herkesin çok yorgun olduğu ama kimsenin bir şey yapmadığı dönem

mburaktelli
herkes “çok yorgunum” diyor ama kimse nedenini açıklayamıyor.
uyumuyoruz, çalışmıyoruz, sosyalleşmiyoruz, spor yapmıyoruz... ama inanılmaz yorgunuz.
sabah kalkınca 3. dünya savaşı'na katılmış gibi hissediyoruz.
belki de sorun; hiçbir şey yapmamamıza rağmen, her şeyi düşünmemiz.
yani fiziksel yorgunluk değil bu, “hayat buffer'ı doldu” yorgunluğu.
beyin sürekli güncelleme istiyor ama wi-fi çekmiyor.
en sonunda “bir kahve içip toparlarım” diyorsun, 3 kahve sonra titriyorsun ama hâlâ toparlanamıyorsun.
demek ki biz aslında yorgun değiliz, sadece tükenmişliğe abone olmuşuz.
her ay karttan otomatik çekiliyor.

veri kurtarma merkezi

mburaktelli
insanlar oraya genelde “bilgisayarım bozuldu” diye gider ama aslında kaybettikleri hep bir anı.
fotoğraflar, yazılar, ses kayıtları…
bir çeşit dijital mezarlık gibi; kimisi anısını, kimisi geçmişini oradan geri almaya çalışıyor.

sessiz ayrılıklar

mburaktelli
her ayrılık kavga ederek olmuyor.
bazıları sadece sessizleşiyor.
mesajlar azalmaya başlıyor, ses tonları değişiyor, gülüşler kısalıyor.
kimse “bitti” demiyor ama herkes biliyor.

bir noktadan sonra kimse yanlış değil, sadece aynı frekansta değil.
ve o noktada, ne kadar sevsen de olmuyor.
çünkü ilişkiyi ayakta tutan şey sevgi değil, çaba.
bir taraf çabalamayı bırakınca, diğer tarafın sevgisi yetmiyor.
bazen en büyük ayrılıklar, kimsenin “görüşürüz” bile demediği yerlerde oluyor.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol