küçüklüğümden beri istediğim bir şeydir.babamı görsem önce..
bazen bu yüzsüzlükten dolayı bir şeyler isteme lüksümün olmadığını düşünüp sen neye razı görürsen o benim için haktır dediğim durumdur..
anlamadığım bir şey. biz kendi ellerimizle bu yaşanası dünyayı bu hale getirdik.yaktık yıktık kestik ağaçları.iş kuraklık ve susuzluğa geldiğinde bidon alıyoruz 20 milyonlara 30 milyonlara.bundan 5-6 sene evvel bu paralarla fidan eksek bu durumda olur muyduk bilmiyorum.hem mahvediyor hem bidon alıyoruz.allah sonumuzu hayır eylesin..
ben daha cok erkekleri anlama klavuzu varsa onu istiyorum bulan varsa bir tanede benim için lütfen..
sadece 10 senemi geçirebilidğim bu insan tekrar görmek için bütün hayat felsefesini oluşturmuş sadece 8 sene bu kelimeyi kullanabilmiş inşallah ilerde evlenicem insanın babası olurda ona baba diyebilirim diyerek özlem duyduğum bir kelimedir fazlasıyla içimi dağlar.babalar günü ise en feci koyanıdır..
nette dolaşırken.bu tip sitelerden birine üye olmak geldi içimden bir ben kaldım gibi hissettim bi an ve üye oldum.nice güzel paylaşımlara..
ne kadar elle tutulabilir ipuçlarınızda olsa ahada bu beni seviyor diyip kendi dünyamızı yaşarız ama sonra bir bakarızki elde sıfır biz görmek istediğimiz görmüşüz duymak istediğimizi duymuşuz.bu yüzden aşkın en çok insana koyanıdır.kendi kendini döversin sonunda bir nevi..
dün yaptığım bir şey ben açılmamak değil açılmış insandım açılınca bir şey mi oldu yok tabi ha açılırken öyle tamamiyle açılmıcan zaten bir iki cümle söylicen olta nitelinde sen o cümlelere verilen cevaplardan cıkarıcan artık.bende cevabımı aldım adamı sildim.bu saatten sonra açılamamak şöyle dursun açılmaya tenezzül etmicem.değmez...
kendisiyle alakam fazla yoktu dizisini seyretmeyi çok istiyordum bir türlü makus talihimiz olan sınavlara çalışmaktan fırsat bulup dizi seyredemediğimden sadece gözüm takıldığında "ah ""diyordum bir bende bunları tekrar seyredicem" .tam sınav bitti tekrarlarını seyrederken bu olay oldu dabi.kendimden utandım bir an ben sınav kaygısıyla uğraşırken adam can derdindeydi hey hayat dedim seninle uğraşmaktan bak neleri hep unutuyoruz.ve araştırırken gördüm ki bir ormanı vardı kendi yaşarken yaptırdığı 500 ağaçlıktı (yanlış hatırlamıyorsam)ne güzel dedim genellikle insan ölünce ormanını yapalım hadi denir adam sağ iken onu da halletmiş eli öpülesi insan allah rahmetini sana hiç esirgemez inşallah
bir kitapta okumuştum.eskiden ruh hastası olarka kabul edilirilerdi bu tarihlerde 1880li yıllardı(sanırım) o zaman böyle saplantısı olanlar hastahanede tecdaviye alınırdı.ama şimdilerde hastalık denilen şeye hastalık demiyoruz...
hiç anlamadığım ve anlayamayacağım bir cinsiyet.hayır erkeklerin bazıları alımlı,birazda ortalık malı kızlardan hoşlanır ama onunla evlenmeyi seçmezler.evlenilecek kızlarıda görmemeyi yeğlerler bu nasıl mantıktır anlamıyorum.allah onlara akıl,zihin ihsan eylesin..
insanların artk büyükmüşsün gibi davranması ki senin ruhunun küçüklüğüne inat .bide artık ileriyi düşünmek zorunda kaldığın zamandır nasıl bir işte çalışıcan kimle evlenicen bunları düşündürmek zorunda kaldıklarında büyümüşsün demektir bence..
hasret kaldığım ve daha çokta hasret kalıcamı düşündüğüm sesini bile özlediğim şeydir.saolsun devlet büyüklerimize oy verenler gazımız yoktu şekerimiz yoktu şu an hepsi var derken verdikleri oylarla bizi suya da,yağmura da,bu sese de hasret bıraktırıcaklar.haa demeyinki bu yağmur allahın takdiriridir.allah herkese akıl vermiş.kullanasın diye ama biz akılsızlığımızı takdiri ilahi diyerek topu rabbime atmıyormuyuz ne diyim.hasret kaldım bir tutam yağmur sesine..
kader utansın şarkısını bin defa dinlesem sıkılmayacağım şarkıcı.her dinlediğimde küçüklüğüm aklıma gelir. tam popüler olduğu zamanlar bizimkiler son ses aşkın nur yengi dinlerlerdi.aşkının sesini her duyduğumda o zamanki birlikteliğimizi hatırlarım hepimiz küçüktük ama bir aradaydık.onun sesini çok seviyorum....
sesini çok sevdiğim son çıkardığı albümle bana sanat müziğini sevdiren,güzelliği işte annesine bak kızını al dettiren,sıkılmadan dinleyeceğim gülüşü bile hoş olan hanım efendi..ekranda görmek ile onun seviyeli duruşuyla gönlümde taht kuran insan.karadeniz şarkıları söylemekte ona ayrı bir güzellik veriyor.
konserine gitmeyi hep istediğim ama bir türlü gidemediğim(ya zamandan,ya da biletlerin fiyat durumundan) insan umarım ömrü uzun olurda ben gerçekten onu bir defa olsa şöyle canlı dinlerim.
lügatımıza gemiciğin eklenmesine vesile olan olaydır.başbakanın oğlunun adı o gazetede bu gazete duyulurken,cumhurbaşkanı oğlunun köşkün ana girişi sırf malzeme olmamak adına kullanmadığı duyulduğunda beni düşüncelere sevkeden olaydır...
sesine hayran olduğum.özellikle gülendamla bu hayranlığımın arttığı piyasa sanatçılarının arasında özlemle yine gözlerimin aradığı,şu an gittin gideli şarkısını dinlediğim şarkıcı.umarım yine sesini güzel şarkılarda duyarız.
artık şaşırmadığım ve artık bu kadar lafa söze rağmen bu adam nasıl bir daha belediye başkanı olur kara kara düşündüğüm yok yok ne yapıp eder gene alır dediğim kişidir.belediye tapulu malıymış gibi türkiyenin en borçlu beldiyesine sahip,bu kadar borç nereye gidiyor diye sorsak susuzluktna kıvranıyoz biz alo desek paralar metroya gitti diyicek ama onunlada oy toplamayı amaçlıyıcağı için gelecek seçimlere yetiştireceğ,bu yüzden bütün planları bütün projeleri metroya akıtan susuz kalınca da ,bir çok ilgili tarafından biz dedik ama benim öncelim metro dediği için şu günleri susuz geçirdğimiz kişidir.vermiş olduğu çözüm aferdesiniz ama artık yuh diyicek hale getiren kişidir.sen bir büyükşehir belediyesi başkanısın bu yapılır mı millete diyesim yakasına yapışasım geliyor diye sık sık istek duyduğum kişidir.
bu başlığı görünce aklıma murathan munga’nın şu şiiri aklıma geliyor daha da heralde anlatılamaz gibime de geliyor bir fotoğrafa bakılırken neler hissediliyor
sevgilim,
yetimim benim,
aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken
kapılar kapalı, dünya buzlu cam
uyuşmuş gözlerimin önünde
hayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan
ikimizin yerine dinliyorum
sevdiğin şarkıları
siyah tişörtünü giyiyorum yatarken
gömleklerini, kazaklarını, kokunu
senin rüyalarını görüyorum ölür gibi uyurken
gün boyu elimde kahve fincanı
kapıyı açmıyorum
telefonlara çıkmıyorum
başını bekliyorum geleceği olmayan hatıraların
sevgilim,
yetimim benim,
nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayata
öldüğünden haberi yok fotoğraflarının
sevgilim,
yetimim benim,
aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken
kapılar kapalı, dünya buzlu cam
uyuşmuş gözlerimin önünde
hayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan
ikimizin yerine dinliyorum
sevdiğin şarkıları
siyah tişörtünü giyiyorum yatarken
gömleklerini, kazaklarını, kokunu
senin rüyalarını görüyorum ölür gibi uyurken
gün boyu elimde kahve fincanı
kapıyı açmıyorum
telefonlara çıkmıyorum
başını bekliyorum geleceği olmayan hatıraların
sevgilim,
yetimim benim,
nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayata
öldüğünden haberi yok fotoğraflarının
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?