başları kapalı olduğu için göstericek başka bir şeyleri olmadığından, yüzlerine, kilolarca makyaj sürüp, dışarı çıktıklarında, onları görenlerde bıraktıkları izlenimdir. hakikaten yok mu bunun bir seviyesi, bir sadeliği. şart mı kilolarca makyaj yapmak. palyaçodan tiksiniyorum artık ya.
türbanlı kızların kilolarca makyaj yapma sorunsalı
türbansız olanlar kadar türbanlıların da makyaj yapma hakkı yok mu? türban da takarım, makyaj da yaparım, tiksinen bakmasın.
erkeklerin tek bir saç tellerinden bile tahrik olacakları korkusuyla(modern çağda bu ne mümkündür, böylesine psikopatlar var mıdır bilemiyorum ama) saçlarını sımsıkı kapatıp yüzlerine yaptıkları makyajla iki yüzlülüğün daniskasını gösteren hatunların yarattıkları sorunsaldır.
buradaki sorun bu kızların yarattığı bir sorun değildir, onlara türbanı dayatan abi,baba, koca sıfatındaki erkek kesimdir. bu kesim her dişiye çiftleşmek arzusu ile baktığı için, diğer erkeklerinde bu şekilde kendi ailesindeki kızlara, kadınlara bakmasını istemediği için bir baskı oluşturur. sonuçta kız doğasının gereği olan kendini beğendirme çalışmasını açık olan tek yeri olan yüzü için yapmaktadır. eğer ki bu şekilde aşağılayıcı başlıklar ve alay eden entry ler girilirse bu sözlüklere, onların bu türbanı atma mücadelesine zarar vermiş evdeki sapık abi,baba,koca egemenliğine destek vermiş oluruz. herkes şapkasını önüne alsın düşünsün, topluma kazandırılabilecek insanları kazanmalımıyız, yoksa nasılsa bizim tuzumuz kuru deyip onları karanlığın kucağına mı atmalıyız?
saçım görünmesin, başım görünmesin, aheste geleyim saçım başım dağılmasın modundaki kızların, yüzüme de renk gelsin şeklindeki atraksiyonudur.
karşı cinse karşı tahrik ediciliğini minimalde tutmak isteyen bu modelin boyanmasındaki mantık çözülememiştir.
bu model kendisini böyle beğendiğini düşünüyorsa, kafası kundaklanmış bir çehreyi nasıl beğenir sorusuna karşılık gelen en iyi cevap ise yalnızca zevksizlik olarak tanımlanabilir.
daha fazla komik duruma düşmemek için bir seçim yapmak daha sağlıklı olabilir.
bu dahil bütün genellemeler yanlıştır ve diğer yandan esas sorunsal insanları modelleme sorunsalıdır.
karşı cinse karşı tahrik ediciliğini minimalde tutmak isteyen bu modelin boyanmasındaki mantık çözülememiştir.
bu model kendisini böyle beğendiğini düşünüyorsa, kafası kundaklanmış bir çehreyi nasıl beğenir sorusuna karşılık gelen en iyi cevap ise yalnızca zevksizlik olarak tanımlanabilir.
daha fazla komik duruma düşmemek için bir seçim yapmak daha sağlıklı olabilir.
bu dahil bütün genellemeler yanlıştır ve diğer yandan esas sorunsal insanları modelleme sorunsalıdır.
turban takmanin mantigina ve mealine mazhar olamamis ustu mekke alti mekkenin kanlizasyonunu andiran gayri ahlaki varliklar..
komplekslerini bu şekilde aşmak düşüncelerine sahip kızlar olabilir saçını başını yaptıramayacapına göre makyaj yaparak erkekleri tahrik etmek istiyor olabilir istemediği kesin ama amaç ne yani saçtan tahrik olan makyajdan da olur günaha giriyosunuz gulüm. bir de yüzleri kabak gibi ortada olduğu için irite edici olabilir makyajla kapatıyorlardır. işte makyaj hertürlü eksiklerini kapatıyor.
türban takanın makyaj yapmaya hakkı olmadığını bilmeyen kızlardır. çünkü o çok iyi bildiklerini düşündükleri dinlerinde kadının güzelliği kocasınadır. o nedendendir ki, hiçbir türbanlı kadın dışarıda makyaj yapamaz. yaparsa günah işlemiş olur. laik bile olur allah korusun(!) hatta türbanlı kadar başına taş bile düşer insanın farkında olmazsın.
yüzlerini gizleyip farklı bir maskeye bürünme isteği
kendilerinin birde doğadaki bütün renklerle değişik bir kompozisyon oluşturmuş, lalelide çalışan ablalarımızın bile giymeyeceği renklerde giysiler giymeleri vardır ki güldürür, düşündürür, hatta adlarına üzülmemizi sağlar...
son zamanlarda sıkca kar$ılastıgım yüzlerine yapılan makyaj konusunda büyük endi$e duydugum
siyah ba$ortu kırmızı entari ve yeşil converseleriyle yeni bi akımın öncüleri oldugunu hissettigim..
hatta bazılarının marilyn manson dinleyip ben satanistim diye dola$tıklarına $ahit olmusumdur..
(bkz: her çarşaflıyı satanist sanan insan modeli)
siyah ba$ortu kırmızı entari ve yeşil converseleriyle yeni bi akımın öncüleri oldugunu hissettigim..
hatta bazılarının marilyn manson dinleyip ben satanistim diye dola$tıklarına $ahit olmusumdur..
(bkz: her çarşaflıyı satanist sanan insan modeli)
görünen kısımları sadece yüzleri olduğu için onuda olabildiğince güzel göstermeye çabalarlar kolay gelsin kendilerine.
hakkinda bildigim bazi $eyler var.
yalan söyledim aslında yok. yani sallayacağım. neremden sallayacağım sorun değil.
efendim, makyaj felan fıstık, görüntü kirliliği, perhiz-lahana turşusu, sosyal tabanla uyumsuzluk... liste uzayıp gider. listeye bir de kabartma tozu eklersek tam olur. süper olur. he, başlığın sahibi yazara da değinmek lazım, öylesine bir insandır. bilen biliyor zaten.
estetik kaygılar hepimizde var. mesela ben aynanın karşısında yakışıklı göründüğüm bir kare yakalamak için dakikalarımı harcıyorum. basbayağı çirkin bir insanım ama bir umut işte. profilden falan durumu kurtarırım gibi geliyor...
kapalı kızların da görünür yeri yüzleri. herkes gibi onların da estetik kaygıları var. haklarında bu kadar genel yargı yanlış aslında, estetik kaygıları olamayanlar da olabilir. estetiğe düşkün bir toplum da olmamız, bu estetik kaygıları daha da artırıyor. hal böyleyken, ortaya çıkan manzara da "uyumsuzluk içindeki uyum" gibi oluyor.
makyaj yapmak kadını güzelleştirir. güzelleştiriyor da, bunun canlı tanıklarıyız. bir kadının makyajsız haline bakmayan birisi, makyajlı halini görünce ağzının suyua akıyor. ağzının suyunun akması kötü algılanmasın, beğeni anlamında.
kapalı kızlar da makyajı beğenilme kaygısı ile yapıyor. tıpki diğer kadınlar gibi, erkekler gibi. erkeklerin de makyaj yaptığı bir uygarlıkta yaşıyoruz ama hala gelin görün neleri tartışıyoruz. yok aslında tartışmıyoruz, öylesine saçmalıyoruz çoğu zaman.
yazının girişinde de söylediğim gibi, bir sosyolog falan değilim, öylesine sallıyorum. nice insanın salladığı gibi.
yalan söyledim aslında yok. yani sallayacağım. neremden sallayacağım sorun değil.
efendim, makyaj felan fıstık, görüntü kirliliği, perhiz-lahana turşusu, sosyal tabanla uyumsuzluk... liste uzayıp gider. listeye bir de kabartma tozu eklersek tam olur. süper olur. he, başlığın sahibi yazara da değinmek lazım, öylesine bir insandır. bilen biliyor zaten.
estetik kaygılar hepimizde var. mesela ben aynanın karşısında yakışıklı göründüğüm bir kare yakalamak için dakikalarımı harcıyorum. basbayağı çirkin bir insanım ama bir umut işte. profilden falan durumu kurtarırım gibi geliyor...
kapalı kızların da görünür yeri yüzleri. herkes gibi onların da estetik kaygıları var. haklarında bu kadar genel yargı yanlış aslında, estetik kaygıları olamayanlar da olabilir. estetiğe düşkün bir toplum da olmamız, bu estetik kaygıları daha da artırıyor. hal böyleyken, ortaya çıkan manzara da "uyumsuzluk içindeki uyum" gibi oluyor.
makyaj yapmak kadını güzelleştirir. güzelleştiriyor da, bunun canlı tanıklarıyız. bir kadının makyajsız haline bakmayan birisi, makyajlı halini görünce ağzının suyua akıyor. ağzının suyunun akması kötü algılanmasın, beğeni anlamında.
kapalı kızlar da makyajı beğenilme kaygısı ile yapıyor. tıpki diğer kadınlar gibi, erkekler gibi. erkeklerin de makyaj yaptığı bir uygarlıkta yaşıyoruz ama hala gelin görün neleri tartışıyoruz. yok aslında tartışmıyoruz, öylesine saçmalıyoruz çoğu zaman.
yazının girişinde de söylediğim gibi, bir sosyolog falan değilim, öylesine sallıyorum. nice insanın salladığı gibi.
bir de şunu okuyun : nihal bengisu karaca nın ayşe arman a verdiği röportajdan alıntıdır,soruları soran ayşe arman ...cevaplarda ise ayrıntılara dikkat edip kadın ruhuna dikkat etmenizi öneririm nacizane...
"ağır makyaj, topuklu ayakkabı, vücut hatlarını ortaya çıkaran kıyafetler... bunlar tesettürle bağdaşıyor mu?
- tesettürün amacı belli: seksüel duygu uyandırmamak. bir erkeğe hazırlanma içgüdüsünü terbiye etmek. kadındaki beğenilme dürtüsünü törpülemek...
benim ise en sevdiğim şey! erkeklerin bizi beğenmesinde ne mahzur var?
- örtünme bu. terbiye ve kontrol etme mekanizması. iyi de kendimizi nereye kadar kontrol edeceğiz? işte bunun boyutu kadından kadına değişiyor. çünkü herkesin vicdanının kendisine söylediği ölçü farklı. tamam belli sınırlar var ama işi pratikleştirirken çeşitli değişkenler devreye giriyor. yani "gözüne eye liner çekmiş, dar kıyafetler ve topuklu ayakkabı giymiş ama kendini tesettürlü sanıyor!" diye garipsediğiniz kişi, belki de tesettür ilkesine tutunarak kendini hizaya çekiyor...
daha açık ifade edebilir misiniz?
- şöyle: o insanlar, belki de içlerindeki beğenilme duygusunu ancak bu kadar kontrol edebiliyorlar. belki de o ağır makyajları yapmasalar, dindarlıklarıyla bağdaşmayacak şeyler yapacaklar, çok açık giyinecekler filan. hiç değilse bu kadarını yapıyorlar. bize "ben nefsimle mücadele ediyorum ve bu kadarını yapabiliyorum" diyorlar. ben de diyorum ki, bu nefis mücadelesinin bile allah’ın nezdinde değeri vardır. bilemeyiz. kimse yargılamasın, yadırgamasın. ama bazen bana bile tuhaf geliyor. dün mesela bir kız gördüm, başı sıkı sıkıya bağlı ama kollar çıplak. yine de onu yargılamak bana düşmez.
peki hem örtünmek hem de böyle giyinmek arasında hiç mi çelişki yok?
- belki de kendini güzel hissetmek istiyor. açık bir kadına baktığımda, "bu kadının inançları, değerleri yok" demiyorum. kapalı bir kadına baktığımda da onun da bir kadın olduğunu ıskalamıyorum. siz de öyle yapmayı deneyin.
iyi de hani örtünmede de bu tür duygularını törpülemesi gerekiyordu...
- demek ki o ancak o kadar törpüleyebiliyor...
"ağır makyaj, topuklu ayakkabı, vücut hatlarını ortaya çıkaran kıyafetler... bunlar tesettürle bağdaşıyor mu?
- tesettürün amacı belli: seksüel duygu uyandırmamak. bir erkeğe hazırlanma içgüdüsünü terbiye etmek. kadındaki beğenilme dürtüsünü törpülemek...
benim ise en sevdiğim şey! erkeklerin bizi beğenmesinde ne mahzur var?
- örtünme bu. terbiye ve kontrol etme mekanizması. iyi de kendimizi nereye kadar kontrol edeceğiz? işte bunun boyutu kadından kadına değişiyor. çünkü herkesin vicdanının kendisine söylediği ölçü farklı. tamam belli sınırlar var ama işi pratikleştirirken çeşitli değişkenler devreye giriyor. yani "gözüne eye liner çekmiş, dar kıyafetler ve topuklu ayakkabı giymiş ama kendini tesettürlü sanıyor!" diye garipsediğiniz kişi, belki de tesettür ilkesine tutunarak kendini hizaya çekiyor...
daha açık ifade edebilir misiniz?
- şöyle: o insanlar, belki de içlerindeki beğenilme duygusunu ancak bu kadar kontrol edebiliyorlar. belki de o ağır makyajları yapmasalar, dindarlıklarıyla bağdaşmayacak şeyler yapacaklar, çok açık giyinecekler filan. hiç değilse bu kadarını yapıyorlar. bize "ben nefsimle mücadele ediyorum ve bu kadarını yapabiliyorum" diyorlar. ben de diyorum ki, bu nefis mücadelesinin bile allah’ın nezdinde değeri vardır. bilemeyiz. kimse yargılamasın, yadırgamasın. ama bazen bana bile tuhaf geliyor. dün mesela bir kız gördüm, başı sıkı sıkıya bağlı ama kollar çıplak. yine de onu yargılamak bana düşmez.
peki hem örtünmek hem de böyle giyinmek arasında hiç mi çelişki yok?
- belki de kendini güzel hissetmek istiyor. açık bir kadına baktığımda, "bu kadının inançları, değerleri yok" demiyorum. kapalı bir kadına baktığımda da onun da bir kadın olduğunu ıskalamıyorum. siz de öyle yapmayı deneyin.
iyi de hani örtünmede de bu tür duygularını törpülemesi gerekiyordu...
- demek ki o ancak o kadar törpüleyebiliyor...
bastırılmış düşüncelerin dışa vurumu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?