ben küçükken çok salaktım

21 /
blackrons
çocukken park yapmayınız yazan tabelaları görünce buraya zaten çocuk parkı yapılmazki derdim.

uslu bir çocuk olursam belki şirinleri bile görebileceğimi sanardım...

ve hatta ezanı allah okuyor sanardım..birkeresinde de ay dedeye gidicem diye tutturmuşum hiç hatırlamam...
esmeralda
çocukken anneannemim kumandasının düğmelerini bıçakla keserdim,anneannemde oya ördüğü şişlerle açardı televizyonunu.büyüyünce anladım ki ben küçükken salakmışım,baktım ki ufak kuzenlerimde benim başlattığım geleneği sürdürüp anneannemin kumandasının düğmelerini kesiyorlarmış.hem kendimle övündüm,hemde kuzenlerimi dövdüm,yaptıkları hiç hoş değil çünkü.
pistazie
küçükken kulakalrımda duyma sorunu vardı ve iyi duymam için doktor kulagıma tüp takıcaklarını söylemişti ve ben
üüüü..o kadar büyük aygaz tüpünü nasıl taşıycam diye aglamaya başlamıştım
deepblack
olacak o kadarı izlerken banyoda ki havlunun altından küçük hüsamettin çıktığında öyle korkmuştum ki önce ağlamış sonra banyoda elimi yıkayınca havluya elimi silmeye korkmuştum.
amazonta
küçükken ramazanda iftarda patlatılan topu bi hocanın minareye çıkıp yere attığını ve bu yolla patlattığını sanırdım. bir de çok zekiymiş gibi düşünürdüm, acaba bu kadar topu nerden buluyolar diye.
offf be
kaplumbağaların evlerinin içinde küçücük eşyaların olduğuna inanırdım. bir gün ölü bir kaplumbağa bulup eşyalarını almayı hayal ederdim.
tetik
birinci sınıfa giderken her sabah yan binada ki kız sınıf arkadaşımı almadan okula gitmezdim.gelmediği günler ona kızardım.hatta annesi anneme şikayet etmiş bir seferinde.
halbuki git kendin, salak ne alıcan elin ırıspısını.
tafa
küçükken yürüyen merdivenlere binip sonuna geldiğinde ayaklarını yemesin diye zıplayan çocuğun içinde bulunduğu hal.
instrument
bilemedim o zamanlar öğrenciliğin şimdiki gibi olduğunu.

ben küçükken okul sonrası mahallemizde bulunan "kültür evi" adında bir yere giderdik. orada boş vakti olan öğretmenler gelir çocuklara ders verir ve ödevlerinde yardım ederlerdi. ben de öğlenciydim. sabah oraya giderdim, öğleden sorra da okula.

bir gün kültür evinden dönerken çok feci yağmur başladı. küçüktüm ve kitaplarımı defterlerimi seviyordum. yağmur şiddetlenince defterlerimi ve kitaplarımı kazağımın altına soktum ki ıslanmasın.

dış ses: "lan gerizekalı tutsana başına kitapları ıslanmasın başın."

ama yok. kitaplarım kupkuruydu ben sucuk gibi olmuştum. küçüktüm evet. okumak çok faydalı.
nukleerbasliklikiz
ilk test çözme deneyimimdi..öğretmenimiz bi örnek göstermi$ cevabı a bulduk a yı karaladık demi$ti.
-ayy yaparım ben bunu
gibi tepkilerden sonra elime aldığım testi yapmaya ba$ladım..
soruları okumadım çünkü yapmam gereken a yı bulup a yı resimler yaparak i$aretlemekti.
cevap anahtarında çiçekler böceklerle dolu a $ıkları verdim öğretmenime..
(bkz: sevmem ben a $ıklarını)
sitare
beş yüz lirayı bir beş lira ve bir yüz liranın birleşimi sanırdım.
televizyonun arkasına geçip insanların nerde olduğunu merak ederdim. bozulan televizyonun tamiri sırasından arka muhafaza kapağı açıldıktan sonra hani insanlar evleri nerde!!! diye bağırdığımda babamın ve tamircinin bana gülerek baktıklarını ve televizyonun çalışma prensibini anlatmak için yırtındıklarını ve anlatamadan pes ettiklerini hatırlarım. olsun hala salak olmakla beraber insanların herzaman dost olabileceklerini, iyi niyetli olabileceklerini ve giden sevgilinin yaptığı kötülüklerden utanabileceğini zannedebilecek kadar salağım. dedimya ben salak gelmişim salak gidiyorum.
salome
15 yasina kadar erkeklerin de regl oldugunu sanmak ve ustune ustluk onlardan akanin kan degil de beyaz yapiskan bir sivi oldugunu duymus ve hayrete dusmus olmak, oyle kalmak, 15 yasinda aci gercekler ile karsilasmak bir ornek teskil edebilir fikrimce.
21 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol