kaza sonrası zarar gören hiçbir devletin sovyet hükümetinden hiçbir giderim talebinde bulunmadığı (aa niye acaba?), güllük gülistanlık hayata devam edilen, türkiyenin her zaman ki gibi "haftalık" politikaları nedeniyle, resmi olarak zarar gören devletler arasında bile sayılmadığı; sonuçları ortada olan ve bundan sonraki 50 yıl boyunca da ortaya çıkmaya devam edecek olan nükleer reaktör patlaması..(bkz: hayat ne tuhaf vapurlar filan)
üzerine satılık ilanını yapıştırıp, biri sorduğunda cart diye ilanı çekip "yoo satmıyorum ben onu iyi günneeerr" denilerek gözlerin dolması akabinde ortamdan sıvışılan, sonunda babanın bu içler acısı duruma üzülüp "tamam satma dursun kapının önünde ben bakarım" dediği, gönül bağı olmayanın onu anlamayacağı, sevgiyle yaklaşılırsa dağları tepeleri aşan, küfredilirse park yerinden bile çıkmayan; başka araban olduu halde her tır tır tır sesine "anaa vos geçiyo canııım" denilen, sayesinde kız başına hava soğutmalı motorun kitabını yazma kıvamına gelinen; arada alıp gezmessen küsecek olan sevgi pıtırcığı..eğer bi vos kullanmadıysan ben süper araba kullanırım diye gezmemek lazım ortalarda ayıptır, kullanana saygısızlıktır...
5 temmuz 2008de istanbulda konser vereceği şeklindeki dedikodumsu duyum, resmi makamlarca teyit edilmemiştir.. ama 2000 yılında parkormanda verdiği konsere, babanın izin vermemesi, evde kıyametlerin koparılıp ağlama krizlerine girilmesi, ama babanın nuh deyip peygamber dememesi; üstüne bi de "kavat mıyım ben? ne işin var bi de ormanda, ne konseriymiş bu böyle" diye bi temiz fırça çekilmesi üzerine gidilemeyen, bu sefer iki el kanda olsa gidilecek olan, lütfen bu ilan internet sitesinde de yayınlansın da rahatlayalım be alanisim dedirten kadın..
sürekli istanbul ve izmirle karşılaştırmaktan bıkıp usanmayanların takıntısı olmuş şehir..melih abimizin son 5 yıldaki akla zarar yol çalışmaları ile artık refüjlerin üzerinden atlamayı teamül haline getirdiğimiz, sırf bunun için yüksek araba aldığımız; cumartesi geceleri 11:30 da kapanan otoparklarına küfredip sonra kös kös bestekar sokakta ters yöne girip araba parkettiğimiz; gece en geç (03:00) kapanan mekan olarak last stopı sevgiyle kucakladığımız; trafikte kimsenin asla yol vermediği; 10 saniyelik yeşil ışıklarıyla ünlü; çin çinde gece vakti her türlü otlu mamülün alenen satıldığı; düğünlerde çalan ankara havalarında içten gelen oynama isteğinin bastırılamadığı (lanet olsun ankaralıyım evet oynıycam), şehirdışından dönüşte ta gişelerin ordan küfredilmeye başlanan (ben böyle trafiğin...), yine de sevilen hem de çok sevilen, hasreti nazlı olan; eleştirenlerin, "ayy ama denizii yooouukk" diyenlerin allah yarattı demeyip şöyle aazıının ortasına iki tane patlatıp rahatlanası; her kaldırım taşında (yağmurda basma o taşlara altında aqua park var) çocukluğun gençliğin ergenliğin anılarının saklı olduğu eve giden yolun sonu olan şehir...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?