski bir şato önünde duran ozan, hüzün dolu bir halk şarkısı söylemektedir.
3. parisin tuileries bahçesinde oynayan çocuklar.
4. polonyaya özgü bir öküz arabası «bydlo» ile gelmekte olan köylüler yaklaşırlar... uzaklaşırlar.
5. civcivlerin kabukları içinde balesi.
6. varlıklı ve yoksul iki yahudinin tartışması. birincinin adı varlıklı; şemoil altındağ, durmadan sızlanan ikincininkiyse sadece şmüil...
7. «limoges» pazaryerinde kadınların şamatası.
8. yaşamın çeşitli aydınlık sahnelerinden sonra birden «yeraltı mezarlarında» ölümün soğuk, ürpertici havasını duyarız. besteci bu parçada kendi deyimiyle «ölülerle ölü dilinde konuşmaktadır».
9. karanlık gecenin sessizliğini bozan bir saat sesiyle büyücü kadın baba-yaga kuş ayakları üzerinde doğrulur.
10. kiyefin büyük kapısından geçen halk ve rahipler...
http://www.klasiknotlari.com
dostunun resimlerini kendi anlatım olanaklarıyla, seslerle yeniden çizer. 1874 yılında piyano için yazılmış olan yapıt, pek çok besteci tarafından orkestra için yeniden düzenlenmiştir. bunlar arasında maurice ravelin düzenlemesi yapıtın piyano için yazılmış olduğunu unutturacak derecede başarı kazanmıştır.
eser, sergide gezinen besteciyi simgeleyen bir promenad ile başlar. aynı simge yapıt boyunca yeni renkler içinde beş kez tekrarlanır.
resimler;
1. büyüklerde acıma duygusu uyandıran, aksak adım sesleriyle çocukları tedirgin eden bir cüce.
2. ortaçağa özgü eski bir şato önünde duran ozan, hüzün dolu bir halk şarkısı söylemektedir.
3. parisin tuileries bahçesinde oynayan çocuklar.
4. polonyaya özgü bir öküz arabası «bydlo» ile gelmekte olan köylüler yaklaşırlar... uzaklaşırlar.
5. civcivlerin kabukları içinde balesi.
6. varlıklı ve yoksul iki yahudinin tartışması. birincinin adı varlıklı; şemoil altındağ, durmadan sızlanan ikincininkiyse sadece şmüil...
7. «limoges» pazaryerinde kadınların şamatası.
8. yaşamın çeşitli aydınlık sahnelerinden sonra birden «yeraltı mezarlarında» ölümün soğuk, ürpertici havasını duyarız. besteci bu parçada kendi deyimiyle «ölülerle ölü dilinde konuşmaktadır».
9. karanlık gecenin sessizliğini bozan bir saat sesiyle büyücü kadın baba-yaga kuş ayakları üzerinde doğrulur.
10. kiyefin büyük kapısından geçen halk ve rahipler...
http://www.klasiknotlari.com
amerikalı besteci george gershwin popüler caz stilini geleneksel senfonik biçimlerde kullanmasıyla tanınır. asıl adı "rumba" olan bu senfonik eserinde de gershwin, latin amerika müziğinin stiliyle ve canlı ritmiyle caz dünyasına getirdiği parıltıları yansıtmıştır.
eseri gershwin 1932 şubatında havanada yaptığı iki haftalık bir tatilin etkileriyle aynı yıl temmuz, ağustos aylarında bestelemiştir.
uvertüre karayip ritimleri, kübanın yerli vurma çalgıları egemendir ve formu geleneksel a-b-a biçimindedir. ana teması ignacio pineironun tanınmış bir parçası olan "echale salsita"dan alınmıştır.
kısa bir girişten sonra ana tema bir latin stili ostinato (sürekli tekrarlanan bas figürü) ile duyurulur. bu temayı hemen ardından daha lirik bir bölme takip eder. bu bölmenin özelliği iki enstrüman veya iki grup arasındaki diyaloglardan oluşmasıdır.
üçüncü ve son bölme hem kısa bir gelişme bölmesini hem de birinci temaya dönüşü içerir. eser kısa, çılgın bir "coda" ile biter.
http://www.klasiknotlari.com
eseri gershwin 1932 şubatında havanada yaptığı iki haftalık bir tatilin etkileriyle aynı yıl temmuz, ağustos aylarında bestelemiştir.
uvertüre karayip ritimleri, kübanın yerli vurma çalgıları egemendir ve formu geleneksel a-b-a biçimindedir. ana teması ignacio pineironun tanınmış bir parçası olan "echale salsita"dan alınmıştır.
kısa bir girişten sonra ana tema bir latin stili ostinato (sürekli tekrarlanan bas figürü) ile duyurulur. bu temayı hemen ardından daha lirik bir bölme takip eder. bu bölmenin özelliği iki enstrüman veya iki grup arasındaki diyaloglardan oluşmasıdır.
üçüncü ve son bölme hem kısa bir gelişme bölmesini hem de birinci temaya dönüşü içerir. eser kısa, çılgın bir "coda" ile biter.
http://www.klasiknotlari.com
yaylılar için adagio" amerikalı besteci samuel barberın kendi ilk yaylı çalgılar kuartetinden yaylı sazlar orkestrası için düzenlenmiş bir eserdir.
ortaya çıkışı
barberın "yaylılar için adagio"su 1936da bestelediği string quartet no. 1, op. 11in ikinci bölümünden doğmuştur. özgün biçiminde yer alan zıt karakterdeki ilk bölümü izleyen kısımdır bu; ve bunun devamında bu müziğin kısaca yinelenmesi yer alır.
ocak 1938de barber parçayı arturo toscaniniye göndermiştir. şef ise notaları hiçbir yorum yapmandan geri gönderince, barber rahatsız olmuş ve şef ile ilişkisini kesmiştir. ancak peşisıra toscanini bir arkadaşları yoluyla notları geri gönderdiğini, çünkü zaten ezberlediğini ve seslendirmeyi planladığını iletmiştir. denilene göre toscanini açılış gecesine kadar bir daha notalara göz atmış değildir. eser ilk kez 5 kasım 1938de new yorkta nbc senfoni orkestrası ile birlikte arturo toscanini tarafından bir radyo yayınında seslendirilmiştir.
besteci parçayı 1967de, agnus deide ("lamb of god") bir sahne olarak dört-kısımlı koro için de düzenlemiştir.
incelemesi
eser, ezgiyi sunan, ters çeviren, genişleten, ve adım adım arttıran bir arşe biçimi kullanır. si-bemol minor ve 4/2 ölçülü bir anahtara sahiptir.
uzun ve akıcı ezgiler yaylılar korosunun (tüm yaylılar) tüm sesleri arasında özgürce gider gelir; örneğin, adagionun ilk kısmı önce kemanlarla çalınan ana ezgi parçacığıyla başlar, ama bir beşlik aşağıya dönüşle viyolalarca yinelenmesiyle sonlanır. viyolalar ana ezgi parçacığının çeşitlemesini ikinci kısımda çalmayı sürdürür; bu ve sonraki kısımda ise baslar henüz sessizdir.
genişleyen orta kısım, çelloların ana ezgi parçacığını mezzo-soprano aralığında çalmasıyla başlar; bölümde ilerledikçe, tüm yaylılar en üst oktavlarına kadar yükselirler, ve ani bir esi takiben bir fortissimo-forte havasında sonlanırlar.
bir dizi hüzünlü-yaylı eserin bu kısmına bir koda olarak hizmet eder, ve bas kısmını yeniden çalar. son bölümse, ezgili ana parçacığın ikinci kısmının tersine çevrilerek yeniden özgün temanın bir seslendirilmesidir, ve ilkin unison halde keman ve viyolalarca çalınır; eser kemanların son notayı kısa bir esin sonrasına bırakıp sönümlendirecek şekilde, ezginin ilk beş notasını alto oktavında yeniden seslendirmesiyle biter.
popülerite ve etkilenim
nbc orkestrasını yöneten arturo toscaninili 1938 dünya prömiyerinin ses kaydı, 2005te abd kongre kütüphanesinin ulusal kayıtlar dairesinde kalıcı olarak korunacaklar arasına dahil edilmiştir.
eser monako prensi rainerin cenazesinde de çalınmıştır. yaygın inanışın aksine, franklin d. rooseveltin cenazesinde çalınmış değildir, ancak vefatının duyurulması esnasında radyoda yayınlanmıştır. ayrıca 2001de dünya ticaret merkezindeki törende 11 eylül olayının kurbanları anısına seslendirilmiştir.
2004te, bbcnin bugünü programının dinleyicileri, didodan "didos lament"i, henry purcellin aeneasını, gustav mahlerin 5. senfonisinden "adagietto"yu, richard straussun metamorphosenını ve billie holiday tarafından söylenen gloomy sundayi geride bırakarak adagioyu "gelmiş geçmiş en hüzünlü klasik" seçmiştir.
yaylılar için adagio çoğu film ve tv müziklerinde de duyulabilir. bunlar arasında, oliver stoneun oscar-kazanan filmi platoon, david lynchin 1980 oscar-adayı filmi fil adam, ve jean-pierre jeunetin oscar-adayı 2001 filmi amélie vardır.
santa barbaranın quire of voycesı tarafından yapılan yaylılar için adagionun agnus dei düzenlemesi, relic entertainmentın ilk bilgisayar oyunu homeworldde ön plandadır.
london senfoni orkestrası tarafından seslendirilen bir kaydı, bir süre için, itunesta en çok satan klasik eser idi.
william orbit, ferry corsten, tiësto, brennan heart ve chicago zone gibi çeşitli günümüz sanatçıları bu eseri eloktronik dans türü için de düzenlemiştir.
http://www.klasiknotlari.com
ortaya çıkışı
barberın "yaylılar için adagio"su 1936da bestelediği string quartet no. 1, op. 11in ikinci bölümünden doğmuştur. özgün biçiminde yer alan zıt karakterdeki ilk bölümü izleyen kısımdır bu; ve bunun devamında bu müziğin kısaca yinelenmesi yer alır.
ocak 1938de barber parçayı arturo toscaniniye göndermiştir. şef ise notaları hiçbir yorum yapmandan geri gönderince, barber rahatsız olmuş ve şef ile ilişkisini kesmiştir. ancak peşisıra toscanini bir arkadaşları yoluyla notları geri gönderdiğini, çünkü zaten ezberlediğini ve seslendirmeyi planladığını iletmiştir. denilene göre toscanini açılış gecesine kadar bir daha notalara göz atmış değildir. eser ilk kez 5 kasım 1938de new yorkta nbc senfoni orkestrası ile birlikte arturo toscanini tarafından bir radyo yayınında seslendirilmiştir.
besteci parçayı 1967de, agnus deide ("lamb of god") bir sahne olarak dört-kısımlı koro için de düzenlemiştir.
incelemesi
eser, ezgiyi sunan, ters çeviren, genişleten, ve adım adım arttıran bir arşe biçimi kullanır. si-bemol minor ve 4/2 ölçülü bir anahtara sahiptir.
uzun ve akıcı ezgiler yaylılar korosunun (tüm yaylılar) tüm sesleri arasında özgürce gider gelir; örneğin, adagionun ilk kısmı önce kemanlarla çalınan ana ezgi parçacığıyla başlar, ama bir beşlik aşağıya dönüşle viyolalarca yinelenmesiyle sonlanır. viyolalar ana ezgi parçacığının çeşitlemesini ikinci kısımda çalmayı sürdürür; bu ve sonraki kısımda ise baslar henüz sessizdir.
genişleyen orta kısım, çelloların ana ezgi parçacığını mezzo-soprano aralığında çalmasıyla başlar; bölümde ilerledikçe, tüm yaylılar en üst oktavlarına kadar yükselirler, ve ani bir esi takiben bir fortissimo-forte havasında sonlanırlar.
bir dizi hüzünlü-yaylı eserin bu kısmına bir koda olarak hizmet eder, ve bas kısmını yeniden çalar. son bölümse, ezgili ana parçacığın ikinci kısmının tersine çevrilerek yeniden özgün temanın bir seslendirilmesidir, ve ilkin unison halde keman ve viyolalarca çalınır; eser kemanların son notayı kısa bir esin sonrasına bırakıp sönümlendirecek şekilde, ezginin ilk beş notasını alto oktavında yeniden seslendirmesiyle biter.
popülerite ve etkilenim
nbc orkestrasını yöneten arturo toscaninili 1938 dünya prömiyerinin ses kaydı, 2005te abd kongre kütüphanesinin ulusal kayıtlar dairesinde kalıcı olarak korunacaklar arasına dahil edilmiştir.
eser monako prensi rainerin cenazesinde de çalınmıştır. yaygın inanışın aksine, franklin d. rooseveltin cenazesinde çalınmış değildir, ancak vefatının duyurulması esnasında radyoda yayınlanmıştır. ayrıca 2001de dünya ticaret merkezindeki törende 11 eylül olayının kurbanları anısına seslendirilmiştir.
2004te, bbcnin bugünü programının dinleyicileri, didodan "didos lament"i, henry purcellin aeneasını, gustav mahlerin 5. senfonisinden "adagietto"yu, richard straussun metamorphosenını ve billie holiday tarafından söylenen gloomy sundayi geride bırakarak adagioyu "gelmiş geçmiş en hüzünlü klasik" seçmiştir.
yaylılar için adagio çoğu film ve tv müziklerinde de duyulabilir. bunlar arasında, oliver stoneun oscar-kazanan filmi platoon, david lynchin 1980 oscar-adayı filmi fil adam, ve jean-pierre jeunetin oscar-adayı 2001 filmi amélie vardır.
santa barbaranın quire of voycesı tarafından yapılan yaylılar için adagionun agnus dei düzenlemesi, relic entertainmentın ilk bilgisayar oyunu homeworldde ön plandadır.
london senfoni orkestrası tarafından seslendirilen bir kaydı, bir süre için, itunesta en çok satan klasik eser idi.
william orbit, ferry corsten, tiësto, brennan heart ve chicago zone gibi çeşitli günümüz sanatçıları bu eseri eloktronik dans türü için de düzenlemiştir.
http://www.klasiknotlari.com
ilk yorumu: 1808, viyana. ludwig van beethovenın en verimli çağından bir diğer üründür bu uvertür. shakespearein aynı adlı trajedisi için yazıldığı sanılırsa da avusturyalı oyun yazarı heinrich joseph von collinin aynı adlı oyunu için bestelenmiştir.
konu aynıdır: m.ö. altıncı yüzyılda roma için büyük fedakarlıklar yapan komutan coriolanus, devleti yönetenlerle arasında çıkan anlaşmazlık üzerine ülkesinden ayrılır, eski düşmanlarıyla işbirliği yaparak roma üzerine yürür.
kent kapısında senatonun başdelegeleriyle karşılaşan komutan, bu arada annesi ve eşinin de yakarışlarına direnemez, ordusuna geri dönmesi için emir verir.
fakat iki yönlü ihanet yüzünden onur ve gururunu yitirmiştir. çıkar yolu bıçağı kalbine saplamakta bulur.
beethovenin bu olay örgüsünü yansıtmakta kullandığı kullandığı iki tema da olağanüstü etkilidir.
ilki do minor ile gösterilen yürekli bir komutanın portresidir. karanlık armonilerle işlenmiş “geçiş” ruhundaki savaşı, tanrısal güzelliğiyle ünlü ikinci mi bemol major “tema” ise “ vatan sevgisini”, “yurt özlemini” ya da coriolanusa kararını değiştirten yakarışları yansıtır. eser “yalnızlığı” ve “yokoluş”u belirten bir “pianissimo” ile sona erer.
http://www.klasiknotlari.com
konu aynıdır: m.ö. altıncı yüzyılda roma için büyük fedakarlıklar yapan komutan coriolanus, devleti yönetenlerle arasında çıkan anlaşmazlık üzerine ülkesinden ayrılır, eski düşmanlarıyla işbirliği yaparak roma üzerine yürür.
kent kapısında senatonun başdelegeleriyle karşılaşan komutan, bu arada annesi ve eşinin de yakarışlarına direnemez, ordusuna geri dönmesi için emir verir.
fakat iki yönlü ihanet yüzünden onur ve gururunu yitirmiştir. çıkar yolu bıçağı kalbine saplamakta bulur.
beethovenin bu olay örgüsünü yansıtmakta kullandığı kullandığı iki tema da olağanüstü etkilidir.
ilki do minor ile gösterilen yürekli bir komutanın portresidir. karanlık armonilerle işlenmiş “geçiş” ruhundaki savaşı, tanrısal güzelliğiyle ünlü ikinci mi bemol major “tema” ise “ vatan sevgisini”, “yurt özlemini” ya da coriolanusa kararını değiştirten yakarışları yansıtır. eser “yalnızlığı” ve “yokoluş”u belirten bir “pianissimo” ile sona erer.
http://www.klasiknotlari.com
ilk yorumu: 1842, leipzig. felix mendelssohnun 1829 yılında iskoçyaya yaptığı gezi iki yapıtının doğmasına yol açmıştır. "iskoç" adıyla bilinen senfoni ve "fingal mağarası" uvertürü.
edinburghdan ailesine gönderdiği bir mektubunda şu satırlar yer alır: "bugün güneş batarken kraliçe mary stuartın yaşadığı sarayı gezdik. sevgilisi ozan ve şarkıcı rizzionun öldürüldüğü küçük odayı, taç giydiği küçük kiliseyi gördük... her yer harap durumda… sanıyorum ki bu akşam iskoç senfonisinin başlangıcını buldum..."
bölümler:
i. andante con moto - allegro un poco agitato
ii. vivace non troppo
iii. adagio
iv. allegro vivaccissimo - allegro maestoso assai
tümü sonat kalıplarına uygun olarak düzenlenen dört bölüm aralıksız yorumlanır.
ilk bölüm (andante con moto - allegro un poco agitato) karanlık renkli bir doğa tablosunu andıran "andante" ile başlar. obua melodisinin, bölümünün temeli olan iki tema ile ilintisi açıktır. bölüm bu iki elemanın ritmik bir "tutti" ile "coda" ya ulaşımında biter.
ikinci bölüm (vivace non troppo), klarinetin verdiği "charlie is my darling" adlı şarkının melodisi ile başlayan yaylı çalgıların sunduğu tipik bir iskoç halk ezgisiyle süren "scherzo"dur.
üçüncü bölüm, "adagio" iki temanın karşılıklı çekişmesidir.
dördüncü bölüm (allegro vivaccissimo - allegro maestoso assai) hareketli, ritmik, neşeli bir hava içinde gelişir, gene şenlikli bir "coda" ile sonuçlanır.
http://www.klasiknotlari.com
edinburghdan ailesine gönderdiği bir mektubunda şu satırlar yer alır: "bugün güneş batarken kraliçe mary stuartın yaşadığı sarayı gezdik. sevgilisi ozan ve şarkıcı rizzionun öldürüldüğü küçük odayı, taç giydiği küçük kiliseyi gördük... her yer harap durumda… sanıyorum ki bu akşam iskoç senfonisinin başlangıcını buldum..."
bölümler:
i. andante con moto - allegro un poco agitato
ii. vivace non troppo
iii. adagio
iv. allegro vivaccissimo - allegro maestoso assai
tümü sonat kalıplarına uygun olarak düzenlenen dört bölüm aralıksız yorumlanır.
ilk bölüm (andante con moto - allegro un poco agitato) karanlık renkli bir doğa tablosunu andıran "andante" ile başlar. obua melodisinin, bölümünün temeli olan iki tema ile ilintisi açıktır. bölüm bu iki elemanın ritmik bir "tutti" ile "coda" ya ulaşımında biter.
ikinci bölüm (vivace non troppo), klarinetin verdiği "charlie is my darling" adlı şarkının melodisi ile başlayan yaylı çalgıların sunduğu tipik bir iskoç halk ezgisiyle süren "scherzo"dur.
üçüncü bölüm, "adagio" iki temanın karşılıklı çekişmesidir.
dördüncü bölüm (allegro vivaccissimo - allegro maestoso assai) hareketli, ritmik, neşeli bir hava içinde gelişir, gene şenlikli bir "coda" ile sonuçlanır.
http://www.klasiknotlari.com
louis hector berliozun 1830da tamamladığı senfoninin asıl adı "bir sanatçının yaşamından bir kesit"tir. eser, adından da anlaşıldığı üzere bir yaşam öyküsü niteliği taşır.
eserde anlatılan zengin imgeleme sahip sanatçı kara sevdaya tutulmuş ve ümitsizlik sebebiyle kendini zehirlemiştir. berlioz bu yaşamın kesitlerini, eserininin bölüm başlıklarıyla özetler.
enstrümantasyon
senfoni 2 flüt (2.si çifte pikkolo), 2 obua (2.si çifte ingiliz kornosu), 2 klarinet (1.si çifte mi bemol klarinet), 4 fagot, 4 fransız kornosu, 2 trompet, 2 kornet, 3 trombon, 2 ofikleid, 2 timpani çifti, trampet, büyük ziller, bas davul, do ve sol çanlar, 2 arp ve yaylılardan oluşan bir orkestra için notalandırılmıştır.
bölümler
eser, o devirde bir senfoni için alışıldığının aksine dört değil beş bölümden oluşur:
i. hülyalar, tutkular (rêveries - passions).
ii. bir balo (un bal).
iii. kır sahnesi (scène aux champs).
iv. darağacına gidiş (marche au supplice).
v. bir sebt gecesi düşü (songe dune nuit de sabbat).
hector berlioz bu eserinde, sevgiliyi simgeleştiren bir "saplantı" temasını yinelerken, müziği orkestraya uyarlamak amacıyla ilgi çekici çalışmalar yapmıştır. l. messine 1836da berliozun müziğine ve librettosuna dayanan bir eser çıkardı. bu eserse ilkin londrada covent gardenda oynanmıştır.
http://www.klasiknotlari.com
eserde anlatılan zengin imgeleme sahip sanatçı kara sevdaya tutulmuş ve ümitsizlik sebebiyle kendini zehirlemiştir. berlioz bu yaşamın kesitlerini, eserininin bölüm başlıklarıyla özetler.
enstrümantasyon
senfoni 2 flüt (2.si çifte pikkolo), 2 obua (2.si çifte ingiliz kornosu), 2 klarinet (1.si çifte mi bemol klarinet), 4 fagot, 4 fransız kornosu, 2 trompet, 2 kornet, 3 trombon, 2 ofikleid, 2 timpani çifti, trampet, büyük ziller, bas davul, do ve sol çanlar, 2 arp ve yaylılardan oluşan bir orkestra için notalandırılmıştır.
bölümler
eser, o devirde bir senfoni için alışıldığının aksine dört değil beş bölümden oluşur:
i. hülyalar, tutkular (rêveries - passions).
ii. bir balo (un bal).
iii. kır sahnesi (scène aux champs).
iv. darağacına gidiş (marche au supplice).
v. bir sebt gecesi düşü (songe dune nuit de sabbat).
hector berlioz bu eserinde, sevgiliyi simgeleştiren bir "saplantı" temasını yinelerken, müziği orkestraya uyarlamak amacıyla ilgi çekici çalışmalar yapmıştır. l. messine 1836da berliozun müziğine ve librettosuna dayanan bir eser çıkardı. bu eserse ilkin londrada covent gardenda oynanmıştır.
http://www.klasiknotlari.com
hugo emil alfven müzikli bir anlatı oluşturmak amacıyla, 1903te op. 19 isveç rapsodisini büyük orkestra için isveç halk şarkılarının en sevilen ve coşkun çeşitli karakteristik temalarını, kullanarak romantik bir festival rapsodisi havasında yazdı.
alfvén eleştirmenlerce çok ciddi olmakla suçlanmıştı. bu eseri işte bu eleştirilere bir yanıt olarak halk ezgilerinden oluşturularak yazılmıştır. böylece, bu eğlenceli eserle durumun tersini de kanıtlamıştır.
eserin seslendirilmesinde isveçe özgü halk müziği temalarının rolü klarinette hafifçe ve arp ile yaylıların "pizzicato" eşliklerinde görülür. orkestra, bu daha önce duyduğumuz karakteristik temaları, hızla dönerek ve değişik taklitlerle yineler.
ana tema olarak yavaş orta bölümde bulunan "vindarna sucka uti skogarna" (güzel ormanların içinden çıkan rüzgârlar) gelir; isveçe özgü bir melankoli ve yavaşça kayarak belirginleşen halk ezgileridir bu...
sonunda eserin üçüncü ve son bölümüne geçiş yaparken, tema orkestra tarafından espirili bir biçimde yinelenirken, arka planda halk kemancısı ve halk dansı temalarının eşliğinde ateşli bir sona ulaşır. eser yaklaşık 14 dakikadır.
http://www.klasiknotlari.com
alfvén eleştirmenlerce çok ciddi olmakla suçlanmıştı. bu eseri işte bu eleştirilere bir yanıt olarak halk ezgilerinden oluşturularak yazılmıştır. böylece, bu eğlenceli eserle durumun tersini de kanıtlamıştır.
eserin seslendirilmesinde isveçe özgü halk müziği temalarının rolü klarinette hafifçe ve arp ile yaylıların "pizzicato" eşliklerinde görülür. orkestra, bu daha önce duyduğumuz karakteristik temaları, hızla dönerek ve değişik taklitlerle yineler.
ana tema olarak yavaş orta bölümde bulunan "vindarna sucka uti skogarna" (güzel ormanların içinden çıkan rüzgârlar) gelir; isveçe özgü bir melankoli ve yavaşça kayarak belirginleşen halk ezgileridir bu...
sonunda eserin üçüncü ve son bölümüne geçiş yaparken, tema orkestra tarafından espirili bir biçimde yinelenirken, arka planda halk kemancısı ve halk dansı temalarının eşliğinde ateşli bir sona ulaşır. eser yaklaşık 14 dakikadır.
http://www.klasiknotlari.com
ilk yorumu: 1805, viyana. bu büyük senfoninin, bu devrimci, yenileyici yapıtın ilk çalışmaları 1802 yılında başlamış, 1803 yılı boyunca sürmüştür. "üçüncü senfoni" müzik dışı bir konunun anlatımı, tanımlanması amacına yönelmiş bir denemedir ve bu konu da o çağa damgasını vurmuş bir kişi olan napoleondur.
başlangıçta sanatçının en içten duygularla bağlandığı özgürlük, eşitlik ve kardeşliğin savunucusu gibi görünen napoleon geniş sevgi toplamış, adeta tanrılaştırılmıştı. "üçüncü senfoni"nin üzerine "sindonia grande intitulata bonoparte" cümlesinin yazılışı bu nedenledir. ancak korsikalının 1804de "imparator" oluşu bestecide öyle bir düş kırıklığı yaratmıştır ki partisyondaki bu adanışı kağıdı yırtarcasına silmiş, yerine "sinfonia eroica" sözcüklerini yazmıştır.
yapıtın ilk çalınışı büyük ilgi görmemiş, ancak halk, müzik sanatında bazı ilke ve anlamların değiştiğini sezebilmiştir. "üçüncü senfoni" ludwig van beethovenin bu türde en sevdiği eseri olarak kalmış, bu konuda kendisine yöneltilen sorular daima tek adla yanıtlanmıştır: "eroica".
bölümler
senfoni dört bölümden oluşur:
i. allegro con brio
ii. marcia funebre: adagio assai
iii. scherzo: allegro vivace
iv. finale: allegro molto
birinci bölüm (allegro con brio) orkestranın iki "fortissimo" akorundan sonra viyolonsellerin sunduğu ana "tema" ile girer; bu parçacık kâh gerilimli, kâh neşeli, kah acılı karakterlerle belirerek bölümü kapsayacaktır. ikinci "tema"nın sunuluşunu birbirine bağlı müzik örgüleri ve üçüncü tema izler. bölüm bu temanın umulmadık tekrarıyla "coda"ya ulaşır.
ikinci bölüm (marcia funebre : adagio assai). müzik edebiyatında eşine kolay rastlanmayan güzellikte bir "ölüm marşı" dır. iki tema ile işlenmiş bu lirik parçanın senfonide neden "ölüm marşı" olarak yer aldığı hala tartışılan bir konu olarak kalmıştır.
üçüncü bölüm (scherzo: allegro vivace, trio), eski senfoni yapısında "menuetto" nun yerine geçen gerçek anlamda bir "scherzo", bir av partisidir.
dördüncü bölüm (finale: allegro molto), sonat biçiminde, çeşitleme dizisiyle süren, başlıca iki "tema"dan kurulu bir parçadır. bir tür zafer şenliğiyle senfoniyi tamamlar.
http://www.klasiknotlari.com
başlangıçta sanatçının en içten duygularla bağlandığı özgürlük, eşitlik ve kardeşliğin savunucusu gibi görünen napoleon geniş sevgi toplamış, adeta tanrılaştırılmıştı. "üçüncü senfoni"nin üzerine "sindonia grande intitulata bonoparte" cümlesinin yazılışı bu nedenledir. ancak korsikalının 1804de "imparator" oluşu bestecide öyle bir düş kırıklığı yaratmıştır ki partisyondaki bu adanışı kağıdı yırtarcasına silmiş, yerine "sinfonia eroica" sözcüklerini yazmıştır.
yapıtın ilk çalınışı büyük ilgi görmemiş, ancak halk, müzik sanatında bazı ilke ve anlamların değiştiğini sezebilmiştir. "üçüncü senfoni" ludwig van beethovenin bu türde en sevdiği eseri olarak kalmış, bu konuda kendisine yöneltilen sorular daima tek adla yanıtlanmıştır: "eroica".
bölümler
senfoni dört bölümden oluşur:
i. allegro con brio
ii. marcia funebre: adagio assai
iii. scherzo: allegro vivace
iv. finale: allegro molto
birinci bölüm (allegro con brio) orkestranın iki "fortissimo" akorundan sonra viyolonsellerin sunduğu ana "tema" ile girer; bu parçacık kâh gerilimli, kâh neşeli, kah acılı karakterlerle belirerek bölümü kapsayacaktır. ikinci "tema"nın sunuluşunu birbirine bağlı müzik örgüleri ve üçüncü tema izler. bölüm bu temanın umulmadık tekrarıyla "coda"ya ulaşır.
ikinci bölüm (marcia funebre : adagio assai). müzik edebiyatında eşine kolay rastlanmayan güzellikte bir "ölüm marşı" dır. iki tema ile işlenmiş bu lirik parçanın senfonide neden "ölüm marşı" olarak yer aldığı hala tartışılan bir konu olarak kalmıştır.
üçüncü bölüm (scherzo: allegro vivace, trio), eski senfoni yapısında "menuetto" nun yerine geçen gerçek anlamda bir "scherzo", bir av partisidir.
dördüncü bölüm (finale: allegro molto), sonat biçiminde, çeşitleme dizisiyle süren, başlıca iki "tema"dan kurulu bir parçadır. bir tür zafer şenliğiyle senfoniyi tamamlar.
http://www.klasiknotlari.com
ilk yorumu: 1832, londra. besteci felix mendelssohnun 1829 yılında iskoçyaya yaptığı bir gezi iki önemli ürün bırakmıştır: "fingal mağarası" uvertürü ve "iskoç senfonisi".
genç sanatçı gezip gördüğü yerlerin etkisinde kalmış, özellikle ilgi çekici doğa olayı, "fingal mağarası"na hayran olmuş, notlar almış, bazı taslaklar hazırlamıştır.
berline dönüşünde "hebrid adaları" konusundaki izlenimleri sorulduğunda "anlatılmaz, çalınır..." diyerek piyanoya oturmuş, uvertürün ana "tema"sını dinletmiştir.
mendellohn elindeki iskoçya notlarını 1830 yılında roma gezisi boyunca geliştirmeye çalışmış, uvertür 1832 yılı başlarında pariste tamamlanmıştır.
kızkardeşine yazdığı bir mektupta bu olay nedeniyle şu satırlar yer alır: "ortadaki mi minör bölüm bana çok aptalca geliyor. ve balık yağı, martı, tuzlubalıktan çok kontrapunta kokuyor..."
"fingal mağarası" uvertürü dalgaların peşpeşe kıyıya yayılıp mağaraya saldırışını anlatan "tema"sıyla ünlüdür.
http://www.klasiknotlari.com
genç sanatçı gezip gördüğü yerlerin etkisinde kalmış, özellikle ilgi çekici doğa olayı, "fingal mağarası"na hayran olmuş, notlar almış, bazı taslaklar hazırlamıştır.
berline dönüşünde "hebrid adaları" konusundaki izlenimleri sorulduğunda "anlatılmaz, çalınır..." diyerek piyanoya oturmuş, uvertürün ana "tema"sını dinletmiştir.
mendellohn elindeki iskoçya notlarını 1830 yılında roma gezisi boyunca geliştirmeye çalışmış, uvertür 1832 yılı başlarında pariste tamamlanmıştır.
kızkardeşine yazdığı bir mektupta bu olay nedeniyle şu satırlar yer alır: "ortadaki mi minör bölüm bana çok aptalca geliyor. ve balık yağı, martı, tuzlubalıktan çok kontrapunta kokuyor..."
"fingal mağarası" uvertürü dalgaların peşpeşe kıyıya yayılıp mağaraya saldırışını anlatan "tema"sıyla ünlüdür.
http://www.klasiknotlari.com
antonin dvorakın yine, karel j. erbenin (1811-70) 1852de yayınladığı ulusal masallar demetinde yer alan baladlarından esinlenerek, aşağı yukarı ilkiyle (su cini, vodnik, op.107) aynı tarihlerde, 11 ocak-27 şubat 1896 arasında bestelediği öğle cadısı, bu dizi senfonik şiirler arasında ilk kez seslendirilenidir.
dvorakın son londra ziyaretinde, 26 ekim 1896 günü henry wood yönetiminde, pragdaki özel haziran yorumundan sonra resmen ilk kez çalınmıştır.
eserin başındaki uzun girişle dvorak baladın bütünlüğünden çok müziğin dengesini düşünür. geri kalan bölümde de baladın dizelerini canlı ve dramatik olarak işler. masal kötü bir cadının yaramaz bir çocuğu ele geçirişini anlatır.
anne, huysuz çocuğunu uslandıramayınca onu kötü yürekli öğle cadısına vereceğini söyleyerek korkutmak ister. yaylı çalgıların anneyi, obuanın da çocuğu simgelediği müzikte öğle cadısını canlandıran basklarnet ve trompet sesleri, onun çocuğu almaya geldiğini belirtir.
anne söylediklerinden pişman olmuş, büyük üzüntü ve korku içinde yalvarır. fakat cadı buna hiç aldırmaz; scherzo türü canlı bir müzikle çevrelerinde ürkütücü dansına başlar, mutlaka çocuğu alacaktır... daha sonra eve gelen baba eşini yerde baygın bulur; ama kucağındaki çocuk ölmüştür...
senfonik şiirde onların acısını yansıtan müziğe cadının kahkahaları da karışır ve eseri sona erdirir.
http://www.klasiknotlari.com
dvorakın son londra ziyaretinde, 26 ekim 1896 günü henry wood yönetiminde, pragdaki özel haziran yorumundan sonra resmen ilk kez çalınmıştır.
eserin başındaki uzun girişle dvorak baladın bütünlüğünden çok müziğin dengesini düşünür. geri kalan bölümde de baladın dizelerini canlı ve dramatik olarak işler. masal kötü bir cadının yaramaz bir çocuğu ele geçirişini anlatır.
anne, huysuz çocuğunu uslandıramayınca onu kötü yürekli öğle cadısına vereceğini söyleyerek korkutmak ister. yaylı çalgıların anneyi, obuanın da çocuğu simgelediği müzikte öğle cadısını canlandıran basklarnet ve trompet sesleri, onun çocuğu almaya geldiğini belirtir.
anne söylediklerinden pişman olmuş, büyük üzüntü ve korku içinde yalvarır. fakat cadı buna hiç aldırmaz; scherzo türü canlı bir müzikle çevrelerinde ürkütücü dansına başlar, mutlaka çocuğu alacaktır... daha sonra eve gelen baba eşini yerde baygın bulur; ama kucağındaki çocuk ölmüştür...
senfonik şiirde onların acısını yansıtan müziğe cadının kahkahaları da karışır ve eseri sona erdirir.
http://www.klasiknotlari.com
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?