bilgiçlerin şiirleri

29 /
zotac
bu kez salladım
kuru laflardan yapma
entryler giriyorum

ben burdaydım
gelen mesajlar sonrası
hüstınla savaşıyorum

bu kez zorladım
saçma harflerden bozma
başlıklar açıyorum

ne başlıklar belli
ne yazılanların şekli

kaybettim bugün entryimi hükümsüzdür
sonu yok bunun, başlıklardan başlık beğendim
zor seçtim bugün, ne yazayım ne bileyim
tam da yerinde hep, yazamaz dediğim ellerim



rumuz pilis tiray egen
kalabalıklaşır ruhum böyle sabahları
istanbul mavi bir liman
demir atmış kasvetli gemiler
yanaşır kıyısına çata pat hengameler.

işte böyle kısadır hikayesi bülbül hayatın
ötmeye görsün sabahları horozum
gider başı, belli başlı kurallar çerçevesinde
su akıp da yatağıma gelmesin.

birden kopar şamata derinlerinde gönlümün
okşar bir güzelin saçını ellerim
ben değilim bu kalender meşrebin
kuralını yazmışlar bi kere, uyun kardeşlerim.
proserpina
____ değildi.



anlayamadan daha nereye gittiğimi

ben

çoraplarım çayır çimen hep, koşmuşum

sen de vardın hani, ya da yoktun, bilmem

ben koştum – giderken;

ama _____ değildi, evet.

hava soğuk dedin, donmuşum

sabah omzum buz, buz!

isınırken belki... ama yok,

_____ değildi, biliyoruz.

kafama takılan şey şimdi,

zamanların paralelliği ya da

evrenin genişliği değil

çok başka, neydi diyorum

çoraplarıma bakarken sırılsıklam, buz,

çamur hep- niye koştuysam bu kadar

neydi ki, _____ değilse eğer-

yaşlar usulca fetheden yüzümü,

beynimin yarısını sana tahsis edişim,

yalnız uyumayı reddetmem hala?

içim, içim böyle.. acayip.

diyorum işte, _____ değildi, değildi de

neydi be yavrum?

eflatun
çok sessizdin bugün sözlük.
tasarimharikasi geldi çoştun sözlük.
sadece sen değil bende çoştum sözlük.
entry girdim,bilgi verdim.
bak goril bokunu yiyormuş sözlük.(bkz: goril)

haxball oynuyoruz desek , damlardı millet.
hani kimse yok kaldık yine teketek.
rumuz pilis tiray egen
ve açlıktan ölmek üzereydi bütün balıklar
yuvayı yapan dişi kuşları
kimsesiz sokak köpeklerinin seslerini duyuyorum
doğaya inat sevgi dileniyorlar.

ama anlamıyor işte kimse
anlamak sadece insana özgü
ve bir o kadar hayvanca.

uzun ince parmaklarını hatırlıyorum
gölgesi düşünce saatin tam 22:00’ye
sokuluşlarını seviyorum.
yalnızlık vurunca ayrılık saatlerinde
aklıma düşenleri seviyorum.
sinematografik hayalleri,
dublajında sesin,
kadrajda gözlerin,
sanatın en ücra köşelerinde
sevişmeden tecavüzlerini seviyorum.

sanata saldıran inlemelerini.
nü ruhunla giyinmiş bedenini
göğüs kafesindeki kafesini
ve özgürlüğünü seviyorum.
proserpina
yokluk.

bu akşam,
hava soğuk, ayaklarımın altında kar.
sen yoksun.

bu akşam, diğer akşamlar gibi,
sarhoş bütün martılar,
tüten bacaların, beyaz kanatlarının üstünden
sana bağırıyorlar, duymuyorsun.

bu akşam, evde bir şey yok,
saat çalışmıyor,
kadife perdelerim çekili küçük penceremde
özlemimi yoğuruyorum tüm sözlerimle
sana doğru, yoksun.

bu akşam olsan da kar etmezdi gerçi,
dalgaların çakılları yuttuğu gibi
içinde boğuluyorum
içimde ölüyorum
benliğim... bu akşam
sensiz, yoksun.

belli değil miydi ayrılık
onca zamandan sonra gelen, katı, suratsız,
yaşlı bir kadın gibi soğuk ve patavatsız
seninle giden her şey
bu akşam,
daha bir acımasız
tekrar ettiğim hecelerin izleri
çırılçıplak, karın altında,
karnına dokunuyormuşçasına
ellerim-
hissetmiyorsun.



bu akşam,
her akşam olduğu gibi, sana gidiyor
tüm düşüncelerim
sana gidiyor kanatlanıp martılar
sana gidiyor ellerim, bedenim
hepsi , bu akşam,
senden yoksun.
rumuz pilis tiray egen
ruhum,
kuzey denizlerinde balık tutuyor
akdenizde kulaç atıyor
dört mevsim incelik akan gözlerde
ateş parçası tenlerde yanıyor.

şimdi bir gemi kornası duyuyorum
ruhum güvertesin de bitiyor hemen
yalnızlıkla ehlileşmiş bi kere
hayata uzak, hayallere yakın.

korkmadan yaşamak
güzel kızlar
bencil kızlar
anlayışsız kızlar
anlamadan yaşamak
bencil erkekler
saf erkekler
romantik erkekler.

olmadan hayatımda sıfatlar
hayat uzak, hayaller yakın.
spermstar
okşa okşa okşa
seviyorum dedim sevilmedin
okşa okşa okşa
fuliş kazanova gibisin
okşa okşa okşa
kaldırırsan indirecek biri bulunur
her malın alıcısı vardır
kaldıramazsan kaldırırlar güllüm
okşa okşa okşa...
tasarimharikasi
"yağmurun sesine bak,
aşka lanet ediyor,
cama vuran her lapa,
meğerse kar fırtına

bu yağmurdan hallenen,
neden oldum böyle ben,
saçmalarken cümleten,
ne olur yağmasın yağmur."
rumuz pilis tiray egen
bir rüya gördüm bu sabah
bahçe içinde bir evdeydik
gerdanından öpüyordum seni
kokunu hissettim gerçekti
sen benimdin......
..................

eskiden yalnızdım
şimdi sensizim
bir yol var önümde
bilmem gider miyim.

independence
sigaramin dumani ile resmini cizmeye cali$tim engin maviliklere,

olmadi.

nefes alayim, vermeyeyim istedim bir daha sesini duyuncaya dek,

yapamadim.

bedenimin titremesi dursun istedim, yer kure ayagimin altinda titredi,

sabit duramadim.

doneyim istedim donulmez ak$amin en uzak en karanlik ufuklarindan,

ba$aramadim.

elim bir kere daha eline degsin istedim issiz kuytularda,

tutamadim.

son bir kere daha sesini duymak istedim gecenin sessizliginde, numarani cevirmek istedim,

tu$lara basamadim.

belki sensiz de gecer bu omur dedim, acilarim diner belki bir gun dedim,

ya$ayamadim.
eflatun
masal gibiydin sevgili!
bir vardın, bir yoktun.

vakit ölmüş,
akrep yelkovanın ırzına geçmiş.
şimdi geleceğin vakitleri hesaplayamıyorum.

özlenensin sevgili!
bir vardın, bir yoktun.
ama hep yoktun...
eflatun
hastalıktan kurtulamayan bir bilgicim,
her gece yatmadan önce nane limon içer,
her ay 1 serum yerim.

burnum akar,
çeşme misali şarıl şarıl,

tek dostum tek ilacım katarin oldu.
grip felaketim oldu.

ıhlamurdur tadı pis olan
cicidir nane limon herzaman.


eflatun
kanayan beden,
susan, jilet kesiği bir dil,
ağlayan simsiyah gözler,

ölen benden,
geciktirilmiş, piç gibi bırakılmış otopsiler,
yıkılan bir geçmiş,
gelmekten vazgeçmiş bir gelecek.

rumuz pilis tiray egen
ah gözlerin düşünce sabahın ilk ışıklarında aklıma
sözlerin kulaklarımda çalınır tınısı hoş bir şarkı gibi
alıp götürür beni akşamdan kalma düşüncelerim
geçmiş zaman içinde sevmeyi anlarım da
gelmiş zamanlarda söz geçiremem hasretine.
zotac
hani deniz ardı hep özgürlüktü
hani denizler uçsuz bucaksız umutdu
neden çırpınıyorum şimdi o mavilerde
yüzmeyi mi öğrenemedim yoksa gözlerinde ?
29 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol