confessions

pipisik

- Yazar -

  1. toplam entry 23841
  2. takipçi 1
  3. puan 616870

zeki müren in adnan şenses e tecavüz ettirmesi

pipisik
doğru haberdir: ettirmiştir, kendimden biliyorum.

bana da ettirdi, ben de hâlâ şarkı söyleyemiyorum. şarkı söyleyemeyişimin 30. yılında, 40. yılında ve 50. yılında da jübile yapıp, ne kadar tayyip ve tayyipçi tayfası varsa hepsini davet edece’m evime, kendimi ettirtece’m aynı adnancım gibi.

ölenin arkasından dedikodu yapmak da anca bunlara yaraşır zaten.
etmiyece’m küfür, zorlamayın.

çocukken annenin bitmeyen bakkal siparişleri

pipisik
cep telefonunun olmadığı eski zamanlarda annenin, çocuklarına verdikleri ve evin eksiklerini tamamlayacak sonu olmayan bakkal siparişleridir. evde başlar, evde biterdi...

sabah.
9 ya da 10 yaş.
yatağın herhangi bir köşesi.
kahvaltı edilmemiş henüz.
yatağın o inanılmaz sıcaklığı üzerimde daha.

anne: pipiiii! kalk hadi oğlum, bakkala git de kahvaltılık bir şeyler al.

pipi: peki annecim.

yüzdeki mahmurluğu almak için bir güzel surat yıkanır, giyinilir.

anne: bak şimdi oğlum: 250 gr az yağlı beyaz peynir (söyle tenekeden versin, geçen seferki gibi dolapta çürüttüklerinden değil, vallahi geri gönderirim) , 150 gr sert zeytin (suyunu tartmasın körolasıca, yarısı suydu geçen sefer), 4 tane sarı yumurta (beyazlarda koku var, hem sarılar daha iri, kendin seç onları oğlum), 1 pişkin ekmek (elinle yokla, çıt sesi geliyorsa al, tamam mı evlâdım?); evde reçelle bal var, ben çayı koyayım, sen de çabucak gidiver yavrucuum, hadi...

pipi: tamam anne, hemen gidiyorum.

para alınır fakat...
kapıdan çıkarken gol yağmuru başlar!
merdivenler.

anne: pipiiiiii! bak unuttum, akşam üzeri şerife teyzenler (komşumuz) bize gelecek, fırına da uğra sen, ekmeği bakkaldan diil, oradan al, bir de irmik, yarım kilo olsun, yaziim mi bunları sana?

pipi: yok anne, hepsi aklımda: peynir, zeytin, yumurta bakkaldan, ekmekle irmik fırından.

anne: afferin benim akıllı oğluma, hadi koş.

pipi: (iç ses: tral lal looom, tral lal looom... tenekeden 250 gram yağlı beyaz peynir, 150 gram zeytin, 4 tane yumurta bakkaldan; irmikle ekm...)

apartmandan dışarı tam çıkmışken ve siparişler içten tekrarlanırken, camdan sarkmış bir çift anne memesi ve onlara dayanmış bir anne kafası görülür:
- pipiiiii diye bağırmaktadır.

pipi: efendiiim.

anne: kuruyemişçiye de uğra oğlum, 50 gr çam fıstığı alıver, paranın üstüyle de kendine bir şeyler alırsın hem..

pipi: paranın üstü ne kadar annecim?

anne: 50 kuruş filan artar heralde. al onunla şeker, sakız filan işte..

pipi: tamam anneciim.

yarim saat 45 dakika sonra.
kapi zili çalinir ve elde torba eve girilir.

anne: afferin oğluma, aldın di mi hepsini?

pipi: aldım annecim (lolipop iştahla yalanmaktadır o sıra).

anne torbayı mutfağa götürür ve...

- pipiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii! çığlığı duyulur.

torbadan 4 ekmek, yarım kilo zeytin, 50 gram kaşar, 1 yumurta, bolca şekerleme ve 2-3 paket de koska helvası çıkar (susamlı)

ekmekler çok sıcaktı, bir de bunu unutmamışım hâlâ...

emma the gold one

pipisik
30 yaşa girmesinin verdiği heyecanla müthiş bir sevgi çemberi oluşmuştur etrafında. ben de bu sevgi selinde bir damla olabilirsem ne mutlu bana.

nice otuzlu yaşlara ablacığım, ellerinden öperim.

kardeşin pipişik.

müslümanlara göre dünya hala öküzün kafasında

pipisik
ne bir savdır ne bir hurafedir, bal gibi de bir müslüman inancıdır.

ha, sadece müslümanlarda mı bu inanış? ya olur mu hiç öyle şey!? hepsinde, bütün kitap inmiş dinlerde aynı vâkâ sabit. hıristiyanlar galile’yi engizisyon mahkemelerinde neden yargıladılar? "dünya dönüyor" dediği için değil mi? ne oldu şimdi(?), incil’e ek madde mi eklediler? kur’an desen, onun hiçbir yerinde dünyanın şekline şemaline ilişkin bir bölüm yok! tevrat da allahlık, aynı diğerleri gibi.

kalmışlar bu inananlar bilmem kaç yıllarında, öküz sallarsa kafasını deprem oldu bellemişler. "7.4 yetmedi mi" yi öküze sormalıydı o salak karafatma; gitti bilmem kimin kemalistlerine sordu! lan kemalistler kendi aralarında bilmem kaça bölünmüşler, sizle mi uğraşacaklar işi gücü bırakıp allah’ın örümcek beyinlileri.

velhasıl-ı kelâm;

hiçbir kutsal olarak addedilmiş kitapta dünyanın ne şekline ne de ne yaptığına dair bir söz yok. bilmem kaç senedir de tapınırlar dururlar bu insan yazmalarına bizim sözde ademoğulları, bırak tapınsınlar. şöyle, tepsi biçiminde bir şey dünya. içinde ben varım, sen varsın; bir de nuh’un, gemisine koyduğu hayvanlardan arta kalanlar, işte o kadar!

kafaya gel! lan nerede yaptınız siz bu kafayı lan; ha? ben de istiyorum ondan amk! camiye de bu kafayla gidiyorlar bunlar ha... helal baba!

ne? ay’da ezan sesi mi duymuş armstrong?
oynaşma, harbi sikerim bak!

sevgiliye eski sevgiliden bahsetmek

pipisik
gereksiz, düşüncesizce ve anlamsız bir davranış biçimi. bitmiş gitmiş bir ilişkiyi gidip de yeni sevgiliye, yola devam ettiğin, her şeyini paylaştığın kişiye anlatmanın ne gereği var! her şeyini paylaşmak derken, bunları da paylaşmaya gerek yok ki cicim benim... tatlım kıymetlim. yerim seni, anlatma, sus amk!

pipişik

pipisik
girmeyecektim 1.000.000’uncu entry’i... valla girmeyecektim kız. tam 999.999’da bırakıp:

pipisik->imphotep: günaydın. ben 999.999uncu entry’de bırakaca’m hocam. gerisini sen halleder misin? (=
(15.04.2011 08:05:33)
sil ar$iv

sonra... baktım ki kaybolmuş imphotep:

pipisik->imphotep: ben online’sın diye mesaj attıydım bir milyonuncu entry için ama sonra yok oldun... ben de hallettim, dayanamadım, kıyamadım... (=
(15.04.2011 08:23:11)
sil ar$iv

durumu özetledikten sonra: evet. dayanamadım amk! içeriğine gelince; size mi soraca’m ne yazacağımı lan? yeni mi çıktı bu? herkesin zevki anasınınki. bu zamana değin sen mi yol gösterdin bana da o an seni arayacak soracaktım; "nasıl yapsam, nasıl etsem" diye.

sinirli değilim, sadece götüm.

su uyur pipişik uyumaz!

rtük ten casablanca ya sigara cezası verilmesi

pipisik
sigara içiyor, çocuklara kötü örnek oluyor diye red kit’in ağzına papatya koyan zihniyetin hortladığı izlenimi yaratan amcıkça bir karar. karar sadece casablanca ile ilgili amcıkça değil, tümden amcıkça!

casablanca’daki efsane sahnelerin tümünde, ağzında sigara var bogart’ın. bir karizma filan böyle. zaten çirkin bu humprey; ingrid olmasaydı yani onunla başrollere çıkmasaydı, babayı hasta olurlardı kadınlar ona. kıskanç bu kadın kısmısı; görmesinler güzel kadının yanında bir dallama (humprey bogart’a da dallama dedim ya, ohh) hemen atlarlar üzerine, bakmadan hiçbir şeyine.

sigara diyordum; böyle televizyonlarda içenin götüne sokacaksın ki, bak bir daha içiyorlar mı? ibneler.

şimdi sıra atatürk’ün sigarayla çekilmiş bil-umum fotoğraf ve görüntülerinde. adamın bir tane sigarasız görüntüsü yok neredeyse. lan atatürk bile sigara içiyormuş, tüü, ne kötü örnek olmuş bak gençliğe! ayıp, yaşından başından utan be atam!

edit:

o değil de;

bi’ okuyayım dedim yazdığımı şimdi, amcık demek ne güzel bir şey ya öyle ağzını doldura doldura! amcıkk! allah allaaaa... karar çok amcıkça! evet, amcıkk! (ikinci "k" tükürük saçarak söylenir)

ideal seks

pipisik
kadına ve erkeğe göre değişkenlik gösteren durum.

bir kadını ele alalım:

ta sabahtan başlar onlar için seks! kahvaltıdan önce, daha yataktayken düşünmeye başlarlar. "hadi sevgilim, ne alemdesin" sorusu ilk ışıklarındandır seks isteğinin. erkek oralı olmasa da meraklanmayın, daha anlatacakları var size.

kahvaltıda kadın:

bakışlar son hâlini almıştır. yan yan süzmeler, orasını burasını ellemeler, düzeltmeler. erkeğine sürtünmeler. oysa o orada yumurtasının neden bu kadar çok piştiğini düşünüyordur daha. işe koyulmayı, geç kaldığını...

kahvaltı sonrası erkeğini işe yollama faslında kadın:

"sevgilim bugün erken gelebilir misin(?), anlatacaklarım var sana" demesi her şeyi açıklıyor di’ mi? hayır. açıklamıyor, çünkü siz konuyu bildiğiniz için öyle. adamın umrunda mı(?): değil tabii. hemen sonrasında, daha yoldayken adam; telefonlar... işteyken; telefonlar... bu arada kadının kendisine çeki düzen vermek işini unutmayalım. seksi düşünüyor o, aklından başka bir şey geçmiyor ki!

akşam yemeği için öğlen alışverişi sırasında kadın:

pırasa yemeği yapacaktır. olsun, gene de kadındır, saygı göstermeli. konumuza dönelim: pırasa alırken bile, marketin kadınlara özgü reyonlarına uğramayı ihmal etmez. neden(?): aklında seks yapmak vardır da ondan. kendisine yeni bir parfüm alır belki... belki kırmızı ve kenarları dantelli külot. sonrasında da patates ve havuç (bunlar pırasa yemeği için).

akşamüzeri yemek yaparken kadın:

pırasalar tavını bulmuştur ve pirinci dolaptan çıkartırken, seksi düşünür kadın. "pırasa yapıyorum erkeğime, ohh" diye geçirir aklından: "uzun uzun kavaklar" şarkısını mırıldar bir yandan.

akşam olur, koca eve gelir... ve kadın:

hoş geldinler... öpücükler... okşamalar, sürtünmeler hep bir ağızdan ahenkli bir koro oluşturur evde. adam çorabını çıkartır ve kokladıktan sonra atar kanepenin arkasına, o ayrı.

yemek esnasında kadın:

elleriyle besler adamını kadın. yüzüne gözüne öpücükler kondurur, geceyi düşler sürekli. "ceviz de aldım sevgilim. bak kuru incirin içine de koyup ikişer damla da bal damlattım, ağzının tadı yerine gelsin diye. aç bakiim ağzını, hadi" demesi ağzının tadını düşündüğünden diyenleri siliyorum insanlıktan ben.

yatakta kadın:

kocası televizyonda hınçal uluç’un şen kahkalarını izlerken, o yataktadır yeni aldığı kırmızı külotuyla. parfümden de sıkmıştır memelerine, saçlarını da taramıştır. bekler...

durun şimdi; biraz ara verelim kadına ve dönelim erkeklere ve bir erkeği alalım örnekse:

seks öncesi erkek:

tüm gününü kadınlara bakarak, onlar hakkında fanteziler kurarak geçirmiştir. apartman boşluklarında, evin bacasının dumanında, trenin makinist bölümünde... her tarafta ırzına geçmiştir hayâli kadınlarının. erkektir o, yapar. haşmetlidir, büyüktür onunkisi, karşısında hiçbir kadın duramaz alimallah.

yatakta erkek:

önem sırasına göre yazayım, beş ana safhası vardır bir erkek için yatağın:

1. safha: bir iki dakika oral -kimin yaptığı önemli değil-...

2. safha: aparatı haznesine takma...

3. safha: sürekli bir devinim...

4. safha: içindekini kusma...

5. ve bilindik safha: kuru kuruya bir öpücük -o da belki-, kıçını dönüp uyuma.

hooop, tekrar kadındayız:

erkeği bitmişse de o; elleri kırmızı dantelli külotunun içinde, bir şeyleri yokluyordur şehvetle... aklında pırasa tarlası...



neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol