confessions

epikuros

- Yazar -

  1. toplam entry 2495
  2. takipçi 1
  3. puan 68152

öpüşürken gözleri kapatmak

epikuros
öpüşürken gözleri kapamayan tarafın partnerini gerçekten sevmediği çok bilinen bir şeydir. öpüşme esnasında çaktırmadan gözü aralayıp partnerin gözlerinin açık olup olmadığı kontrol edilir, tabiki gözü açık yakalanmamaya azami dikkat ederek.

buna bir anlam yüklemek gerekirse: öpüşürken eğer partnerin seni zevkten kendinden geçirip başka diyarlara götüremiyorsa, o andan başka hiç bir şey düşünemez hale sokamıyorsa, o seni en derin duygularla öperken sen hala mal mal etrafta olan bitene bakabiliyorsan, aklını başından o anda öpüştüğünü bile farkedemeyecek kadar uçurup götürmemişse, başaramamışsa bunu, soluksuz kaldığından beynine oksijen gitmeyip şuurunu kaybetmemiş ve bir de tüm bunları en azından rol bile yapamayıp ona baykuş gibi gözün açık bakarak belli ediyorsan , hakkaten onun kadar etkilenmiyorsundur öpüşmekten ve partnerinden.

edit: yanlış bkz

göbek mi o bebek mi

epikuros
göbekli kişilerle dalga geçme amaçlı sorudur. "abi kaç aylık" gibi çeşitleri de vardır. sonuna da "ehehe" eklenirse daha sinir bozucu olur. yanınızda hele 5 aylık hamile eşiniz varsa, "hanginiz hamileydi" gibi sorular da gelir ki insana hemen bi koşu bandı almaya yetecek kadar gaz aşılayabilir.

silky kiss

epikuros
adi bir abd menşeli prezervatif markası. hepsinin elektronik ortamda %100 test edildiği belirtilmiş olsa da, ancak yırtığın son saniyede farkedilmesiyle korunma sağlanabilmiştir.

aydınlık orucu

epikuros
şaka gibi eylem. şu milleti anlamak zor. bari, deniz baykal’ın yaptığını meşru göstermek için herkes boxerını giyip sekreteriyle sevişme eylemi başlatsaydı baykal’ın evinin garajında, daha akla yatardı.

havadan sudan konuşmak

epikuros
konuşmayı seven günü birlik zoraki tanıdıklarla yapılan kısa sohbetlerde lafın mutlaka dönüp dolaşıp geldiği yerdir. aynı havayı soluma dışında sohbet konusu çok kayda değer bir ortaklığın olmayan apartman giriş-çıkışı dışında görmediğin komşun, bakkal, dolmuş şoförü, yanında oturan günlük yolcu amca... hep bu tür sohbetlerde ekürindir. ortak bi yaşanmışlık olmadığından konuşmanın kısır kalacağı belli olsa da; amcanın, şoförün bir iki sohbet denemesine, her ne kadar sıkılsan da, tok bir karşılık verememenin mahcubiyetini yaşadığında durumu kurtarma yoludur havadan sudan konuşmak.

genelde "boş boş konuşmak" anlamında kullanılsa da, gerçekten havadan sudan bahsetmek çoğu zaman kısır sohbetlerde durumu kurtarmayı sağlayabilir.

10 mayıs 2010 deniz baykal ın istifası

epikuros
sebebi aynı olmasa da akla yine benzer istifaları getirmiştir.
kendisi 1999’da başarısız seçim sonuçları sonrası istifa edip 2000’de kurultayla tekrar dönmüştü. aynı şekilde devlet bahçeli de başarısız 2002 seçimlerinden sonra istifa edeceğini açıklamış fakat yakın tarihteki kurultayda yine aday olup dönmüştü başkanlığa.

deniz baykal’ın istifasının da kurultay arefesinde olması kafa karıştırıyor. kene gibi yapıştığı başkanlık koltuğunu -her ne kadar ekstrem bir skandal yaşıyor olsa da- şıp diye bırakacağını hiç sanmıyorum.

bundan bir ay önce "deniz baykal, ne olursa parti başkanlığını bırakır" diye sorulsa, "ölürse veya bitkisel hayata girerse" diye cevap verirdim. böyle bir şeyin olabileceği şıklarda verilse bile % 1 ihtimal vermezdim. bu skandalın ardından yaptığı istifa açıklamasında bile döneceğine dair mesajlar bulabiliyorsak, varın siz hesaplayın deniz baykal’ın koltuk sevdasını. tüm bunlardan sonra bu istifa, ister istemez insanın aklına daha önceki istifa şekillerini ve yaklaşan kurultay öncesi bir nevi güven tazeleme, akp’nin meşhur 367 döneminde mağduru oynayıp durumu lehine çevirme çabalarını getiriyor. skandalda ön plana çıkan tablo toplumun ahlak anlayışıyla çelişse de ortada kişisel haklarına tecavüz edilmiş birisi olarak duran deniz baykal’ın, mağdura yatıp halkın gönlünü kazanma çabaları acaba tutacak mı? bakıp göreceğiz.

anlatamadım

epikuros
- ben şunu anlatmaya çalışıyorum, normal şartlarda su 100 derecede kaynar arifçim.
- olur mu ya, ben özellikle ölçtüm, bizim kaf dağındaki köşkte 95 derecede kaynıyodu çay suyu.
- anlatamadım, suyun deniz seviyesindeki kaynama noktası 100’dür. yükseğe çıkıldıkça düşer. bu belli bir şey.
- tamam da çok zorlama bi diyalog oldu bu, var mıdır abi bizim gibisi.

anlatamadım

epikuros
belli bir konuda görüşünü belirttikten sonra, karşındaki kişide hala tereddütler olduğunu veya seni insan gibi dinlemediğini gördüğünde, dikkati daha vurucu bir yöne çekmek ve karşındakinden "aklını başına toplaması, adam gibi düşünüp dinlemesi" istendiğinde kullanılır.

mutfakta düdüklü tencere gerilimi

epikuros
ocakta, altı açık düdüklü tencere varken yanında başka bir şey yapmakla meşgulken yaşanan gerilimdir. hiç patladığını görmemiş olsan da tıslayıp fıslaması tırstırır insanı. tencere patlamaya yada yarılmaya başlarsa ne yapabileceğini hesab-kitap edersin bi yandan, aslında saniyelik iş olsa da tencerenin patlaması, sete siper mi alacaksın, yere mi uzanacaksın yoksa balkona mı kaçacaksın... hepsine hazırlıklı olmalısın.

tencerenin patlamasıyla karşılaşan eşin dostun da yoktur. belki şehir efsanesidir bu, ama; "ya gümlerse" düşüncesi, "ulan freddy kruegera döneriz aa" fikri sıcak tutar bu gerilimi hep.
111 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol