emekliliği, istifası biri/ birileri tarafından istenmemiş kendi iradesi dahilinde gerçekleşmiştir. subjektif, rüzgar gülü kıvamındaki medyamızın lanse edişi farklı olacaktır muhakkak.
şemdinli de pkk ile girilen çatışmada kasığından vurularak yaralanan, 25 ünite kan verilmesine rağmen hayatını kaybederek şehit olan, olup olmadık gözlerimi yaşlarla dolduran teğmen.
ne olacak kardeşim?
2000- 2008 askeri okul, yatılı okul, hep mezun olunca yapacaklarının özlemi..
2008 de mezun oldun, 2009 sınıf okulu.
2010 da şemdinli, kıtaya çıktın..
2011 de şehit oldun.
ne kadar yaşadın?
yaşayamadıklarının gölgesinde bile kalamadın.
güle güle kardeşim.
ne olacak kardeşim?
2000- 2008 askeri okul, yatılı okul, hep mezun olunca yapacaklarının özlemi..
2008 de mezun oldun, 2009 sınıf okulu.
2010 da şemdinli, kıtaya çıktın..
2011 de şehit oldun.
ne kadar yaşadın?
yaşayamadıklarının gölgesinde bile kalamadın.
güle güle kardeşim.
21 temmuz 2011 tarihinde alsancak stadında sezon açılışı yapılacak.
bvlgari nin yaz mevsimine uygun edt si.
koku güzel, hafif fakat kalıcılığı konusunda biraz başarısız.
koku güzel, hafif fakat kalıcılığı konusunda biraz başarısız.
on numara güzel sezen aksu şarkısı.
duygusallaşan matrak arkadaş melankolisinde.
sözleri şöyle;
unuttun mu beni, her şeyimi?
sildin mi bütün izlerimi?
hiç düşmedim mi aklına?
hiç çalmadı mı o şarkı?
o sahil, o ev, o ada
o kırlangıç da küs mü bana?
sanırdım ki aşklar ancak filmlerde böyle...
ben hâlâ dolaşıyorum avare
hani görsen, enikonu divane
ne yaptıysam olmadı, ne çare
unutamadım, gitti!
ey aşk neredesin şimdi?
sen de mi terk ettin beni?
ne hata ettiysem, affet!
büyüklük sende kalsın, e mi?
sen de olmazsan eğer, batar artık bu gemi..
ben hâlâ dolaşıyorum avare
hani görsen, enikonu divanene
ne yaptıysam olmadı, ne çare
unutamadım, gitti!
unuttun mu beni, her şeyimi?
sildin mi bütün izlerimi?
duygusallaşan matrak arkadaş melankolisinde.
sözleri şöyle;
unuttun mu beni, her şeyimi?
sildin mi bütün izlerimi?
hiç düşmedim mi aklına?
hiç çalmadı mı o şarkı?
o sahil, o ev, o ada
o kırlangıç da küs mü bana?
sanırdım ki aşklar ancak filmlerde böyle...
ben hâlâ dolaşıyorum avare
hani görsen, enikonu divane
ne yaptıysam olmadı, ne çare
unutamadım, gitti!
ey aşk neredesin şimdi?
sen de mi terk ettin beni?
ne hata ettiysem, affet!
büyüklük sende kalsın, e mi?
sen de olmazsan eğer, batar artık bu gemi..
ben hâlâ dolaşıyorum avare
hani görsen, enikonu divanene
ne yaptıysam olmadı, ne çare
unutamadım, gitti!
unuttun mu beni, her şeyimi?
sildin mi bütün izlerimi?
sivil giyimli, evinin önünde 2 askerimizi şehit eden kanlı tuzak. her girebildiğim bu temalı başlıkta dediğim gibi bitmeyecek, bir bahane bulunacak, terör devam edecek. olay aş, dil, eğitim-öğretim değil olay rant meselesi.
uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, haraç, mahalli rantlar ve bariz devletin içinde ya da yandaşı görünüp bu işten rant sağlayanlar var.
bu bitmeyecek daha.
gene ekmek kavgası ve vatanseverliğinden dolayı orada bulunan insanlar yiticek, gündeme 2 satır gelecek, hayat devam edecek.
o iki askerimizin ailesi, eşi, çocuğu evinin önündeki manzarayı unutabilecek mi?
sadece 2 askerimiz mi canını kaybetti bu kahpe tuzakta, ya aileleri?
bu ülkeye nifak tohumları atılıyor.
sen babanı evinin kapısı önünde şehit eden bir terör örgütüne nasıl kin beslemezsin?
bu ülkeye kin aşılanıyor.
bu ülke derken anlayana, artık kimin hangi ülkeden olduğu anlaşılamıyor, küreselleşme, bireyselleşme alabildiğine ivmesini kazanmış.
-------özeleştiri-------:
ve ilginçtir sözlüğe ne zaman baksam bu duyarsızlıkla karşılaşıyorum, independence ve bazen bir kaç arkadaştan başka kimse birşey yazmıyor.
tabi ki eğlence amacıyla takılan çok arkadaşımız var illa ki ciddi birşey yazılsın okunsun değil, orada askerimiz şehit oldu diye hayat dursun da değil derdim sadece biraz duyarlılık .
göğüs, beden ölçüleri, aşk meşk konularına gösterdiğimiz duyarlılığın onda birini göstersek keşke en azından oturuduğumuz yerden.
-------özeleştiri-------:
uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, haraç, mahalli rantlar ve bariz devletin içinde ya da yandaşı görünüp bu işten rant sağlayanlar var.
bu bitmeyecek daha.
gene ekmek kavgası ve vatanseverliğinden dolayı orada bulunan insanlar yiticek, gündeme 2 satır gelecek, hayat devam edecek.
o iki askerimizin ailesi, eşi, çocuğu evinin önündeki manzarayı unutabilecek mi?
sadece 2 askerimiz mi canını kaybetti bu kahpe tuzakta, ya aileleri?
bu ülkeye nifak tohumları atılıyor.
sen babanı evinin kapısı önünde şehit eden bir terör örgütüne nasıl kin beslemezsin?
bu ülkeye kin aşılanıyor.
bu ülke derken anlayana, artık kimin hangi ülkeden olduğu anlaşılamıyor, küreselleşme, bireyselleşme alabildiğine ivmesini kazanmış.
-------özeleştiri-------:
ve ilginçtir sözlüğe ne zaman baksam bu duyarsızlıkla karşılaşıyorum, independence ve bazen bir kaç arkadaştan başka kimse birşey yazmıyor.
tabi ki eğlence amacıyla takılan çok arkadaşımız var illa ki ciddi birşey yazılsın okunsun değil, orada askerimiz şehit oldu diye hayat dursun da değil derdim sadece biraz duyarlılık .
göğüs, beden ölçüleri, aşk meşk konularına gösterdiğimiz duyarlılığın onda birini göstersek keşke en azından oturuduğumuz yerden.
-------özeleştiri-------:
olayları birbiriyle ilişkilendirerek tümevarım.
ilgili olarak bir fıkra.
temel bir gün kitap fuarına gider ve bir stand etrafında toplanan kalabalığa yanaşır, standın yazarına eline aldığı ’düz mantık’ adlı kitabı sorar
-ne anlatıyor bu?
+al oku anlarsın.
-sen bir de hele ne anlatıyor.
tamam der yazar ve başlar anlatmaya ,
+evinde akvaryumun var mı?
-var.
+ee tabi içinde su var.
-evet var.
+su varsa içinde haliyle balıkta var.
-evet.
+balık varsa balıkları seviyorsun demekki.
-evet seviyorum.
+balıkları seviyorsan hayvanları da seviyorsun demektir.
-doğru.
+hayvanları seviyorsan insanları da seviyorsundur.
-evet seviyorum.
+insanları seviyorsan kadınları da seviyorsundur.
-evet tabiki.
+kadınları seviyorsan onlarla ilişkiye girmeyi de seviyorsundur.
-evet seviyorum.
+kadınlarla ilişkiye giriyorsan demekki ipne değilsin.
temel bu diyalogtan sonra bu kafasına yatar ve kitabı alır, elinde kitapla eve doğru giderken yolda dursun la karşılaşırlar ve dursun merakla sorar,
-o elindeki kitap ne?
temel gösterir;
-düz mantık, ne anlatıyor?
+al oku anlarsın.
-yav ne anlatıyor söylesene.
temel anlatmaya niyetlenir ve başlar,
+evde akvaryumun var mı?
-yok.
+o zaman sen ipnesin.
ilgili olarak bir fıkra.
temel bir gün kitap fuarına gider ve bir stand etrafında toplanan kalabalığa yanaşır, standın yazarına eline aldığı ’düz mantık’ adlı kitabı sorar
-ne anlatıyor bu?
+al oku anlarsın.
-sen bir de hele ne anlatıyor.
tamam der yazar ve başlar anlatmaya ,
+evinde akvaryumun var mı?
-var.
+ee tabi içinde su var.
-evet var.
+su varsa içinde haliyle balıkta var.
-evet.
+balık varsa balıkları seviyorsun demekki.
-evet seviyorum.
+balıkları seviyorsan hayvanları da seviyorsun demektir.
-doğru.
+hayvanları seviyorsan insanları da seviyorsundur.
-evet seviyorum.
+insanları seviyorsan kadınları da seviyorsundur.
-evet tabiki.
+kadınları seviyorsan onlarla ilişkiye girmeyi de seviyorsundur.
-evet seviyorum.
+kadınlarla ilişkiye giriyorsan demekki ipne değilsin.
temel bu diyalogtan sonra bu kafasına yatar ve kitabı alır, elinde kitapla eve doğru giderken yolda dursun la karşılaşırlar ve dursun merakla sorar,
-o elindeki kitap ne?
temel gösterir;
-düz mantık, ne anlatıyor?
+al oku anlarsın.
-yav ne anlatıyor söylesene.
temel anlatmaya niyetlenir ve başlar,
+evde akvaryumun var mı?
-yok.
+o zaman sen ipnesin.
senin onun hakkında ne düşündüğünden ziyade başkalarının onun hakkında ne düşünüyor olduğu konusunda yersiz endişeleri.
çevrendeki arkadaşlarını küçümseyici eleştirileri.
futbol maçı, spor programı izlerken kendinden geçen bir erkeğe anlam veremeyip hadi vermedin anlayış göstermeyip, rahatsız etmeleri.
erkek, erkeğe bol geyikli bol testestoronlu bir ortama dahi girmeye çalışmaları, ortamı baltalayıp, rahat konuşma özgürlüğümüzü elimizden almaları. bir de o ortamlar da kadın görünce kendi benliğini kaybedip, kadının ilgisini çekebilmek için kendini olduğundan başka göstermeye çalışan arkadaşlarımızın olduğu gerçeğiyle bizi yüzleştirmeleri.
delikanlı kadın tribinde olmaları.
(bkz: seda sayan)
çoğu için evet, olmadık küfür etmeleri, bakımsız olmaları. narin ve nazik sevilir.
sen sustuğunda eee başka diyerek sanki muhabbeti sürüklemesi gereken bizmişiz gibi erkeğe sorumluluk, anlamsız stres yüklemeleri.
devamlı suretle aylin geçen şunu almış, aslı şunu yapmış, kerem ile aslı italya ya gitmişler, ferhat ile şirin bu yaz evlenecekler galiba.. ah keşke biz de bunları yapsak cümleleriyle alttan vurmaya çalışmaları.
çevrendeki arkadaşlarını küçümseyici eleştirileri.
futbol maçı, spor programı izlerken kendinden geçen bir erkeğe anlam veremeyip hadi vermedin anlayış göstermeyip, rahatsız etmeleri.
erkek, erkeğe bol geyikli bol testestoronlu bir ortama dahi girmeye çalışmaları, ortamı baltalayıp, rahat konuşma özgürlüğümüzü elimizden almaları. bir de o ortamlar da kadın görünce kendi benliğini kaybedip, kadının ilgisini çekebilmek için kendini olduğundan başka göstermeye çalışan arkadaşlarımızın olduğu gerçeğiyle bizi yüzleştirmeleri.
delikanlı kadın tribinde olmaları.
(bkz: seda sayan)
çoğu için evet, olmadık küfür etmeleri, bakımsız olmaları. narin ve nazik sevilir.
sen sustuğunda eee başka diyerek sanki muhabbeti sürüklemesi gereken bizmişiz gibi erkeğe sorumluluk, anlamsız stres yüklemeleri.
devamlı suretle aylin geçen şunu almış, aslı şunu yapmış, kerem ile aslı italya ya gitmişler, ferhat ile şirin bu yaz evlenecekler galiba.. ah keşke biz de bunları yapsak cümleleriyle alttan vurmaya çalışmaları.
adamı tekme tokat dövülmüşten beter eden emre aydın şarkısı.
güzel bir video klibi de var.
video paylaşım sitelerinin birinde denk geldiğim ıssız adam görüntüleriyle oluşturulmuş klibi hassas bünyelerde ayrı bir etki hasıl ediyor .
emre aydın ın bu melankolisine söylemek istediğim iki çift lafım var;
-lan hiç mi gülmedin, sevilmedin koç?
düş sokağı sakinleri de böyleydi güzel ama insandaki yaşama sevincini, şevkini kıran depresif şarkıları çoktu. tam kurtulduk artık hayatı sevebilecez derken, son dönemde emre aydın çıkageldi.
güzel bir video klibi de var.
video paylaşım sitelerinin birinde denk geldiğim ıssız adam görüntüleriyle oluşturulmuş klibi hassas bünyelerde ayrı bir etki hasıl ediyor .
emre aydın ın bu melankolisine söylemek istediğim iki çift lafım var;
-lan hiç mi gülmedin, sevilmedin koç?
düş sokağı sakinleri de böyleydi güzel ama insandaki yaşama sevincini, şevkini kıran depresif şarkıları çoktu. tam kurtulduk artık hayatı sevebilecez derken, son dönemde emre aydın çıkageldi.
gün olur devran döner, horoz domalır tavuk gömer.
finalde maria sharapova yı 2-0 yenerek dünyanın en prestijli turnuvası sayılan wimbledon 2011 bayanlar tenis turnuvasının şampiyonu olan, solak, çek tenis oyuncusu.
2006 da profesyonel olmuş ve daha gencecik, 1990 doğumlu.
dünya genel klasmanında 7. sırada bulunuyor.
2006 da profesyonel olmuş ve daha gencecik, 1990 doğumlu.
dünya genel klasmanında 7. sırada bulunuyor.
wimbledon 2011 şampiyonluğunu 6-3 ve 6-4 lük setlerle çek rakibi kvitova ya bırakmıştır.
tenis müsabakalarına renk katan güzel oyuncu, karşılıklı basit hataların yapıldığı finalde beklenilen performansı sergileyememiştir.
tenis müsabakalarına renk katan güzel oyuncu, karşılıklı basit hataların yapıldığı finalde beklenilen performansı sergileyememiştir.
2010 yapımı dramatik bir italyan filmi.
film, ırak a bir filmde yönetmen yardımcılığı yapmak için giden aureliano nın bir canlı bomba eylemine maruz kaldığı anı ve sonrasında yaşanılan acı yüklü olayları konu ediniyor. 2-3 sahnesi oldukça sarsıcı derecede acı.
ayrıca film sigara içmeyi bariz bir şekilde özendiriyor.
film imdb den 6.8 puan almış, seyirlik.
film, ırak a bir filmde yönetmen yardımcılığı yapmak için giden aureliano nın bir canlı bomba eylemine maruz kaldığı anı ve sonrasında yaşanılan acı yüklü olayları konu ediniyor. 2-3 sahnesi oldukça sarsıcı derecede acı.
ayrıca film sigara içmeyi bariz bir şekilde özendiriyor.
film imdb den 6.8 puan almış, seyirlik.
flört grubunun cemiyette pişiyoruz albümünden güzel bir şarkı.
manu chao nun me gustas tu dan fevkalede etkilenilmiş.
sözleri;
vakit epey geç oldu
havada biraz lodos var
sıkı giyin üşütme sakın
bu havalarda gelme bana
bu havalarda dönme bana
görüyorum ki aynısın
benden çok uzaktasın
pencereyi açık bırakma sakın
bu havalarda gelme bana.
manu chao nun me gustas tu dan fevkalede etkilenilmiş.
sözleri;
vakit epey geç oldu
havada biraz lodos var
sıkı giyin üşütme sakın
bu havalarda gelme bana
bu havalarda dönme bana
görüyorum ki aynısın
benden çok uzaktasın
pencereyi açık bırakma sakın
bu havalarda gelme bana.
ünlü çökertme türküsündeki bitez de yalısına varmadan halil im deki belde.
nezih, sakin bir yer,
denizi güzel, plajındaki şezlonglar ve şemsiyeler ücretsiz,
maganda oranı çok az,
gece hayatı için dolmuşlarla başka beldelere ya da bodrum merkeze inmeniz gerekir,
sevgiliyle gidilebilecek sakin bir tatil için tercih edilebilir.
nezih, sakin bir yer,
denizi güzel, plajındaki şezlonglar ve şemsiyeler ücretsiz,
maganda oranı çok az,
gece hayatı için dolmuşlarla başka beldelere ya da bodrum merkeze inmeniz gerekir,
sevgiliyle gidilebilecek sakin bir tatil için tercih edilebilir.
seviyeyi belli bir yerde koruyarak eğlenceli vakit geçirtebilmiş güzel iki serilik türk filmlerin ikincisi.
-----benimdesöyleyeceklerimvar-----:
2. kez izlediklerini bildiğim halde neşeyle bu filmi tekrar izleyen çevremdeki arkadaşlarım var an itibariyle.
yanlarından geçerken,
müjganla ilgili durumu aydınlatmak için doktoru içirmeye gittikleri sahnenin sonunda ispanyol lakaplı eleman kafalar zumken ispanyolca şarkıya başlayıp, ortamdaki elemalar alakasız el ritmleri tutup ole ole diye bağırdıkları, ata demirer inde alakasız çıkışlarlarla süslediği sahneye denk geldim gene güldüm.
ispanyol karakteri cuk oturmuş.
demet akbağ ve ata demirer zaten aşmış.
kahkalara boğultacak bir film değil tabiki ama güzel samimi, eğlenceli ve içten.
-----benimdesöyleyeceklerimvar-----:
-----benimdesöyleyeceklerimvar-----:
2. kez izlediklerini bildiğim halde neşeyle bu filmi tekrar izleyen çevremdeki arkadaşlarım var an itibariyle.
yanlarından geçerken,
müjganla ilgili durumu aydınlatmak için doktoru içirmeye gittikleri sahnenin sonunda ispanyol lakaplı eleman kafalar zumken ispanyolca şarkıya başlayıp, ortamdaki elemalar alakasız el ritmleri tutup ole ole diye bağırdıkları, ata demirer inde alakasız çıkışlarlarla süslediği sahneye denk geldim gene güldüm.
ispanyol karakteri cuk oturmuş.
demet akbağ ve ata demirer zaten aşmış.
kahkalara boğultacak bir film değil tabiki ama güzel samimi, eğlenceli ve içten.
-----benimdesöyleyeceklerimvar-----:
bakkala yazdırabildiğin sınırsız veresiye ile birlikte memur olan anne ve babanın yükünü hafifleten şeylerdir.
özellikle show tv deki çocuk kuşaklarıdır. okuldan sonrası öğleden sonralarını hipnotize olmuşcasına tv başında geçirmeye neden olan hedeler.
benim çocukluk dönemime damgasını vuran çizgi film; başlarken çıkan yazılardan, söylenen şarkılardan japon filmi olduğunu düşündüğüm çiko diye tombul kısa boylu bir veletin maceralarını anlatandır. bariz cinsel içerikli, sapkın bir temada oluşuyordu tüm maceralar. bu velet her türlü müsabakaya giriyor ve ne zaman bir kız iç çamaşırı görse, temel reisin ıspanak yediğindeki enerjisine sahip olup alt ediyordu rakiplerini.
scooby doo başladığında evin perdelerini kapatıp ambiyansı yakalamaya çalışır, suçluyu kızıl, kısa saçlı gözlüklü kızdan önce bulmaya odaklanır, her seferinde kaybederdim.
tsubasa ve nankatsu takımının bir bölüm boyunca yokuş yukarı yarı sahayı geçip, tsubasa nın kameraya bakmayan açılı bakışlı triplerini, vakabayişinin karizmatik tavrını, füze gibi gelen topu göğsünde yumuşatabilen kendisinin affına sığınarak adını unuttuğum 4 numaralı abimizi, misakinin tsubaya rakip olup olamayacağı endişesini artık bana hiç uğramayan farklı bir heyecanla izlerdim.
(bkz: taş devri)
(bkz: jetgiller)
özellikle show tv deki çocuk kuşaklarıdır. okuldan sonrası öğleden sonralarını hipnotize olmuşcasına tv başında geçirmeye neden olan hedeler.
benim çocukluk dönemime damgasını vuran çizgi film; başlarken çıkan yazılardan, söylenen şarkılardan japon filmi olduğunu düşündüğüm çiko diye tombul kısa boylu bir veletin maceralarını anlatandır. bariz cinsel içerikli, sapkın bir temada oluşuyordu tüm maceralar. bu velet her türlü müsabakaya giriyor ve ne zaman bir kız iç çamaşırı görse, temel reisin ıspanak yediğindeki enerjisine sahip olup alt ediyordu rakiplerini.
scooby doo başladığında evin perdelerini kapatıp ambiyansı yakalamaya çalışır, suçluyu kızıl, kısa saçlı gözlüklü kızdan önce bulmaya odaklanır, her seferinde kaybederdim.
tsubasa ve nankatsu takımının bir bölüm boyunca yokuş yukarı yarı sahayı geçip, tsubasa nın kameraya bakmayan açılı bakışlı triplerini, vakabayişinin karizmatik tavrını, füze gibi gelen topu göğsünde yumuşatabilen kendisinin affına sığınarak adını unuttuğum 4 numaralı abimizi, misakinin tsubaya rakip olup olamayacağı endişesini artık bana hiç uğramayan farklı bir heyecanla izlerdim.
(bkz: taş devri)
(bkz: jetgiller)
asıl amacı bir kızı öpmek ya da buna yakın bir heyecan yaşamak isteyen badak ve ergen bünyenin bu umutlarını bir oyun kisvesi altında sevimlileştirip, kamufle etme çabasından oluşmuş abidik gubidik bir oyun.
bu oyunu oynayan erkeklerin yüzde 79 unun cesareti seçmesinin mantıklı bir açıklaması var gibi gözüküyor.
bu oyunu oynayan erkeklerin yüzde 79 unun cesareti seçmesinin mantıklı bir açıklaması var gibi gözüküyor.
festivalin düzenlenmesinde görev yapan bir arkadaşımın, bin kere sürpriz bu kimseye söyleme diyerek tembih etmesine rağmen sözlükte paylaşmaktan kendimi alıkoyamadığım bilgi; tanıtım şarkısı le le le sakine olacakmış.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?