yokluk.
bu akşam,
hava soğuk, ayaklarımın altında kar.
sen yoksun.
bu akşam, diğer akşamlar gibi,
sarhoş bütün martılar,
tüten bacaların, beyaz kanatlarının üstünden
sana bağırıyorlar, duymuyorsun.
bu akşam, evde bir şey yok,
saat çalışmıyor,
kadife perdelerim çekili küçük penceremde
özlemimi yoğuruyorum tüm sözlerimle
sana doğru, yoksun.
bu akşam olsan da kar etmezdi gerçi,
dalgaların çakılları yuttuğu gibi
içinde boğuluyorum
içimde ölüyorum
benliğim... bu akşam
sensiz, yoksun.
belli değil miydi ayrılık
onca zamandan sonra gelen, katı, suratsız,
yaşlı bir kadın gibi soğuk ve patavatsız
seninle giden her şey
bu akşam,
daha bir acımasız
tekrar ettiğim hecelerin izleri
çırılçıplak, karın altında,
karnına dokunuyormuşçasına
ellerim-
hissetmiyorsun.
bu akşam,
her akşam olduğu gibi, sana gidiyor
tüm düşüncelerim
sana gidiyor kanatlanıp martılar
sana gidiyor ellerim, bedenim
hepsi , bu akşam,
senden yoksun.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?