walide sultan

babaannenin en buyuk zevki butun torunlarini ve ozellikle kiz olanlari toplayip istanbul turu yapmaktir. bu turlarda guzergah hep aynidir. vapura binilir, avrupa yakasina gecilir. yeni caminin onundeki guvercinler beslenir. buradan kapalicarsiya girilir, babaanne mutlaka mecidiye sakizini ve diger baharat cesitlerini satin alir. oradan misir carsisi tavaf edilir. oradan da sultan ahmet yokusu tirmanilarak, hayvanat bahcesine girilir. lakin, asla oturup dinlenilecek bir bank bulamazdi. cunku orasi malumdur, askerlerin izin gunlerinde cok ziyaret ettikleri bir yerdir ve etraf asker genclerle cevrilmistir. yeni ergenlik donemine giren torun kizlarin rahatsiz olmamasi icin, etrafta tek erkek sinek bile olmayacak bir bolge aranir. sonunda saray burnuna bakan son koseye kadar, torunlarin sizlanmalarina aldirmadan yurunur. burada babaannenin erkekler hakkindaki ilginc ve uzaklastirici nutuklari dinlenir. sonra, gerisin geriye ayni guzergahtan eve donulur. ozellikle, toplu tasima vasitalari kullanilirken, cebren ve hile ile babaanne tarafindan yolculardan bir kismi yerlerinden edilir, kiz torunlar oralara oturtulup, guvenlige alinarak yolculuk yapilirdi. babannenin kanatlarinin altindaki istanbul turundan, torunlarin hic biri hoslanmaz. gene de senede bir kac defa tekrar eden, bu geleneksel turlardan sirf babaanne mutlu olsun diye asla kacmak dusunulmezdi.

ne guzel gunlermis onlar keske yasasaydi da, ben de yanin da olsaydim da gene bu turlari yapabilseydik. allah gani gani rahmet eylesin, onu cok ozledim.

- babaanne, yandaki arsada top oynayan gencler senden sikayetci.
+ neden acaba, binbir emek yetistirdigim bahcedeki fidelerimi kiriyorlar, toplara vururkene.
- babaanne, turk futbolu nasil gelisecek birak oynasin gencler, her seferinde toplarini kesiyorsun.
+ sen cok bilmislik yapma bakiyim! kimden yanasin benden mi onlardan mi?
- tabii ki senden canim babaannecim, ama sunu da bilmen lazim ki sana kizdiklari icin, gecerken bize de laf atip duruyorlar.
+ ne laf mi atiyorlar sizi rahatsiz mi ediyorlar? desene toplardan sonra dillerini de kesmek zamanim geldi.
-hiiii... yok birsey demedim ben unut, gitsin babaanne.

antalya altin portakal film festivalinin kutlandigi bir yil, turkan soray’la tanismak mutluluguna erismistim. kisacik sohbetimizde onun neden sultan unvanini hakettigini anlamistim. kolay hakedilecek bir unvan degildir. ve turk ulusu bu hanimefendi sanatciyi bagrina basmistir. gerek oyunculugu gerek cok dikkat ettigi ozel yasantisiyla, ornek bir sanatcidir. her daim zirveyi haketmektedir.

bu hedeyle ilgili aci bir ani canlandi gozumde, nerden diyecek olursaniz vatandan donen dostlarimin, bana hediye olarak getirdikleri paketin icinden cikardim az once sagolsunlar.
bir vakitler, evimizin hemen yaninda turistik bir hamam acilmisti. biraz meraktan biraz da sahipleri tanis oldugu icin destek vermek icin kalabalik bir hanim grubuyla gitmistik oraya. kese yapacak olan natir kiz, beni aninda cok sevmis ve butun marifetini uzerimde denemisti, sonuc; vucudun derisi azgin bir kedi tarafindan parcalanmis gibi tirmiklar icinde kalmis, harici merhemler ise yaramayinca is doktor boyutuna kadar gitmisti. boyle bir sevmek gorulmemistir.ne zaman bir kese gorsem bu ani canlanir aklimda, tabii bunu keseyi hediye olarak getiren arkadaslara anlatmadim.

ozel seylerdir bunlar, herkesin bilmesine ve anlamasina gerek yoktur.
bir zamanlar bir bilgic varmis hasretin ve gurbetin etkisiyle aile, sir ne varsa ifsa edermis. bir gun kizkardesi telefonda sormus.
-ablacigim, yazilarina ulasamiyorum soyledigin nick isminde bir kayit yok.
+iyi o zaman bir de v harfini w olarak dene demis bilgic.
kizkardes, aradan yarim saat gecmeden aramis.
-abla, inanmiyorum sana bunlari nasil yazarsin aile sirlari diye bir sey vardir. demis.
abla da,( yani sir ifsaatcisi pozisyonundaki bilgic), sormus niye boyle dusundugunu;
kizkardes demis ki:
-kimsenin cebindeki cevizler otmez, senin cebindeki unlar bile otuyor ablacigim.
bilgic hala kizkardesin ne demek istedigini dusunmektedir.

yine ayni diziden aklimda kalan bir enstantanedir.
zalim robinson, garibim cumaya kizmis ve onu yine cezalandirmistir. ceza geregi cuma, adanin neredeyse ucte birlik bir bolumu sayilacak kadar tepe bir bolgesine, buyuk puntolarla "$ehitler olmez vatan bolunmez" diye yazacaktir. gunlerce ugrasan cuma, yaziyi yazip robinsonun yanina, vazifeyi ve cezayi tamamlamis olmanin gururuyla gider. fakat olmamistir cunku cuma $ harflerini j seklinde algiladigindan robinson tarafindan kufurlerle geri gonderilir ve sonucta yazi tamamlanir. bu hadiseyle de, cumanin robinsona olan kin ve nefreti biraz daha artmis olur.

yapilir. yeter ki gonul istesin "bir seyi cok istiyorsaniz, yapacaklariniz sizi sasirtir" bilgi sozluk sloganimizda oldugu gibi...

hic bakabilirler mi onlar da kaciyordur, gariplerim. sadece bir tanesi bakiyordur, o da aslan tarafindan yenilen zebranin annesidir. ve de agliyordur buyuk ihtimal, ama ne yapsin geride kalan evlatlari da dusunmek zorundadir. geri donup, yavrusunu savunmak; sadece onun da olumu olacaktir. bunun da bilincinde bir seyler yapamamanin caresizligiyle, omrunden giden omur icin, gozyaslari icerisinde izlemektedir, olayi.

ulkelerin kaderini yazan senaristleri sorguladigi icin ve arastirmalari sonuca cok yaklastigi icin, simdi artik yasamayan buyuk turk beyinlerinden biriydi. ruhu sad olsun.
(bkz: ulkelerin kaderini yazan senarist)

+ siz teist misiniz?
- evet efendim allaha inanirim ve elhamdurallah muslumanim.
+ tamam ayrintiya gerek yok. ben teist degilim.
- yanlis anlamayin ben ateistlere de saygi duyarim.
+ ama ateistleri, sevmezsin degil mi?
- sey bilmiyorum, bunu hic dusunmedim efendim.
+ dusununce ve cevabin olumlu oldugunda tekrar dene istersen, cunku benim kizim da ateist...ve ben inanci ne olursa olsun, kizimi gercekten sevecek birisine vermek isterim.

eski ve cok sevilen bir ege turkusudur, sozlerini tam hatirlayamiyorum an itibariyle butun ilkel yontemler denendikten sonra en yakin bir km. uzaktaki markete gitmeye usenen bilgicin, ocakta bu kez saclarinin bir kismini yakarak gerceklestirdigi olaydir. ikinci cigarayi yakmak icin sozlukten yardim istedigi basliktir.

galiba sarkinin devaminda;
" yanik olur efelerin yuregi" diye bir misra vardi, su anda yurek kismi tarafimdan, ’sac’ olarak degistirilip soylenmekte*

illegal cikar orgutlerinin bos bulduklari, veya boslugunu bulduklari meydanlara sizip, yaptiklari semirme somurme ve palazlanma hareketleridir. dunyanin her ulkesinde mafya orgutleri mevcuttur. ancak bunlarin basarisi ve yayilmasi, devlettin guc oraniyla ilgilidir. devletin gucu ise halktan aldigi destekle orantilidir. bu destek yoksa, kimse devlete guvenmiyorsa, orada zaten ati alan uskudari gecmistir.
hatta televizyon ve medya gibi yayin araclarinda bunlar birer kahraman gibi gosterilip, cocuklara buyuyunce ne olacaksin sorusu soruldugunda, yanit malum sekilde alindigi gorulmektedir. demek ki toplumdaki her kesim bilerek veya bilmeyerek veya mecbur birakilarak, bir sekilde bu cikar oyunlarina alet olmaktadir.
edit:yok mudur bir cozum, olduk mu biz simdi? sorusunun cevabi ise burada aranmamalidir. biz nacizane, gercekleri degisik bakis acilari kullanip yazariz, bizim yapabilecegimiz sadece bu kadardir.

hayat sana tesekkur mu etmeliyim.
hep zor yollar cikardin karsima. universite yillarimdan beri tasinip duruyorum diyar diyar. anami hep gozu yasli biraktim ardimda, hep bana hasret. aglamaktan konusamadim telefonlarda, o da ayni nedenle, anlatamadi birseyler. bu kaderi ben yazmadim, yazilmisti oynuyorum ben sadece ve benim kadar, kaderini degistirmeyi denemeye calisan bir insan daha tanimadim hayatimda. ama olmadi iste...hasret sarkilari uzerine yazilmisti bu kader ve oyle de suruyor.
sana tesekkur edebilirim bana verdigin dunyalara bedel, kizim ve oglum icin. ve hayatima girdiginden beri, her bahar yeniden yeniden asik oldugum bir hayat filozofu olan esim icin.
yazmaya, cizmeye ve okumaya olan sevdam icin, beni bu sayede tanistirdigin tum degerli dostlar icin
bana her sabah uyandigimda verdigin, saglikli olarak, her yeni gunu yasayabilme umudu icin.

ama, sana hayatin geneli icin tesekkur etmiyorum hayat! sadece bana, hep hasret turkuleri soylettigin icindir, bu sitemim. umarim beni anlarsin ve affedersin hayat.
her seye ragmen seni cok ama cok seviyorum hayat.

evet iste budur, bir efsanenin geri donusunu kutluyoruz hep birlikte ve cogalmis olarakne guzel...hem de anneler gunune bes kala, ne mutlu bize, icim sevincle tasti, bilgicin geri dondugunu gorunce. yeniden aramiza hosgeldin diyor, bu kutsal vazifeyi de bilgicligin gibi basariyla gerceklestirecegine tum kalbimle inaniyorum. simdiden anneler gununu kutluyorum.

eski ve cok sevilen bir ege turkusudur, sozlerini tam hatirlayamiyoruman itibariyle butun ilkel yontemler denendikten sonra en yakin bir km. uzaktaki markete gitmeye usenen bilgicin, ocakta bu kez saclarinin bir kismini yakarak gerceklestirdigi olaydir. ikinci cigarayi yakmak icin sozlukten yardim istedigi basliktir.

galiba sarkinin devaminda;
" yanik olur efelerin yuregi" diye bir misra vardi, su anda yurek kismi tarafimdan, ’sac’ olarak degistirilip soylenmekte

bilgic tarafindan; acitacagini bile bile yazmaktan asla vazgecilmeyecek, efeler gibi yazilmaya devam edilecek olan gerceklerdir.

internet uzerinden gazetelere goz gezdirirken gordugum ve dehsete dustugum olaydir. ankara’da bir ilkogretim ilkokulunda bir sureden beri yasanan olaylarin neticesinde okul muduru ve ekibi can guvenligi nedeniyle istifa etmek zorunda kalmis. yine de kendisi ve ailesi icin meydana gelebilecek baska olaylardan korunmak amaciyla, roportaj yapan gazeteciye,
- eger cocuklarimin ve ailemin canlarina bir zeval gelecek olursa herkesi tararim .
seklinde beyanat vermistir.
haksiz midir bu insan kesinlikle degildir. bu insan bir egitimcidir ve istifa etmek zorunda birakilmistir hala da korkmaktadir ailesi icin.
ve karsisindaki insanlarin anlayabilecegi turden bir tehdit olmasi icin de bu uslubu kullanmistir.

vah benim guzel memleketim vah... kimler seni bu hale getirdiyse iki elim yakalarindadir, burada olmazsa obur tarafta....

kaynak: hurriyet gazetesi ana sayfa, 10-5-2006

(bkz: buz ustunde yaz olimpiyatlari)

(bkz: ulkelerin kaderini yazan senarist)

her darkofdirt entrysi okudugumda, hadi diyorum, benim kadar degilse bile, yasi bana yakin bir yas midir bu bilgicin. sanki hayati yasamis bitirmis de yeniden yasamaya, eski tecrubelerinin verdigi rahatlikla baslamis gibi...hakkinda yazilanlara baktigim da onun yasca gercekten genc bir insan olabilecegini anliyorum. bu yasta boyle yazdiracak kadar, engin bir gorus benim de takdirime sayan olmaktadir. en azindan yazilarindaki olgunluguyla beni, hep genclerin arasinda kalmisim duygularindan uzaklastiran, sadece entylerin degil, gercek yazi satirlarinin da yazaridir benim icin. tebrik ediyorum.