confessions

yeginoglu

- Yazar -

  1. toplam entry 137
  2. takipçi 1
  3. puan 7531

sabah

yeginoglu
bir zamanlar çok takip edilen ve doğan grubu kartelini beslemek istemeyenlerin alternatif gazetesi iken bugün akp’nin yayın organına dönüşen gazete. şimdi kim tutar ciner grubunu?

işte burada sormak lazım hazreti tayyip’e... sahi başbakan sen doğan medya’ya yıllar yılı niye salladıydın? başka dığaları kayırdığı için di mi?

zurna gene zırt dedi galiba.

nihat genç

yeginoglu
13 eylül tarihinde bu uzun cümlelerle, okurlarına kısa sürmesini temenni ettiğim bir ayrılığı haber veriyor.

şok şok… 12 eylül referandumu mhp’yi parçaladı. bu sütunlarda yazdığım zehirli balık yazımda derinliğine belirtmiştim, cemaat dokunduğu her şeyi zehirleyip dağıtıyor, diye. ağar’ın partisi, milli görüş, büyük birlik ve nihayet mhp cemaatin ölümcül dokunuşuyla darmadağın oldu. mhp devlet bahçeli’nin büyük çabalarına karşın varlık sebebi-her şeyi olan orta anadolu’da hüsrana uğradı. sadece ankara’nın son belediye seçimlerini düşünün, mansur yavaş ve chp’nin oyları akp’yi kıl payı ikiye katlıyordu. mhp tam bir parçalanma yaşıyor. mhp 12 eylül öncesi dinamizmini anti-komünizmden alıyordu ve mhp saflarını oluşturan köylü kitlelerle şehirli kitlelerin ayrışması hiç hissedilmiyordu. şimdi mhp’li kitlelerinin hiç affedemeyeceği akp’nin habur ve suriye sınırının satılması olayına rağmen oylarının nerdeyse yarıdan çoğunu kaybetmesi, türkiye’ye yepyeni ve beklenmedik bir şok yaşatıyor. bu inanılmaz şok’un boyutlarını ilk görmek isteyen ise devlet bahçeli’dir, anında erken seçim çağrısında bulunup, gerçek hasarın boyutlarını öğrenmek zorunda kalmıştır. 1960’lı yılların sonundan beri orta anadolu’da esip gürleyen mhp tam anlamıyla bir felaket yaşıyor.. devlet bahçeli’nin cemaate karşı tavrı çok iyi bilinmesine rağmen, cemaate karşı tavrını çok yaygın ve kitlesel olarak meydan meydan dillendirmemesi bugün feci bir hüsranla sonuçlandı. oysa devlet bahçeli’yle mhp türkeş’in dahi rüyasında göremediği oy oranlarına kavuşmuş ve yine devlet bahçeli’yle mhp hem şiddetle mesafe koyup hem mafyatik kabadayı çapulcu denilen kitlelerle bağını kopartıp tam bir şehir partisi olmuştu. sonunda türkiye’deki her şehirli partinin acı sonunu paylaştı, mhp de köylüleri şehirlilerinden fazla orta anadolu’nun partisiydi şimdi o da hem de başta yozgat, erzurum, vs., olmak üzere aforoz edildi ve yok olmak üzere..

velhasıl seçim sonuçlarını en iyi tahmin eden anket şirketi yine o, bu, şu değil, rahmetli aziz nesin çıktı.

seçimin mağlubu yine aynıdır ve türkiye’nin sosyolojik gerçeğine ayak uyduramayan şehirli oylar, varoşlara ve köylülere karşı yine büyük bir hezimet yaşamıştır. akp’nin oy aldığı aynı bölgeler elli yıldır sağ siyaseti besledi. değişen bir şey yok, daha önce menderes, demirel, özal, mesut yılmaz ve tansu çiller ve benzerleri, köylü, kurnaz, göz göre göre insan evladını utandıran yalan ve hırsızlıklarıyla seçimi nasıl kazanmışlarsa sağcı oylar yine aynı yoldan türkiye’nin siyasetini belirlemeyi sürdürmüştür.

bu seçimde değişen ise, büyük medyanın tümüyle bu köylü varoş gerçeğini kabullenip hayati bir can simidi gibi bu yalan ve hırsızlıkları hem örtbas etmiş hem de her sağcı siyasetçi gibi bu gerçeğe ayak uydurmayı tek çıkar özgürlük yolu olarak görmüş olmasıdır.

güneş pensilvanya’dan doğdu doğacak

sizler, ey okuyucular, siz de yarın bir istikbaliniz olsun istiyorsanız, bu köylü, kurnaz, hırsız, yalancı düzenbaz gerçeği bugünden, henüz yirmili yaşlarda fark edip kendinizi bizim gibi fazla yormayın..

daha dün devletin en mahrem en gizli dairelerinden sınav soruları çalındı ve onlarca yıldır aynı yoldan çalınıp savcılar ve polisler yetiştirilip devleti ele geçirme planları açığa çıkmıştı. bu kadar açık hırsızlıklara rağmen, akp yüzde 58 oy alıyorsa, yaşasın hırsızlar, yaşasın bu hırsızları bağrına basan örtbas eden medya diye, takdir etmekten başka ne yapabiliriz.

ey ülkesi için üzülen genç çocuklar, alkışlayın hırsızları, alkışlayın hırsızlıkları kim yaptı diye hiç sormayan özgürlükçü medyanızı.. bugünden tezi yok kararınızı verip saflarınızı değiştirin, hırsızlar cemaatçiler yandaşlar türkiye’yi ele geçirdi, sadece trt’nin on-onbeş kanalı var, birinde olsun iş bulabilirsiniz, yolunuz engin ardıçlar’ın yeni şafaklar’ın milli görüşçüler’in mehmet ali birandlar’ın mehmet barlaslar’ın vakitçiler’in yolu olsun.. şaklabanlık yalakalık rehberiniz olsun.

yürüyün hırsızlar kim tutar sizi..bu kadar aleni, fesupanallah dedirten yalanlara rağmen büyük kitleler yine size oy veriyorsa, bu ülkede hiç aç kalmazsınız, talihiniz sonsuza kadar açık olsun.

genç adam, gördünüz işte elli yılın sağ iktidarlarının hazırladığı acı gerçeği, siz siz olun bu hayal kırıklığını bir daha yaşamayın. gördünüz işte dağ başını hırsızlar almış, güneş ise pensilvanya’dan doğdu doğacak. .bugünden tezi yok, maaşlarınız düzgün öngörüleriniz hep sağlam ve siz ziftlenirken halkımız hep yanınızda sırtınızı gururla sıvazlayacak, bu acayip tabiat gerçeğine karşı fazla direnemezsiniz, fareler dokuz dokuz aslanlar tek tek çoğalır, insanlık ülküsü demokrasiye teslim olun, siz de bugünden tezi yok okyanus ötesi’ne selam durun.

hayirli olsun

velhasıl bize de takdir etmek düşer, sınav sorularını çalan derin devletin sahipleri kendilerini daha derin kılmak için bu çalınmış sınav sonuçlarıyla on yıllarca polisler savcılar yetiştirdiler ve hepsinin gayretiyle işte adaletine özgürlüklerine ve ahlak’ına hayran olduğumuz müthiş bir iktidar yola çıktı, insanlığa hayırlı olsun..

referandum sonuçları pensilvanya’ya hayırlı olsun, amerika’ya hayırlı olsun, ab sözcülerine hayırlı olsun, yandaş medyaya ve bilumum köşe yazarlarına hayırlı olsun, büyük medyanın turgay ciner’ine hayırlı olsun, ntv’nin sahibi ferit şahenk’e hayırlı olsun, maden ruhsatlarına eline geçirenlere hayırlı olsun, derelere hidroelektrik santralı için yola çıkanlara hayırlı olsun, eski kaşarlanmış solculara eski köfte ülkücülere hayırlı olsun, buğdayın ithal edildiği ülkede konya’da yüzde seksen oy verenlere hayırlı olsun, et ithal edildiği bugünlerde afyon ve kütahya’dan yüzde yetmiş oy verenlere hayırlı olsun, devleti ele geçirmek için soruları çalıp kendi polis ve savcılarını yetiştirenlere ve göz yuman medyaya hayırlı olsun, kalan yaşamını kanada’da sürdüren haham tuncay güney’e hayırlı olsun..

sky’dan beni kovanlara da hayırlı olsun, sonra çalıştığım avrasya tv’yi digitürk’ten kovup yerine melih gökçek’in kanalını koyanlara hayırlı olsun. yediğimiz ambargo ve sansürler yetmiyormuş gibi adımıza yazımıza programlarımıza cumhuriyet gazetesi’nde, halk tv’de dahi ambargo koyanlara da hayırlı olsun.

altmış yılın sağ iktidarları menderesler’e demireller’e çiller’e mesut yılmazlar’a, hepsine kucak dolusu teşekkürler, işte büyüttüğünüz türkiye, öpüp koklayın, tıka basa yiyin tıksırın doya doya..

bana da yuh olsun, silivri’de hala niye tutuklandığını bilmeyenlere de yuh olsun.

ayranimiz bu, yarisi su

yalnız bir tek sana yazıklar olsun mustafa kemal atatürk, yurdumuzu esaretten kurtardın ama ağadan şeyhden kölelikten kurtaramadığın için, kabrinin kutsallığına sığınıp elli yıl sağ iktidarlarla koyun koyuna siyasetçilik yapıp yan gelip yatanların elinde cumhuriyet oyuncak olduğu için..

ne bekliyordunuz, paçasını ruhunu cemaate kaptırmış milliyetçi muhafazakar oylar mı umuyordunuz. devrimci olacak gücü kendinde bulamayanlar sadece köpeklerdir, köpeklerin yalnız kapıları ve sahipleri değişir. daha dün bir umuttur belki deyip uçmayı bekliyordunuz, bugün mutlak zafer alkışları içinde başbakan ilk konuşmasında pensilvanya’ya şükranlar gönderip nihayet karanlıklardan aydınlığa çıkacağımız müjdesini veriyor.

bu toprağın ve cumhuriyet’in çocukları, yenilgi bizim için sürpriz yeni ve hiç de ilk değil, altmış yıldır alışığız, boy diyenler soy diyenler mezhep diyenler cemaat diyenler, hırsızlar, yalancılar altmış yıldır kazanıyor, ayranımız bu, yarısı su, işinize gelirse..

artık önünüz açıldı, buyurun haburlar’a kaldığınız yerden devam edin, artık yandaş medyanızın maaşlarını ikramiyelerle referandum primleriyle ödüllendirin. artık kime satarsanız satın, artık tıksırıncaya aksırıncaya kadar sabahlara kadar halkın oylarıyla gönül rahatlığı içinde yiyin efendiler, sizi artık kim tutar. kızılırmaklar’ı fıratlar’ı ne kalmışsa sekiz yılda yarından tezi yok parçalayın bölüşün üleştirin. halkın oyunu aldınız mı aldınız, allah şahit yalnız ve yalnız siz haklısınız. camii kapılarında sizi alkışlayan müslümanlara hayırlı olsun, milli görüşçülere hayırlı olsun, artık tek vücut oldunuz, artık tek beden büyük devasa bir halk gücü oldunuz, yürüyün akp’liler, ilk hedefiniz akdeniz, bir sahiller mi kalmış, toros’un dağlarında birkaç köy, tunceli’de birkaç alevi mi kalmış, alın ıspanaklarınızı makarnalarınızı hücum akp’liler, ilk hedefiniz pensilvanya..

tuz şeker suda ne kadar kalır, eridik bittik işte, kaç tane dava açtılar hiçbiri bizden diyeceğimiz gazete ve sitelerde dahi haber olmadı, kaç yerden kovulduk, bizden diyeceğimiz yerlerin hepsi dahi karanlıkta boğulmamızı sadece seyrettiler.. ne bitmez iftiralara suçlamalara maruz kaldık çoluk çocuk dahi bu iftiraları utanmaksızın alayla çoğaltıp şahsımıza hücuma geçtiler.. geçen bu sekiz yılda en çok yazı yazan en çok konuşan ve en çok dava açılan ve tek bir avukat dahi bulamayan bir yazar olarak, içerden diyebileceğimiz ne kalleşlikler gördük, ne yapalım deyip sustuk.. şimdi ambargo koyanlar iftira atanlar açık farkla kazandı, yolunuz açık olsun..

birkaç yalan daha ha gayret, birkaç fırıldak daha, birkaç kömür yardımı daha, rötatifleriniz, milyar dolarlarınız, ihaleleriniz her şey ülkemizin menfaati için, adalet hukuk için, ha gayret az kaldı. ülkemiz artık yarına kalmaz özgürlük ve hürriyetlere kavuşacak. halk size oy verdi mi verdi, artık milyar dolarları utanarak gizleyerek değil aleni açık gün ortasında yemeniz için kapılar ardına kadar açıldı. utanılacak gizlenecek dokunulmazlıklara sığınılacak hiçbir yasa kalmadı. nasılsa hesap soracak hakim savcı hukuk kalmadı, artık size oy verenlerin “ya allah bismilah allahüekber” sloganlarıyla cami önlerinde topluca “euzubillah” der amin der yersiniz.

size de yuh olsun, yandaş medyanın ekranlarına gidip güya horoz dövüşü yapan sahte kahramanlar, onurunuzla köşenizde bir başına oturmayı beceremediniz. liberallere övgüler düzen ek’ler çıkartan, kuyruk yağından kakırdak gibi cumhuriyet gazetesi’nden ne bekliyordunuz, ne yaptığını kimsenin bilmediği halk tv’de televizyonculuk oynayanlardan ne bekliyordunuz, ülkesinden habersiz, şahsi bencillik ve kaprislerinin adını ilerici solculuk koyanlardan ne bekliyordunuz? iktidarın bir tokadını yiyip korkudan ebediyen susup kaçanlardan ne bekliyordunuz, bertaraf oldunuz işte, paracuklarınıza ışıltı ekranlarınıza hanım spikerlerinize sabahlara kadar doymadığınız tartışmalarınıza, hayırlı olsun..

ne bekliyordunuz, bu toprağın ekmeği sağcılara portakal dilimi şeftali gibi hep sulu yumuşacık iştahlı ve şehvetli, bize hep taş gibi kemik gibi hep sert oldu..

gücüm buraya kadar, bağişlayin

şimdi dünden daha yalnız ama dünden daha güzelim.. onların oy çuvalları var bizlerin her biri ayrı değer milyonlarca tek tek kendi örgüt gücü var. onların gücü çöl tozu gibi tozu dumana katan medya örtbasları, yalanlar, iftiralar, bizlerin gücü ise doğru dürüst cesurca söylenmiş tek tek kelimeler, her biri üzüm tadında.

şimdi başlıyor dünyada var olma heyecanı, insanlıktan süzdüğüm tek bilgi, düşünen hiç kimse ağalara şeyhlere siyasilere kolay av olmadı..

çekeceğimiz daha çok acılar var, daha çok yanıp kavrulacağız, meyve şekerinin tadından kim usanmış, kim usanmış güzelden.

şimdi başlıyor ülke cumhuriyet bağımsızlık aşkınızı bu en karamsar günden başlayarak ebediyen sınamaya..

ben de bilmiyorum kardeşlerim gözlerini aşka aşkla kapatanların, gözlerini iftira ve yalanlara kapatanlarla savaşı nasıl ne şekilde sonuçlanır, vallahi bilmem..

55 yaşındayım dayanamazsam da artık sabredeceğim, bu maçı daha ne çok maçı kaybettik kaybederiz, ama sadi’nin lafıdır, kimse sevgilime çirkin diyemez, sırtımdan bıçaklar yesem de…

bir de özel notum var, referandumdan birkaç gün önce söylemiştim, artık yazacak konuşacak maddi gücüm imkanım kalmadı, ambargolara ve bedava yazıp çizmelere ve bitmeyen mahkemelere karşı bugüne önceden yazdığım 25 kitaptan birkaç lirayla gıdı gıdına geldik, kararım şu, gelecek seçimlerden bir iki ay önce yine yazıp konuşma imkanım olursa çıkar görevimi yaparım, içinizde en çok konuşan en çok yazı yazan kardeşinizim, gücüm buraya kadar.. bağışlayın.. belki arada bir serdar akinan’ın mızıkacılar sitesi’ne çıkar beş on dakika konuşuruz. nazım’ın hiç bilinmeyen ama en güzel şiiridir, ‘rüyamda yari gördüm şöyle belden yukarı, bulutların ardından ay gibi gider, o gider ben giderim, hepsi bu kadar..’ şimdi bırakmadan önce yazarlığı son satırına gelmişken yazarlığım, şiirimiz ne diyor yorumlamak istiyorum, son cümlem:, ‘rüyamızda bulutların ardından akan yarimizi görmüştük, hepsi buydu, hayat dünya her şey işte hepsi bu kadarcık..’

nihat genç

oda tv

16 eylül 2010 hakkari mayın patlaması

yeginoglu
bdp, yerli halka ışık hızıyla bu olayın jitem tarafından tertiplendiği bilgisini yayıyor, bunun üzerine cahil ve beyni çalınmış yerli halk tepkisini olay yerine gelen askerleri taşlayarak gösteriyor.

bu olayları izah etmek için öyle çetrefilli komplo teorileri üzerinden izahat vermenin lüzumu yok. bu işin başındakiler geçsinler ’ben her boku bilirim, teknik sebepleriyle birlikte de açıklarım’ ayaklarını. bu durum, varılmaya çalışılan namussuz amacın açık seçik bir görüntüsüdür. toplumun izahata değil neticeye ihtiyacı var.

aklını başına alması gereken akp hükümeti değil agalar. hükümet kartlarını açık oynuyor, alenen, gözümüze soka soka ’ben bu bokum’ diyor. aklını başına devşirmesi gereken; bir taraftan teröre lanet ederken diğer taraftan akp’yi hükümet yapan millettir.

müge anlı

yeginoglu
ahmet kaya’nın kısa şovu sebebiyle olaylı geçen magazin gazetecileri derneği ödül töreninde zat-ı muhtereme ilk çatalı fırlatan hanım.

bir dönem yeniçağ gazetesinde yazardı.

sevdana yürek gerek

yeginoglu
bozdoğan türküsü olarak da bilinir.

söz: mustafa nuhut
beste: erdal güney

sözlerini de yazayım, adet yerini bulsun.

bak bulutlar geçiyor üstünden
kaldır başını
al mendili sende kalsın
sil yaşını off...
memleket sevdana yürek gerek

aysız gecelerde kumrular ağlar içimde
sözlüysekte uzakların yoluna off...
öleceğiz doğduğumuz toprakta off..
memleket sevdana yürek gerek

http://fizy.com/#s/1ah9rs

değişen türkiye

yeginoglu
hatırlar mısınız? tayyip erdoğan ve avanesi ikibinlerin başında akp’yi kurduklarında dillerinden düşürmedikleri iki kelime vardı.

biz değiştik.

evet, onlar değiştiler. onların değişimine değinecek olursam ağzımı ve sol çerçeveyi bozacağımdan ötürü bu mevzudan uzak duruyorum.

peki başka ne değişti? şöyle:

başlık - demokrasi

- ordunun işlerliğinin ve temizliğinin tartışıldığı süreçte, herhangi bir kağıdın üstüne yazıldığında bile pazıları belli olan ’türk ordusu’ kavramı, önce kambur çıkardı, daha sonra ’sen de mi leyla’ arabeskine konu edilir oldu yurdum kahvehane meclislerinde.

- imam hatip liselilerin pratikte önü açılamadı ama islami burjuva’nın saygınlığı arttı, kesesi şişti.

- vatanperverliği bile tartışılan fetullah gülen, siyasi bir fenomene dönüşüverdi.

- türkiye cumhuriyeti’nin dinamiklerini gıdıklayan milletvekili statüsündeki piyonlar dün kelepçeyle terbiye edilirken, bugün kendi güvenliklerini sağlamaktan sorumlu polise sille savurabilen kottolara dönüştüler.

- etnik ve siyasi içerikli açılımlar, parasının peşindeki hayat kadını üslubuyla ortaya döküldü.

- dün özerklik kelimesine dili dönmeyenler, bugün bu kelimeyi besmele haline getimeyi başardılar.

- 9 terörist leşinin güya yasını tutan, ruhları satın alınmış zavallılar, ’taksim meydanını birbirine katacak cüreti kendilerinde görmekle kalmadılar, bunu rahatlıkla aksiyona dönüştürdüler.’

ve toplumsal değişime ufak bir örnek:

doksanlarda ahmet kaya, ’kürtçe albüm yapacağım ve bir de klip çekeceğim’ dediğinde it bokundan sert tepki gösteren toplum, bugün ibrahim tatlıses’in şemmamesinde mendil sallayıp gerdan kıvırır hale geldi.

şimdi bir bakalım. günümüz türk siyasetinin gidişatının müsebbibi yüzde yüz iktidar mı? basiretsiz muhalefet mi? abd mi? yoksa medya kültürü ile sosyo-kültürel değerleri birbirinden ayıramayan bizler mi?

evet, biz değiştik.

referandumda kılıçdaroğlu nun oy kullanamaması

yeginoglu
seçimin sonucunu da baz alır isek; ’böyle muhalefete böyle iktidar’. o nedenledir ki, son yıllarda siyaset denince kafamda beliren ilk kavram başıboşluk oluyor.

kendini başıboş hissetmeyenleri kapsamayan bu tanımda sormaktayız; başıboş hisseden vatandaşın, bunun belli bir oranda müsebbibiyetini kendinde görmemesinden garip ne olabilir?

öyle ya, cevap hazır. ’abd imparatorluğu bunun böyle olmasını istiyor.’

o yıkılmaz imparatorluk bizim beynimizde tesis edilmiş olmasın sakın?

bu mantaliyetle uzun yıllar daha çoook demirel, erdoğan, kılıçdaroğlu seyrederiz.

referandumda sandığa gitmeyen seçmen

yeginoglu
bu referandumla birlikte ’sandığa gitmeyen seçmen’ değil, bdp’nin çağrısına kulak verip referandumu boykot etmiş seçmen statüsünde değerlendirilmiştir. bunun yanı sıra bu seçmen, bdp ’nin özerk kürt devleti ütopyasına destek verebilitesi olan birey olarak hesap edilmektedir şu günlerde.

gerek iktidar, gerekse piyon için iyi manevra.

bilgiçlerin şiirleri

yeginoglu
güce dair ne varsa toplanıp gelse,
riyanın esamesi silinir mi ki?
güç her ruhta, bedende vuku da bulsa?
yalanın kaç yüzü var bilinir mi ki?

bırak riyakarlar havlasın dursun,
şaraptan akıl alsın, cümleler kursun,
pervasız küfürlerden silleler vursun,
mert kişi sille yese yerilir mi ki?

recep tayyip erdoğan

yeginoglu
son otuz yılda kenan evren’den sonra politik sahnede endam eyleyen en antidemokrat lider. okuduğu bir şiirden ötürü kendisinden 27 şubat sürecinde kan alan zihniyet ne ise, kendisinin son sekiz yılda demokratik hak ve hukuka yaklaşımı odur. çok derine inmemize lüzum yok. parti içi demokrasinin teokratik yöntemlerle işletilmesi bile bunun bariz numunesi.

bizimkiler

yeginoglu
politik ayar verme furyasını başlatan dizi. trt dönemlerinde sade ve bizden bir çizgide seyreden dizi, özel kanala geçmesiyle bu çizginin üstüne sosyal problemlerden yola çıkarak hükümete ince ayar verme misyonunu eklemiştir. umur bugay iyi de etmiştir.

baba oğul diyalogları

yeginoglu
y: yahu baba; virajları niye bu kadar geniş alıyorsun ki? gören de altında as900 kamyon var sanır.
b: bak yavrum. bir gün nasreddin hoca dere kenarında otururken birden tuvaleti gelmiş.
y: ee?
b: hoca sıyırmış donunu, dereye sıçmış. bakmış ki bok suyun üzerinde yüzüyor. hoca sinsice sırıtarak demiş ki; ’ulan şu boka bak, götümden çıkmış, bana yüzme öğretiyor’.
y: eyvalla !’^&.

armudu stekan

yeginoglu
haiti’deki kaz evrimlesmesinde armudu stekan’in rolunu dangalayka kitabinda anlatan "kaba miquel di michel", kablo kemirgenligi ile regulatorun arasindaki islevsel fark orneginden yola cikarak bu guzide yorede gerceklesen evrimin beyinde degil tamamiyle bedensel uzuvlar uzerinde vuku buldugu gercegini ortaya "feci bicimde koymustur".
6 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol