sanıyorum o da kırılanlar kervanına katılmıştır.
entrylerini okumayı özlediğim nadide bilgiçlerden biridir.
her "baba" diye seslenildiğinde;
sesten yana bakıp, yüreğin acısını katmerlemektir...
sesten yana bakıp, yüreğin acısını katmerlemektir...
(bkz: gemicik nasıl yapılır)
(bkz: yalakalık yapmaca)
(bkz: iktidarcılık oynama)
(bkz: dış güçlerin emrine girmece)
(bkz: sömürge devlet nasıl olunur)
(bkz: teröre kim daha çok destek verecek)
(bkz: devlet arazisi satmaca)
(bkz: ihaleye fesat karıştırma)
(bkz: rüşvet kapmaca)
(bkz: dolandırıcılık yapmaca)
(bkz: kaçakçılık)
(bkz: iktidarcılık oynama)
(bkz: dış güçlerin emrine girmece)
(bkz: sömürge devlet nasıl olunur)
(bkz: teröre kim daha çok destek verecek)
(bkz: devlet arazisi satmaca)
(bkz: ihaleye fesat karıştırma)
(bkz: rüşvet kapmaca)
(bkz: dolandırıcılık yapmaca)
(bkz: kaçakçılık)
(bkz: adam öldürtmece)
(bkz: maşa olarak kullanmaca)
(bkz: beyin yıkamaca)
(bkz: göz boyamaca)
(bkz: at gözlüğü takmaca)
(bkz: maşa olarak kullanmaca)
(bkz: beyin yıkamaca)
(bkz: göz boyamaca)
(bkz: at gözlüğü takmaca)
aydın doğanın öncülüğünde kapitalizmin bir hediyesi....
bir yanda düşüncelerini dile getirdiği için infaz edilen bir kurban ve diğer yanda kahraman olduğunu sanıp cezaevinin en ücra köşelerini boylayan bir kurban .
gerçek faillerin avuçlarını ovuşturarak, bıyık altından güldüğü ve pervasızca kol gezebildiği senaryo. her dönem yazılan; oyuncuların her ikisininde kaybettiği bir senaryo. kazanan hep perde arkasındakiler.
gerçek faillerin avuçlarını ovuşturarak, bıyık altından güldüğü ve pervasızca kol gezebildiği senaryo. her dönem yazılan; oyuncuların her ikisininde kaybettiği bir senaryo. kazanan hep perde arkasındakiler.
aydın doğan grubuna ait bir gazetenin gönderme(!) dolu reklam filmine binaen yapılan şarkı. gayet amaç ve gerçek dışı olduğu gözler önündedir.
bir insan bu kadar mı güleç yüzlü olurdu. bu kadar mı gülerken gözlerinin içi de gülerdi. bu kadar mı bakarken neşe verirdi.
ve bir insan bu kadar mı erken koşardı. bu kadar mı zamansız olunurdu. bu kadar mı amansız gidilirdi.
.........
ve insan(!)ın nasıl bu kadar gözü kararırdı. nasıl bu kadar kendi insanına karşı nefrete bulanırdı. nasıl bu kadar kandan, çığlıklardan, acı vermekten zevk alabilirdi. ve nasıl ona da insan(!) denirdi.
ve insan olanı, güleç olanı, halkı için koşturanı; nasıl ölüme koştururlardı. nasıl vicdanlarının yerini alabilirdi kin kusma duygusu. nasıl eli kalkardı silahla, eli kalem tutana.
...........
nasıl gittiyse, nasıl kaldıysa öyle duruyor.
adı gibi..
öylece...
ve bir insan bu kadar mı erken koşardı. bu kadar mı zamansız olunurdu. bu kadar mı amansız gidilirdi.
.........
ve insan(!)ın nasıl bu kadar gözü kararırdı. nasıl bu kadar kendi insanına karşı nefrete bulanırdı. nasıl bu kadar kandan, çığlıklardan, acı vermekten zevk alabilirdi. ve nasıl ona da insan(!) denirdi.
ve insan olanı, güleç olanı, halkı için koşturanı; nasıl ölüme koştururlardı. nasıl vicdanlarının yerini alabilirdi kin kusma duygusu. nasıl eli kalkardı silahla, eli kalem tutana.
...........
nasıl gittiyse, nasıl kaldıysa öyle duruyor.
adı gibi..
öylece...
özünde ve önünde "insan" kavramı olan, en barışçıl, en dostane, en modern inançtır.
her forum sitesi gibi içinde her şeyi barındıran bir sitedir. dedikodu, çekememezlik, aşk meşk dışında da; güzel dostlukların, güzel sözcüklerin ve güzel yüreklerin de olduğu bir sitedir.
ne aradığınızı biliyorsanız hepsinden bir nebze bulabileceğiniz portal.
ne aradığınızı biliyorsanız hepsinden bir nebze bulabileceğiniz portal.
(bkz: gidenlerin ardından)
evde yemek yokken, hava soğukken, kalkıp hazırlayacak dermanı yokken, üşengeçken, hastayken, vs.iken oradan buradan telefon numarası arayıp yemek ısmarlama azabı yaşanacağına; en akıllıcasını yapıp bir tıkla yemeği ayağına getirten insandır.
bir hikayenin baş kahramanı gibi hissettiren kadın.
anne...
ben senin gözlerinde son bulurken ‘sen’ olacağım...
avucunda biriktirdiklerini yavaşça yanıma koyduğunda,
o gülümsemenden bir parça koparıp dudaklarıma iliştirdiğinde,
yüzünde oluşan merhamet çizgileri, benim de yüzümde belirdiğinde,
yüreğinin o doyumsuz iç çekişlerinden edindiğimde,
’sen’ olacağım....
ben senin gözlerinde son bulurken ‘sen’ olacağım...
avucunda biriktirdiklerini yavaşça yanıma koyduğunda,
o gülümsemenden bir parça koparıp dudaklarıma iliştirdiğinde,
yüzünde oluşan merhamet çizgileri, benim de yüzümde belirdiğinde,
yüreğinin o doyumsuz iç çekişlerinden edindiğimde,
’sen’ olacağım....
keyif veren ve ağıza sakız olan parça..
bize bahşettiği tınılarıyla yüreğe dokunan,
dokundukça ah çektiren eşsiz müzik adamı.. üstad...
dokundukça ah çektiren eşsiz müzik adamı.. üstad...
her grup yorum konserinde yüreğe kazınmış gibi hep bir ağızdan söylenen slogan.
(bkz: kayığım rosinha)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?