türkiyedeki tüm alaturka tuvaletleri dinamitle patlatarak kökünden kurtulunabilecek sorundur...
onu o hale getirenler utansın..
(bkz: sevgilisinin msn şifresini isteyen insan modeli)
(bkz: sevgilisinin msn şifresini isteyen insan modeli)
hukuk fakültesi öğrencileri ile iibf öğrencileri (öğrenci mi dedim ben?) arasındaki 88 farkın rahatlıkla saptanabileceği okuldur..
bu kadın 5 temmuz 2008de istanbula gelmektedir.. evet gerçektir, resmi internet sitesinde de ilan edilmiştir.. artık konsere gitmeyen ölsündür.
iç hatlar biletlerinin aylar önceden rezervasyon yapılmayıp bir kaç gün önce alınması halinde götümüze girdiği hava yolu şirketidir..ve artık görevi gereği silah taşıyan sistem mağduru yolculardan da 20 ytl ücret almaktadır. "kimlik gösteriyim, bak ben bunu taşımak zorundayım hede hödö" şeklinde çırpınışlar görevli kişileri caydıramamaktadır.. gıcık ve de dava edilesi bir şirkettir kısaca..
kompleksli olana tercih edilesi insan tipidir... ottan boktan kendine çıkardığı pay tribal enfeksiyon kıvamında olacağına varsın, "biliyorum aşkım süperim" tadında olsun...
sabah okula giden ve tahminimce ilk dersi müzik olan bebelerin 7:30da bak postacı geliyor adlı eseri, flüt denilen ve okul dönemini burnumdan getirdiği yetmemiş gibi lanetini üzerimden hala eksik etmeyen enstruman ile füüüüüüğğü füüüü diye tükrüklerini saça saça çalmalarıdır..
çorba parası vermeyi yediremeyen hukukçu bünyelerin, cuma ve cumartesi gecelerinin kabusu olan soru, saatler 2:00a yaklaştıkça "lan hangi yoldan döncez", "lan niye bi taneniz de hakim savcı olmadınız?" kaçtıkça kaçılır, ankara dağ tepe aşılır, her yanar döner mavi ışık da araba stop ettirilir, psikopat olunur..
bunlar entrylerden ibaret değiller, gerçekten varlar.. bütün erkek arkadaşlarımı şu kısa ömrüm boyunca heryere arabamla götürüp getiren ben, ilgiyle izliyorum bu hatunları.. ve anlamanın yanından bile geçemiyorum, istediğin an basıp gidememek, başkasının arabasına muhtaç olmak neden insana keyif verir, ya da ne halt veriyorsa işte.. tabi bi de niye basıp gitmek istesinler ki, gece uzun daha o arabanın karşılığı verilecek...
şu an hakkında yapılacak muhtemel tespitlerin, bizi içine düştüğümüz ve giderek battığımız boktan çıkarmayacak olan farklardır...
ilgili bilgisizlere laf anlatmaya çalışmaktan yorulan bilgililer, meydanı onlara bıraktılar ve artık ilgisizler...
12 eylülün o dönemde herkesin hayatında bir iz bıraktığını en güzel ifade eden filmdir.. babamın 45 günlük cezaevi macerasının sorumlusu olan komutan kişisi, lisede milli güvenlik dersime gelip, benim de hayatımda iz bırakmıştır.. hala darbe çığırtkanlığı yapabilen zihniyetlere saygıyla ithaf olunası filmdir...
kalınan dersler, devamsızlıklar, alttan alınan ders listesi, danışmanla edilen kavgalar, sırf eğlence için yaz okuluna ders bırakmalar, okulu 6 yılda bitirip yüksek lisans yaptım diyenler, kitap alcam baba diyip kitabı fotokopi çektirip kalan parayı yemeler, son sene gece gezmelerine para yetiremeyip mezuniyet harcı diye götünden harç uydurup para istemeler, kısaca lisans döneminde aileden ayrı olanların başına patlayacak fikirdir, kim yazdıysa silsindir veli milletinin aklına böyle şeyler getirmesindir...
paketlerin üzerinde son 3 yıldır yazan çeşitli versiyonları ile hayatımıza renk katan cümüldür.. bunlar biriktirilir, turbo sakız gibi seri yapılır, kaçak sigaralardaki ingilizce versiyonları arkadaş ortamında okunur eğlenilir, velhasıl caydırıcı etkisi bundan ibarettir..
gece vaktiyse eğer, gündüz allah din cin şeytan vs adına bol keseden yapılan artizliklerin bi tarafta patlamasının vakti gelmiştir, oturulur paşa paşa allaha verdiği nimetler için şükredilir üstüne uc kulhu bi elham okunur, allaha sığınılır, uyunur..
ankaranın anket yapılsa daha mal bi isim bulunamazdı dedirten ankamall isimli alışveriş merkezinde şubesi bulunan bu isimdeki mekan, arz ettiği tehlike ile gözümü yeterince korkutmuştur.. şöyle ki bir bayan olarak bi giriyim lan noooluyo içerde bu ne hengamedir diyip sağ ayağımı attığım anda hoop noluyoruz yaa demeye kalmadan kendimi mağazanın öbür ucunda buldum, çünkü o giriş kısmında bi girdap oluşmuş, kadın milleti öyle bi kendini kaptırmış ki aralarında iradi hareket etmek imkansız.. tam bir meydan savaşı, elindekini saklayanlar, 34 beden arıyoruum amauuaa diye ağzını yaya yaya konuşan sarı saçlılar, kan revan içinde ayaküstü kıyafet deneyenler, kız arkadaşının çantasını tutanlar (bunnar süper).. ve tam bu iç savaşın orta yerinde, yere çökmüş duran 6 yaşlarında bir erkek çocuğu herşeyi anlatıyordu, kafayı yemiş annesi koca kıçına uygun, oturunca yine o malum kıçını göstericek kotu ararken, o eminim allahım ben insansam bunlar ne düşünceleri içerisinde sabit bi noktaya şizofrenik bakışlar gönderiyordu.. ne mi yaptım, tabiki onu kucağıma aldığım gibi dışarı çıkardım, yangından kedi kurtarmış kadar oldum..insanları dışardan birlikte izledik, yani manyakları.. olayın üzerine bi 6 ay alışveriş yapamadım.. çocuk mu? belki de şimdi mangodadır, ya da zarada, dualarımız onunla...
korktuğundandır, herşeyden herkesten.. ilişmeyin
"nedir hemşerim? sen çöpü dangadanak fırlatınca ben de höyt nooluyo diye çıkmak durumunda kaldım.. eşşolueşşek yine şişe koleksiyonu yapıp sokmuşsun çöp poşetine, bi kere de şunların arasına iki balık sıkıştırsan eline mi yapışır!! bas git hadee bakma mal mal..sıçtııımın apartman insanı.." bakışıdır..
evin küçük çocuğunun başında mütemadiyen patlayan bu emir cümlemsi söylem, sık sık duyulduğunda küçük kardeş kişisinin algı kanallarında bir takım evrimleşmelere neden olur..şöyle ki küçük kardeş "hazır ayaktayken hede hödö.." diye giden cümlenin "hazııı-.." kısmını duyduğu anda kendini yere atar, pavlovun köpeği misali kendini öyle bi ayarlar ki, artık yakında koltuk moltuk o yoksa doğrudan halıya çökmek şeklinde gerçekleştirdiği eylem ile, hazır ayaktayken fırsatçısının lafını ağzına tıkar..siz de deneyin işe yaradığını göreceksiniz.. (akabinde uçarak size doğru gelen gazete, terlik gibi nesnelere dikkat!)
erkekler için yapılması kolay kızlar için imkansız olan bu şeyi yapmamak için hatun kişilerin en yakın çalı dibine başvurmaları gerekir, çalı yok mu tunalının göbeğinde misin? o zaman bi koşu shalle gitcen, köşedekine.. orası da mı piss, bak şimdi yaa ne pis kızlarımız var, yapcak bişey yok tutcan.. ama olmaz, sonra yaşlanınca hiç tutamassın der hep annem..karanlık bi yer bulcan, pis bir tuvalete girceğine doğa her zaman tercih edilmelidir. bu yolla beytepe kampüsünde, batıkentte vs. bölgeler belirlenmiş, hep oralara yapılmıştır, tecrübeyle sabittir..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?