confessions

trouble

- Yazar -

  1. toplam entry 124
  2. takipçi 1
  3. puan 6507

viop

trouble
2005 yilinda kurulmuştur.2013 yilinda borsa ıstanbul ile birleşip ülkede bu alanda işlem gören tek organize piyasa olmuştur.hisse senetleri ve diğer piyasalardan farklı olarak ;
belirli bir vadede, önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikte ekonomik veya finansal göstergeyi sermaye piyasası aracını, malı, kıymetli madeni ve dövizi alma veya satma yükümlülüğü veren sözleşmelerdir. vadeli işlem sözleşmelerinin dört asgari unsuru vardır: nitelik, fiyat, miktar ve vade. bu asgari unsurlar organize borsalarda işlem gören vadeli işlem sözleşmeleri için standardize edilmiştir.

seni halk adına ölüme mahkum ediyorum

trouble
mitka garibçeva tarafından yazılmış bir anı nitelği taşıyan ancak dil ve uslup olarak inanılmaz gerçekçi kitap.
nazi zulmune karsi bir halkın direnişini bizzat yasadıklrıyla anlatan yazar yazdıkca devlesmiştir.turkiyede sadece baskısı cıkmıs kitap özal hukumeti döneminde ilk önce ysaklılar listesine dahil edilmis sonrada sebeb bilinmeyen sebeplerden dolyı serbst bırakılmıstır.
kütüphanemde bulunmasından dolayı mutluluk duyuyorum.

mitka garibçeva

trouble
1916 doğumlu bulgar partizan yazar.
alman faşizmine karşı direnmiş ve dilini dönemin devrimci gazetelerinde oldukca etkili kullanmasıyla dikkat çekmiştir.
maalesef ülkemizde sadece " seni halk adına ölüme mahkum ediyorum" isimli kitabıyla tanınmıstır.

this i love

trouble
80 lerin sonlarını, 90 ların başlarını hatırlatan, o saçlarımızı uzatıp "rock.n.roller" olmaya başladığımız, ailelerimize gri ve tonları görünen, ancak bize hayatın kendisi kadar cırtlak renkli olan yılları hatırlatan şarkı...ruhumuzu kaybettiğimizi sananlara rağmen, asıl yeni yeni kazandığımız zamanlar...harçlıklardan kasıp, yeni çıkan pearl jam ve use your illusion albümlerini aldıgımız yıllar. aşık olup "dont cry" ve "november rain" eşliğinde geceleri okulun bahçesinde kırmızı votkalı biralardan içtik, evden "otel mi burası lan?" nidalarının yükselmesini göze alarak.sabahın üçünde kapılar açılmadı, sokakta kaldık.sonra annemiz acıyıp baba uyuyunca eve aldı bizi...terkedildik, bazen terkettik de...ama kimsenin kalbini bilerek kırmadık. sevdik, sevildik.kocaman aşklar yaşadık birbirinin aynı ama şimdikilere hiç benzemeyen.
" en iyi arkadaşlarımız" vardı o zamanlar anca beraber kanca beraber diyerek sarmaş dolaş gezdiğimiz kızlı erkekli. tepenin arkasındaki kaynakta gitar çaldık söyledik , tanımadığımız ancak sevdiğimiz uzun saçlı siyah tişörtlü kızlar ve erkeklerle. ve o zamanlar hepimizin evinde bir " hard.n.heavy slows" kasedi bulunurdu. arıza dediler, sorunlu gençler dediler şimdikilerin aksine çok ciddi politik görüşlerimiz olmasına rağmen. kovboy çizmelerimizle dalga geçtiler, saçımız uzun diye cinsel şakalara maruz bıraktılar.dövüldük, dövdük de... ama bizi eleştiren ve nefretle kınayanların hiçbiri 90 lardaki o efsane "scorpions" konserine , çocuk yaşta cepte 5 kuruş olmadan hiç tanımadığın bir şehire otostopla gidecek kadar cesaretli değildi ...
aradan 15 yıl geçmiş.küpelerimiz hala çifter çifter, dövmelerimiz de biraz aşınmış mı ne ? saçlarımızda kısa artık çoğumuzun. kilo da almışız, kaybettiklerimiz olmuş, yitip gidenler de...evlenmiş çoğumuz, boşananalarda epeyce...ruhunu kaybetmiş bir kısmımız. artık ceketin altındaki beyaz gömleklerinin içine def leppard tişörtü giymeyi tercih etmeyip, dövmelerini kapattıranlar da var.ruhunu 90 larda bırakanlar bunlar.ama herkesin bir hikayesi var değilmi ? kimseyi suçlamamalıyız da zaten ruhunu terketti diye...aşkı,sevgiline saf sevgi ile sarılıp kulağına "all we need is just a little patience" diye fısıldamayı bu "rock n roll" zamanlarda bıraktık demiştik ya hani defalarca birbirimize, bu şarkıyı dinleyince, o kocaman 15 yılı boşuna geçirmediğimizi anladım. evet birçok şey değişmiş, bu hayatın kendisi kadar kocaman ve çıplak bir gerçek...don’t cry’dan önce, november rain’den sonra ıslanmış ancak gülümseyen gözlerle, "this i love"...gözlerimi kapattığımda bana bu 15 yılın hikayesini, sevinçlerini, kalp kırıklıklarını, hüzünlerini, gelenleri, gidenleri anlatan şarkı...iyi ettin guns...şimdi uğraş bakalım orta yaşlı rock’çıların ertelenmiş yaramazlıklarıyla. tam zamanında yaptın ama bu şarkıyı, ruhumuzu, " rock n roll" yaşamayı ve en önemlisi aşık olmayı unutmamıştık belki asla, ama sandığa kapatıp üzerine de kapakları hiç açılmayacak olan tozlu ve kalın kitaplarla doldurmuştuk. iyi oldu...
long live rock n roll ve hoşgeldin ruhum. ne zaman geldin ? görmedim...
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol