ben silah tutup adam oldurmem, oldurene de mani olmam.
vicdani ret
akp hukumeti sayesinde hepten tarti$maya acilan konu. cok yakindir ordunun hepten tasviyesi. bedelli cikti, vicdani ret de yasala$irsa zaten askerlik yapacak kimse kalmaz, ordunun tasviyesi kendi kendine gercekle$ir. sonra sat vatani diledigine, kari$an goru$en olmaz nasil olsa.
bak aklima gelmi$ken belki alakali olur;
(bkz: ben ülkemi pazarlamakla mükellefim)
yani sira bir de $u var;
(bkz: vicdani reti eşitlik sanan insan)
bak aklima gelmi$ken belki alakali olur;
(bkz: ben ülkemi pazarlamakla mükellefim)
yani sira bir de $u var;
(bkz: vicdani reti eşitlik sanan insan)
savunucularının 90lı yılların sonlarında küpe takan ve saç uzatan arkadaşların satanist damgası yiyip bir de hor görülmesi, sağdan soldan toplanması durumuna benzer muameleyle karşılaşmasına sebep olan tırıvırıdır vicdani ret. kimisi de vatan borcu vesaire der, beni benden alır. ne borçmuş bu arkadaş doğduğumuzdan beri bitiremedik, bitiremeyeceğiz de. dünyanın en çok söğüşlenen milleti olarak tarihe geçeceğiz, bu pembe vatanımızda üretim veya yüksek karlılık sağlayan her yer satılmış, sırf 3-5 kuruş ekstra söğüş için parası olana bedelli adında vicdani ret çıkarılmış, eşkıyalar kafasına estiği gibi gelip asker öldürüp kaçmış, ordumuz 5 tabur asker göndermiş ama bu taburlar sessizce birliklerine geri dönmüş, soran veya duyan olmamış. nasıl borçtur arkadaş bu anlayamadım ben durumu. vatan kelimesini nasıl bir putlaştırmaktır böyle... vatanını seven adam faydayı askerlikte mi arar yoksa daha başka şeylerde mi?
vatan borcuymuş. küfürden beter geliyor bu kelimeler bana. defalarca tecavüze uğrayıp karşılığında tecavüzle ödüllendirilmek gibi birşey. bana en komik gelen ise askere gitmeyi ülkeyi korumak gibi görenler oluyor. farkında değiller ki askere giden gençlerin 90% gibi bir oranı rütbelilerin egosunu okşamak, ezilmek ve aşağılanmaktan öte bir iş yapamadan terhis oluyor. geriye kalan 10% luk şanssız (evet o az önce yazdıklarım şanslı oluyor her nasılsa, o derece borç işte) kısım ise tehlikeli bölgelere savunmasız şekilde gönderilip ya zihinsel sağlığı elinden alınıyor, ya da cinayete kurban gidiyor (evet dikkat ettiyseniz şehit demedim, düpedüz cinayet işleniyor, göz göre göre...). ama yok, bitmeyen bir borcumuz var bu vatana. her hareketinde önüne engel koymaya çalışan, sana zerre sosyal hak sağlamayan, sağladığı tüm haklarda senden para alan, kendisiyle alakası olmayan şeylerde de araya girip "bana da versenize para ehe" demekten çekinmeyen bu karşı konulmaz derecede çekici olan vatanımıza.
bir de "ama o zaman dökülen kanlar, toprak, şehitler, vatanımız" vesaire diyen arkadaşlar var. kendilerine tez vakitte uyanmalarını önereceğim arkadaşlardır. o zaman kazanılan vatan ile şu an içinde yaşadığımız vatan, yöneticiler, milli bilinç gibi olgularla şimdi karşımızda olan gerçeği birbiriyle kıyaslamak hatta eşdeğer görmek o insanlara yapılan en büyük ihanettir nazarımda.
böyle şeyler yazmanın okuyucularda genelde pek birşey tetiklemeyeceğini bilerek yazdım evet, biliyorum ki birçok insan benim gibi düşünmesine rağmen yazmak istemiyor, yazmaya değer görmüyor etrafta dönen tepkilerin basitliğini gördükçe. yazanları da görmezden gelmiyorum elbette, saygılarımı sunuyorum. "askerlik yapmayacaksan ibne ol mehehe" şeklinde masturbasyon yapan arkadaşlarla aynı haklara sahip olduğumu düşünerek bir nevi dışavurum yaptım.
vatan borcuymuş. küfürden beter geliyor bu kelimeler bana. defalarca tecavüze uğrayıp karşılığında tecavüzle ödüllendirilmek gibi birşey. bana en komik gelen ise askere gitmeyi ülkeyi korumak gibi görenler oluyor. farkında değiller ki askere giden gençlerin 90% gibi bir oranı rütbelilerin egosunu okşamak, ezilmek ve aşağılanmaktan öte bir iş yapamadan terhis oluyor. geriye kalan 10% luk şanssız (evet o az önce yazdıklarım şanslı oluyor her nasılsa, o derece borç işte) kısım ise tehlikeli bölgelere savunmasız şekilde gönderilip ya zihinsel sağlığı elinden alınıyor, ya da cinayete kurban gidiyor (evet dikkat ettiyseniz şehit demedim, düpedüz cinayet işleniyor, göz göre göre...). ama yok, bitmeyen bir borcumuz var bu vatana. her hareketinde önüne engel koymaya çalışan, sana zerre sosyal hak sağlamayan, sağladığı tüm haklarda senden para alan, kendisiyle alakası olmayan şeylerde de araya girip "bana da versenize para ehe" demekten çekinmeyen bu karşı konulmaz derecede çekici olan vatanımıza.
bir de "ama o zaman dökülen kanlar, toprak, şehitler, vatanımız" vesaire diyen arkadaşlar var. kendilerine tez vakitte uyanmalarını önereceğim arkadaşlardır. o zaman kazanılan vatan ile şu an içinde yaşadığımız vatan, yöneticiler, milli bilinç gibi olgularla şimdi karşımızda olan gerçeği birbiriyle kıyaslamak hatta eşdeğer görmek o insanlara yapılan en büyük ihanettir nazarımda.
böyle şeyler yazmanın okuyucularda genelde pek birşey tetiklemeyeceğini bilerek yazdım evet, biliyorum ki birçok insan benim gibi düşünmesine rağmen yazmak istemiyor, yazmaya değer görmüyor etrafta dönen tepkilerin basitliğini gördükçe. yazanları da görmezden gelmiyorum elbette, saygılarımı sunuyorum. "askerlik yapmayacaksan ibne ol mehehe" şeklinde masturbasyon yapan arkadaşlarla aynı haklara sahip olduğumu düşünerek bir nevi dışavurum yaptım.
askere gitmemek için uydurulmuş sözde eşitlik görüşü.üzerinde uzun uzun tartışmaya gerek yok..
askerlik gibi bir sıkıntısı kalmaya ancak namı mehmetçik değil memoş olan insan biçimi.
bir askeri mahkeme dahi, firari olan birisinin "ben dini sebeplerle vicdani retciyim" demesi uzerine kararin aihm kararlarinin baz alinarak verilmesine karar vermi$tir.
bak sivil mahkemeyi gectim, askeri mahkemeden bahsediyorum. nobette sigara ictigi icin ölümüne dayak yiyen askerler varken discolarda, vicdani retci birisi hakkinda boyle bir karar verilmesi benim zoruma gitti. bu yol iyi bir yol degil, vicdani ret turkiyeye gore bir $ey degil.
bak sivil mahkemeyi gectim, askeri mahkemeden bahsediyorum. nobette sigara ictigi icin ölümüne dayak yiyen askerler varken discolarda, vicdani retci birisi hakkinda boyle bir karar verilmesi benim zoruma gitti. bu yol iyi bir yol degil, vicdani ret turkiyeye gore bir $ey degil.
kktcde yeni kıbrıs partisi (ykp) örgütlenme sekreteri murat kanatlı, 2009da vicdani reddini açıkladıktan sonra 2010da seferberliğe gitmemiş, ardından da yargılandığı mahkemece 500 tl para cezasına çarptırılmış. kanatlı suçsuz olduğunu, bu parayı da ödemeyeceğini bildirince bu kez de 10 gün hapis cezası verildi hakkında.
ille de "savaş" diyorlar, "birilerini öldür" diyorlar, kısaca!
ille de "savaş" diyorlar, "birilerini öldür" diyorlar, kısaca!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?