tuvalette ne yaptığınızı herkes bildiği için çok anlamsız bir hareket olacaktır.en iyisi rahat rahat hiç kasmadan işemektir.
’oy pusulasını rulo yapıp ilgili kişinin münasip bir yerine sokmak’ anlamına da gelebilir tabi.
(bkz: alchoburn)
her hafta gidiyoruz diye plan yapıp ertelemek zorunda bırakıldığımız organizasyondur.heves bırakmadılar yahu yapmasınlar, istemiyoruz organizayon falan...
içim dağlandı yahu izlerken.burdan o dişi kaplumbağaya bir çift sözüm olacak.sevişcem diye bukadar işkenceye katlanmıcaktı,ezdirtmicekti kendini.kadınlık gururunu ayaklar altına aldırtmıcaktı.erkek kaplumbağanın da allah belasını versin...
çocukluğumdan kalan iki görüntü var hafızamda. birinde küçücük bir çocuk şehit olan abisinin tabutuna sarılmış, abi bırakma beni diye bağırıyor.o ağladıkça ben de ağlıyorum bende bağırıyorum içimden abisi bırakma onu diye…
diğerinde yolda giderken arabaları durdurulup kocası öldürülen bir kadının ağlayan görüntüsü…ve kadın hıçkırıklar içinde olayı anlatırken annemin gözlerinden boşalan yaşlar...
aradan yıllar geçiyor…sonra oğlunu askere gönderen,bütün korkularını içinde yaşayan, yanında ağlamayalım da üzülmesin diyen bir anne,bir kız kardeşi görüyorum… oğulları sağ salim dönüyor…
çocukluğumdan hatırladığım 2 şey daha vardı benim.2 kişi.tek yumurta ikizleri.büyürken ki görüntüleri var silik silik hafızamda.bayramlarda ananeme geliyorlar el öpmeye.ben de şeker tutuyorum,o kadar şekerler o kadar sevimliler ki…biri şehit oluyor o hain karakol baskınında hangisi bilmiyorum.ikisi de öyle aynısıydı ki birbirinin.öyle masumlardı ki…
ne acıdır ki ağlamak ve isyan etmekten başka bir şey gelmiyor hiçbir zaman elden…tıpkı bugün o 13 çocuk için olduğu gibi.
diğerinde yolda giderken arabaları durdurulup kocası öldürülen bir kadının ağlayan görüntüsü…ve kadın hıçkırıklar içinde olayı anlatırken annemin gözlerinden boşalan yaşlar...
aradan yıllar geçiyor…sonra oğlunu askere gönderen,bütün korkularını içinde yaşayan, yanında ağlamayalım da üzülmesin diyen bir anne,bir kız kardeşi görüyorum… oğulları sağ salim dönüyor…
çocukluğumdan hatırladığım 2 şey daha vardı benim.2 kişi.tek yumurta ikizleri.büyürken ki görüntüleri var silik silik hafızamda.bayramlarda ananeme geliyorlar el öpmeye.ben de şeker tutuyorum,o kadar şekerler o kadar sevimliler ki…biri şehit oluyor o hain karakol baskınında hangisi bilmiyorum.ikisi de öyle aynısıydı ki birbirinin.öyle masumlardı ki…
ne acıdır ki ağlamak ve isyan etmekten başka bir şey gelmiyor hiçbir zaman elden…tıpkı bugün o 13 çocuk için olduğu gibi.
tsk nın resmi websitesinden yaptığı açıklama:
1. şırnak bölgesinde görev yapan bir birliğimize, 07 ekim 2007 tarihinde terör örgütü tarafından yapılan bir saldırıda, 13 silahlı kuvvetler mensubu şehit edilmiştir.
2. terör örgütü mensupları, yurt içerisinde operasyon birliklerimizle, yurt dışına kaçış noktalarında ise ateş destek vasıtalarıyla takip edilmektedir.
3. terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlerde ortaya çıkan bu tablo, mücadele azmimizi ve kararlılığımızı daha da artırmıştır.
kamuoyuna saygı ile duyurulur.
1. şırnak bölgesinde görev yapan bir birliğimize, 07 ekim 2007 tarihinde terör örgütü tarafından yapılan bir saldırıda, 13 silahlı kuvvetler mensubu şehit edilmiştir.
2. terör örgütü mensupları, yurt içerisinde operasyon birliklerimizle, yurt dışına kaçış noktalarında ise ateş destek vasıtalarıyla takip edilmektedir.
3. terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlerde ortaya çıkan bu tablo, mücadele azmimizi ve kararlılığımızı daha da artırmıştır.
kamuoyuna saygı ile duyurulur.
az önce flash haber olarak duyurulan 13 askerin şehit olduğu saldırı.
zaten kadını damgalamaya pek bi hevesli toplumda bir kadın eşinden ayrılmak gibi bir suç (?) işlemişse o kadın potansiyel teşkil ediyordur o toplum için.
mahallenin bıçkın delikanlıları dilediğince taciz etmekte özgürdürler.onlara öyle bir hak sunulmuştur çünkü.yaşını başını almış koskoca kadınlar için de doyumsuz dedikodu kaynaklarıdır.bir de yalnız olduğu için korunmaya ihtiyacı olduğunu düşünen işgüzarlar vardır ki o sahtekar yüzlerinden iyi niyet fışkırır adeta.
hayatı boyunca namus denen bacak arası fobisiyle yaşayan o kadın şimdi bir de onu soyutlamaya çalışan baskıyla savaşmak zorundadır. dinlemek bile yeterince sinir bozarken yaşamak nasıldır kimbilir...
mahallenin bıçkın delikanlıları dilediğince taciz etmekte özgürdürler.onlara öyle bir hak sunulmuştur çünkü.yaşını başını almış koskoca kadınlar için de doyumsuz dedikodu kaynaklarıdır.bir de yalnız olduğu için korunmaya ihtiyacı olduğunu düşünen işgüzarlar vardır ki o sahtekar yüzlerinden iyi niyet fışkırır adeta.
hayatı boyunca namus denen bacak arası fobisiyle yaşayan o kadın şimdi bir de onu soyutlamaya çalışan baskıyla savaşmak zorundadır. dinlemek bile yeterince sinir bozarken yaşamak nasıldır kimbilir...
cosby show da süper sevimli bir babayı canlandıran, bugün 70 yaşında olan oyuncu. hastaydık biz ona çocukken.
lying in my bed i think of you
that song goes through my head the one we both knew
in each line lies another line full of sacred sound
but you’re outside where the companies dream and the money goes round
lying in my bed.
watching my mistakes
i listen to the band they said that it could be the 2 of us
the snow might fall and write the lines on the silent page
but you’re outside making permanent love to the nuclear age
two silhouettes by the cash machine make a lovers dance
it’s a tango for the lonely wives of the business class
lying in my bed
watching my mistakes
i listen to the band
lying in my bed
with nothing much to say so i listen to the man
he said that it could be the 2 of us
i heard you call from across the city through the stereo sound
and so i crawled there sickeningly pretty as the money went round
lying in my head watching my mistakes
i listen to the band
and the drums beat in my head
pianos chime the sound in this prison of the house
and as the illness comes again can you hear me through the rain
as i listen to the band?
as i sing the silent song
mime each lonely word
please listen to the man he said that it could be the 2 of us
alone but not lonely, you and me
alone but loaded
that song goes through my head the one we both knew
in each line lies another line full of sacred sound
but you’re outside where the companies dream and the money goes round
lying in my bed.
watching my mistakes
i listen to the band they said that it could be the 2 of us
the snow might fall and write the lines on the silent page
but you’re outside making permanent love to the nuclear age
two silhouettes by the cash machine make a lovers dance
it’s a tango for the lonely wives of the business class
lying in my bed
watching my mistakes
i listen to the band
lying in my bed
with nothing much to say so i listen to the man
he said that it could be the 2 of us
i heard you call from across the city through the stereo sound
and so i crawled there sickeningly pretty as the money went round
lying in my head watching my mistakes
i listen to the band
and the drums beat in my head
pianos chime the sound in this prison of the house
and as the illness comes again can you hear me through the rain
as i listen to the band?
as i sing the silent song
mime each lonely word
please listen to the man he said that it could be the 2 of us
alone but not lonely, you and me
alone but loaded
(bkz: the two of us)
canon in d eseriyle tanınan alman besteci.
therion’un muhteşem coverladığı accept e ait bir ballad.
in cold and dark december
as i walk into the rain
sit beside the room
all night long
in a grey december morning
i decide to leave my home
took a train to nowhere
far away, far away
many thousand miles away
where the moon took to the stars
dreamed about the days
days gone by, days gone by
in the night, the seawinds are calling
and the city, is far far away
soon, the sea turns to darkness
it is night, and seawinds are calling
seawinds call, seawinds call
ten tousand miles away
where the moon took to the stars
i dreamed about the days
days gone by
i’ve been told so many stories
and dreams my friends have made
so it’s no illusions
sail away, sail away
in the night, the seawinds are calling
and the city, is far far away
soon, the sea turns to darkness
it is night, and seawinds are calling
in cold and dark december
as i walk into the rain
sit beside the room
all night long
in a grey december morning
i decide to leave my home
took a train to nowhere
far away, far away
many thousand miles away
where the moon took to the stars
dreamed about the days
days gone by, days gone by
in the night, the seawinds are calling
and the city, is far far away
soon, the sea turns to darkness
it is night, and seawinds are calling
seawinds call, seawinds call
ten tousand miles away
where the moon took to the stars
i dreamed about the days
days gone by
i’ve been told so many stories
and dreams my friends have made
so it’s no illusions
sail away, sail away
in the night, the seawinds are calling
and the city, is far far away
soon, the sea turns to darkness
it is night, and seawinds are calling
şimdi taşak geçtiğim küçük emrah filmlerine, ulan ne bahtsız çocuk, hiç bir filmde yüzü gülmedi garibin diye hüngür hüngür ağlardım ben.ne günlerdi be...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?