confessions

utopya

- Yazar -

  1. toplam entry 280
  2. takipçi 1
  3. puan 48802

giydikce acilir

utopya
giydikce acilir, acildikca sacilir diye bir bilmece de gecen kelime dizisi... felsefik acidan bakilirsa herseyin esneme payi vardir ve giydikce acilir. ozellikle bilmece de gecen giydikce acilir dogrudur...

kiralık kız karşıliginda kiralık evim var

utopya
internette gozunuze takilan cok guzel bir kiralik ev ilani vardir. evet bu evi kiralayacagim dersiniz. fiyati uygundur, evin yeri guzeldir, evin buyuklugu guzeldir. tam aradiginiz evdir. link icin mail atarsiniz. evin ici nasil, ogrenciye verilir mi, kiz erkek farkeder mi diye... sonra msn’ye girersiniz, arkadaslariniza dersiniz ev buldum sonunda diye. ve biri sizi eklemistir. arkasindan su yazilar gelir:
’ilan icin yolladiginiz maile cevaben sizi msn’ye ekledim. ben insaat firmasi sahibi 23 yasinda biriyim. evim temiz, guzeldir. evi hemen gormeniz mumkun mu? bugun bulusalim bir yemek ismarlarim size, ustune de ev icin size bir iyilik dusunurum.’
siz ise hayallerinizin yikildigina mi yanarsiniz yoksa kiralik mal psikolojisine sokuldugunuza mi?

barışarock

utopya
araci muzik olan amaci ise muzik vasitasiyla barisa seslenmek olan fakat bazi kitleler tarafindan aracindan ve amacindan cokca saptirilmis muzik festivali. cadirlar kurulur, kurulmadan once arkadaslara arasinda gecen diyalog sudur:
a: abi gece 12-2 arasi senin. 2’den sonra benim.
b: olum 12’ye kadar ben nasıl kız bulcam daha kafalari ayiktir o saatte onlarin.
c: s.. lan cadir benim. istedigim saatte girerim.

ya da saatler uyku vaktinizi gosteriyordur. cadira girip yatma vaktidir. guzel bir uykuya dalmissiniz. fakat birden hisir husur bir ayak sesi ve cusseli bir golge. cadirin kapisi acilir. birden firlarsiniz, karsinizda bir adam vardir.

x: cadirlari karistirdiniz herhalde.
y: yoo.. ben baris icin geldim.
x: ee buyur gel ozaman.
ilerleyen dakikalarda nolur bilmiyorum. sabah kalkildiginda herhalde sen bana tecavuz ettin diye savas oluyordur.

amacindan ne kadar saptigi ortadadir. tabiî ki bu bir genellemedir. oraya muzik dinlemeye giden insanlar ya da barisa evet diye giden insanlar coktur. hepsi yukardaki zihniyetle gitmiyor... ayrica festivali sevmeme ragmen, icimde bu festivale hicbir zitligim olmamasina ragmen milliyetcilege karsi yazisini sitesinde gordugumde biraz sasirmistim. neden milliyetcilege karsi? insanlar milliyetciligi herhalde sadece bencillik diye algiliyor. milliyetcilige karsi cunku milliyetcilik sadece benim milletimi sevmem, sadece benim milletimin degerleriyle yogrulmam ve baska milletleri ornegin somurulen milletleri anlamamam diye dusunuluyor galiba... bence milliyetcilige karsi olmamali. milliyetci olmazsan bugun senin de ulkende gayet guzel savas olur ve sen bu savasa tepkisiz kalirsin. milliyetcilik beraberinde evrenselligi getirir. bir yerde senin durumunda somurulen bir millet varsa, tarihinden ders almissan onlarin durumunu cok iyi anlarsin ve baris ortami icin calisirsin...
rockncoke’a karsi olan bir festivaldir. kimisi hayir savasa karsi bir festivaldir der. fakat rockncoke’un da icinde oldugu savasi destekleyen herseyi protesto etmektedir. bu festivale de karsi durus icindedir. coca cola elde ettigi kazanclari israil’e yedirirken, israil lubnan’i bombalarken kimse gelip rockncoke’a karsi degildir demesin. barisarock’a gidenlerin %70’i rockncoke’a da gitmektedir. bu ne perhiz bu ne lahana tursu... bu durumda festivallere katilan genclerin amaci nerde iyi grup oraya kuruldur. iki festival ayni gun olsa ya da festivali biraktim barisarock ile ayni gun metallica konseri olsa eminim baris baris diye bagiran insanlarin cogu metallica’ya gider. hatta barisarock’a katilan gruplar arasinda da gidenler olur.
suanda baslamis olan festival. gidenlere iyi eglenceler diler, bulent ortacgil’i dinlerken bizim adimiza da dinlemenizi ayrica rica ederim. umarim baris icin sadece bugunler de degil hergun cabaliyoruzdur...

lunapark

utopya
kusarken bile insani mutlu eden yer. surekli hizlan hizlan diye bagirdiktan sonra dursanaa lan adi heriff kusucamm denilen yer... lunapark diyince problem cocuktaki kusma sahnesi aklima geliyor. en guzel sahnelerinden biridir. bostanci lunaparkina da filmdekine benzer bir alet gelmistir ve yazik olmustur bizim gibi midesi hassas olan insanlara... kusacaginiz varsa ve kusamiyorsaniz birebir aletlerden biridir. iste bu aletlerin toplandigi mekanda lunaparktir.

kazım koyuncu

utopya
“bu arada; hic basimizdan eksik olmayan gokyuzune, gunun karanlik saatlerine, ara sira kopsa da firtinalara, bir gun bogulacagimiz denizlere, eski gunlere, neler olacagini bilmesek de gelecege, kotuluklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akisini duze cikarmaya calisan tum guzel yuzlu cocuklara, don kisotlar’a, ates hirsizlarina, ernesto ’che’ guevara’ya, yollara, yolculuklara, sevgililere, sevismelere, sadece dusleyebildigimiz olamamazliklara, usurken isinmalara, her seyden sicak annelere, babalara ve tadini butun bunlardan alan sarkilara kendi sicakligimizi gonderiyoruz.
kotu seyler gorduk. savaslar, katliamlar, olen, oldurulen cocuklar gorduk. kendi dilini, kendi kulturunu, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gorduk. yanan koyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gorduk. yoksul insanlar, aglayan anneler, babalar, her gun bile bile sokaklarda olume kosan tinerci cocuklar gorduk.
biz de olduk.
ama her seye ragmen bu yeryuzunde sarkilar soyledik.
tesekkurler dunya.”

kazim koyuncu

bu beden su paragraftaki agirligi icinde ne kadar tasiyabilir ki? iliklerine islemez mi, kanseri tetiklemez mi? farkinda olmak en guzeli oldugu gibi yukunu tasimak en zorudur. bircok seyin farkindaydi, yuku cok agirdi. huznuyle boguldu, yureklerde sel gibi yasiyor. seninleyken beraber sarki soyluyorduk ama simdi herkes kendi sarkisini soyluyor. simdi neye tesekkur edelim?

ölmeyi istemek

utopya
hayata kattiginiz bir anlam yoktur tek katkiniz bosluk doldurmaktir... dunyanin sizi de icine alacak bir haznesi yoktur, sizin icin bir tanecik bile bosluk kalmamistir. iste bunu anladiginizda hissettiginiz duygudur. yavuz cetin’in ’yasamak istemem’ sarkisidir olmeyi istemek...

satılık ilanlar

utopya
satildigini gec de olsa ogrenmek guzel sey

her gun cirpinirsin bir seyler icin ve senin icin onemli olan kisiler icin. amacin onlarin gozlerine girmek degildir. bakin sizin icin cirpiniyorum beni gorun demek degildir. sadece amaciniz onemsediginizi bilmeleri, size saygi gostermeleri ve onemsendiginizi gorebilmenizdir. iyilik yap iyilik bul derler ya kesinlikle yanlistir. iyilik yap denize at sonra da onune bak. hayattan beklentileriniz olsun derler ya beklentin oluyor da ne oluyor iste? satiliyorsun 5 kurusa belki de 3 kurusa. hatta uzerinize para verip satiyorlar. evet! gec de olsa satildigini ogrenmesi guzel sey insanin. sevinebiliyor yine de. bundan sonra hic degilse satildigimdan haberim var diyorsunuz. buyur pollyanna diyorlar size ve satis uzerine satis gerceklesiyor. ne yapmali? kaynanayi kaynar kazana mi atmali? oflar mi tuketilmeli ya da oflara doyulmasi mi beklenmeli? nereye kadar sabretmeli? kendinizi satisa cikarana kadar sabretmeli belki de... sabir tasi belki o zaman catlar. biz de catlatalim o zaman her seyi satisa cikaralim yazilarimizi bile... sattim gitti...

okul

utopya
ogretmen ve ogrencilerden olusan kurum... ataturk’e gore ilim, irfan yuvasi, bagimsizligimizi ogreten, cagdas medeniyetler seviyesine bizi cikaran, vatana ve millete hayirli evlatlar yetistiren kurum. yeni neslin ogretmenlerin elinde oldugu ve tek soz hakkinin ogretmende oldugu kurum da denebilir. suan ki sistemde kesinlikle bir artisi yoktur. yeni nesil ogretmenlerin elindeyse niye onlarca insan okulu birakiyor, niye topluma kazandirilmaya calisilmiyor? aksine universiteye gelirsiniz, vatana millete artik bir hayrinizin dokunacagi zamanlar gelmistir, profesor gelir bugun ders anlatamayacagim ya da evladim senin bildiklerin beni ilgilendirmiyor der, sizi dinlemez ve gecer. okullarda gordugunuz bu muamele karsisinda okulu birakmaniz kacinilmazdir... okullar suanda toplumunu sindiren, gucsuz nesil yetistiren birer kurum olmuslardir.

pirateş of the caribbean

utopya
izlenmesi gereken hayat dolu filmlerden biri. 3.bolumunu heyecanla beklemekteyiz. tek eksi yani ulkemizde dublajlarinin berbat olmasi. filmin dublajinda kesinlikle cok fazla hatalar vardir. olu adamin sandigi bolumunde elizabeth bir sahnede ’allah belasini versin’ demektedir. bu kadar ozenle hazirlanmis bir filme bu kadar basit dublaj insanda hayal kirikligi yaratiyor... bu filmde johnny depp’in oynatilmasi hic istenmemis aslinda, oynayamaz demisler ve tipininde hic gitmedigini, sacina basina taktigi inci boncuklarin cok yapay oldugunu dusunmusler ama filmi kesinlikle johnny depp tek basina bu populariteye getirmistir. johnny depp’in bu role gitmedigini dusunenlere bu performans kapak olmustur.

yaz geceleri ortaya cikan okey taşı sesleri

utopya
kisin size apartman kulturunden bahseden insanlarin yazin -evlerinin balkonu genisse- kultur multur yok sadece okey var diyerek gece 3’lere kadar oynamalari ile cikan sesler butunu. sadece okey taslarinin sesi degil bir de oyuncularin sesi eklenir. ’napiyorsun sen taslari karistirmadan dizdin, dok geri onlari!’ bu sirada yatakta uykuyu yakalamaya calisan sizi bu olaylar derinden etkiler. kacan uykunuza mi yanarsiniz, sinirlerinizin bozulmasina mi, yoksa kultursuz insanlarin kisin kulturden bahsetmesine mi?

guldünya ya mektup

utopya
canim abim vurma beni
bu dunyadan alma beni
dokulur mu kardes kani?

bir karinda yatmadik mi?
bir anada dogmadik mi?
bir memeden doymadik mi?

binbir yarayla tek bir kursunla gitti gul dunya
kim farkinda kimin umrunda yandi(söndü) bir dunya

seni gonderene soyle
koydeki buyuk meclise
soyle daha cocuk yasta ustume cikan herife
eger boyle olursem iki elim yakanizda
hayaletim gezer duser pesinize

bu sarki da aylin aslim’in guldunya’ya seslenisi.

hergele

utopya
istanbul universitesi edebiyat fakultesindeki meydanin adi. onceleri bu meydan, birbirine sandalye atan tipleri barindirirken simdilerde futbol, voleybol oynayan tipleri barindirmaktadir.

denize sıfır

utopya
sadece ses ozellikleri guclu diye emlakcilar kullanmaktadir. denize sifir denmesi icin tam denizin basladigi yer olmasi lazim. artik agiz ve kulak asinaligi olmus denize sifir dendiginde zaten insanlarda ’denize yakin bir yerlerde iste’ havasi oluyor. ama denize yakin ile denize sifir agizdan cikis acisindan karsilastirilirsa tabii ki denize sifiri tercih ederim. emlakin ederine 100.000ytl ekliyor gibi.

ernesto che guevara

utopya
olum nereden ve nasil gelirse gelsin...
savas sloganlarimiz
kulaktan kulaga yayilacaksa
ve silahlarimiz elden ele gececekse
ve baskalari mitralyoz sesleriyle,
savas ve zafer naralariyla
cenazelerimize agit yakacaklarsa
olum hos geldi, safa geldi...
-che guevara-

gercekci oldu, imkansizi istedi ve sonucta basariya ulastigini herkese gosterdi. imkansiz yoktu. onun olumu milyonlari ayaklandircaksa o zaman olumun gelmesi sorun degildi. ki olumu sadece kuba’yi degil dunya’yi ayaklandirdi. o, oncuydu. kuba’daki mucadelesinden dolayi turkiye dahil pek cok ulkede idol oldu. tshirtlerde, boyunlarda kolye, kollarda dovme, cantada rozet olarak tasindi. suphesiz ki hepimiz onu kalbimizde tasiyoruz ama onun kadar devrimci bizim de insanimiz oldu, atamiz oldu, denizlerimiz oldu, yusuflarimiz oldu. sadece che’yi uzerimizde arma olarak kullanmak denizlerimizi uzer. bence turk milletinden bir insan sol koluna che’yi yapabiliyorsa yanina da deniz gezmis’i yapmali. ya da ustunde bir seyleri tasiyorsa hakkiyla tasimali, bilmeli diye dusunuyorum...

’’dunya’nin neresinde olursaniz olun; bir insan haksizliga ugruyorsa, eziliyorsa; onun
yaninda olun ve ona kavgasinda yardimci olun. cunku bu bir devrimcinin en
buyuk ozelligidir...’’



küba

utopya
"ulkemiz insanlara maddesel zenginlikler sunmak icin cok yoksul olsa da, onlara esitlik duygusu, insanlık onuru sunamayacak kadar yoksul degildir" diyerek ulkesini yeterince guzel anlatmis fidel castro...

defne

utopya
mitolojik tanri olan apollon, daphne’yi ormanda yalniz yururken yakalamis ve guzelligine hayran kalmis, asik olmus. daphne’nin pek o taraflarda isi olmazmis. kendi halinde takilan saf bi kizmis. apollon’un ustune dogru kosmasiyla daphne’de ondan kacmaya baslamis ve kacarken dusmus sonra aglayarak tabiat anaya yalvarmis ’nolur beni icine al, bana yer ver’ diye ve o sirada defne agacina donusmus. hatta daphne’nin dustugunda akan gozyaslari ile antakya’da selaler olusmustur. ve sonra apollon bu agaca carpmis, en sevdigi agac defne olmus. defne yapraklarini tac yaparak kafasina takmis. yani daphne basimizin ustunde yerin var demek istemis herhalde. iste burdan yola cikarak insanlar defnenin sabunlarini yapmislar, yapraklarini kaynatmislar, ciltlerine bakim malzemesi olarak kullanmislar. guzelligin sembolu olmustur...
11 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol