confessions

utopya

- Yazar -

  1. toplam entry 280
  2. takipçi 1
  3. puan 48770

deniz gezmiş

utopya
vurulduk ey halkim, unutma bizi...

henuz cocuklugumuzu bile yasamamistik.
bir kadin eline degmemisti ellerimiz.
bir sevgiliden mektup bile almamistik daha
bir gece sabaha karsi, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarimizla cikarildik idam sehpalarina.
herkes taniktir ki korkmadik. icimiz titremedi hic.
mezar topragi gibi taptaze,
mezar tasi gibi dimdik boynumuzu uzattik yagli kementlere.
asildik ey halkim, unutma bizi...

ev kızı

utopya
ev kizi hareketlerinde gayet ozgur olan kizdir. ozel bir isi olmadigi icin her ise eli yatkindir. bu kizlarin kimisi bosken kimisi kendisini doldurmak icin gayet guzel calismaktadir. evde kosu bandi vardir, sporunu yapar sonra olimpiyatlara katilip sampiyonluga oynar. kimisinin kutuphanesi vardir, kitaplarin icine gomulup sonra yazar olur. kimisi de evine adam doldurup kotu bir ev kizi olur. onemli olan ev kizinin kafa yapisidir...

dünyanın en güzel götü

utopya
jennifer lopez, beyonce knowless falan fasa fisodur. herkesin gotu kendince guzeldir. kriterler guzel gotu aramaz, guzel sallayan gotu ya da kaba tarifiyle guzel oksatan gotu ararlar ki onu dileyen herkes yapabilir. ustunde oturabildigim bir gotumun olmasi bile benim gotumun dunyadaki en guzel got oldugunun kanitidir. dunyanin en guzel gotu hayatsal islevini en guzel yerine getiren gottur. bu durumda dunyada pek cok guzel got bulunmaktadir...hayirli olsun...

sözlüğe sadece okuyarak katılmak

utopya
yazar sadece yazan insan degil okuyan insandir da. okumasa zaten yazamaz... sozluge sadece okuyarak katılıyorsa eminim bir bildigi vardır. cani yazmak istemez, havasinda degildir, okumak ister bu durumda adami zorlarsan sozluk coplukten oteye gidemez. bos bos basliklar acar. inaniyorum ki okuyarak sozluge katiliyorsa sozlugun gelecegi icindir. gelecekten kastim sozluge vakif olmak icindir, ne konular var, hangi konularda eksiklik var gibi... “aramaya inanmak” basligiyla esdeger de olabilir. belki baslik ariyordur aramaktan yazi yazamiyordur... desteklenmesi gereken bir kitle olarak dusunuyorum. ilk vahiy de “oku” idi. ilmin basi okumaktir...

deniz gezmiş

utopya
arkadasimin babasi anlatirdi. deniz gezmis ile ayni bolumde okuyormus. bir gun profesorlerden biri siyasetten bahsederken deniz gezmis kursuye kadar gidip elini kursuye indirmis ve ’hocaa vatan elden gidiyor, sen burda ne konusuyorsun!’ diyerek dersi terketmis...

recep tayyip erdoğan gören masum köylü

utopya
sikayetini kibar dille anlatan koylumuzun recep tayyip erdogan karsisinda terbiyesizlik yapma, al anani, git lan burdan tepkisiyle karsilasmasi sonucu masum masum anasini da alarak yollanmasi. masum ve bir o kadar da milletimizin efendisi olan koylumuz bu tepki karsisinda recep tayyip erdogan’in suratina tukurmeyerek sabrini ve medeniyetini gostermistir.

cipsten cikan dövmeler

utopya
cogunun cocuklugundaki bir hatiradir. her gun 10 tane cips alinip vucudun sacma yerlerine baski yapilir. simdi yine gundeme surulmustur. cheetos, ruffless icinden yine dovmeler cikmaktadir. ve kimi zekasi derya deniz insanlar adam keklemeye calisir gercek dovme diye. ki uzaktan gercekten gercek dovmeye benzemektedir. ozellikle sadece siyah olanlari. bu siyah dovme vucudun herhangi bir yerine yapistirilir. uzerine su dokulup, ustune basilir ve 1 dakika sonra cikarilir. sonra resmi cekilip zamaninda benim de dovmem vardi ama lazerle sildirdim zirvalarina girilir...

bakir koca isteyen kız modeli

utopya
bu kizlar yataktan baska birsey hayal etmeyen kiz modelleridir. bakir koca isterler cunku bu insanlar her turlu fantaziye aciklardir bu durumda kadin da gariban adamin uzerinde her turlu fantaziyi deneyebilir.

kadin: bugun seni yataga zincirlerle baglayip vucudunda bicagi gezdirmek istiyorum.
er: o ne demek?
k: gece gorursun demek.
er: pekii...

ya da tam tersi bir durum soz konusu olabilir. bakir koca -bakirliginden dolayi- saldirgan bir koca da olabilir. bu durumda yine kadin, adami fantazilerine alet etmistir. her iki tarafta karlidir.

gitar teli

utopya
fiziki anlamda gitardan ses cikmasini saglayan gitarin bir parcasidir. fakat buna manevi anlamda bakarsak gitarin devi olan sanatcilarin gitarlarinin telleri bile yoktur. ya da 3 telle falan calmayi ogrenmislerdir. gitarinin telleri olmayanlar artik insan-i kamil mertebesine ulasmistir, gitarin her perdesinden cikan sesleri cok iyi bilirler, tel olmasa bile kafalarindan kurgulayabilirler. piyanistte de adrian brody savas sirasinda piyano calmak istiyordu fakat sadece parmaklarini kipirdatiyordu biz de o arada piyanonun sesini duyuyorduk... demek istedigim olsa da olur olmasa da olur gitar teli. onemli olan kafada olmasidir...

girilen entryi daha sonra kucaklamak

utopya
genellikle sorumluluk duygusuyla yazan yazarlarin entrysini acip okumasi, anlamini, imlasini kontrol etmesi ve inci gibi oldugunu fark edince entrysi ile sicak bir iliskiye girmesidir. kucaklama derken tabii ki maddi bir yakinlik soz konusudur. o da saniyorsam soyle olabilir: iyi entry yazdigina inanan yazarimizin yazdiklarini dosyalayip cd veya diskete yazmasi daha sonra bunlarla sarmas dolas olmasidir. bu onun narsistligini gostermez, yazilarina deger verdigini gosterir herhalde. insan bazen kendi yaptiklariyla da gurur duymali...

bilgiçlere fikirlerinden dolayı eksi vermek

utopya
insanlarin fikirlerinden dolayi yargilandigi bir ortamda -ki yargilansin- fikirlerinden dolayi eksi ya da arti oy almasi gayet dogaldir. bu butonlarda kullanilmak icin vardir sonucta. fakat bu buton bizim guzel ya da cirkin yazdigimizi ifade etmez. bizim fikrimizi benimseyen ya da benimsemeyen kisi sayisini gosterir. bu durumda eksi oy aldim diye uzulup, suskunlasmaya hic gerek yoktur. ayni sekilde eksi oy veren hakkinda da "adamin fikrine saygisizlik yapti." diye dusunulmesi sacmaliktir. yani denilebilecekler; kisi fikirlerinden dolayi oylanabilir fakat kisi bilimsel olarak ispatlanmis bir gercekligi yazmissa ve bu eksi oylanmissa o zaman durup dusunulmeli. ornegin; elinizdeki kalem beyazdir ve karsinizdaki kisi bunun beyaz oldugunu cok iyi gorup, bilmektedir fakat sirf muhalefet olmak adina “hayir, o kalem beyaz degil, saridir.” demesi kara cahillikten baska bir sey degildir. bu gibi bir konuyu sozlukte oylayan yazara tabii ki kara cahil demek hakaret etmektir fakat aklini hice saydigi kesinlikle bir gercektir...

mama said

utopya
bu sarki icin diyecek tek laf yok. james ne cekti, ne oldu sarkida anlattigi kadar biliyorum. fakat bilmiyorum bu bencillik mi iyiki cekmis ve bu kadar harika bir parca yaratilmis. iyiki annesi bu kadar james’e boslugunu vermis, kaya gibi kalbini vermis... ne kadar adamlari yumusadilar diye karalasalar da onlarin sozleri ve duygulari yeterince keskindir. sanati hakkiyla yapan ’muzisyenlerdir’.

yok satmak

utopya
satilan urunun musteri tarafindan yagmalanmasi ve bir sonraki postaya kadar beklenmesi fakat yine de musterinin bir kere bile yok satmaya dahil olamamasidir. emlakci politikasina benzemektedir. nerede orta halli guzel bir ev varsa emlakcilar onu hep tanidiklarina satarlar ya da kendileri alirlar. supermarketlerde de bir urune indirim yapilirsa o urunler de supermarket elemanlari tarafindan yagmalanir ve yok satildi derler. market acildigi dakika gidilse de o urun yoktur.

ramazanda aşk başkadır

utopya
her mevsim, her ay, her gun de ask baskadir demisler. kasimda ask baskadir’a karsi ramazanda ask baskadir sloganlari ortada dolasmaktadir. gercekten de ramazan asklari da farklidir. ozellikle oruc tutana ve platonik ask yasayana. icinizde bir alev topu surekli buyumekte. olmayan ilaciniz belli "askiniz", olan ilacinizsa "su". ya su icer orucunuzu bozarsiniz ya da atesinize korukle gidersiniz... gerisi ne olur bilinmez. iftar vakti gelip de orucunuzu actiginiz zaman icinizden gecirdiginiz laflar bellidir ama. ramazanda ask baskadir...

yanlış bir öyküdeyim beni yeniden yaz

utopya
ukdeci "allahim, allahim" diye bir yakarisla ukdesini vermis. dus sokagi sakinlerini pek bir dinlemis belli ki. her sarkinin da can alici bir sozu var. gayret et guzelim parcasinin en guzel sozu de suphesiz ki bu sozdur. oykunun kahramaninin yakarisidir bu sozler... kahraman bulundugu durumu ve olaylarin sonucunu begenmemistir. oyku mutlu sonla, askla bitmemistir de olumle, ayrilikla bitmistir ve bundan derin uzuntu duyan kahraman yazarina yalvarir hale gelmistir beni yeniden yaz ve yarat diyerek...
sensizligin, ayriligin oldugu bir oykude hangi kahraman olmak ister ki ya da bu oyku kime dogru gelebilir ki?..

deliler akıllıları salak sanırlarmis

utopya
ukdecinin deli oldugunu dusunmemi saglamis ukdedir. sayin ukdecimizin notu soyledir: "hepiniz salaksiniz. agu ugu ubigik." siz insanlar akillisiniz diye iltifat etmis ayni zamanda salaksiniz diye de hakaret etmistir. tabi bu arada verdigi notla kendini de unutmamistir, ben de deliyim demistir...
herkes kendi sinirlari icinde akillidir ve her deli kendini deli gordugu surece delidir. duygular da karsiliklidir. bir deli akillinin salak oldugunu dusunuyorsa kendinin de deli oldugunu zaten tasdiklemistir. akilli da kafasini onun deliligine yoruyorsa o da salaktir. sozde dogruluk payi vardir... her delinin icinde bir akilli oldugu gibi her akillinin icinde de bir deli vardir. bu durumda ikisinin de salak olma ihtimali her zaman soz konusu olabilir. insan bu sonucta, mantikla mantiksizlik arasinda gidip-gelen bir varliktir. akilli, deli, salak diye yorumlamak gorecelidir... sonuc olarak deliler akillilari salak buluyorsa vardir bir kuyruk acilari...

abazalar ukde vermesin kampanyası

utopya
sosyal mesaji kuvvetli olan bir ukde... desteklenmesi gerekir diye dusunuyorum ve destekliyorum da. baslik acacak durumda olmayan yazarlar ukdelere daliyor ama o kadar yozlasmis ki ukdeler, ne dusunmesi gerektigini de kavrayamiyor. "am feryadi, amin kilsiz olmasi, amin isteklere cevap vermemesi..." bu ukdeleri veren insan olamaz. nasil, ne sekilde ve nerden dunyaya gozlerini actigini unutmus olmasi mumkun... bu ukdeleri verenin annesine kufredilse eminim hosuna gider hatta tahrik olur...

chris isaak

utopya
bir insan gunun her vakitine nasil hitap edebilir anlamis degilim. sabah, ogle, aksam 3 vakit dinlenilesi bir insan. butun guzellikler nasil bir insanda toplanir, bu adaletsizlik degil midir benim gibiler icin ya da adalet midir onunla aynı dunyayi paylasmam, onun sesini dinleyebiliyor olmam? gunun her saati dinlenebildigi gibi dunyanin en ucube yerinde de kendini dinletebilmesi ne ilahidir. gulerken, aglarken, otobusteyken, denizdeyken, havadayken, mayin tarlasindayken, savastayken. bu insan gerek sesi gerek fizigi gerek kimligiyle dunya icin is, as, es... var olma sebebi... sarkilari kisinin kendi bedenini tanimasini sagliyor, damarlarindaki kanin hareket ettigini hissediyor insan... life will go on, baby did a bad bad think, can t do a thing, solitary man, wicked game, blue hotel, forever blue, san francisco days, black flowers, you owe me some kind of love ve daha sayamadigim sanat dunyasina kazandirmis oldugu pek cok sarkisi vardir...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol