zifir

ders biyolojidir hoca kendini kaybetmiş bir biçimde ders işlemekte canlıların ortak özelliklerinden bahsetmektedir. soru cevap tekniği uygulamaya çalışan hoca o talihsiz soruyu sorar:
+ hayvanlarla insanların ortak noktası nedir.
sınıfın her köşesinden beslenme, terleme hede hödö gibi cevaplar yağarken aniden gelen bir cevapla durum bambaşka boyutlara sürüklenir
-boşalma!!!!
cevabı buldum lan heyecanıyla boşaltma sözcüğünü söylemek isteyen birinin ağzında çıkmıştır bu söz ve bu sözden sonra sınıf asla eskisi gibi olmayacaktır.

çoğu sınıf azası yarılmalardan yarılma beğenmekte. bu eblekliği yapan elemanın yüzünde tuhaf bir renk skalası oluşmakta hoca durumu toplamaya çalışmaktadır ki sınıfın ücra bir köşesinden son darbe gelir.
+mazur görün hocam arkadaş 18 yıldan beri abaza
bu sözden sonra her şey sona ermiştir. sınıfı artık ne öğretmen toplayabiliecektir ne de başka bir güç...

daha ne kadar halk arasında geyiğin yapılacağını kestiremediğim abuklama biçimidir. gerçekse çok komik ciddiyse çok dramtik durumlardan biridir. zira:
gerçekse: türbeye gidip dua eden tel bağlayan zart zurt eden kişilere "cahil insanlar bunlarda medet umuyorsunuz yirmi birinci yüzyıldayız hede hödö" nutukları atan kimseler hala onlarca yıl önce ölmüş olan atatürkten medet ummaktadır. komik olmasa bile traji komiktir.
şakaysa: hepimizin bu gün yatağında rahat yatmasını sağlayan. yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden yeni bir devlet kuran atatürk mezarında dahi rahat bırakılmamakta her türlü geyiğe konu edilmektedir.

atatür döndüğünde gazete başlıkları nolur bilemem ama atam bu hali gördükten sonra geri gitmek için çırpınır tahminimce...

liselierde tecavüzcü arif diye tanımlanan ve bazı mallar tarafından orjinali unutulup sınav kağıdına da bu şekilde aksettirilen söz sanatıdır. edebi yazı içerinde bildiği bir şeyi bilmemezlikten gelme. yani bildiğimiz manada salağa yatmadır örneklendirmek gerekirse.

şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
benim mi allahım bu çizgili yüz?
ya gözler altındaki mor halkalar?
neden böyle düşman görünürsünüz,
yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
cahit sıtkı tarancı - otuzbeş yaş

durur dallarda alevden kanlı bülbüller
sular mı yandı neden tunca benziyor mermer
ahmet haşim - merdiven

richie’nin anası tüpçü nedir sütçü kimdir bilmez.
emrahın annesi hepsiyle yakınen tanışmıştır.

etkileri üzerine tartışmalar olan deneydir.
deneyin gerçekleşmesinin üzerinden daha yirmi dört saat geçmeden sabah yataktan kalkma zorluğu buna müteakibben servis kaçırma ve okula gitmek için minibüs bekleme abukluğu. gün boyunca baş ağrısı ve günün ilerleyen saatlerinde romatizma azması geçirmiş durumdayım.

insan insanı siker mi hiç sorusunun en mantıklı açıklaması. sözün bittiği yer.

recep tayyip erdoğan’ın iyice bitinin kanlandığına hatta ve hatta ülke siyasetinde her zaman önemli role sahip olmuş iş adamlarına dahi kafa tutabilecek konumda olduğunu sandığına işarettir bu kavga şahsi kanaatimce. bu olaylar doğrultusunda şunu söyleyebiliriz ki rte bindiği dala balta vurmaktadır o dalın her an rte’nin bi tarafına girmesi olasıdır.

amerikan doları üzerindeki tuhaflıklardan biridir.
bu cümlenin "biz tanrıya yatırım yaparız" şeklinde çevrilebildiğini de duymuştum aytunç altındal insanından. hatta bazı amerikalılar arasında. biz" tanrıya yatırım yaparız diğerleri para vermek zorundadır" gibi esprimsi şeyler ortaya çıkarmış bir cümledir.

sanki kravat tüm zamanların en disiplin oluşturucu zımbırtısıymış gibi davranan kravat zorunluluğunun kalkmasıyla okulların birdenbire dingonun aırına döneceğine inanan insanların var oldupunu göstermiştir bana.
bir de lafa gelince biz şekilci değiliz şöyleyiz böyleyiz deyip. hala öğrencisinin saçında tren yolu yapa öğretmen zihniyetinde insanlar var. bambaşka insanlar onlar.

tek tip öğrenci durumuna alışmış eski kafa bünyelerin yadırgayacağı durumdur. bu tip insanlara göre öğrenci dediğin penguen kılığında olur kravat bir santim kaysa ceza verilmelidir. öğrenciyi boktan kıyafetler içine zorla sokup sonra özgürlük nutku atarlar. ellerinden gelse üniversitede giyim serbestliğini de ortadan kaldıracaklardır. ya bu insanlar okumaya gelmiyor mu buraya öğrenci dediğin takım elbiseli olur. hiç normal insan gibi giyinir mi öğrenci milleti.

anlamayacak ve hatta anlamamakta ısrarcı olacaklar için peşinen not: ben demiyorum ki okullar tiki kızların orasını burasını açma , zengin piçlerinin "bakın marka giyiyorum pis fakirler" mesajı verme mekanı olsun. ama yapan şimdi de yapmıyor mu kardeşim sorarım size?

kendisi bildiğin piyondan başka bir şey değildir. daha önceki entrylerde belirtilmiş olduğu gibi en önemli sosyal aktivitesi kahvede kağıt oynamak olan bir sokak serserisi hrant dink’e nasıl kin besleyecek de silahı nasıl bulacak da adamın geçtiği gittiği yerleri tespit edip öldürecek.
tam da bu yüzden nefret edilesi değil acınası bir insadır kanaatimce. insanların nefret duygusunu birilerine yöneltme isteğini anlayışla karşılarım. nefret duyun efendim. ama bu kandırılmış, bir takım kirli oyunlara alet edilmiş çocuğa değil. bu oyunu kuranlara ülkeyi karmaşaya sürükleyenlere bir de tüm bu eylemleri milliyetçiliğin arkasına sığınıp yapan rezil insanlara yöneltin nefretinizi.

şu sıralarhttp://www.xasiork.biz adresinden ulaşılan ve ana sayfasında benim de bir öyküm bulunan orkun uçar kuruculuğunda bir öykü klubü

bkm mutfak ekibi içersinde en aşık olunası eleman. bundan bi tane eve al canın sıkıldıkça sana esmanın share’i ni oynasın o derece yane.

katil ve maktül albümündeki en sert en gaz şarkıdır kanımca. parlamak istiyorsan sönmeyi bilmen gerek sözü insanı olmadık düşüncelere sevkeder. bir anda savaşçı lur çıkarsınız. ya da çoktan bişeylerin savaşını verdiğiniz farkedersiniz. sözleride şöyledir.


bu oyunda yalnızsın kimse seni anlamaz
ha sönmüş ha yanmışsın hiçbiri umursamaz
merhamet istiyorsan annenin evinde
ben annen değilim ki bunlar beni bağlamaz

yorulsam terk edilsem yalnız kalsam sonunda
hepsi bir ayrıntıdır savaşçının yolunca
parlamak istiyorsan sönmeyi bilmen gerek
savaşçının yolunda acıyı sevmen gerek