bu felsefede eşler birbirlerini kadın ve erkek olarak değil, tanrı ve tanrıça olarak görüyor. dolayısıyla, kendilerindeki tüm seksüel enerjiyi, karşılığında hiçbir şey beklemeden, birbirlerine aktarmaya çalışıyor. eşler, karşılıklı olarak birbirlerinin özel noktalarına dokunarak iletişim kurmaya çalışıyor. alın ortası, iki göğüs arası, boğaz dibindeki çukur ve cinsel organlar, bu özel noktalardan bazılarını oluşturuyor. aktarma işleminde, tensel temastan çok, spiritüel temas önem taşıyor. dolayısıyla eşler birbirlerine doğrudan dokunmuyor; ellerini, eşlerinin vücuduna dört santim uzaklıkta tutarak enerjilerini aktarıyor.
(bkz: sevişmek sanattır)
(bkz: kamasutra)
1929 yılında istanbul’da doğan ve yaşayan son levantenlerden sinema tarihçisi ve yazardır.
zuhal olcayın yorumundan dinlendiğinde herşeyin arkasından asla acı vermeyen olumsuzluklara sürüklemeyen şarkıdır.
öğretilmesi veya öğrenilmesi zor, genelde doğustan bünyede varolmuş takdire şayan insan erdemi.
anladım ve gitmek dizelerine imza atmış büyük yazar/şair. geçmiş yıllarda kaybettiğimiz bu insandan akıllara yerleşmiş binlerce cümle zikredilmeye devam etmektedir yaşamın içinde.
muhteşem denizi vardır girer girmez boy verebilirsiniz ve dibini görebilirsiniz kuş bakışı öte yandan ters istikamette ne kadar açılırsanız açılın belinizi geçmez suyun derinliği, böyle ironik bir yerdir.
"yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe"
"yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe"
insanların olaylar karşısında gösterilecek tepkilere itafen bizlere diretecekleri hal. lakin "-peki tamam" diyerek geçiştirilecek ve elde olmadığı bilinecektir.
nezaketen saygı gösterdiğim velakin ne olduğunu anlayamadığım söylem ve eylemlerinden ötürü git gide kolpa bir adam olduğunu düşünmeye başladığım şahsiyet.
yeni türkünün dünyanın kapıları albümünde bizlere ulaştırdığı güzel şarkı. anlatımından anlaşılacağı üzere hayatlarımız anılarımızın yansıması.
"hayattaki en güzel şeylerden biri her işi bırakıp yemek yiyebilmektir." diyerek ne kadar sevimli olduğunun farkında olmayan dünyaca ünlü büyük tenor.
aslında dikkatli bakıldığında dünya şeklinde açıklanabilir, keza inançlar doğrultusunda cennet veya cehennem bileti dünyadan geçer.
ölüme kadar devam edecek yaşam, ruhlarımız birer balık akvaryumda bedenlerimizdir.
bu kadar çok deyim ve atasözü biz yaşamıyoruz yada yaşamadık demek olsa gerek..
bu kadar çok deyim ve atasözü biz yaşamıyoruz yada yaşamadık demek olsa gerek..
eski yunanca’da "anatole" güneşin doğuşu anlamına gelir, o zamanlarda kullanılan bir diğer popüler anlamı da ege nin doğusu’dur.
... benim bir sevgilim var, sabahleyin kapısının önünü yıkayan kadınlar gibi. benim bir sevgilim var, çifte minare avlusunda hasır sandalye avlusuna çökmüş, toprak yüzlü ihtiyarların ağzında kıtlama şekerler gibi. benim bir sevgilim var, alnında beyaz akıtmalı lacivert atlar gibi, han kapılarını demir kelepçelerle tutan kilit taşları gibi. benim bir sevgilim var kümbetleri bekleyen eski yazılı aşklar gibi, bin yıldır rüzgarlar hala öpemememiş, toz toz uçuyor kil kırmızı dudaklar gibi. benim bir sevgilim var mevlamın bir çiçeği kakülü yayla çimeni ne güeldir bir bilseniz sabaha zamanı güvercin gerdanı gibi. toprak testide su gibi durur, o bakar ben susarım. benim bir sevgilim var, düşmeyi bekleyen dağ taşları gibi, çığllıkları boğazında büküp büküp ağıtlara yol verir gibi. ahh! anamın saçları gibi, kara tren yolları gibi, kemikten taraklar gibi, akşam üzerleri bakılna kahve telveleri gibi. benim bir sevgilim var, yaz ortasında nemli soğuk sırtımda diyarbekir surları gibi. benim bir sevgilim var, makamdan makama canım efendimlerle geçen geceyarısı şarkıları gibi. benim bir sevgilim var, kıpkırmızı saçları kızılırmak sazlıkları gibi...
anlatımının ve özleminin insanı hatırlattığı nihat genç yazımı.
anlatımının ve özleminin insanı hatırlattığı nihat genç yazımı.
kutup yıldızı ile özdeşleşen insan, tüm yıldızlara rağmen gözlerden kaçmayacaktır, ampulün yandığı zamanlarda bile.
başbakanın oy alamayınca gavur memleketi ilan ettiği yurdum şehri, sen kurban olasın izmire demek vaciptir kendisine. tüm binalarında atatürk baskılı türk bayraklarının olduğu rum ve ermeni dostlarımızın atatürke sövenlere sövdüğü şehirdir aynı zamanda.
çok uyumlu olmasına rağmen şaşırtıcı derecede dengesizdir. her zaman doğruyu söyler ama mümkün mertebe az konuşur. gevezedir ama asla ciddiyetli konularda gevezelik yapmaz. dolayısıyla dengesizliklerinin temeli dengelidir. aşırı yaptığı bir şeyin etkisi aşırı değildir. şöyle örneklendirilebilir: "haddinden fazla su içer ama suyu işeyerek değil, terleyerek atar".
adalet mülkü olana vardır, şeklinde zikredilerek karalanmaya çalışılan atasözü.
kızılırmağın hüzün dolu şarkısı. anadolu enstrumanlarının ağırlıklı olduğu eserde yurtseverliğin yüceltilmesinden öte öğütülen yaşamlara, ülkenin kaybettiği aydın beyinlere atıfta bulunuluyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?