bir garip muamma

acıdır. çok fena acıtır. bilirsin sevmediğini. onun için herhangi biri olduğunu hissedersin ama seversin. hem de köpek gibi seversin. uğruna tüm fedakarlıkları yapabilecekken onun senin için kılını bile kıpırdatmayacağının farkındasındır. hep yıpranan, çabalayan, peşinden koşmaktan yorulan olsan da devam edersin mücadeleye. lanet olası umut, işkenceyi uzatır. bir gün onun da seni seveceğine, kıymetini anlayacağına dair umut hiç birmez.
bir bakışla aklın başından gider de tüm aşağılamalar unulur, hepsine uygun bir kılıf uydurulur. mantık mı? seven gönülde mantık mı olur?

- sigarayı bırakmadın mı sen?
- bırakmıştım da kilo almaya başladım ya.
- güzelim zaten iki gün önce bırakmıştın. hangi ara aldın kiloyu?
- öyle miydi? hmm... ya abur cubura sardım hemen alırdım mutlaka.

- sen sigarayı bırakmamış mıydın?
- bıraktım da bu aralar acayip stresliyim. biraz içeyim. sonra bırakcam yine.
- ne stresin var abi? her şeyin yolunda olduğunu sanıyordum.
- ee.. kem küm.. öyle de sigarayı bırakmak stres yaptı. gelme üstüme.

reklam kokan hareketlerdir. insanın kendini pazarlama yöntemlerindendir.bunun altında kişinin kendini sevmemesi, olduğu gibi kabul etmemesi gibi psikolojik vardır.
insanların düştüğü en büyük hatadır da ayrıca. bir süre başkası gibi davranıp prim yapabilirsin ama illaki gerçek kişiliğin kapattığın kafesten çıkıp seni mat edecektir.
bir türlü anlamadım, anlayamadım o kadar çok karşılaşıyorum ki örnekleriyle.

(bkz: ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol)

güvenin düşmanıdır ihanet. tüm iyi duyguların katilidir. hayatınızda bayağı bir yere sahip ya da önemsiz olan kişiler ihanet edemez çünkü size. sevdiğiniz, kıymet verdiğiniz insanlar edebilir. insan, karşılık bekleyerek değer vermez ;ama verdiği değerin karşılığını bekler. "çıkarcı bünye" diye fişlemek yanlıştır. insanın doğasında vardır bu.

hiçbir fedakarlığı yapmaktan gocunmayacağınız insanın bir hiç uğruna size sırtını dönmesi ihanettir, size yalan söylemesi ihanettir, insanlar içinde sizi küçük düşürmesi ihanettir, zor anlarınızda yanınızda olmaması, göz yaşınızı silmemesi ihanettir, kavgada arkanızda durmaması ihanettir, zamanını dolduracak birini bulunca sizi satması ihanettir, mutluluğunuzdan pay çıkarmak bir yana kıskanarak bakması ihanettir...

dedim ya herhangi biri yaparsa önemli değildir ama baş tacı yaptığınız insan yapınca ihanettir ve acı gerçek şu ki dört bir yanımız hainlerle çevrilidir.

abi ben ömr-ü billah bırakacağım demedim ki. bir süreliğine bırakmıştım.

sanırım kulanım açısından en rahat sözlükte-lafmacun- yazmaya başlamış olmamdan bir türlü alışamadığım sözlüktür. iyi hoş ama alışamadım yahu. itiraf ediyorum hala entrylerimi nereden okuyabileceğimi-hatta okuyup okuyamadığımı dahi-, açmak istediğim başlıkların benzerlerinin neden sıralanmadığını bilmiyorum. çok sıkıldım valla. kendimi mal gibi hissediyorum.

not: buldum, entrylerimi buldum. bir hafta geçti ama olsun yine de mutluyum.

intihar etmek dahi en büyük gühahlardan biriyken "allah için adam öldürmek" nasıl mümkün olabilir? şöyle anlatayım: özellikle ülkemiz gibi sorgusuz sualsiz inanan günümüz toplumlarında yapılan ahlaksızca, insanlık dışı şeyler yaratan uğruna yapıldığı söylenerek meşrulaştırılmaya çalışılıyor. hatta va hatta hala karşı çıkanlar allahsızlıkla, dinsizlikle suçlanıyor. haliyle insanlar korkup her türlü pisliğe göz yummaya başlıyor.

"var mı dünyada günah işlemeyen söyle:
yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
bana kötü deyip kötülük edeceksen,
yüce tanrı, ne farkın kalır benden, söyle."

aslında üzerine çok fazla söz söylemeye gerek bırakmamış hayyam ama benden de bir iki satır olsun istedim.

allah insanlardan sorgusuz sualsiz, sonsuz bir iyilik bekler. kendine kötülük yapana dahi iyilik yap filan der. bütün dünya nimetlerinden elini eteğini çek der. vs. vs.. amaaa.. gün olur zavallı kul bir hataya düşerse diye onu cehennemle tehdit eder. nerde yüce, bağışlayıcı yaratan? kendine inanmayanı-tapmayanı- cehennemde yakacağı muhakkaktır hatta gönderdiği düzinelerce kitaptan kur’an’ın dışındakilere inananlar da cehennemden nasibini alacaktır. e bir karar verseydin de tek kitap gönderseydin derim ben de. aciz kullar bu kadar bol seçenekte illa ki hataya(!) düşer.

(bkz: bu boru başka boru, boru değil bu boru.)

(bkz: arı vız vız vız, aaarı vız vız vız, ege bal yiyııınııızzz)

bugün ketçap ile mayonezin üzerinde son kullanma tarihinin yanında gördüğümdür. artık şöyle diyaloglara tanık olmak mümkündür:

- abi bunun son kullanma tarihi geçmiş.
- bi yanlışın var. geçmemiş olması lazım. saatine baktın mı?
- pardon ya daha 1 saat üç dakikasi varmış.
- hemen yemeğe başlayalım da geçmesin o zaman.

(bkz: ilişkinin resmi kurumlarca onaylanmasının diğer adı)

(bkz: göz pınarlarının kuruması)

sözlüğe olan bağlılığıyla ve entryleri okuma hızıyla beni iki gün içerisinde şaşkınlıklardan şaşkınlıklara sürükleyen şahsiyet.

ülkemizde ve geri kalmış pek çok ülkede namus deyince akla kadınlar ve bacak araları gelir ama cinsellik belki de namussuzluğun en alt seviyesidir. çünkü her insanın içinde cinsel dürtüler bazen karşı konulamayacak kadar yoğun olur ve bunun sonucunda zarar sadece kişinin kendisinedir. diğer namussuzluklarda -ki canım ülkemde hepsi tek tek mübah olmuştur- zararın karşındakinedir, milletinedir, ülkenedir, insanlığadır. keşke tek namussuzluğumuz cinsellikle sınırlı kalsa...

not: bu entryi okuyunca herkes rahatça birbiriyle isediğini yapabilsin gibi bir anlam çıkaranlar olcaktır. bilirim hep çıkar -ki okuyunca ben de çıkardım, kızdım kendime- onlar için açıklama yapasım geldi. zira tırsarım seri eksilerden. tabiki her şeyde olduğu gibi cinselliğin de boku çıkarılmamalıdır ama namussuzluğun birinci maddesi olarak da bunu empoze etmek, diğerleriniyse hep görmezden gelmek dalalettir.

ahlak yoksunu hatun kişisi için kullanılan onlarca sıfattan biri. eş ve yakın anlamlıları için:
(bkz: orospu)
(bkz: motor)
(bkz: kaşar)
(bkz: fahişe)
(bkz: şıllık)
(bkz: yollu)
(bkz: kahpe)
(bkz: sürtük)
(bkz: hafif meşrep)
(bkz: yelloz)
(bkz: kevaşe)
(bkz: yosma)
(bkz: kaltak)
bayılırız bayanları etiketlemeye ya. aklıma gelenler bu kadarcıkla sınırlı.

bu sanatı layıkıyla icra edebilmek için kaşar olmak gereklidir. evet, evet aynen öyle. çünkü zaten hoş bir hatunsan ya da ayrı vasıfların varsa böyle bir amaç uğruna efor sarf etmene gerek yoktur. şayet yoksa bu niteliklerin dişiliğini en aşifte şekilde sergileyerek bu amaca ulaşabilirsin.

bu tarz cümleleri kuranlar o mekanı daha çok hak ediyor diye düşünmüşümdür hep. kendisi gibi olmayanların ölmesini isteyen bir zihniyetin de insanlığından şüphe ederim.

tanrı’nın diğer organları gibi tanri’ya insani vasıflar yüklenmesi sonucu ortaya çıkmıştır.