birinci nesil yazarlar gecirdikleri sure itibariyle daha cok ayar yemis, uyari almis olduklarindan zamanla kendilerini toparlamistir. ikinci nesil de toparlayacaktir durumu.
malumunuz bir fikra vardir:
kopru altinda yasayan iki evsizden biri digerine soyle demis,
+senin ayaklarin benimkilerden daha kirli
-eee olacak o kadar, diye cevap vermis digeri, ben senden bes yas buyugum... (bkz: anladin sen anladin)
misafir gelince, bilgisayarın ekranı kapatılır, gelenlere hosgeldiniz denir, hemen içeri koşulur, iki satır bir şeyler okunur, bu arada anne misafirleri buyur etmiş, yerlerine oturtmuştur. o esnada salona gidilip hal hatir sorulur akabinde ekran başına dönülür. anne icerden seslenir yardim ister. zoraki gidip istenilen yerine getirilir. birkaç defa bu devam eder. nihayet misafirlerin kalkıp gitmekte olduklarını işaret eden sesler duyulur, usulen güle güle demek icin yanlarina gidilir. misafirler gider gitmez anneden azar işitilir. her seferinde ayni şey yaşanır ama bilgisayari kapatmaya muvaffak olamaz deli gönül.
nasil bir temizliktir, nasil bir hijyen saglamaktır, bir turlu akıl sır erdirilemeyen tuhaf davranış.
msn ortamindan zaten hazzetmeyen insanlari daha da sogutmak icin icad edilmis nicklerdir. görür görmez sebebi bilinmemekle birlikte, bazı bünyelerde daralmaya neden olur. abidik gubidik laflar, "ben farkliyim görüyon mu abi" tavri, bir cıvıklık... mecburen msn kullanan kişilerde gereksiz göz yorgunluğuna vesile olur.
burada bulunmayi sevmek. (bkz: seni seviyorum bilgi sozluk)
kalabak suyu aslinda abı hayat imis, onu icenler yaslanmiyormus, o yuzden eskisehirliler hep genc kaliyorlarmis...
öyle dalmışım ki internete bu akşamüstü,
komşu sitedir gözümde itiraf com.
ben sozlukten bihaber bir çocuğum,
kayıp entrylerimi arıyorum.
koşun bilgicler, koşun yazarlar,
avuçlarıma sığmıyor mouselar.
(not: siirin orijinali cahit sitki taranciya ait "avuçlarıma sığmıyor yıldızlar"dır.)
komşu sitedir gözümde itiraf com.
ben sozlukten bihaber bir çocuğum,
kayıp entrylerimi arıyorum.
koşun bilgicler, koşun yazarlar,
avuçlarıma sığmıyor mouselar.
(not: siirin orijinali cahit sitki taranciya ait "avuçlarıma sığmıyor yıldızlar"dır.)
ankara nufusunun bir gunlugune 50 bin küsur kisi artmasina sebep olan, bilumum esnafin musteri potansiyelini artiran, ankara da yasayan/okuyan eski arkadaslarla gorusmek amaciyla bahane olarak kullanılan sinav.
fanfa; cinsiyet: erkek; yaş: 37; il: istanbul
evlenmeden önceki sevgilim 65 kilo civarındaydı ve kendine balık etli derdi. karım 70 kilo ve o da balık etliyim diyor. evlendikten sonraki sevgililerimin biri 80, diğeri 87 ve sonuncusu 99 kiloydu. tahmin edebileceğiniz gibi onlar da vücut yapıları için balık etli derlerdi. buradan tüm kadınlara soruyorum, bu balık etinin standardı nedir?
meali: 99 kiloluk birinin ben balik etliyim demesine inandim ama 150 kiloluk birisi de ayni seyi iddia ederse inanip inanmayacagimi bilemiyorum. o yuzden tseden bununla ilgili bir standart yayinlamasini rica ediyorum.
evlenmeden önceki sevgilim 65 kilo civarındaydı ve kendine balık etli derdi. karım 70 kilo ve o da balık etliyim diyor. evlendikten sonraki sevgililerimin biri 80, diğeri 87 ve sonuncusu 99 kiloydu. tahmin edebileceğiniz gibi onlar da vücut yapıları için balık etli derlerdi. buradan tüm kadınlara soruyorum, bu balık etinin standardı nedir?
meali: 99 kiloluk birinin ben balik etliyim demesine inandim ama 150 kiloluk birisi de ayni seyi iddia ederse inanip inanmayacagimi bilemiyorum. o yuzden tseden bununla ilgili bir standart yayinlamasini rica ediyorum.
sol framede yer alan kufurlu basliklara bakip bakip yazacak bir sey bulamamak, esefle kinamak... sozlugu aile ortaminda acmaya utanir hale gelmek..
neden gitti ki...
ayriyetten temiz sol frame istiyoruz...hos olmayan basliklari da bu "istenmeyen" kisilerin ellerine tutusturuverelim de giderken uygun bir cop kutusuna atsinlar.
rezillik diz boyudur... bunlara soylenecek sey bulunamamaktadir... bir de bu tipler saga sola bu kelimeleri iceren mesajlar gondermektedir. yonetim uyuyor mudur?
hayalperest, romantik, duygusalligi alinganlik derecesine vardiran, sulu goz ama agladigini baskalarina gostermeyen, disariya karsi hep neseli hep mutlu gorunen, kimseyi kirmak istemeyen ve bunun sonucu hep kendisi kirilan insanlardir.
soguk konusuna aciklik getirmek gerekirse, cogu ic anadolu bolgesi sehrinden daha soguk olmayan, digerleri gibi karasal iklim ozellikleri gosteren bir sehirdir. ancak 2005-2006 kis sezonu oldukca!! sert gecmistir. en dusuk sicaklik olarak -29 goruldugu vakidir. aci ruzgari da hesaba katarsak hissedilen sicaklik -30u gecmis olabilir...
her sahnesi ayri guzel olan filmin en cok akilda kalan diyaloglarindan biri... hele bir de kişi kendi hayatinda affedip affetmemek konusunda kararsizlik yasiyorsa, bu sahneden sonra "affedeyim tabi, insan affetmez mi ya" der...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?