evlilik, bir medeni mukaveledir. bastan surdurebilirlik suresi kagit uzerine konmasa da, ancak dayanabilirlik suresi bittiginde, olayin erken bitip bitmediginin, nitelenebilecegi tanimlamadir.
yillar evvel bendeniz bu meslegin herhangi bir versiyonunda calisan birisine, bir isle ilgili olarak gitmistim...konusma suresince adam hep ne kadar fakir bir hayat yasadigindan dem vurup durmustu...butun konusmalarin sonucunu bir sekilde kendi yoksulluguna bagliyordu...mesela cocuklari, gece ac yatmislar uyurken birbirlerinin kulaklarini kemirmisler, adamcagiz sabah kulaklari kanlar icinde aglayan cocuklariyla karsilasmis...benim de, bu agir dramatizasyon karsisinda aglamaktan, artik gozlerim kan canagi haline gelmisti, adam habire anlatiyor ben artik hickiriklarla katiliyordum...derken, yanimdaki arkadas beni iki dakika disari cikartmisti. ve soyle demisti bana- yaa neden anlamiyorsun gercek degil anlattiklari, adam normal yasal komisyon ucretinin uzerine ekstradan para istiyor...sen boyle nazik ve duygusal gorundukce lafi boyuna dolandirmak zorunda kaliyor, sen sadece;-nasil yardimci olabilirim? diyeceksin bitecek olay...
bir aslanla bir okuz oturmuslar kahvede, memleket meseleleri hakkinda derin sohbet ediyorlarmis...sohbet uzamis, biraz daha zaman kalsa az daha memleketi filan da kurtaracak kivamdalarmis...fakat, vaktin gec oldugunu anlayan aslan, musade istemis ayrilmak icin okuzden...okuz-nereye aslan kardes ne guzel konusuyorduk demis...aslan butun hasmetiyle yelelerini havalandirip sonra da boynunu bukerekten-kusura bakma okuz kardes, beni evde bir disi aslan bekliyor, seninki gibi bir sigir degil maalesef demis ve yola koyulmus...
son nokta;
hem kadinizdir, hemi de siir neyin yaziyoruzdur.
hem kadinizdir, hemi de siir neyin yaziyoruzdur.
bir kadin,
evlendirilmis henuz onbesinde,
cocuklugu yarim kalmis...
o daha onsekizinde, biri kucaginda,
biri pesinde, bir bebesi de
karninda...
dunyanin butun cilesi uzerinde,
kor sabahtan alaca aksamlara,
o hep tarlada cubukta...
gece olunca bebeler uyuyunca,
o hep yazar birseyler,
gozlerinde yaslar, elinde,
yazdigi kahirli maniler,
yorgun dusmus basi yastiga,
erkek kahveden gelmis,
el ayak da cekilmis,
simdi ondadir sira...
bebelerden belli,
bir de koca varmis orada...
(gercek bir hayat oykusunden uyarlanmistir. bu kisi genc yasta olmustur.yazdigi maniler ve siirler olumunden yillar sonra oglu tarafindan bir dergide yayinlanmistir.)
evlendirilmis henuz onbesinde,
cocuklugu yarim kalmis...
o daha onsekizinde, biri kucaginda,
biri pesinde, bir bebesi de
karninda...
dunyanin butun cilesi uzerinde,
kor sabahtan alaca aksamlara,
o hep tarlada cubukta...
gece olunca bebeler uyuyunca,
o hep yazar birseyler,
gozlerinde yaslar, elinde,
yazdigi kahirli maniler,
yorgun dusmus basi yastiga,
erkek kahveden gelmis,
el ayak da cekilmis,
simdi ondadir sira...
bebelerden belli,
bir de koca varmis orada...
(gercek bir hayat oykusunden uyarlanmistir. bu kisi genc yasta olmustur.yazdigi maniler ve siirler olumunden yillar sonra oglu tarafindan bir dergide yayinlanmistir.)
editorunun notu; walide sultan, tum evrendeki sevgi guclerini kucaklayacak kadar, kucagi genis insan...
duygusal yogunluk yorumunun, kagida yansimasidir siir...
sayfalarca yazi yazmakla anlatilamayacak durumlarin ifadesidir, siir...
bazen birkac kitayla,bazen bir kac misrayla...
cinsel kimligin aranmadigi yerdir siir...
sadece ruhani evrensel dilin kullanildigi
ozel bir alandir siir...
sayfalarca yazi yazmakla anlatilamayacak durumlarin ifadesidir, siir...
bazen birkac kitayla,bazen bir kac misrayla...
cinsel kimligin aranmadigi yerdir siir...
sadece ruhani evrensel dilin kullanildigi
ozel bir alandir siir...
biraz geriden takip olsa da bu grubu dinlemek mutluluguna bugun eristim...cocuklarim bana pc den dinlettiler, cok begendim onlara tesekkur ettim, bir de karsilikli oynadik...sonra bir de pc lerinin hic tozunu almadiklari icin, onlari haslayip ortami terkettim...saka bir tarafa, grubun yaptiklari muzigin kalitesinin yuksek oldugunu tek bir parca dinlememe ragmen hemen caktim...belli oluyor muzigin ilmini almis bu cocuklar,bizim ezgilerimizle evrenselligi yakalamislar... bir turk vatandasi olarak muthis gurur duydum...sayilarinin cogalmasi dileklerimle...
garip bir icguduyle beni de okudugunu dusundugum(analik icgudusu)...hatta bu tarz kuruntularim yuzunden husniye tozpembe nickini almadigima bile pismanim...neyse, hosgelmishtir sevgili bilgic, ozellikle yerinde yaptigi duzeyli saptamalari tarafimdan takdire sayandir...iyi sozluk mesaileri diliyorum kendisine, umut vermistir yuregime...
yazarin boncuk oyunu kitabindan alinti kucuk bir paragrafi, okuyup paylasmak isteyenler icin...(hermann hesse-boncuk oyunu sayfa 367)
"ve ben bugun meslekdaslarima ve yonetim basindaki saygideger kisilere bu durumu, bu kucuk gercegi animsatiyor ve gozlerini bizi tehdit eden tehlikelere bir ara cevirmeye calisiyorsam, yani bir peygamberin, bir uyaricinin, tovbeye cagiran bir vaizin pek sevilmeyip kolaycacik baskalarinin alayina konu olan rolunu ustleniyorsam, tarafima yoneltilebilecek alaylari sineye cekmeye hazirim. ama yine de oyle umuyorum ki, buyuk cogunlugunuz yazimi sonuna kadar okuyacak, hatta icinizden bazilariniz kimi noktalarda bana hak verecektir. ve bu da az sey olmayacaktir benim icin."
"ve ben bugun meslekdaslarima ve yonetim basindaki saygideger kisilere bu durumu, bu kucuk gercegi animsatiyor ve gozlerini bizi tehdit eden tehlikelere bir ara cevirmeye calisiyorsam, yani bir peygamberin, bir uyaricinin, tovbeye cagiran bir vaizin pek sevilmeyip kolaycacik baskalarinin alayina konu olan rolunu ustleniyorsam, tarafima yoneltilebilecek alaylari sineye cekmeye hazirim. ama yine de oyle umuyorum ki, buyuk cogunlugunuz yazimi sonuna kadar okuyacak, hatta icinizden bazilariniz kimi noktalarda bana hak verecektir. ve bu da az sey olmayacaktir benim icin."
azmin elinden ne kurtulur...toprak satin almak isteyen yabancilarin, turk vatandasligina gecip bu olayin yasagindan kurtulmalari mumkun gibi gorunuyor...yasa da bunu onleyici bir ibare varmi dir bilinmez...eger varsa, bu da insan haklarina aykiriligindan kendiliginden dusecek bir hukum olur, mantigiyla da bakilabilir bu olaya...
ben de politika haberlerini okur iken habere ait portreleri farkinda olmadan midas sekline cevirirdim...upuzun kulaklar cizerdim onlara...pinokyo gibi burunlar bir de...aliskanlik olmustu, simdi gazeteleri internet uzerinden okuyunca bu guzel aliskanligimi yerine getiremiyor...ruhumda garip bunalimlar hissediyorum...
bu muhtesem duyurunun etkisiyle, bugun itibariyle yillik izini biraz daha one alma gayretlerim baslamis durumdadir...insallah basaririm, gazamiz mubarek olsun diyelim, kandil dolayisiyla da bu dilegimin ayni gune gelmesinden cok umutluyum...ayrica, butun inananlarin bu kutlu gunu, hayirlara vesile olsun...
bu durumun baslica nedenleri;
1-sozluk yazari, yazilarini takip edip etmediklerini sormustur yakinlarina..
2-aldigi cevap kesinlikle olumsuzdur. yazarin uzuldugunu gorunce biz zaten hicbirsey okumuyoruz ki gibi yazari iyice delilendiren bir bahaneye siginmislardir.
3-yazar da onlara sinirlerine hakim olmayarak;’yazacagim hepinizi ulan’ diye bir kitir atmistir...
4-yazar bu kisileri bir sekilde okumaya yonlendirmek bir insanlik hizmeti vermek gayesindedir...
5-yeter ki bunlar okusundur da ne okursa okusunlardir, seklinde bir gayretin icindedir...
6-lakin bu kisiler acisindan cileli bir doneme girilmistir.
7-bu yazar kisisinin ne zaman ne yazacagi belli olmamaktadir.yazar mi yazardir yani...
8-bazen hanimlara yonelik bir dergide yazarken kuru pasta tarifi arasinda bile, sosyal mesaj verdigi rivayet edilmektedir.
9-’benim misyonum bitti kimse beni dinlemedi, simdi araya okyanuslar girdi... daha da bir sey demem daha da bir sey bilmem daha da birsey yazmam’ sozune kimse inanmamaktadir...
10-velhasil simdi yazarin cevresindeki herkes pcnin book markina bilgi sozlugu eklemis durumdadir...
1-sozluk yazari, yazilarini takip edip etmediklerini sormustur yakinlarina..
2-aldigi cevap kesinlikle olumsuzdur. yazarin uzuldugunu gorunce biz zaten hicbirsey okumuyoruz ki gibi yazari iyice delilendiren bir bahaneye siginmislardir.
3-yazar da onlara sinirlerine hakim olmayarak;’yazacagim hepinizi ulan’ diye bir kitir atmistir...
4-yazar bu kisileri bir sekilde okumaya yonlendirmek bir insanlik hizmeti vermek gayesindedir...
5-yeter ki bunlar okusundur da ne okursa okusunlardir, seklinde bir gayretin icindedir...
6-lakin bu kisiler acisindan cileli bir doneme girilmistir.
7-bu yazar kisisinin ne zaman ne yazacagi belli olmamaktadir.yazar mi yazardir yani...
8-bazen hanimlara yonelik bir dergide yazarken kuru pasta tarifi arasinda bile, sosyal mesaj verdigi rivayet edilmektedir.
9-’benim misyonum bitti kimse beni dinlemedi, simdi araya okyanuslar girdi... daha da bir sey demem daha da bir sey bilmem daha da birsey yazmam’ sozune kimse inanmamaktadir...
10-velhasil simdi yazarin cevresindeki herkes pcnin book markina bilgi sozlugu eklemis durumdadir...
burada oyle buyuk devasa parklar vardir ki gezmekle bitmez...bu parklarda festivaller kapsaminda halka acik ucretsiz konserler verilir, gruplar gelir canli muzik yaparlar...her yas grubundan insanlar, kimi evlerinden getirdigi sandalyelerde, cogunlukta cimenlerin uzerlerine yayilmak suretiyle dinlerler muziklerini...oyle en az bin kisi huzur icinde kimse kimseyi rahatsiz etmeden efendi gibi izlerler konserleri...cocuklu insanlarin da muzik dinleme haklari vardir, anneane veya babaanne de ayni konserdedir onlara birakilma ihtimalleri sifirdir...bu yuzden ayni yerde cocuklar icin de ebeveynlere nefes aldiracak firsatlar sunarlar... konserler, ozellikle yaz sezonunda nerdeyse her hafta vardir... hersey cok degerlidir sloganlariyla da, hersey icin festival yaparlar...asil ilginc olani festivallerin bittigi gunun ertesi gunudur...bir suru insan ellerinde dedektorlerle, ki bunlar halktan insanlardir bozuk para toplama ugrasisina girisirler ...serbesttir yani, oyle cok iyi korunan bu parklarin icinde eger bir dedektor varsa elinizde, para da yoksa cebinizde, boyle cikar arar bulur veya bulamazsiniz bu da sizin sansiniz diyelim...simdi buraya sosyolojik bir saptama yapmak gerekiyor, dunyanin en guclu ekonomik guclerinden biri olan bu ulkede insanlar niye para ararlar parklarda...ah bunun sebebi o kadar yurek yaralayicidir ki ...neyse uzatmayalim tamam sudur; bu soz konusu insanlar evsiz(homeless)diye adlandirilan insanlardir...kendilerine her turlu is imkani saglanir fakat bunlarin bunyeleri calismaya karsi alerji tasir...oyle kopru altinda filan yasamazlar, insan olarak calismama tercihlerini beyan eder bunu kullanirlar...devlet bunlari guvence altina alir, onlara kizmaz hatta saygi duyar... isimleri oyle homeless diye gecer fakat hepsine devletin sagladigi evlerde oturma imkani da verilir...aylik yasam ceklerini duzenli olarak alirlar iste konunun ozu buradadir bu cekle alisveris ederken alkol sigara hap gibi uyusturucu iceren hicbirseyi alamazlar...sadece yiyecek ve barinma giderleri icin kullanabilirler...eee bunlar zaten niye boyle, cunku bunlar genelde uyusturucu bagimlisi insanlar...sayilari fazla degildir, kasabanin delileri gibi bunlar da herkes tarafindan taninir, kimseyi rahatsiz etmezler karinlari toktur...iste boyle arada bir kafalarini senlendirmek icin festival zamanlarini beklerler...umuyoruz bu ilginc insan kesimiyle ilgili yeterli aciklama olmustur. ayy yeter bu kadar aciklama bu insanlar icin...zararsizdirlar ama benim de calisabilecegi halde ne sebeple olursa olsun calismayan insanlara alerjim vardir...cunku kanada sanayisi surekli gelisen bir ulkedir.is imkanlari coktur, calisacak insan sayisi yetersizdir...ortalik is kaynamaktadir...eee niye bunlar disardan yeterli insan alip da calistirmazlar sorusunun cevabini da meraklilari icin yazalim (bu konuda cok mesaj aliyorum).cunku, bu ulkede huzur paradan daha onemlidir...cunku bu ulke immigrant(gocmen)dese de ismine, aslinda resmen ’vatandas’ alan bir ulkedir...onun icin bu kosullar cok agir tutulmaktadir, bu konudaki muracaatlarin cok uzun bir bekleme suresi vardir. cunku cok arastirirlar, cunku bunlarin gocmen bakanligi bile vardir.mantik sudur disaridan ulkeye kabul edilecek insanlar icerde uyum icerisinde yasamakta olan halki rahatsiz etmeyecek kisiler olmalidir anahtar kural budur...sayet bu agir kosullari asip omrunuzde vefa eder gelirseniz, kendi oz ulke kimliginizi, kanada kimligi yaninda surdurebilirsiniz, diger kimlikten feraget etme kosulu yoktur...bir kanada panoramasinin daha sonundayiz gelecek bolum icin ucmaz vede olmez sag kalirsak devam ederiz efenim.
maco toplum yapisinin karsiti bir tanimlamadir...ayni zamanda, tanimlanabilen ama gercek hayata uyarlanamayan bir ifade seklidir.
erkek egemen toplum yapisinin vurgulandigi nitelemedir.
cesitli nedenlerle, daha cok isimiz var diye dusundugum andir...demek ki sadece yazdiklarini birilerine okutmak yetmiyor, okur durumuna getirdiginiz kisilere, bir de anlayip ozumsemeyi telkin etmek gerekiyor...soz konusu bu baslikta ki kisiler, okumadiklari icin asla yazar da degillerdir...boyle bir ornek yoktur dunyada adam hic okumayacak ama sonra aniden, oturup yazacak..yazar tabii de, ne yazar?... ev odevlerini yazar, mektup yazar, msn de yazar, alisveris listesi yazar, kopyalar yazar, boyle seyler yazabilir, buna bir sey dedigimiz yok zaten...amac once, bu bunyesi okumayi reddeden kisileri, okuyucu durumuna getirmektir ...ilerde belki yeterli donanimlari olusunca onlar da yazabileceklerdir......bunu bir insanlik meselesi olarak algilayip, bu insanlara kendinizi kurban ederek, acaba benim hakkimda da bir sey yazdi mi? seklinde merak etmelerini saglayarak okutmayi ve okuma sevgisini kazandirmaktir olay...bu ilk asamadir, bunu kazanmalarina bir nebze yardim edebilirsek, simdi sirada okudugunu dogru anlamak, adam gibi okumak nasil olur asamasi var...
okumaktan adeta nefret eden(hicbir yazili belgeyi okumayan) insanlarin, bir yakini yada tanidiginin sozlukte yazdigini duyar duymaz ani bir degisime ugrayip sozluk okuyucusu durumuna gecmeleridir.
misafirler acisindan ayip olacak bir durum yoktur...onlar afiyettedirler...bol ikramli bir gecedir...her iki ikram arasinda mutfakta olundugu izlenimi verilir...ortadan yokolma olayina devam edilir...sohbet canliligini yitirmeye baslamissa bu sefer ortaya dedikodu malzemeleriyle hizli bir servis yapilir...durum boyle idare edilir, yani yeter ki bilgic istesin...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?