laughter

neredeyse bütün dünyayı dolaşıp, bir sürü program yapıp, fazlaca kız tavlayıp, üstüne bir de çuvalla para kazandırabilen ingilizce. kursları açılsın büyük talep göreceğini düşünüyorum.

cılkını çıkartmak deyimi bu program için benden ekibe gelsin. nedense bir iş tuttumu onu bıktırana kadar yapmazsak milletçek içimiz rahat etmiyor.

kızlar kızlarla, erkekler erkeklerle oynasın bari bile diyemeyeceğim oyun. yani kız-erkek birlikte ayıp olur, cinsel gelişim bozukları falan ama düşünsene kız kıza ya da erkek erkeğe pandik atmaca oynamış bir çocuğunun ilerde nasıl bir kişilikte olacağını. efendime söyliyim sonra da ortam çok kötü diyip duruyor millet, ee sen çocuğunun oynadığı oyunları kontrol et bi bakalım, diymi ama...

kendisinin ilk sevgilisi travesti olmuş. ne acı ve ne gereksiz bir bilgi. kabul.

#884981
sistemli ve programlı çalışınca gerektiği şekilde kullanmanın hiç de zor olmadığı buton. burdan diğer bilgiç arkadaşlara tavsiyem, az ama öz çalışmaları. mesela ben günde 4 saat çalışıyordum ama bol bol tekrar yapıyordum. tabi bu başarımda ailemin ve öğretmenlerimin yardımlarını da unutmamak lazım, onlar olmadan başaramazdım.

#884982
örtmenden aferin almış gibi sevinmiş yazar.

(bkz: istanbul bayülgen)

online uyeler
independence (jedi) [msg] [kim]
ozgurtex (2. nesil bilgic) [msg] [kim]
revenant (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
mad (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
mitili (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
sahan91 (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
nickten yana sansım yok (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
tokalon (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
selambengeldim (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
laughter (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
ravanelli (5. nesil bilgic) [msg] [kim]

doğum günü çocuğu da burdaymış.

genellikle tiyatrocuların sahip olduğu ve gerçekten dinleyeni inanılmaz etkileyen hatta bazı bayanların özellikle buna tav olduğu allah vergisi yetenek.
bu ses tonuna sahip insanlardan bir şeyler dinlemek insanı mest eder. mutlaka bir duyguya sürükler sizi.

örnekleri için;

(bkz: okan bayülgen)

(bkz: selçuk yöntem)

(bkz: haluk bilginer)

(bkz: sezai aydın)

(bkz: mete horozoğlu)

(bkz: toprak sergen)

(bkz: alejandro sanz)

(bkz: çetin tekindor)

(bkz: yetkin dikinciler)

(bkz: rutkay aziz)

o komutan rolünün hakkını fazlasıyla veren kişi için;
(bkz: mete horozoğlu)

nefes vatan sağolsun filminde herkesin oyunculuğuna hayran kaldığı müthiş yetenekli aktör.
ne yazık ki biz bu yeteneği yeni yeni tanıyoruz. oysa ki ne kadar iyi bir oyuncu olduğu filmden çıkan istisnasız herkesten övgüler almasından anlaşılıyor.
kendisi rol yapmamış, o komutanın kendisi olmuş resmen. umarım bundan sonra da daha çok yapımda yer alıp, gerçek oyunculuk nedir görmemizi sağlar kendileri.

iyi ki doğdunlarrr olsun ona, mutlu yıllaarrr olsun...

beklediğimden farklı olan film. ben açıkçası fena gaza geleceğimi falan düşünmüştüm ama bu beni daha çok kamyon çarpmışa çevirdi. filmden çıktıktan sonra birçok duyguyu birlikte yaşıyorsunuz. terörizme ve teröristlere, onlara arka çıkanlara bir kez daha lanet okuyorsunuz, askerleri, askerlik mertebesini bir kez daha anlıyorsunuz, kendinizi arkada kalanların yerine koyuyorsunuz. ama dedim ya bu film gaza getirmekten çok, gerçekleri yüze çarpma filmi olmuş. bir kez daha dank ediyor her şey kafanıza. çaresizlikle, şuanki duruma bakıyorsunuz; olanlar, oldurulmaya çalışılanlar bir kez daha yakıyor canınızı.

sonu itibariyle de ilginç olmuş film; gözyaşının ardından, askerlerin şarkısıyla suratlarda minik tebessümler bıraktı. ancak şunu çok net söylemeliyim ki; filmin en iyisi başroldeki komutandı. müthiş bir oyunculuk sergilemiş ve sesiyle, imajıyla tam bir komutan olmuş. böyle bir oyuncuyu daha çok yapımda görmek isteriz.

birçok duygu dedim ya; eğlendirici sahneler de vardı. mesela, askerlerin hayat kadını şarkısını söylediği sahne, egeli arkadaşın esprileri oldukça sevimliydi. velhasıl, kesinlikle görülmesi gereken bir film. bazı gerçekleri günlük yaşam koşuşturmacasında unutuyoruz ama bu film uzun süre hafızalardan sildirmeyecek nitelikte.

hastalığını yeni öğrenmiş olmakla beraber geçmiş olsunu bir borç bildiğim bilgiç. hem de büyük büyük geçmiş olsun...

harika bir lezzeti olan, bir kere bağımlısı olundu mu kolay kolay bırakılamayan baharat.

kolayını bulsam her yemeğe istisnasız atıcam bundan. gün geçmesin ki yeni bir yemekle uyumunu görmeyeyim. en çok tavuğa yakışır ancak bugün pilavla da güzel bir uyum yakaladığını gördüm. yakında kafama da dikicem zaten.

sanırım bunları kızılay dağıtıyor. her önüne gelenin ayağında zira.

(bkz: janjan)
(bkz: es es)

berk hakmanın müthiş oyunculuk sergilediği ve yönetmenliğini aydın saymanın yaptığı film.

sırf berk hakmanın oyunculuğunu izlemek için bile seyredilebilir. adam filmde topu topu birkaç kelime ediyor ama oyunculuğunu konuşturuyor işte. diğer başrol selen seyven ise güzel köylü kızını güzel oynamış, fazla birşey yok.
film kimilerine sıradan gelebilir ama köy hayatını, mahalle baskısını, zoraki evlilikleri, alamancılığı ve saf aşkı en gerçekçi dille anlatmış. izlemeye değer.

başlarda sevilmeyen kötü karakter olmasına rağmen, son bölümlerde çok daha ilgi çekici ve sevilen bir hal almıştır.
belki de kötülüğünün haricinde derinlerdeki iyi kalbi biraz daha öne çıkmıştır, bilemem ama bildiğim şey; diziyi izleyen kızlar gossip girl’de en çok chuck bass’ı seviyor artık.

yaramaz, güvenilmez, pislik bir hali vardır ama karizmadır, çekicidir işte.
adam o yaşta, bu kadar karizmaya, giyime, güce ve paraya sahip olunca her kesin bi dibi düşer tabi. ve şu da bi gerçek ki adam ekol be abi.

ha bir de benim karşımda bir kere ı’m chuck bass dese, büyüksün chuck’ım derim ben ona, canımsın...

almanca bilen, öğrenen ve almancayla fazla haşır neşir bireylerin başına gelebilecek hadise.

ancak bence, almancanın kaba bir dil olmasından mütevellit kendisine kabus dememiz çok daha doğru olacaktır. kabustur o, kabus, kabus...