bugun bebekte bir camide kilinan cenaze namazinin ardindan zincirlikuyu mezarliginda e$inin mezarinin yaniba$inda topraga verildi kendisi.
meral okay
eşine yazdığı mektuptan alıntılar:
- biz, başımıza aşkın taşının düştüğünü bir mevsim geçtikten sonra fark ettik... bir gün evi düzenlerken fark ettim. bir de baktım ki, benden çok yaman’ın eşyaları var... küçük küçük poşetlerle sızmıştı... aşk bir sızma halidir.
- bizim yaman’la tarihe kayıt olarak düşeceğim hiçbir kavgamız olmadı... o, kalbini insanlara açarken de, onlara güvenirken de çok hızlıydı ve kırılması da doğal olarak aynı hızla olabiliyordu. aktörlerin kalbi camdandır...
- aşk kendinden vazgeçme halidir, kendi benliğini ezmeden ‘biz’ olabilme halidir... insan egosu denetlenmesi en güç olan şeydir. bunu ancak aşk becerebilir, sadece aşk ile üstünden atlayabilirsiniz...
- ee bazen de sıkılırdık, hele üç beş aydır bir aradaysak birbirimizin gözüne bakardık, önce kim gidecek diye, böyle nefes molaları da verirdik... döndüğümüzde yepyeni bir enerji ve hasret bekliyor olurdu bizi... aşk bazen de bir kıyamama hâlidir...
- böyle, bir şölen gibi, bir lunapark gibi sevdalık yaşayınca bu görkemi taşımayan her şey bir çadır tiyatrosu gibi geliyor insana... bu ateşle yanma hâli, o kadar derinden, için için yanıyor ki, dönüp bir başka ölümlüyü yakmaya içi elvermiyor insanın...
- yaman’la her günümüz sevgililer günü’ydü... eşine bu kadar çok çiçek getiren bir adamı daha analar doğurmamıştır... biz birçok defa sabah uyanıp birlikte gün doğumunu seyreder, ne bileyim çingene vapuruna binip sabah erken boğaz’ı turlardık...
- bugün eksik olan ne? bu topraklarda aşk ve mutluluk kutsanmaz, ayrılık ve acı kutsanmıştır... birlikteliklerdeki tutku kutsanmaz da, ayrılıktaki tutku kutsanır hep... yaralarıyla mutlu olmaya daha yatkın bir kültüre aitiz biz..
- öyle kadınlar ve erkekler tanıyorum... risk almıyorlar... aşk emniyetli bir şey değildir... emniyetli olan sevgidir... aşk ehlileşmez... sakinleşemez... öyle olursa akraba olursunuz...
- biz, başımıza aşkın taşının düştüğünü bir mevsim geçtikten sonra fark ettik... bir gün evi düzenlerken fark ettim. bir de baktım ki, benden çok yaman’ın eşyaları var... küçük küçük poşetlerle sızmıştı... aşk bir sızma halidir.
- bizim yaman’la tarihe kayıt olarak düşeceğim hiçbir kavgamız olmadı... o, kalbini insanlara açarken de, onlara güvenirken de çok hızlıydı ve kırılması da doğal olarak aynı hızla olabiliyordu. aktörlerin kalbi camdandır...
- aşk kendinden vazgeçme halidir, kendi benliğini ezmeden ‘biz’ olabilme halidir... insan egosu denetlenmesi en güç olan şeydir. bunu ancak aşk becerebilir, sadece aşk ile üstünden atlayabilirsiniz...
- ee bazen de sıkılırdık, hele üç beş aydır bir aradaysak birbirimizin gözüne bakardık, önce kim gidecek diye, böyle nefes molaları da verirdik... döndüğümüzde yepyeni bir enerji ve hasret bekliyor olurdu bizi... aşk bazen de bir kıyamama hâlidir...
- böyle, bir şölen gibi, bir lunapark gibi sevdalık yaşayınca bu görkemi taşımayan her şey bir çadır tiyatrosu gibi geliyor insana... bu ateşle yanma hâli, o kadar derinden, için için yanıyor ki, dönüp bir başka ölümlüyü yakmaya içi elvermiyor insanın...
- yaman’la her günümüz sevgililer günü’ydü... eşine bu kadar çok çiçek getiren bir adamı daha analar doğurmamıştır... biz birçok defa sabah uyanıp birlikte gün doğumunu seyreder, ne bileyim çingene vapuruna binip sabah erken boğaz’ı turlardık...
- bugün eksik olan ne? bu topraklarda aşk ve mutluluk kutsanmaz, ayrılık ve acı kutsanmıştır... birlikteliklerdeki tutku kutsanmaz da, ayrılıktaki tutku kutsanır hep... yaralarıyla mutlu olmaya daha yatkın bir kültüre aitiz biz..
- öyle kadınlar ve erkekler tanıyorum... risk almıyorlar... aşk emniyetli bir şey değildir... emniyetli olan sevgidir... aşk ehlileşmez... sakinleşemez... öyle olursa akraba olursunuz...
kendisinin son röportajı için:
http://tinyurl.com/cksrj6a
http://tinyurl.com/cksrj6a
ondan geriye kalanlar, şahane senaryolar oldu...nur içinde yatsın..
yalnız şunu biliyorum ki, muhteşem yüzyıl bir daha asla eskisi gibi olamayacak...
yalnız şunu biliyorum ki, muhteşem yüzyıl bir daha asla eskisi gibi olamayacak...
vefatini sozlukten ogrendigim senarist & oyuncu. topragi bol olsun. muhteşem yüzyılin da senaryosunu yaziyordu yanli$ bilmiyorsam. bakalim diziye ne olacak.
20 eylül 1959 tarihinde ankarada doğan ünlü senarist ve oyuncu bu sabah evinde yaşamını yitirdi.
kendiside daha önce ölen eşi yaman okay gibi kanser teşhisiyle tedavi görmekteydi.
kendiside daha önce ölen eşi yaman okay gibi kanser teşhisiyle tedavi görmekteydi.
ne yazıkki hayatını kaybetmiştir. sevenlerinin başı sağolsun.
en kisa zamanda $ifa bulmasini diledigim $ahis.
çok çok sevdiğim bir ablamız. durumu çok ağır değilmiş allahtan. erken teşhis hayat kurtarıcaktır umarım.
akciğer kanseriymiş,kemoterapi görüyormuş.
onca ba$arısıyla orantılı olacak olmalı ki bedeni sürekli geni$lemekte. hormonlarla ilgili bir durum sanırım.
bir bulut olsamın senaristi.
bir bulut olsamın senaristi.
(bkz: yine mi çiçek)
bı muthis sarkiya da imza atmis olmasina sasirmamak gerek.
bı muthis sarkiya da imza atmis olmasina sasirmamak gerek.
beynelmilel filminde bir kez daha hayran olduğum ünlü oyuncu.senaristliğini de unutmamak gerek.
büyük oyuncu rahmetli yaman okayın eşi.
beynelmilelde şarkıcı rolünde oynamıştır, pek sempatikti.
harika bir dizi senaristi ve yapımcı olmasının yanında,pek de şeker bir insan.
adi bende sakli, adi menekşe şarkilarinin söz yazari...
vefat edeli 10 yildan fazla zaman geçen yaman okay için hislerini "herhalde en kötüsü bir ölüye aşık olmak" kelimeleriyle tarif eden senarist.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?