türkiyede, özellikle beyoğluda en fazla içki tüketilen gün ve akşamıdır.
lan böyle içilir mi amk? nereye kadar iç, iç, iç!?
koca gün heba oldu, allah daha beter etsin seni ...
söz sende independence!
metin altıok şiiri.
bütün gece bir saat tıkır tıkır işledi
düşündüm bütün gece
kurulmuş bir saat gibi.
elimde seçkin bir sözcük demetiyle,
düşündüm gelip arasam seni.
bütün gece bir saat tıkır tıkır işledi
vakti anlamak güçtü, ama kulağımdaydı sesi
bir saat suyun dibinde,
kıvrımlar çizen yelkovanı akrebi.
duydum çaldı gecenin bir yerinde.
düş müydü, gerçek miydi?
vakti anlamak güçtü, ama kulağımdaydı sesi.
geldim mi sana, yoksa gelmedim mi?
ne zaman kapatsam gözlerimi,
hep o saat dibinde suyun
ve ben yanında bir gemi leşi.
belki hiç yaşamadım senin öznel tarihini.
geldim mi sana, yoksa gelmedim mi?
sen sırtına giymedin çiy tanelerini,
avucuma düşmedi yılın ilk cemresi
seni hiç görmedim, sana gelmedim,
ikiye ayırmadık biz o tarihi.
neden durmuyor öyleyse dipteki saat?
sen sırtına giymedin çiy tanelerini.
anılardır bir batığın koruyan gövdesini,
acı verseler bile.
o saat, o çarpık saat duyuracak sesini
düşümde, gerçeğimde
sevgiyle kurarak kendi kendini.
anılardır bir batığın koruyan gövdesini.
bütün gece bir saat tıkır tıkır işledi
düşündüm bütün gece
kurulmuş bir saat gibi.
elimde seçkin bir sözcük demetiyle,
düşündüm gelip arasam seni.
bütün gece bir saat tıkır tıkır işledi
vakti anlamak güçtü, ama kulağımdaydı sesi
bir saat suyun dibinde,
kıvrımlar çizen yelkovanı akrebi.
duydum çaldı gecenin bir yerinde.
düş müydü, gerçek miydi?
vakti anlamak güçtü, ama kulağımdaydı sesi.
geldim mi sana, yoksa gelmedim mi?
ne zaman kapatsam gözlerimi,
hep o saat dibinde suyun
ve ben yanında bir gemi leşi.
belki hiç yaşamadım senin öznel tarihini.
geldim mi sana, yoksa gelmedim mi?
sen sırtına giymedin çiy tanelerini,
avucuma düşmedi yılın ilk cemresi
seni hiç görmedim, sana gelmedim,
ikiye ayırmadık biz o tarihi.
neden durmuyor öyleyse dipteki saat?
sen sırtına giymedin çiy tanelerini.
anılardır bir batığın koruyan gövdesini,
acı verseler bile.
o saat, o çarpık saat duyuracak sesini
düşümde, gerçeğimde
sevgiyle kurarak kendi kendini.
anılardır bir batığın koruyan gövdesini.
metin altıoktan...
günlerden öyle bir gündü;
üstüne tarih düştüğüm.
gözümün önüne geldi birden
balkıyan güzel yüzün.
ve yüreğim yandı söndü,
ter bastı avuçlarımı.
bir işlek kovan uğultusu
kapladı kulaklarımı.
uzandım usulca cigarama;
yavan ömrüme katık.
ben o gün öldüm gülüm,
bir daha ölmem artık..
günlerden öyle bir gündü;
üstüne tarih düştüğüm.
gözümün önüne geldi birden
balkıyan güzel yüzün.
ve yüreğim yandı söndü,
ter bastı avuçlarımı.
bir işlek kovan uğultusu
kapladı kulaklarımı.
uzandım usulca cigarama;
yavan ömrüme katık.
ben o gün öldüm gülüm,
bir daha ölmem artık..
metin altıok şiiri.
yanında dağılmış kağıtlar
ve tütün tabakası var
bir bez parçasıyla
ağzını tıkamışlar
cesetini sırt üstü
boyunca uzatmışlar
bir deniz kabuğunda
dalgaları duyanlar
boş bir mermi kovanı
sizce nasıl uğuldar
yanında dağılmış kağıtlar
ve tütün tabakası var
bir bez parçasıyla
ağzını tıkamışlar
cesetini sırt üstü
boyunca uzatmışlar
bir deniz kabuğunda
dalgaları duyanlar
boş bir mermi kovanı
sizce nasıl uğuldar
(1882 columbus–1925 new york) amerikalı litograf ( taşbaskı sanatçısı ) ve ressam.
babası bir mimar olan bellows erken yaşlardan itibaren spora ve sanata ilgi duydu. 1901’ de ohio state university’ e kaydoldu. düzenli olarak üniversitenin yıllıklarına çizimler yaptı; okulda beyzbol ve basketbol takımı kurdu ve profesyonel olarak oynadı. 1904 yılının sonunda sanat hayatına yön vermek üzere takımdan ayrıldı ve columbus’ u terk etti.
bellows erken dönemlerinde genellikle çeşitli spor müsabakalarından muhtelif kesitleri resmetti. sonraki dönemlerinde deniz ve kış manzaralarının yanısıra kadın ve çocuk portreleri yapmaya yöneldi.
bir eseri için:
http://www.istanbulsanatevi.com/sanat/ressam/resim.php?lang=tur&id=3480
babası bir mimar olan bellows erken yaşlardan itibaren spora ve sanata ilgi duydu. 1901’ de ohio state university’ e kaydoldu. düzenli olarak üniversitenin yıllıklarına çizimler yaptı; okulda beyzbol ve basketbol takımı kurdu ve profesyonel olarak oynadı. 1904 yılının sonunda sanat hayatına yön vermek üzere takımdan ayrıldı ve columbus’ u terk etti.
bellows erken dönemlerinde genellikle çeşitli spor müsabakalarından muhtelif kesitleri resmetti. sonraki dönemlerinde deniz ve kış manzaralarının yanısıra kadın ve çocuk portreleri yapmaya yöneldi.
bir eseri için:
http://www.istanbulsanatevi.com/sanat/ressam/resim.php?lang=tur&id=3480
kamyoncu argosunda: otomobillerin tümüdür.
rıfat ılgazdan...
kasabamız
martıların düşürdüğü tohumdan
filizlendiğine inandığım kasabamız
yosun kokardı evleri
çarşıları midye kokardı
çekirdeği çölden gelen mescitin
boy attığına şaşardım
bu deniz yüklü havada
nedense gelişemedi bir türlü
en şirin yerine dikilen
irili ufaklı mezar taşları
belki de ölüler böyle istiyor.
kasabamız
martıların düşürdüğü tohumdan
filizlendiğine inandığım kasabamız
yosun kokardı evleri
çarşıları midye kokardı
çekirdeği çölden gelen mescitin
boy attığına şaşardım
bu deniz yüklü havada
nedense gelişemedi bir türlü
en şirin yerine dikilen
irili ufaklı mezar taşları
belki de ölüler böyle istiyor.
edip cansevere ait şiirlerdir.
- belirsizlikler 1
- belirsizlikler 2
- belirsizlikler 3
- belirsizlikler 4
- belirsizlikler 5
- belirsizlikler 1
- belirsizlikler 2
- belirsizlikler 3
- belirsizlikler 4
- belirsizlikler 5
bülent ecevite ait bir şiir.
ne ben sorayım seni
ne sen beni sor
soyunmuş seslerimiz tenden
boşlukta bir aşk örüyor
ses olmuş duygular
yaklaşır dalga dalga zamansız
kavuşsa da seslerimiz birbirine
biz kavuşamayız
ne kollarımız var saracak
ne öpecek dudaklar
ne görülecek yüzümüz var
ne görecek göz
biz aşk örüyoruz boşlukta
çizgiden soyut
zerreden öz
ne ben sorayım seni
ne sen beni sor
soyunmuş seslerimiz tenden
boşlukta bir aşk örüyor
ses olmuş duygular
yaklaşır dalga dalga zamansız
kavuşsa da seslerimiz birbirine
biz kavuşamayız
ne kollarımız var saracak
ne öpecek dudaklar
ne görülecek yüzümüz var
ne görecek göz
biz aşk örüyoruz boşlukta
çizgiden soyut
zerreden öz
argoda: ateşli silahın eskisi, kötüsü, çalışmayanına denir.
denizcilikte: tekneye iniş ve biniş için kullanılan ahşap veya metal mekanizmaya verilen ad.
kuyruklu yıldızın başını saran, hızla genişleyerek yayılan halka görünüşlü aydınlık.
not:
tanım ve başlık tdkdandır.
başlık neden birleşik yazıldı, burasını anlayabiliyorum da; tanımda neden ayrı yazılmış bunu anlamış değilim.
not:
tanım ve başlık tdkdandır.
başlık neden birleşik yazıldı, burasını anlayabiliyorum da; tanımda neden ayrı yazılmış bunu anlamış değilim.
(bkz: kuyrukluyıldız aylası)
(bkz: barba yorgo)
gölge oyununda yarı rumca, yarı ulahça konuşan rumelili çoban tipi. bilgisizdir; denizin adını bilmez, gemileri kayık sanır, baba himmetin bir başka uzantısıdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?