confessions

epikuros

- Yazar -

  1. toplam entry 2495
  2. takipçi 1
  3. puan 68153

lost

epikuros
spoiler
paralel evren olayını nasıl bağlayacaklarını merak ettiğim dizidir. desmond kardeşim hala adam toplama peşinde, nasıl bir planı var acaba. herkesi bir araya getirip el ele tutuşturup adaya mı ışınlanacaklar. yoksa gözlerini kapayıp, bulundukları hayatta hiç yaşamadıkları ada serüvenini 1. sezondan 6. sezona kadar sırayla izleyip her şeyi hatırlayacaklar mı? veya adada jack & black smoke düellosunda işler jack için iyi gitmeyince beriki dünyadan desmond ve kankaları voltranı oluşturup enerji mi yollayacaklar jack’e.

aslında juliet’in son nefeste "işe yaradı" demesi kafa karıştırıyor. buna göre gerçek hayat ada dışındaki hayattır. desmond’ın planı son bölümde bunun cevabını gösterecektir. bekliyoruz.

yav bi de, şu hugo’ya görünen sarı velet(jacob’un çocukluğu, s6/e15 de gördük); hugo’dan külleri istemeye niye çocukluğunu yolluyor jacob anlamadım, utanıyo mu kendi gelmeye, karizması mı çizilecek "küllerimi alabilir miyim dude" derse.
spoiler


rüştü reçber

epikuros
aziz yıldırım tarafından şampiyonluğun kaçmasının sorumlusu kabul edilmiş kendisi. fenerbahçenin son bir kaç maçtaki rakiplerinin futbolcularını arayıp "feneri yenin, korkmayın saldırın" demiş ve onlar da "abi aramasaydın farkında değildik, saol optum" demişler güya.

yav bu rüştü hiç mi akıl edemedi fener maçından önce, sürekli beraber olduğu beşiktaşlı futbolcu arkadaşlarına aynı uyarıyı yapmayı. telefon parası da vermezdi.

e madem bu kadar şeyh gibi adam rüştü, sözü dinleniyor, enerji veriyor da niye işe yaramıyor verdiği gazlar. rüştü’nün telefonla futbolcularını aradığı iddia edilen eskişehirspor, kasımpaşa, ankaragücü takımlarıyla yaptığı üç maçtan da 3’er puan almış fener. ona bun abok atmanın amacı belli "ne kadar çok ve saçma konuşursam gündemi o kadar hızlı değiştirip, yanlışlıkları o kadar iyi örtbas ederim". her zamanki gibi yutar bunları fener taraftarı, "eyvallah" der geçer gene aziz babalarına.

aziz yıldırım

epikuros
kaçan 2009-2010 sezonu lig şampiyonluğunun sorumlusunu bulmuş (bkz: rüştü reçber). koca bir sene hiç bir şey yapma, avrupa kupalarında boy ölçün ortaya çıksın, azcık dişini gösteren trabzonspor iki kupayı almana mani olsun, ondan sonra gel "rüştü, oynayacağımız rakip takım oyuncularını arayıp feneri yenin dedi" de.

şampiyonluğun kaçmasının sebebi bu yani. o zaman aynı rüştü alex’le guiza’yı da arayıp "aman sakın boş kaleye gol atmayın" da demiştir. allah akıl fikir ihsan eylesin, bunama belirtileri bunlar. tamam niyetin belli, bir günah keçisi arıyosun, yalandan "tamam bi suçlu varsa o da benim" diyosun, ama bunun göstermelik olduğunun sen de farkındasın.

e, hitab ettiğin taraftar kitlesinin(25 milyon kişi) içinde aklı başında, muhakeme yeteneği olan kimse yok mu sanıyorsun? rakip takım oyuncusu kulübünden alacağı para için veya teknik direktörünün gözüne girmek için maça asılmayacak da rüştü abisi rica etmiş "yavrum şu feneri bi yenin allasen" diye de onun için asılcakmış maça. ne adamlar var arkadaş. bu ithamlara kanan at gözlüklü insanlar da var, şaka gibi.

baykal ın skandal kasedi kendisinin çektirmesi

epikuros
sonra şey olmuş, gizli gizli çektiği bu videoyla nesrin baytok’a şantaj yapmaya başlamış. "bizim olcay menapoza girdi, ben de yaş yetmiş oldu ama hala sabah ereksiyonundan muzdaribim nesrin’cim. ya gene buluşuruz ya da videoyu kanada’daki kaynımgillerin bilgisayarından internete veririm" demiş. nesrin hanım olayı şaka sanmış tabi, "ilahi canım sen de" deyip önemsememiş durumu.

gene bi sabah sayın baykal sabah ereksiyonuna tutulmuş. ereksiyonun fotosunu çekmiş cepten, mmsle atmış nesrin hanıma, altına küçük bi not yazmış -"şerefsizim taş kesildi. genel başkanlık falan sikimde değil, taksiye atla gel pantolon giyemiyorum".

nesrin hanım " göbeğim çıkmış zaten vidyoda, adilik etme" diye yanıtlamış, yatmış uyumuş o sabah.
sonra şey olmuş...

önder sav

epikuros
kemal kılıçdaroğlu’na destek verdiği son çıkışı, deniz baykal tarafından "bu bir şeytan ittifakıdır" şeklinde yorumlanmıştır. önder sav’ın açıklamalarını seyredince, sarfettiği sözlerin şeytanlıkla değil de ancak düşüncesizlikle açıklanabileceğini gördük.

senin deniz baykal’la 50 yıllık bir hukukun var. yıllarca aynı yolda yürümüşsün. doğruluğu veya yanlışlığı %100 netleşmemiş bir skandal nedeniyle istifa etmiş yoldaşın ve bunun yankıları henüz sürerken genel başkanlığa adaylığını açıklayan kemal kılıçdaroğlu’na desteğini açıklarken arada da "yıllardır köhneleşmiş düşüncelerle, isimlerle yola devam edemeyiz" gibi cümlelerle süslüyorsa bunu. arkadaş sormazlar mı? "nerdeydin şimdiye kadar? baykal’ın yaptığı kaçamak mı gösterdi sana politikasının köhne olduğunu, eski kafalı olduğunu?". tamam destek ver, hobi olarak gene yap ama yıllarca fikrine ortak oluğun yol arkadaşından köhne diye bahsetme be adam.

önder sav’ın bu son hamlesinin şeytanlıkla, akılla pek bir ilgisi yok. saçmalık. kariyerini borçlu olduğu, bugüne kadar her siyasi hamlesinin altına imzasını düşünmeden attığı deniz baykal’la bugün bu duruma düşmesi ancak "satıcılık"la açıklanabilir. ama biraz tırstığından olacak ki, kemal kılıçdaroğlu’na verdiği desteği deniz baykal’ın oluruna dayandırmaya çalışmaktadır. ama tutmaz bu. partinin ikinci adamı krizi iyi yönetememiş, sıçmıştır düpedüz. bakalım sıvama çalışmaları ne sonuç verecek. o da, belirsizlik ortamında kemal kılıçdaroğlu’na destek verip son anda desteğini çekip kıvırmayı başaran mustafa özyürek gibi kıvırabilecek mi acaba, yoksa sonuna kadar arkasında duracak mı fikrinin. hiç olmazsa kararlılık gösterse de daha fazla düşmese gözden. acıma hissini sömürüyo yav adam.

kemal kılıçdaroğlu

epikuros
kaderin cilvesidir, genel başkanlığa adaylığını açıklaması. yolsuzlukların, yanlış akp politikalarının üzerine gidişiyle, giriştiği düellolarla kısa zamanda önemli bir popülarite sahibi olmuştur. kanımca, deniz baykal, çoğu ihtiras sahibi genel başkanın yapacağı gibi, parti içinde, ileride yerine geçebilecek, koltuğuna aday gösterilebilecek biri olabileceğini sezip, kemal kılıçdaroğlu tehlikesini bertaraf etmek için önce kendisini istanbul büyükşehir belediye başkanlığına aday gösterip "mağlup" ünvanını almasını sağladı. tıpkı diğer bir rakip mustafa sarıgül tehlikesini ortadan kaldırdığı gibi. büyükşehir belediye başkanlığı yarışında "kaybeden" yaftası alan kılıçdaroğlunun, esip gürleyen popülaritesinde azalma olsa da gün geldi baykal’ın korktuğu, bugün başına geldi.

kökleşmiş chp tabanı haricindeki sol kesim, kuru kuruya muhalefet yapan baykal’a nazaran, daha çok, dişe dokununan ve ses getirebilen muhalif argümanlar ortaya koyabilen muharrem ince, kemal kılıçdaroğlu gibi isimlere sempati beslemektedir. kaybedilen heyecanın bu gibi isimlerle geri kazanılabileceğini düşünmektedirler. bir vesileyle umarım dinazorlar emekli olur da kılıçdaroğlu gibi pırıl pırıl, iş yapabilecek kapasiteye sahip aklıselim kişilere doğru dürüst muhalefet yapma yolu açılmış olur. gerçi, ülkenin bataklık görüntüsü veren siyasi ortamında "dürüstlük" eli güçlendiren bir faktör olur mu, bilinmez. malum gün yırtıkların günü.

altın atm si

epikuros
ülkemizde olsa veya yolum duabiye düşerse; atmye para/altın yatırma olayı, aklıma eski atari salonlarında yaptığımız, jeton gözüne metal kablo sokarak veya bilimum metal zımbırtılar atarak kredi yaptığımız günleri getirdiğinden bir an gözbebeklerimi dolar işaretine dönüştürmüştür. hiç affetmezdim burda olsa, küçük çaplı bi sermaye düzerdim aga.

doğa için çal

epikuros
son olarak 91 müzisyeni bir araya getirip, doğanın doğal yapısının, güzelliğinin
hidroelektrik santraller vs. gibi projelerle bozulmasına tepki göstermek, seslerini duyurmak amacıyla yaptıkları güzel bir çalışmayla ancak farkettim kendilerini.

aşık veysel’in "uzun ince bir yoldayım" türküsünün her satırını içlerinde sümer ezgü, murat evgin gibi tanınmış kişilerin de olduğu doksanın üzerinde müzisyen seslendirip çalıyor. amacına ulaşacağını çok fazla ummasam da emeklerine teşekkürler.
110 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol