muhteşem yüzyıl

0 /
ata the wise
diziyi seyretmedim, muhtemelen de seyretmeyeceğim. fakat sebebi ne türk dizilerine olan uzaklığım, ne de insanların başlattığı boykot hareketleri. lakin söyleyecek sözlerim de var;
efendiler, bu kadar karalanıyor dizi, atalarımızı karalıyor diye. boykotlar, küçümsemeler ve dahi tehditler de alıyorlardır. ömrü çok sürmez. ama insanın bir durup düşünmesi gerekir. zira atalarımız karalanıyor deniyor. karalayan belli ki oyunculuk değil -ki olamaz da zaten-, sultanların cinsel hayatı.

öncelikle öğrenmek gereken bir kavram var: cariyelik. nedir cariyelik? kadının kölelik etmesidir. yani savaşta galip gelmişsen, diğer ülkeden ganimet olarak aldığın kadınlarla, hiç para vermeyeceğin kendi kişisel genelevini kurabilirsin, başkasına satabilirsin, onlardan çocuk yapabilirsin vs.

öğreneceğimiz diğer bir konu da padişahların kişilikleri;
mükemmel bir şekilde ordu yöneten, halkı idare edebilen insanların bize ters gelebilecek hareketleri olamaz mı? olur tabii ki. padişahların haremleri, cariyeleri vardır, o dönem neredeyse orta halli herkesin olduğu gibi. haremdeki kadınlar da onun gözdesi olup yatağına girebilmek için birbirlerini öldürebiliyor bile. düşün bir; o dönem kanuni kaç yaşında, yatağına aldıkları kaç yaşında? şimdi 50 yaşında biri 15 yaşında bir kızla cinsel ilişkiye girse, bunu bana hangi insan evladı savunabilir? e padişah bunu yaptı. hangi tarihi karalıyoruz efendiler?

tabii ki tarih incelenirken sadece dış kaynaklara bakmamak gerek. bunun yanında sadece iç kaynaklara da bakmak sakıncalıdır. bu sakıncayı anlayamayanlar, geçmişte türklerle alakalı işler yaptıkları zaman boykot eder, ayıplar ve dahi yoketmeye çalışır. bizim tüm kurduğumuz ülkeler(osmanlı da dahil) yağma ekonomisiyle yaşıyorlardı. ordu devlettiler. zira doğal sınırlarına ulaşan her türk devleti, sonuna da o kadar yaklaşmış oluyordu. barbar türkler lafı zorumuza mı gidiyor? gitmesin, uyanın efendiler. evet barbardık ama artık biz de çalıştık ve hakettiğimiz yere geldik diyebiliyor musunuz?

artık kabul etmemiz gerekir ki, kıçımızı kaldırıp iş yapmadıkça, kıçını kaldırıp iş yapan devletler ve milletlerce aşağılanacağız, sömürüleceğiz. millet bilinci, geçmişi yanlı olarak tutmak değildir efendiler!
sipsi
bu diziyi biraz izledikten sonra anladım ki eğer ben erkek olsaydım bir de üzerine padişah olsaydım, hükmedilecek tek bir insan bile kalmazdı ortalıkta. şöyle açıklayayım: şimdi ben padişahım değil mi? o zaman benim yatak odama ister haseki sultan olsun ister bilmem kim, çat kapı giremez arkadaşım. kimsin be sen? cihan padişahıyım ben! terbiyesiz! anında kellesi gövdesinden ayrılırdı haseki sultanın. efendime söyleyeyim, şehzade mustafa ’babaaaaa!’ falan diye koşuyor ya, ister oğlum olsun ister babam dakika düşünmem alırım kellesini. padişahım be ben şımarık velet, ne babası ’sultanım’ diyeceksin! bana raks edeceğim deyip gudubet hareketler yapan hürrem’i hiç saymıyorum bile.

daha çok insan var kafasını uçurtacağım ama, yazmayayım artık. benim elime bırakırsan bak işte, gitti kocaman imparatorluk.. neyse sağlık olsun..
gerzekparatoneri
kendi soyunu, tarihini bir kenara atıp bunun üzerinden siyaset yapmaya çalışan değişik bir zihniyetle karşılaştık bu dizi sayesinde. öyle bir zihniyet ki, padişaha padişah denmesini muhafazakarlık kabul ediyor, osmanlı dönemiyle kendi zamanını eş tutup kanuni’ye padişah dedi diye ülkenin tüm problemlerini insanın üstüne atıveriyor, üstüne üstlük muhafazakar yaftasını yapıştırıveriyor adamın alnına. kanuni sultan süleyman bir padişahtı efendim!
şimdi padişahlığın ne demek olduğunu anlatıp yormak istemiyorum kendimi. araştırıverilsin bir zahmet!

kimse ’baştakine’ padişah demiyor, padişah kabul etmiyor. saltanat kalkalı çok oldu. yoksa farkında değil misiniz? hangi zihniyet daha muhafazakar ben bilemedim şimdi. ’kanuni adam gibi anlatılsın arkadaş’ diyen zihniyet mi yoksa sırf böyle söyledi diye o insanın siyasi kimlik tespitini ortaya koyan zihniyet mi onu da anlamadım.

padişahlar içki içmez, onlar sevişmez, alem yapmazlar demedik! has odada cariyesiyle sessiz sinema oynamaz dedik. kafanızdan element uydurmayın.

kanuni’nin önünde cihan titrermiş dedik, kanuni allahmış demedik! tarih ne yazıyorsa doğru odur. okumak lazım!

evet kanuni’ye padişah diyorum ve hayır muhafazakar değilim. alkol de kullanırım, bara da giderim, senin karşı olduğun muhafazakar sisteme de karşıyım. oldu mu canım?

kanuni adam gibi anlatılsın demek muhafazakarlıksa da senin gözünde muhafazakar olayım. olsun be!

edit: imla

benduruyorumsebagitti
imdi okudum, bildim. sosyal bilgiler öğretmenine tarih dersi de verdirir icabında hayat, okumak lazım tabi. eğitim $art!

"sultan süleyman’a kalmaz" diye literatüre giren bir devri ihti$amdan bahsediyoruz canlar. onun da nevri döndü tabi; gün döndü, $u oldu bu oldu... ölen öldü kalanlar kaldı.

(iç ses: $u anda her$eyden çekip gitmek istiyor ya can; ne varsa, ne hesap varsa, hiçbirine yüz dahi çevirmeyerek. anla$ılmadan olmaz, ben anlatamadım derdimi, deyip...)

*üzerine titrediğin yavrunla klimalı arabanla (bana ait değil her ikisi de.)trafik ı$ıklarına takıldığında, o ciğerparenden daha küçük bir çocuğu buz gibi havada gördüğünde "bunu çocuğuna nasıl anlatırsın?"

*dersinde haklar/özgürlükler diye yırtınırsın da hemen pencerenin dibindeki sokakta ya$anan binbir haksızlığı/adaletsizliği "öğrencine nasıl anlatırsın?"

*cebindeki birkaç bozukluğun $ıngırtısı, yürürken aklına getirir ödenecek faturaları, görülmesi lazım ihtiyaçları da; boynundaki kıravat ve "hoca" sıfatıyla bu durumu "kendine nasıl anlatırsın?"

*ramazanda bir çadırda gönüllü görevinde iftar ederken oraya gelen "hayır sahibi"nin, "nerede bu bin ki$i, nereye gitti bu yemekler" yırtınmasını "kendine, nefsine, inancına, allah’a, nasıl anlatırsın?"

vs vs

çocuğuna "bak yavrum kanuni böyle müthi$ti" diyeceğin yer bir dizi değil okuldur, kitaptır, lap toptur, net booktur, ipoddur, ipaddir!.. bir, bunu vurgulamaya çalı$tım.

iki: beğenen beğenir, izlemeyen izlemez; "söyletmen urun!" demek yanlı$tır, korkunçtur, tehlikelidir.

üç: yemi$im kanunu da kanuni’yi de, $u akıp giden hayatta muhafazakârlıkla özde$le$en ve elbette ondan ibaret olmayan milli-manevi değerleri "dizilerde" gözetleyip halihazırda yenen haltlara dokunmayan çarpık anlayı$a dikkat çekmeye çalı$tım.

dört: neden herşey "personel"le$tirilir ki hemencecik, senin dediklerine ait olan yorum sanadır; gerisi muhafazakârlığa, muhafazakârlara... kara murat da nereden çıktı $imdi?
emirali
diziyi protesto eden binlerce insan, tarihi gerçeklerin çarpıtıldığı ya da söz konusu dizinin teknik açıdan yetersiz olduğunu değil; bilakis padişahın ’manevi’ şahsiyetinin zedelendiğini iddia ediyor. yani osmanlı padişahlarının içki içen ve ihtiraslı, sıradan insanlar olarak tasvir edilmesine karşı çıkıyorlar. dedikleri: osmanlı sultanlarını böyle gösteremezsiniz... yalan ve iftira atılıyor denmiyor, denemiyor; çünkü hepsi gerçek. dizinin danışmanlığını erhan afyoncu yapıyor, yani tarihi gerçeklere aykırı bir tasvir söz konusu olamaz.
asıl dikkat edilmesi gereken, protesto eden çevrelerin kendi hayal dünyalarında yaşatmaya devam ettikleri ’muhteşemliğe’ gösterdikleri özenin, memleket sathında egemen olan ’bitmeyen ergenlik’ iç güdüsüyle katmerlenmesi...
gerzekparatoneri
sokakta mendil satan çocuktan bahsedip, kanuni’yi çocuklarına net bookunda, ipadinde öğret diyen insanlarla da karşılaşmak varmış ahir ömrümde. retorikle yürüseydi bu işler, sokakta bir tane dilenci olmazdı. olur olmadık yerde ortaya ’ama sokakta aç insanlar var’ deyip, o aç insanlar ondan yardım isteyince kovalayan bünyeler de mevcut ona bakarsan.

hem 70 milyon nüfuslu ülkenin ciddi bir kısmı açlık sınırında yaşarken ve bu insanların kendilerini geliştirecek bir kaynakları yokken, safi beyaz cam izleyerek dünya’yı algılamaya çalışıyorken ne ipadi, ne ipodu, ne net booku allah aşkına? çelişki hakkında kafa yorarken ciddi anlamda kodlama hatası verdi beynim. sokakta mendil satan çocuklarımız nasıl doğruyu öğrenecek peki? ipadlerinden mi?

çocuğuma tarihi kitaplardan öğretirim ama öğrendiği şeyleri o diziyi izleyerek hiçe sayabilir mesela. çocuk ya hani!

beğenmeyen izlemez, izletmez evet! beğenmediğim şey hakkında yorum yapamayacaksam yerin dibine batsın o zaman var denilen hürriyet! yani sen elmayı seviyorsun diye ben de mi seveyim şimdi?

kanuni’de her fani gibi öldü gitti tabi. ona da kalmadı dünya. ama kanımca taaa o zamanlarda deselerdi ki ’hürrem’le aşkınızı sizi romantik bir aşık gibi göstererek anlatacaklar, bunu da dizi yapacaklar bilesiniz’ herhalde ’tiz’ vurdururdu adamların kellesini. bilin bakalım neden? çünkü o kudrete sahipti.

ben dizi diyorum, kanuni diyorum, yanlış anlatılıyor diyorum, bana dünya diyorlar, barış diyorlar, vapurlar, gemiler falan...



elma sekeriiii
toplumun tabulaştırdığı konuyu yıkmaya yönelik bir çalışma. takdir edilesidir.

şimdiye dek türk toplumunun 2 büyük tabusu oldu tarihiyle ilgili:
1- osmanlı devleti
2- atatürk’ün bizatihi kendisi.


can dündar atatürk hakkında bir belgesel yapıp bunu sinemalarda oynattığında; ve insanların atatürk’ün aslında kısa boylu olduğunu, sol gözünün hafif şaşı olduğunu öğrendiklerindeki şaşkınlığın aynısı bu dizi filmde de yaşanmakta.
o kadar tabulaştırmışız ki bazı olguları; onlara dokunmak günah hale gelmiş. tarihimizi ha bire tarih kitaplarındaki "kahramanlık" anılarından öğrenmekteyiz. osmanlı döneminde; lale devrinde içip içip azıtan; devletin tonla borcu olduğu halde (dışarıdan borç alarak)zevk için kıçını parayla silen padişahlarımızdan; kurmuş oldukları haremden yaptıkları çocuklarından; tahtını daha güçlü olana devretmek için zayıf olanı boğduran zat-ı şahanelerden, fetret devri döneminde yıllar yılı kanla sulanarak kazanılmış toprakları 2 kağıt parçası üzerinde 1 saatte kaybeden sultanlarımızdan bahseden olmamıştır. ilkokuldayken bu bölümleri nedense çok hızlı geçerdik.


şimdi bir şeyler anlatılmaya "cürret" edilmiş, evet. arkasındayım, alkışlıyorum.


elma sekeriiii
bu haftaki bölümünde yüreğimiz ağzımızda atacakmış gibi görünüyor.

-----bişi dicem------

oha lan, pargalı nigar kalfayı yatağa atıyooooo!

http://video.milliyet.com.tr/video-izle/muhtesem-yuzyil-35--bolum-1--fragmani-rgicvmpywtn8.html

-----bişi dicem------
ahuramazda
barbaros hayrettin paşa ve mimar sinan ’ın neden hala senaryonun bir yerinden,kıyısından köşesinden bile olsa diziye dahil edilmediklerini bir türlü anlayabilmiş değilim.

o sinan ki,belgrad ve rodos seferlerinde bizzat yeniçeri olarak bulunmuş bir teknik ve askeri dehadır,ayrıca mihrimah’a olan aşkından,gelecekte iki muhteşem cami yapacak, türk tarihine muhteşem sinan olarak geçecek...
diziye ne zaman zırt diye sokacaklar,ne bekliyorlar anlamış değilim.

o hayrettin ki daha 1526’da andrea dorya’yı yenilgiye uğratarak ceneviz’i ele geçirdği gibi (ki dizi şu an itibariyle 1529’da olup,üç yıl önceki bu önemli olayın sözünü bile etmemektedir ) 1533’te kaptan-ı derya olarak donanmanın başına geçecek...zaferden zafere koşacak.
dizide bu muhteşem kişilikten hangi bahane ile nasıl aniden söz edilecek,bekliyorum.

çünkü her iki karakter de su anda dizide işlemekte olan süreç içinde ,tarihi gerçeklikte aslında yavaş yavaş kendilerini gösteren ve zamanı geldiğinde de süleyman tarafından hak ettikleri görevlere getirilen kişiler.senaryoya damdan düşer gibi sokulmaları,çok anormal olacak doğrusu.şu anda çok geç bile kalınmış durumda.

hayır bir de ayrıca bu karakterler;bu gerçek tarihi kişiler,sçtığımın şarlken’inden,lajos’undan,ya da ölü balık gözlü isabella fortuna’sından daha mı değersizler,daha mı önemsizler?

kaldı ki zaten isabella fortuna diye bir karakter kurmacadır,tarihteki isabella of castilla’dan ilham alınmış olabilir belki ,ancak kronolojik mantığa göre de o kadın süleyman’ın anneannesi olacak yaşta iken süleyman daha altı yedi yaşlarında olmalıdır.

her neyse işte haremdeki skiş nakış işlerinden bir kafalarını kaldırıp gerçek tarihi şahsiyetleri diziye eklerlerse,brad pitt ’den falan daha gerçekçi olur azizim.
independence
bölüm 54

-----------------------------agir spoiler icerir sonra ben bilmiyordum olmasin----------------------------:


yazacaklarimi muhteşem yüzyıl da rüya görme geleneği $eklindeki $ikayetimden bagimsiz olarak yazacagim.

senaristleri daha once ele$tirdim, $imdi oveyim. tarihi olaylari kimi hatalarla da olsa yakindan takip edip diziye aktariyorlar. azimsanamayacak olcude insan kendileri sayesinde osmanli tarihi hakkinda fikir sahibi oldular.

bolume gelecek olursak pek guzeldi pek begendim.

1- hurrem sultan aybige ile bali beyin kirim’a gitmek yerine birlikte kactiklari dedikodusunu yaydi ortalik yere. mahidevran durur mu? durmaz elbet. solugu suluman’in yaninda aldi, durumu bir bir anlatti. suluman da hemen emir verdi, ikisini ta$iyan gemi her nerede yakalanirsa durdurulacak ve geri getirilecek. amina kodugumun gemilerinde navigasyon cihazi gprs falan var ya nasil olsa, koskoca denizde elleri ile koymu$ gibi bulurlar artik osmanlinin zodyak botlari ile.

2- şehzade cihangir’in kamburluk sorununa care icin agir ve acili bir tedavi uygulandi el kadar bebeye. tarihsel verilere gore bu tedavi bir sike yaramayacak ama olsun, diziye ayri bir renk katti. en sonda cihangir nefes almiyor diye feryad edildi ama got oldular tabi, nefes aliyordu velet.

3- matrakci nasuh efendi’nin casus olarak tekkeye sizdigina dair du$uncemi daha once de belirtmi$tim, bu aralar muneccimlerle pek icli di$liyim.

#1045817

ama tekkeci abimiz uyandi i$e, aldilar matrakciyi kapali bir yere. bu arada pargali’ya leziz bir suikast giri$imi duzenlendi ama ondan da yirtacak yillarin pargalisi. boru mu lan, koskoca sadrazam a.k. ite kopege cakala pabuc mu birakacak? birakmaz elbet.

4- $ehzade mustafa’nin yedigi $ey bence zehir degil demi$tim ya daha once, göt oldum azami olcude. zehirmi$ o, muneccimlerle daha yakin temas halinde olmaliyim, kimi zaman gelecegi gorme yetenegim siciyor.


5- efsun hatun hamile. mustafa kisa zamanda cok sikmi$ hatunu, diyebilecegim bu.

gelecek bolumde goru$mek uzere, sag ve esen kalin.




-----------------------------agir spoiler bitti----------------------------
hittheroad2timesjack
cansu dere nin konuşma şekli yüzünden soğuduğum dizidir. o nedir arkadaş engerek yılanı gibi "şşş" laya "şş" laya konuşmak.
yeminle balkondan mı atıyorlar, zehirliyolar mı ne yapıyorlarsa yapsınlar da rahata erelim çekirdek eşliğinde tekrar izlemeye devam edelim.
gerzekparatoneri
koskoca, evet koskoca bir cihan padişahını cicim ayındaki bir damat gibi canlandırıyorlar yahu. evet koskoca cihan padişahı, beğenemedin mi? o cihan padişahı ki sırf heybeti, ihtişamı, kararlılığı, öngörüsü ve yazdığı kanunlar sebebiyle ’kanuni’ diye anılır... ve o cihan padişahı ki karşısında allah’ın kulu saçının telini oynatamaz! padişahı evliya ya da peygamber gibi görmeye lüzum yok. zira onlar zamanında zaten bu denli kudretliymiş. e şimdi böyle konuşmak kolay tabi. o zamanki gibi kelle koltukta gezmiyorsun sokakta!

hürrem sultan’a aşık olduğu, uğruna şehzade mustafa’nın annesi mahidevran’ı elinin tersiyle ittiği doğru. tarih bunu yazar evet. ama tarih hürrem’in kendisine ’sülüman’ diye inlediğini yazmaz! tarih, karşısında ’ben senin arkadaşın, dostun, sırdaşın, yoldaşın olucam’ diyen hürrem’i yazmaz!

harem padişahın evidir, özelidir evet. ailesi, karıları, çocukları haremde yaşar. işte bu yüzden harem sarayın en özel ve en gizemli yeridir. çalışan görevlilerin erkek olması bile yasakken, hepsi hadımken, cariyelerin tarih yazdığına ihtimal vermiyorsak eğer haremde ne yaşanmış, olaylar nasıl gelişmiş hala bilememekteyiz. sırdır harem! hala!

şimdi ’dur ama sen. kurgu bu, dizi bu bikbikbik’ diyenler olacak. kurgu da olsa çoluk çocuk izliyor yahu. ben kanuni’ye cihan padişahı derken, torunlarım ’siktir et pezevengi, zaten uçkur düşkününün tekiymiş’ diyebilir! bu da müthiş bir yozlaşmadır. kendi tarihlerinden bihaber çocuklar geleceklerini kuramazlar!
one way ticket
-----------------------------spoiler----------------------------:

viyana’nın ; savaşa giderlerken süleyman , pargalı ve malkoçoğlunun atların üzerinde sabit durması, atların değil koşmak durdukları yerde geviş getirmeleri, pargalının saçma bir surat ifadesiyle bağırması, fonda üç dört yeniçerinin şuursuzça sağa sola koşuşturmaları sebebiyle alınamadığını düşündüren dizidir.

-----------------------------spoiler----------------------------

p.s. budin kalesi zamanında gazetelerin verdiği kartondan kale gibiydi.
cirkinbeti
(#1059965)
hislerime bütünüyle tercüman oldu .
cansu dere "hönkarım" dikçe o televizyonun... neyse işte kanalları geziniyorum , bu kızcağız zamanında sıla da kendini şiveye çok kaptırmış adam gibi konuşsun dizinin içine sıçmasın mümkünse.
şive cansunun nesine allasen.
orqn
dünyanın en yavaş dizisidir. buradaki bütün kişiler normal hızlarıyla hareket etse oldukça kısalır dizinin süresi.

sevenlerine tavsiyem şu; dizinin yayınlanan bölümlerini bilgisayarınıza indirin. dilediğiniz bir video oynatıcıda açtıktan sonra oynatma hızını 2.0x olarak ayarlayın. zamandan 2 kat kazanırken işten hiç kaybetmeyeceksiniz.
independence
bölüm 59

-----------------------------spoiler----------------------------:

oncelikle ben valide sultan’in olumune kesin gozu ile bakiyordum ama olmedi, boynundan a$agisi tutmuyor ve konu$amiyor. olsun, olmeyecekse senaristler iyile$tirir onu zaten.

gul$ah kahpesi mahidevran’dan da tekmeyi yedi kapagi hurrem’in yanina atmaya kalkti ama yemedi, hurrem de siktiri cekti gul$ah’a. o da nigar kalfa’nin pargali’dan hamile oldugunu ogrendi, onumuzdeki bolum hurrem’e yeti$tirecektik.

bu arada mahidevran haremin ba$ina gecti. $ehzade mustafa manisa’ya sancak beyi tayin edildi sancaga cikacak eli kulaginda ama pargali’nin da etkisi ile mahidevran mustafa ile birlikte gitmeyecek, hurrem’in ba$ina bela olmaya devam edecek.

ba$ka da bi sik yok bu haftalik.

-----------------------------spoiler----------------------------
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol