türk sanat müziğinde birleşik bir makam.
birleşik bir kelime olmasının yanı sıra türk sanat müziğinde kullanılan birleşik bir makamdır.
tdkya göre aslı acemaşiran olan makamdır.
8 eylülde kuruçeşmede gerçekleşen konserinde dinleyenlerine eşsiz bir gece yaşatan mükemmel sanatçı.
bahçesi, nazım hikmetin şiirleri gibi huzur verir insana.
son için mutluluğu mu bekliyorsunuz siz zavallılar?
bir film seyredercesine kurulmuş,
repliklerin kana bulandığı bir
yaşamdan kesitler seyrediyorsunuz değil mi?
zevk alıyorsunuz acıları görmekten.
ayrılıklara el çırpıyorsunuz.
savaş sahnelerinde kahkahalarınız yıkıyor dekorlarınızı.
ama yine de,
perde indiğinde hep o masum sonu bekliyorsunuz utanmadan.
mutlu sonları da yitirdiniz... perde kapandı.
haydi dağılın.
gösteri bitti.
bir film seyredercesine kurulmuş,
repliklerin kana bulandığı bir
yaşamdan kesitler seyrediyorsunuz değil mi?
zevk alıyorsunuz acıları görmekten.
ayrılıklara el çırpıyorsunuz.
savaş sahnelerinde kahkahalarınız yıkıyor dekorlarınızı.
ama yine de,
perde indiğinde hep o masum sonu bekliyorsunuz utanmadan.
mutlu sonları da yitirdiniz... perde kapandı.
haydi dağılın.
gösteri bitti.
herkesin cevabını bilip; bir kısım insanların bilmesine rağmen ortalığı karıştırmak, gündem yaratmak gibi problemleri olduğundan pişirip pişirip önümüze konan soru öbeğidir.
cevap hakkı doğurur.
osmanlı’nın tehcir kararı ile başlayan huzursuzluğun ve karşı koymanın, beyin yıkama ve bölünmenin eseridir. dış güç faktörü de eklenirse iç savaşın kaçınılmazlığıdır sonuç.
şu anda türkiye’ye yapılmak istenenin tarihte yapılmış halidir.
kardeşçe yaşayan çeşitli etnik kökenlerin birbirine düşürülmesi ve ülkenin zayıflatılmasıdır.
kaldı ki osmanlı’nın vermiş olduğu bu karar, ermeni ayaklanmasını önlemek için yapılmış, müslüman nüfusla ermeni nüfusun karşı karşıya gelmemesi için ayırmışlardır. karşılıklı teması önleme çabasıdır.
tabii bu soru beraberinde de akla takılan bir çok soruyu getiriyor.
farz-ı misal:
madem ki bir buçuk milyon insan anadolu topraklarında öldürüldü, öyleyse bu insanların mezarı nerededir? üstüne üstlük bir de soykırım(!) olduğuna göre, ölümler de mantığımıza göre toplu yapılmış olmalıdır. öldürmek ve o ölüler için tek tek mezar bulmakta imkansızdır herhalde. öyleyse nerede bu toplu mezarlar?
cevap hakkı doğurur.
osmanlı’nın tehcir kararı ile başlayan huzursuzluğun ve karşı koymanın, beyin yıkama ve bölünmenin eseridir. dış güç faktörü de eklenirse iç savaşın kaçınılmazlığıdır sonuç.
şu anda türkiye’ye yapılmak istenenin tarihte yapılmış halidir.
kardeşçe yaşayan çeşitli etnik kökenlerin birbirine düşürülmesi ve ülkenin zayıflatılmasıdır.
kaldı ki osmanlı’nın vermiş olduğu bu karar, ermeni ayaklanmasını önlemek için yapılmış, müslüman nüfusla ermeni nüfusun karşı karşıya gelmemesi için ayırmışlardır. karşılıklı teması önleme çabasıdır.
tabii bu soru beraberinde de akla takılan bir çok soruyu getiriyor.
farz-ı misal:
madem ki bir buçuk milyon insan anadolu topraklarında öldürüldü, öyleyse bu insanların mezarı nerededir? üstüne üstlük bir de soykırım(!) olduğuna göre, ölümler de mantığımıza göre toplu yapılmış olmalıdır. öldürmek ve o ölüler için tek tek mezar bulmakta imkansızdır herhalde. öyleyse nerede bu toplu mezarlar?
merakla beklediğimiz, beklediğimize değmiş mizah dergisi.
yakın tarihimiz için önemli bir tanıklık belgesi.
yaşamak uğruna ölümü göze alabileceğiniz bir gerçekliği gözler önüne seriyor. etkileyici, unutulmayacak ve arşivlik bir film.
yaşamak uğruna ölümü göze alabileceğiniz bir gerçekliği gözler önüne seriyor. etkileyici, unutulmayacak ve arşivlik bir film.
ayrıca filmi için (bkz: the killing fields)
kamboçyalı aydın ve beyin adamlarının pol pot yönetimi sırasında korkunç işkencelerden geçirilip asıldığı yer. iki tarafı eşit bir l şeklinde inşa edilmiş eski lise dengi yüksek bir okul idi. şimdi jenosid müzesi haline getirilen tuol sleng adlı bu üç katlı büyük binada, yaklaşık dört yıl süren insanlık dramının önemli arşiv ve materyallerinin bir bölümü hala muhafaza edilmekte. insanın baktıkça titrediği işkence aletleri, çekilmiş eski (arşiv) resimler ve tablolara işlenmiş insanlık dramını canlandıran katletme metotları canlı bir tanık gibi tuol sleng’in duvarlarında asılı. 20 bin dolayında entelektüel ve eski devlet çalışanın hunharca öldürülmelerinin kararı altında imzası olan tuol sleng işkencehanesinin eski direktörü, şimdi isacı (mesih olduğunu) iddia eden yoldaş "deuch" kod adlı hain kek ise hala serbest!
genellikle ertesi günü iş var ise, yan odadan bağırtılar yerine büyük harflerle ve titreşimle sınırları zorladığınızı anlayacağınız durum.
+ kızım saat kaç?
- 00:45 anne
+ yatmayı düşünmüyor musun?
- evet düşünüyorum
+ ne zaman yatacaksın, sabah kalkamayacaksın yine, bak uyandırmayacağım bu sefer yollarda sürüneceksin...bıdı bıdı bıd bıdı....
- tamam yatıyorum anne
+ çabuk
- tamam
+ kalkamazsan sabah görüşürüz seninle
+ ya tamam anne ya
- hadi öptüm
- &/()=+%’^+)
+ kızım saat kaç?
- 00:45 anne
+ yatmayı düşünmüyor musun?
- evet düşünüyorum
+ ne zaman yatacaksın, sabah kalkamayacaksın yine, bak uyandırmayacağım bu sefer yollarda sürüneceksin...bıdı bıdı bıd bıdı....
- tamam yatıyorum anne
+ çabuk
- tamam
+ kalkamazsan sabah görüşürüz seninle
+ ya tamam anne ya
- hadi öptüm
- &/()=+%’^+)
böylelerinin beyinlerinin de bacak arasına kaçan modelleri mevcuttur. ki bunlar insana insan gözüyle değil, potansiyel seks objesi olarak bakarlar.
aklıyla bir alıp veremediğini düşündüğüm insanların sarfettiği yeni trend sözcük öbeğinden biri.
bir diğeri için (bkz: aklımın iplerini saldım)
bir diğeri için (bkz: aklımın iplerini saldım)
sağolsun bazı yazarlarımız hiç aratmıyor kendilerini. bu nedenle ha şahin k ha türevleri pek bir fark yok.
türkiyede yaşayan bir çok kürt vatandaşımızı temsil eden bu insanlar, bu vatandaşlarımızı da pkklı olarak lanse etmeye çalışıp böylesi kötü açıklamalarda bulunabiliyorlar.
ilk kez bu kadar çoğunlukla meclise girebilmiş insanların bu tür açıklamaları ülkeyi bölmeye yönelik projelerin bir parçasıdır. yazıktır.
ilk kez bu kadar çoğunlukla meclise girebilmiş insanların bu tür açıklamaları ülkeyi bölmeye yönelik projelerin bir parçasıdır. yazıktır.
insanın var oluşundan bu yana çeşit çeşit şekle soktuğu;
kanımca sadece insanların yaşayış biçimlerini ve toplu yaşam kurallarını düzene sokmak amaçlı yaratılan bir olgu.
kanımca sadece insanların yaşayış biçimlerini ve toplu yaşam kurallarını düzene sokmak amaçlı yaratılan bir olgu.
(bkz: küçük türkiye)
1955 yılında “atatürk’ün selanik’te doğduğu eve bomba atıldı” şeklindeki yalan haberle başlayan olaylar. olayları düzenleyenlerin, kimsenin öldürülmemesi yönündeki telkinlerine rağmen, 6 eylül akşamı başlayan ve yaklaşık 9 saat süren olaylar boyunca ve sonrasında (aralarında iki ortodoks papaz da olmak üzere) 13 ile 16 arası rum ve en az bir ermeni vatandaşı hayatını kaybetmiş, 32 rum da ağır yaralanmıştır. fiziksel zarar, 4.348 ruma ait işyeri, 110 otel, 27 eczane, 23 okul, 21 fabrika ve 73 kilise ve mezarlıklar ile 1000’in üzerinde rumlara ait evin tahrip edilmesi ya da yakılması şeklinde ortaya çıkmıştır.
ekonomik zarar, türk hükümeti’ne göre 69,5 milyon türk lirası, ingiliz diplomatik kaynaklarına göre 100 milyon ingiliz sterlini, dünya kiliseler birliği’ne göre 150 milyon amerikan doları, yunan hükümeti’ne göre ise 500 milyon amerikan doları olarak hesaplanmıştır. demokrat parti (dp) hükümeti zarara uğrayıp tescil ettirenlere toplam 60 milyon türk lirası cıvarında tazminat ödemiştir. saldırıların ardından, türkiye cumhuriyeti’ndeki rumların ekonomideki etkisi zayıflamaya başlamış ve türklerin sermayeye hakim olması hızlanmıştır.
o zamanki hükümet suçu solculara (aziz nesin, kemal tahir) atarak işin içinden çıkmak istemiş, ancak yassıada yargılamalarında olayın dp hükümetinin başbakanı adnan menderes’in provokasyonu sonucu olayların kontrolden çıkması olduğu kabullenilmiştir.
bu olaylar sonucunda türkiye’de yaşayan rum azınlığına ait binlerce rum türkiyeden göç etmiştir. zamanla kalan rumlar da istanbulu terketmiştir. 1923 yılında 110.000’i bulan istanbul’daki rum nüfus, 1999 yılında 2.500 kişiye düşmüştür.
ekonomik zarar, türk hükümeti’ne göre 69,5 milyon türk lirası, ingiliz diplomatik kaynaklarına göre 100 milyon ingiliz sterlini, dünya kiliseler birliği’ne göre 150 milyon amerikan doları, yunan hükümeti’ne göre ise 500 milyon amerikan doları olarak hesaplanmıştır. demokrat parti (dp) hükümeti zarara uğrayıp tescil ettirenlere toplam 60 milyon türk lirası cıvarında tazminat ödemiştir. saldırıların ardından, türkiye cumhuriyeti’ndeki rumların ekonomideki etkisi zayıflamaya başlamış ve türklerin sermayeye hakim olması hızlanmıştır.
o zamanki hükümet suçu solculara (aziz nesin, kemal tahir) atarak işin içinden çıkmak istemiş, ancak yassıada yargılamalarında olayın dp hükümetinin başbakanı adnan menderes’in provokasyonu sonucu olayların kontrolden çıkması olduğu kabullenilmiştir.
bu olaylar sonucunda türkiye’de yaşayan rum azınlığına ait binlerce rum türkiyeden göç etmiştir. zamanla kalan rumlar da istanbulu terketmiştir. 1923 yılında 110.000’i bulan istanbul’daki rum nüfus, 1999 yılında 2.500 kişiye düşmüştür.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?