ben küçükken çok salaktım

27 /
tzevryl
ben küçükken boşalmanın dişinin içine işemek olduğunu sanar acaba hiç içi yanmıyor mudur acaba diye telaş ederdim.
ayln
ben de bir hayli salak mışım. bir gün evimizin anahtarı kaybolmuştu . annem çantalarını karıştırıp eyvah dışarda kaldık napacağız? derken benim aklıma : neden anahtarı yan komşudan almıyoruz ne de olsa aynı apartmanda oturuyoruz kapılarımız aynı .fikri gelmişti . çocukluk işte .
elma sekeriiii
daha küçücükken büyümeyi istemektir.
diger yeti$kinler gibi gözlük takmak, yüzde sivilce çıkmasını istemek, di$lere tel taktırmak, gögüslerin cıkmasını dilemek bunlardan bir kacı.

ee ne oldu, biz büyüdük dünya kirlendi, artık hayatın bombok taraflarını da görür olduk.

katıksız salaklık i$te, ne diyim.
benduruyorumsebagitti
6. sınıfta türkçe dersinde öğretmenin "adet’in anlamını sözlükten okuyun" komutuyla sözlüğe daldım. birileri okudu, aferinlerini aldılar. arka sırada oturan, normalde lise 1-2’de falan olması gereken birey: "al sen de bunu söyle" diyerek sözlüğü elime tutuşturdu. parmak kaldırdım tabi, hoca söz verdi: "kadınlarda aybaşı hali" deyiverdim. hoca gülümsedi, "sen fazla araştırmışsın" diyerek dönüp gitti. hiçbirşey anlamamıştım.
ayln
annem beni park a çıkardığında canım hep çiçek toplamak isterdi ama annem çiçekleri koparmayayım diye bana park ın görevlisi çiçek kopardığını görürse seni hapse atar derdi . ben de bir gün her şeyi göze alarak korka korka kopardım. tam o sırada park ın görevlisi nin bana doğru yaklaştığını görünce çiçeği kopardığım yere hiç koparmamış gibi bırakıp koşmuştum.hiç unutmam.
steroid
trt’den gördüğüm şeyleri uygulamaya çalışırdım.
yol bomboş olsa bile karşıdan karşıya geçerken önce sola sonra sağa sonra tekrar sola bakıp depar atardım. ama bunu tam yolun ortasına geldiğimde durup yapıyordum, yanlış anlamışım herhalde. zaten araba çarptı en sonunda, baya bir dikiş yedim kafama. yaş beş felan..
allahtan özel kanallar yoktu o zaman..
elma sekeriiii
4 ayda 1, sene atlıyoruz sanırdım.

eylül’de ba$lamı$ oldugum birinci sınıfta, takvime baktıgımda 92’den 93’e hızla gectigimizi dü$ünüp; 4 ayda 1, bi sene atlıyoruz demek ki diye kendi kendime bir mantık edinmi$tim. yıl sonuna dogru bütün ayları ogrendigimde, nasıl dumur oldugumu varın siz dü$ünün.
nickten yana sansim yok
arkadaşlarla supermancilik oynardık. oyun 1.5 metrelik çamurlu suyun üzerinden atlamaydı. bir kere atlayamamıştım ve çamurlu suya düşmüştüm. eve çamurlu girince annem bir çığlık koparmış ve döverek beni banyoya sokmuştu. ıslak ıslak hem dövüp hem yıkamıştı. ertesi gün bu cengaver bilgiç "bu sefer başarıcam" nidalarıyla tekrar atlamıştır. film banyodaki şiddet sahneleriyle son bulmuştur.
elma sekeriiii
sütü cok severdim. sütlü kahve yapıcam kendime, ya$ım sekiz. dolaba bakıyorum süt yok.
feryat figan oluyorum tabi. annem dolaptan cıkardıgı süt tozunu elime tutu$turuveriyor.

-al bak bu süt tozu, yeterince atarsan eger suyun içine süt olur.
+aa süper!

bir ka$ık iki üç be$ on. yok, süt olmaz bi türlü. kavanozu bo$altırım en sonunda. bi yandan da içine su doldurdugum cezveyi karı$tırıyorum, belki sıcak suyla karı$ırsa erkenden süte döner diye.

ne olur? sonunda salya sümük bi $ekilde onca süt tozlu su lavaboya bo$altılır.

not: annem kısa süreli beni susturmak isterken aslında ba$ına bela actıgını bilmiyordu tabi..
elma sekeriiii
sigaranın ve kibritin ilk yandıgında olu$an kokuyu, mazot benzin kokusunu, boya kokusunu ve de tiner kokusunu seven hatta bayılan biri olarak raid sivrisinek ilacının kokusunu da cok seviyordum.
bir gun sivrisinekleri öldürsün diye odama sıkılan böcek ilacını koklayacagım diye ölüyodum az daha.


ehe.
kalimera
1. sınıfta öğretmenim beni tembeller kümesine attığında çok üzülmüş hatta ağlamıştım. geri dönüşü yok sanmıştım. kalan ömrüm orda geçecek sanmıştım. oranın bir müdavimi vardı onun gibi olurum sanmıştım.
neyse ki öğretmenim yaptığı hatayı anladı. beni ait olduğum yere geri aldı.
greewa
eski iş makinelerinin kocaman tekerleri içine ne bulduysam koyar uçurumdan aşağı bırakırdım.aslında uçurum değil de 50m. aşağıda önce ağaçlarla başlayan bir bağ vardı oraya gönderirdim işte tekerlekleri.köy hizmetlerinde gerçekleşiyor bu olay.başkaları tarafından yakalanmam yetmiyormuş gibi bir de babam tarafından yakalanana kadar sürdürdüğüm aktivite.babamla birlikte aynı zaman da bağ sahibine de yakalanmıştım.şimdi bakınca gerçekten öyleymişim.
kalimera
su birikintisi oluşturacak kadar yağmur yağdığında sevinçle dışarı fırlar karınca avına başlardım. daha sonra dut ağacıncan bir yaprak kopartır, bulduğum karıncaları yaprağa, yaprağı da su birikintisinin üzerine bırakırdım. yaprağı suyun üstünde yüzdürüp eğlenceli vakit geçirmekti tek amacım karıncalara. ama o karıncalar yaprağın üstünde hiç akıllı durmaz, bok varmış gibi suyun dibine girmek isterlerdi. hiç anlamazdım o derece nazik hayvanlardaki bu derece intihar girişimini.
sicaksutorbasi
dünya bir kapsül bizde içinde yaşıyoruz zannederdim ve sürekli dışarı çıkmak isterdim.30-40 santim kazdıktan sonra burdada değilmiş deyip devam ederdim.



edit :
elma sekeriiii
salaklık bi$ey mi?

lisedeyken haberleri izlemez, siyasetten hep kaçardım. gün geldi öss denen sınava girdim ve iyi bir puan aldım. gidip uluslararası ili$kiler’i sectim okumak için. yani direk siyaset milliyetcilik diplomasi falan...
kazandıgımı ögrendigim ilk gun arkada$ımla konu$urken
"ya avrupa birliginde amerika var mı? yok dimi?" diye soran kazık ve de öküz ki$i bendim.
bu kadar da ironiktir bu bölümü okuyup üzerine bir de ab mastırı yapmam.


o zaman(siyaseten) salak degildim, resmen maldım. evet.
27 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol