imphotep

zebaniler meslekçi seçimleri için cehennemliklerin arasına giderler..
başzebani:söyleyin bakim yetenekleri olan..!?
muazzez abacı:seninle cehenneeeem ödüldür banaa..sensiz cennet bile sürgüünn sayılır...

for ing. bad timing
(bkz: fermuarı açmadan işemek)
(bkz: film başlamadan gülmeye başlamak)
(bkz: uyanmadan banyoya girmek)

kendilerinin de bildiği gibi kadınların alışverişe zaafı vardır.bunu iyi kullanan satıcılar bu yöntemle satış yaparlar,fekat ilerleyen zamanlarda ortalık bisürü ucuz kalitesiz malla dolacaktır.tüketim çılgınlığı hat safhaya ulaşmadı ülkemizde ama emin adımlarla ilerliyoruz.
amerika’dan bir örnek;
şehrime askeri ziyarete gelen amerikan askerleri ipod ile müzik dinliyor,pili bitince çöpe atıp,paketten yenisini çıkartıyor.
dünyadan bir örnek;
poloroid kodak ve casio’nun çıkardığı kullan at fotograf makinaları piyasada rahatça yer bulabiliyor..
ülkemizden bir örnek;
(bkz: ne alırsan bir milyon)
ayrıca;
taksitle aldığı ürünü bedava sanan zihniyet’e selam ederiz sözlük ahalisince..

özellikler robin williams’ın şarkı arasında sıratına su fışkırtması beni yerlerden yerlere savurmuştur.helal olsun..ayar böyle verilir dedirtecek, ayar dersi niteliğinde videodur.

türk telekom’a ait kontörlü telefon hizmeti sağlayan işletmelerden birinde gerçekleşen olay şudur:
dükkanı işleten abla müşterisinden numarayı alır ve arar..
akabinde;
karşı taraf:aluooww..kimsin..?
ttci abla:beyefendi,fax sinyali verir misiniz lütfen?
karşı taraf:kimsin dedim yauv..!
ttci abla:ben türk telekomdan arıyorum,müşterimizin faxı var onu çekecektim.
karşı taraf:yauv benim telekomla ne işim olur..ne faxı bilmem ben..
ttci abla:beyefendi bakın,biz kontörlü telefon hizmeti veriyoruz,müşterimiz size fax çekmek istiyor,sinyal verir misiniz artık?!
karşı taraf:yok kardeşim ben kontörlü telefon filan istemiyorum..hatlı beni telefonum..ne faxıymış o..?
ttci abla:fax elinize ulaştığında içeriğine siz baksanız daha iyi olmaz mı?burda okuyacak halim yok..
karşı taraf:oku,ne varki..ben seni tanımıyorum bak bi saattir konuşuyorum..
ttci abla:tamam beyefendi sağolun..

içerdekilerin hepsi kırılmak üzereydi..resmen bi komedi gösterisinin üstüne gelmiştik..sonuç olarak fax çekilemedi..işi hallolmamış müşteri hiç de memnuniyetsiz değildi..gülerek uzaklaştı..bense telefon görüşmesi yaparken halâ gülüyordum..

katılımcı: 66 yaşındayım evim var başka da bişeyim yok.dişlerim takma,saçlarım peruk..iktidarsızım..
telefon bağlantısı:ben müberra 22 yaşındayım.programdaki beyin kalp güzelliği çok hoşuma gitti,bu sebepten desti izdivaç şeysi...
yorum:e kızım ya kaşarlık sınırlarını aştın,evden kaçmanın alternatif yollarını arıyosun,yada bitek telefonu açtığın elin var diğerlerini şu anda evli olduğun hanzo kocan kırdı dağıttı..
örnek biraz uç olsada bu tarz olaylar oluyor orda.

#2659 - uyarı
#460141 - yaran 1
#318980 - yaran 2

not:
yanlış anlaşılmasın..kişilerin niye yazdığı biliniyor tabiki.bakınız vermişler sonuçta ..fakat duruş çok komik..çünkü indy çok fena kaymış..

puşt:ya tombalacı n’olacak bu memleketin hali..?
tom balacı:hocam sen daha iyi bilirsin ama ben baktırdım fala,3 vakte kadar yol görünüyo..yüreğin kabarmış dedi.
puşt:ne diyosun olum sen,hasta mısın?3 vakit dediğin bizim ırak’tan türkiye’ye zıplamamızdır herhal.
tom balacı:hocam öyle diyosan öyledir.zaten zıpladıktan sonra n’olacağı belli bu memleketin halî..

bir tanıdığım haydar hoca’nın ofisine annesi ile birlikte gidiyor.gayet ciddi bir hususta görüşüyorlar..cerrahi bir operasyon gerektiren ürolojik bir mevzu hakkında konuşurlarken biliyorsunuz haydar hoca’nın elinden düşürmediği bir fino köpeği var.nasılsa salmış ofiste,takılıyor hayvan..tam konuşmanın konulaştığı esnada köpek bizim tanıdığın dibine gelip "hev" diye ses çıkartıyor.olay o anda kopuyor zaten.."hev" sesine cevaben "annskym"" diyerek hoplayan bizim tanıdık,köpeği de tekmelemeyi ihmâl etmiyor..
ziyadesi ile utanan bizim"hocam kısıra bakmayın n’olur..bizimki tikli,istemeden yaptı" diyerek olayı geçiştiriyor.neyseki hoca ılımlı..zaten bunca espri konusu bir hayatın içindeyken bunada gülüp geçiyor..

(bkz: kangal sucuk ne gider şimdi)

(bkz: msn de takma ismini bi büyük bi küçük harfle yazanlar)

"gündüz" kelimesinin abartma eki ile kullanılmı hali diyesim var ama .."güpe" nedir çözemedim..o da abartma eki filan olsagerek.ayrıca ekler sona gelmiyomuydu..o zaman "kapkara,masmavi,küçücük.." bunlar nedir..
(bkz: müberra koş götümden duman çıkıyo)

(bkz: age of empires the conquerors)

mesai saatlerimizin vazgeçilmezi olan geleneksel içeceğimiz olançay’ın bir de seramonisi vardır.çay bi kere sallama tepside gelir..gelirken haberiniz olur.."çaylaar.."tarzı nidalarla..bilirsiniz ki çay geliyor..beyninizden iş güç herbişey çıkar..çaya odaklanırsınız..ve akabinde şu soru gelir"kaç şeker?"
eğer çok şekerli içiyorsanız gereksiz bir telaş sarar sizi,çünkü standart 2dir.üstünü istedince bir eziklik olur insanın içinde..yüzsüzlüğe vurup "5!" derseniz akabinde çaycı çemkirir;oha sütlaç mı yapcan!!!..çünkü çaycı sattığı çaydan çok şeker masrafını hesaplar,şeker çaycının en büyük masrafıdır. 1.şeker 2.tüp 3.bardak...çay en sonlarda gelir..akabinde;"ne var kardeşim parasıyla değil mi?!" diyerek çaycıya karşı çemkirişe geçme sözkonusudur,zaten çay demek damak tadı demektir..güzel değilse içilmez..

(bkz: oha sütlaç mı yapcan)

küçükken şeker attıkça soğuduğunu sanarak yaptığım eylemdir.
(bkz: ben küçükken çok salaktım)

kurallara uyun,kendiniz olun..

bilgi sözlük airlines’i bu kadar çok kullandığı için beleş ticket sahibi olduğunu düşündüğüm uçmuş bilgiçtir..
(bkz: allah iniş takımlarına zeval vermesin yiğidim)

öncelikle hoş geldin demek istiyorum..#762960 azcık ifşa gibi oluyo ama..süpersin abi diyerekten satırlarıma son vermek istiyorum..

(bkz: istanbul akşamlarım)