ne alaka ayol!!!! onlar zaten ideolojinin radikal makyajını kökten halletmiştir dedirten sorunsalı.
(bkz: hahhayt)
+necraaaa kızzz. ay çok mutluyum pek te bir mübarekleştim!
-evet ayol kökten çözüm. amaan sıkıldım artık, başka ne yapılabilirdi ki şu mealsiz sulu boya eziyetinden?
türbanlı kızların kilolarca makyaj yapma sorunsalı
türbanlı kızlar için değil de insanları yüzlerindeki makyaj ve saçlarını sardıkları örtülere göre etiketleyen çakma aydınlıkçı , ilerici ,reröröcü entel tayfa için sorunsaldır bu . bunlar yolda izde makyaj yapmış olan ya da sevgilisiyle el ele dolaşma cürretini göstermiş olan türbanlı kızlarla karşılaştıkları vakit küçük dillerini falan da yutarlar . hep böyle bir hazımsızlık , yedek kulübesinden gol atma isteği falan .. yazık . acıdım şimdi .
insan denen canlının içindekini saklamasının hiçbir zaman mümkün olmayacağını özetleyen resim.
sözlükteki türban konulu seriden bir başlık..
(bkz: sözlüğün a.koyan başlıklar)
kafalarını ve boyunlarını türbanla sıktıkları için aslında az makyaj da yapmış olsalar türbanın rekleri ile birleşince bir renk kirliliği çıkmaktadır ortaya.kısacası (bkz: çirkin)
8 kilo makyaj malzemesi tuketip insan formuna kavusan kızlardır.
bastırılmış düşüncelerin dışa vurumu.
bir de şunu okuyun : nihal bengisu karaca nın ayşe arman a verdiği röportajdan alıntıdır,soruları soran ayşe arman ...cevaplarda ise ayrıntılara dikkat edip kadın ruhuna dikkat etmenizi öneririm nacizane...
"ağır makyaj, topuklu ayakkabı, vücut hatlarını ortaya çıkaran kıyafetler... bunlar tesettürle bağdaşıyor mu?
- tesettürün amacı belli: seksüel duygu uyandırmamak. bir erkeğe hazırlanma içgüdüsünü terbiye etmek. kadındaki beğenilme dürtüsünü törpülemek...
benim ise en sevdiğim şey! erkeklerin bizi beğenmesinde ne mahzur var?
- örtünme bu. terbiye ve kontrol etme mekanizması. iyi de kendimizi nereye kadar kontrol edeceğiz? işte bunun boyutu kadından kadına değişiyor. çünkü herkesin vicdanının kendisine söylediği ölçü farklı. tamam belli sınırlar var ama işi pratikleştirirken çeşitli değişkenler devreye giriyor. yani "gözüne eye liner çekmiş, dar kıyafetler ve topuklu ayakkabı giymiş ama kendini tesettürlü sanıyor!" diye garipsediğiniz kişi, belki de tesettür ilkesine tutunarak kendini hizaya çekiyor...
daha açık ifade edebilir misiniz?
- şöyle: o insanlar, belki de içlerindeki beğenilme duygusunu ancak bu kadar kontrol edebiliyorlar. belki de o ağır makyajları yapmasalar, dindarlıklarıyla bağdaşmayacak şeyler yapacaklar, çok açık giyinecekler filan. hiç değilse bu kadarını yapıyorlar. bize "ben nefsimle mücadele ediyorum ve bu kadarını yapabiliyorum" diyorlar. ben de diyorum ki, bu nefis mücadelesinin bile allah’ın nezdinde değeri vardır. bilemeyiz. kimse yargılamasın, yadırgamasın. ama bazen bana bile tuhaf geliyor. dün mesela bir kız gördüm, başı sıkı sıkıya bağlı ama kollar çıplak. yine de onu yargılamak bana düşmez.
peki hem örtünmek hem de böyle giyinmek arasında hiç mi çelişki yok?
- belki de kendini güzel hissetmek istiyor. açık bir kadına baktığımda, "bu kadının inançları, değerleri yok" demiyorum. kapalı bir kadına baktığımda da onun da bir kadın olduğunu ıskalamıyorum. siz de öyle yapmayı deneyin.
iyi de hani örtünmede de bu tür duygularını törpülemesi gerekiyordu...
- demek ki o ancak o kadar törpüleyebiliyor...
"ağır makyaj, topuklu ayakkabı, vücut hatlarını ortaya çıkaran kıyafetler... bunlar tesettürle bağdaşıyor mu?
- tesettürün amacı belli: seksüel duygu uyandırmamak. bir erkeğe hazırlanma içgüdüsünü terbiye etmek. kadındaki beğenilme dürtüsünü törpülemek...
benim ise en sevdiğim şey! erkeklerin bizi beğenmesinde ne mahzur var?
- örtünme bu. terbiye ve kontrol etme mekanizması. iyi de kendimizi nereye kadar kontrol edeceğiz? işte bunun boyutu kadından kadına değişiyor. çünkü herkesin vicdanının kendisine söylediği ölçü farklı. tamam belli sınırlar var ama işi pratikleştirirken çeşitli değişkenler devreye giriyor. yani "gözüne eye liner çekmiş, dar kıyafetler ve topuklu ayakkabı giymiş ama kendini tesettürlü sanıyor!" diye garipsediğiniz kişi, belki de tesettür ilkesine tutunarak kendini hizaya çekiyor...
daha açık ifade edebilir misiniz?
- şöyle: o insanlar, belki de içlerindeki beğenilme duygusunu ancak bu kadar kontrol edebiliyorlar. belki de o ağır makyajları yapmasalar, dindarlıklarıyla bağdaşmayacak şeyler yapacaklar, çok açık giyinecekler filan. hiç değilse bu kadarını yapıyorlar. bize "ben nefsimle mücadele ediyorum ve bu kadarını yapabiliyorum" diyorlar. ben de diyorum ki, bu nefis mücadelesinin bile allah’ın nezdinde değeri vardır. bilemeyiz. kimse yargılamasın, yadırgamasın. ama bazen bana bile tuhaf geliyor. dün mesela bir kız gördüm, başı sıkı sıkıya bağlı ama kollar çıplak. yine de onu yargılamak bana düşmez.
peki hem örtünmek hem de böyle giyinmek arasında hiç mi çelişki yok?
- belki de kendini güzel hissetmek istiyor. açık bir kadına baktığımda, "bu kadının inançları, değerleri yok" demiyorum. kapalı bir kadına baktığımda da onun da bir kadın olduğunu ıskalamıyorum. siz de öyle yapmayı deneyin.
iyi de hani örtünmede de bu tür duygularını törpülemesi gerekiyordu...
- demek ki o ancak o kadar törpüleyebiliyor...
hakkinda bildigim bazi $eyler var.
yalan söyledim aslında yok. yani sallayacağım. neremden sallayacağım sorun değil.
efendim, makyaj felan fıstık, görüntü kirliliği, perhiz-lahana turşusu, sosyal tabanla uyumsuzluk... liste uzayıp gider. listeye bir de kabartma tozu eklersek tam olur. süper olur. he, başlığın sahibi yazara da değinmek lazım, öylesine bir insandır. bilen biliyor zaten.
estetik kaygılar hepimizde var. mesela ben aynanın karşısında yakışıklı göründüğüm bir kare yakalamak için dakikalarımı harcıyorum. basbayağı çirkin bir insanım ama bir umut işte. profilden falan durumu kurtarırım gibi geliyor...
kapalı kızların da görünür yeri yüzleri. herkes gibi onların da estetik kaygıları var. haklarında bu kadar genel yargı yanlış aslında, estetik kaygıları olamayanlar da olabilir. estetiğe düşkün bir toplum da olmamız, bu estetik kaygıları daha da artırıyor. hal böyleyken, ortaya çıkan manzara da "uyumsuzluk içindeki uyum" gibi oluyor.
makyaj yapmak kadını güzelleştirir. güzelleştiriyor da, bunun canlı tanıklarıyız. bir kadının makyajsız haline bakmayan birisi, makyajlı halini görünce ağzının suyua akıyor. ağzının suyunun akması kötü algılanmasın, beğeni anlamında.
kapalı kızlar da makyajı beğenilme kaygısı ile yapıyor. tıpki diğer kadınlar gibi, erkekler gibi. erkeklerin de makyaj yaptığı bir uygarlıkta yaşıyoruz ama hala gelin görün neleri tartışıyoruz. yok aslında tartışmıyoruz, öylesine saçmalıyoruz çoğu zaman.
yazının girişinde de söylediğim gibi, bir sosyolog falan değilim, öylesine sallıyorum. nice insanın salladığı gibi.
yalan söyledim aslında yok. yani sallayacağım. neremden sallayacağım sorun değil.
efendim, makyaj felan fıstık, görüntü kirliliği, perhiz-lahana turşusu, sosyal tabanla uyumsuzluk... liste uzayıp gider. listeye bir de kabartma tozu eklersek tam olur. süper olur. he, başlığın sahibi yazara da değinmek lazım, öylesine bir insandır. bilen biliyor zaten.
estetik kaygılar hepimizde var. mesela ben aynanın karşısında yakışıklı göründüğüm bir kare yakalamak için dakikalarımı harcıyorum. basbayağı çirkin bir insanım ama bir umut işte. profilden falan durumu kurtarırım gibi geliyor...
kapalı kızların da görünür yeri yüzleri. herkes gibi onların da estetik kaygıları var. haklarında bu kadar genel yargı yanlış aslında, estetik kaygıları olamayanlar da olabilir. estetiğe düşkün bir toplum da olmamız, bu estetik kaygıları daha da artırıyor. hal böyleyken, ortaya çıkan manzara da "uyumsuzluk içindeki uyum" gibi oluyor.
makyaj yapmak kadını güzelleştirir. güzelleştiriyor da, bunun canlı tanıklarıyız. bir kadının makyajsız haline bakmayan birisi, makyajlı halini görünce ağzının suyua akıyor. ağzının suyunun akması kötü algılanmasın, beğeni anlamında.
kapalı kızlar da makyajı beğenilme kaygısı ile yapıyor. tıpki diğer kadınlar gibi, erkekler gibi. erkeklerin de makyaj yaptığı bir uygarlıkta yaşıyoruz ama hala gelin görün neleri tartışıyoruz. yok aslında tartışmıyoruz, öylesine saçmalıyoruz çoğu zaman.
yazının girişinde de söylediğim gibi, bir sosyolog falan değilim, öylesine sallıyorum. nice insanın salladığı gibi.
görünen kısımları sadece yüzleri olduğu için onuda olabildiğince güzel göstermeye çabalarlar kolay gelsin kendilerine.
son zamanlarda sıkca kar$ılastıgım yüzlerine yapılan makyaj konusunda büyük endi$e duydugum
siyah ba$ortu kırmızı entari ve yeşil converseleriyle yeni bi akımın öncüleri oldugunu hissettigim..
hatta bazılarının marilyn manson dinleyip ben satanistim diye dola$tıklarına $ahit olmusumdur..
(bkz: her çarşaflıyı satanist sanan insan modeli)
siyah ba$ortu kırmızı entari ve yeşil converseleriyle yeni bi akımın öncüleri oldugunu hissettigim..
hatta bazılarının marilyn manson dinleyip ben satanistim diye dola$tıklarına $ahit olmusumdur..
(bkz: her çarşaflıyı satanist sanan insan modeli)
kendilerinin birde doğadaki bütün renklerle değişik bir kompozisyon oluşturmuş, lalelide çalışan ablalarımızın bile giymeyeceği renklerde giysiler giymeleri vardır ki güldürür, düşündürür, hatta adlarına üzülmemizi sağlar...
yüzlerini gizleyip farklı bir maskeye bürünme isteği
türban takanın makyaj yapmaya hakkı olmadığını bilmeyen kızlardır. çünkü o çok iyi bildiklerini düşündükleri dinlerinde kadının güzelliği kocasınadır. o nedendendir ki, hiçbir türbanlı kadın dışarıda makyaj yapamaz. yaparsa günah işlemiş olur. laik bile olur allah korusun(!) hatta türbanlı kadar başına taş bile düşer insanın farkında olmazsın.
komplekslerini bu şekilde aşmak düşüncelerine sahip kızlar olabilir saçını başını yaptıramayacapına göre makyaj yaparak erkekleri tahrik etmek istiyor olabilir istemediği kesin ama amaç ne yani saçtan tahrik olan makyajdan da olur günaha giriyosunuz gulüm. bir de yüzleri kabak gibi ortada olduğu için irite edici olabilir makyajla kapatıyorlardır. işte makyaj hertürlü eksiklerini kapatıyor.
turban takmanin mantigina ve mealine mazhar olamamis ustu mekke alti mekkenin kanlizasyonunu andiran gayri ahlaki varliklar..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?