iktisatta bir kural vardır: insanlar bedava alabileceği bir ürünü para vererek satınalmazlar. dolayısıyla msn paralı olduğu an ona çok benzeyen bedava ürünlere yönelim olacaktır. öyleyse; msn paralı olamayacaktır.
bu sendrom, uzun süren baskı sonunda, baskıyı uygulayan kişilere, baskıya maruz kalanlar tarafından duyulan tuhaf bir sevgiyi ifade etmek için kullanılır. çünkü dozajı yüksek baskı altında kalan birey dış dünya ile iletişimini sadece baskıyı oluşturanlar vasıtasıyla yapabileceğinin yeterince farkındadır. bir yönüyle de güce karşı bir tapınma duygusudur. sendromun kökeni ise, 1973 yılında stockholmde gerçekleşen bir rehin alma olayına dayanmaktadır.
"hocam" hitabının çok yaygın kullanıldığı, fazlaca muhafazakar bir üniversite.
bir dönem uzun saçlı erkek öğrencilerin bile içeri alınmadığı bir kampüse sahip üniversite.
insanın içine işleyen bir sese sahip olan, bunun yanında cahilliğini bile zekasıyla çok iyi pazarlayan bu toprakların bir insanı.
maçın henüz başlamadığı bu saatlerde, bir fakir olarak, bu maçtan galatasaray’ın üç puan alacağını ummaktayım. malum, umut fakirin ekmeğiymiş.
çok güzel yüzü olan bir insandı.
kadının tam olarak insan olarak görülmediği bir toplumda üretilmiş akıllara ziyan bir ifade.
ismi adeta basketbol ile özdeşleşmiş merhum bir sporcu.
üç kişilik aşk olamaz mı? yoksa hayat hep böyle sınırlı sayılarla mı sınırlandırılır?
iğrenç espriler derken bunun kime göre iğrenç olduğunu da ifade etmek gerekmez mi? bir kişi bile bile iğrenç espri yapar mı? sonra iğrençliğin kriteri nedir? gibi sorular da iğrenç espriler kategorisine mi girer?..
karabasan:1-kara basma eyleminde bulunan kişi.
2-basan adındaki kişiye lakabıyla birlikte hitap edilince söylenir(lakabı karadır tabii).
3-karaba adındaki bir japona, saygı unvanıyla birlikte kendine hitap edildiğinde söylenen isim (sayuriye sayurisan denmesi gibi).
4- birbiriyle ilgisi olmayan, kar, aba, san kelimelerinin zincirleme yanyana gelmesiyle oluşan anlamsız bir sözcük.
2-basan adındaki kişiye lakabıyla birlikte hitap edilince söylenir(lakabı karadır tabii).
3-karaba adındaki bir japona, saygı unvanıyla birlikte kendine hitap edildiğinde söylenen isim (sayuriye sayurisan denmesi gibi).
4- birbiriyle ilgisi olmayan, kar, aba, san kelimelerinin zincirleme yanyana gelmesiyle oluşan anlamsız bir sözcük.
kadınsanız bir erkekle, erkekseniz bir kadınla izlemeniz tavsiye edilesi film türü.
bu eserin neden bu kadar abartıldığını anlamak çok zor. günümüzde bu tip ürünlerin çok daha derinini, çok daha genişini ortaya koyan çok daha iyi yazarlar mevcutlu ve hazır kıta halinde beklemektedirler.
ilk okumaya başlayınca "vay be" dedirten, serilere devam ettikçe "bunlar çok zayıflarmış be" diye düşündüren eserler.
pul koleksiyoncusu, koleksiyonunu bir kıza göstermek isterse; bundan gerçekten koleksiyonunu göstermek istediği anlamı çıkar. ikinci anlamı ise zaten bilmeyen yoktur ki...
konsept kavram demekse, konsept olarak kavram olarak demek mi oluyor? öyleyse eğer konsept olarak ifadesinin ardından neden bununla ilgisi olmayan yeni ifadeler ortaya dökülüyor?
barcelona kendi formasına milli takım muamelesi yaparak reklam almadığını ilan ededursun, diğer taraftan da çin ile çok yüksek rakamlarla reklam pazarlığına oturadursun. türkiyede bu durum için perhizli-lahana turşulu bir cümle söylenirdi... ama neyse...
yıllarca ülkemizde rusya ile ilgili olumsuz ifadeler dillendiriliyor olmasına rağmen, kapıların açılmasının ardından türk erkeklerinin evlenmek için can attığı bir insan grubu.
basiretli bir işadamının yapmaması gereken hatalı ilan yazısı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?