broken promise

bir miktar kola ile kolayca elde edilebilir bu ten rengi.

genellikle hatun kişilerde görülür. büyük bir hevesle kuaföre gidip saçlarını kestiren hatun aynada gördüğü kuş kadar kalmış saçlarının etkisiyle kısa süreli bunalım yaşar. neyseki bir kadını birkaç güzel iltifatla kendine getirmek mümkündür.

(bkz: tato)

(bkz: your pretty face is going to the hell)

bugün ölen 8 askerle birlikte şehit sayısı 15 oldu.

112 terörist de etkisiz hale getirildi.

akşam saatlerinde kuzey ırak a sevk edilen ilk birlik geri döndü.

hiç de ilginç olmayan bir diğer gelişme ise ölü ele geçirilen bazı teröristlerin üzerlerinden peşmergeye ait kimliklerin çıkmasıdır.

oğlunun öğretmenine yazdığı mektubu:

"öğrenmesi gerekli, biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını... fakat şunu da öğret ona; her alçağa karşılık bir kahraman, her bencil polikacıya karşılık kendini adamış bir lider vardır."

"her düşmana karşılık bir de dost olduğunu da öğret ona! zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona, kazanılan bir doların, bulunan beşinden daha değerli olduğunu öğret... kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona!.. ve hem de kazanmaktan neşe duymayı, kıskançlıktan uzaklara yönelt onu..."

"eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona... bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını..."

"eğer yapabilirsen, ona, kitapların mucizelerini öğret.fakat ona, sessiz zamanlar da tanı! gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin edebi gizemini düşünebileceğini... okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona... ona, kendi fikirlerine inanmasını öğret. herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi..."

"nazik insanlara karşı nazik, sert olanlara karşı da sert olmasını öğret ona... herkes birbirine takılmış bir yöne giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma! tüm insanları dinlemesini öğret ona, fakat, tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret."

"eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona... gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. herkesin, sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara, dudak bükmesini öğret ona. ve aşırı ilgiye dikkat etmesini.."

"ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene verene satmasını, fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret... uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona... ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik dikilip savaşmasını öğret. ona, nazik davran, fakat onu kucaklama!.. çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır. bırak, sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun. bırak, cesur olacak kadar sabrı olsun. ona, her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. böylece insanlara karşı da derin bir inanç taşıyacaktır..."

"bu büyük bir taleptir. ne kadarını yapabilirsen bir bak bakalım... o, ne kadar iyi, küçük bir insan. oğlum..."

unutmazsınız ama alışırsınız yokluğuna tıpkı varlığına alıştığınız gibi.unutmak için çabalamayı bırakınca uzun zaman önce hayatınıza girip çıkmış bir yabancı oluverir...

ziyaretçi defterini okuduğumda anladım ki bu ülkede halinden memnun nekadar çok insan varmış meğer.çoğu da dualarını eksik etmemişler sayın ve çok sevgili başbakanımızdan.

bana en ilginç gelen kısmı ise insanların oy kullanırken ülke çıkarlarını değil de kendi çıkarlarını gözetmiş olmalarıdır ki bu insanlar tehtidkar tavırlarla isteklerini bildirmektedirler bu sitede.örneğin adamın biri meslek yüksek okulu mezunlarının askerlik görevlerinin kısaltılmasını istiyor, dikkate alınmadığı takdirde de tekrar ak partiye oy vermeyeceğini söylüyor.ben burdan o arkadaşa sayın ve çok sevgili başbakanımızın(!) çok değerli bir sözünü hatırlatmak istiyorum:
askerlik yan gelip yatma yeri degildir.

ayrıca;
sevmiyorum sayın başbakanım seni...

insan eski sevgiliyi izlemek için ayıracağı vakti kendine yeni bir sevgili bulmak için ayırsa kameraya gerek kalmadan pek çok şeyi izleyebilir halbuki.

anathema yayınıyla max devam ediyor.

(bkz: çok lazımdı)

mutluyken huzuru mutsuzken hüznü yaşatan şarkı.

pek çok ten rengine göre daha hassas olan ve daha çok bakım isteyen,en ufak bir kızarıklığı bile sanki bütün yüz kızarmışcasına yansıtan, kızıl ve sarı saç renginin altında muhteşem görünen ten rengidir.

kamyon farı gibi parladığı için fotograf çekilirken flash a gerek kalmaz ayrıca.

filmden ziyade bir müzikali andırıyor.johnny depp müzik geçmişini konuşturmuş adeta filmde.diğer oyuncular da rollerinin hakkını vermişler tabi.

filmin ilk yarısında bolca şarkı dinliyorsunuz ki bu kısım müzikalden pek haz almayanları oldukça sıkabilir.film aslında ailesinin intikamını almak isteyen bir adamı anlatıyor ama ilk yarıdan sonra adamın 15 yıl boyunca içinde biriktirdiği öfke helena bonham carter ın da katkılarıyla önüne gelenin boğazını kesip onları bir güzel pişirmesine kadar gidiyor.o kestikçe yeter artık a q diye haykırmak istiyorsunuz.

hazin öyküsüne karşın filmin en ilginç yanı erkekleri kandırmak için kadın öğresinin kullanılmasıdır . güzel kadınları elde etmek adına berber koltuğuna oturanlar sonunda göte geliyorlar tabi.

sonuç olarak müzikal tadında bir korku filmi izlemek adına müthiş bir film.

(bkz: olmemekten olmek)

(bkz: olmemekten olmek)

gözkapaklarımın üzerinde ayakta duruyor
ve saçları saçlarımın içinde
biçimi ellerimin biçiminde
gözlerinin rengi gözlerimin renginde
gölgemde yitip gidiyor
tıpkı bir taş gibi gökyüzünde.

gözleri var her zaman açık
ve bir an olsun uyutmaz beni.
düşeri var apaydınlık
güneşler buharlaştıran
güldürür, ağlatır beni ve güldürür
konuşturur beni söyletmeksizin tek bir söz.

paul eluard

uzun süre cinsel ilişkiye girilmemesi sonucu duvarlara tırmanmak şeklinde kendini gösteren durum.

(bkz: azmak)

ergenlik döneminde hormonların da etkisiyle inatçılığı daha da çekilmez hale gelir.o isyan adamı olur çıkar,siz de peygamber sabrı kazanırsınız.
asla koç burcu kadınıyla birlikte olmaması gerekir ayrıca öldürebilir bunlar birbirlerini.

(bkz: öğrenci bilgi sistemi)