nazım hikmet rana ait kerem gibi şiirinin içinde geçen cümle.
şiir, hele ki kendi sesinden dinlendiğinde bu sözleri kurşun gibi işler yüreğe.
bir işyeri. bayanlar tuvaletinin duvarları "lütfen temiz tutunuz" " lütfen sigara içmeyiniz" "lütfen kağıtları yere atmayınız" vb. bilumum uyarıların dikkate alınmadığını gören elemanın biri tuvalet kullanma kılavuzu yazmaya karar verir. çünkü artık canına tak etmiştir.
"tuvalet kullanma kılavuzu"
eminim bu da nerden çikti diyen iç seslerinizle beraber, merak eden beyin hücrelerinizin birleşimiyle bu satirlari okumaya başladiniz bile.
gördüğünüz üzere, başliktan da anlaşilacaği gibi “tuvalet” nedir ile başlayan hikayemiz (ki bunlari şimdiye kadar ufak notlar halinde asmiştik) kullanma kilavuzu ile devam ediyor.
umuyoruz ki yeni maceralar, yeni kilavuzlar oluşturmadan bu son yazilarimiz olur.
evet efendim. şimdi madde madde nasil tuvalet kullanacağimizi öğrenelim. akliniza takilan bir soru olursa lütfen arkadaşlariniza danişip öğreniniz (ne demişler öğrenmenin yaşi yoktur).
** ara sira tuvaletten çikarken eliniz arkadaki sifona değerse ve klozetin içinden sular akmaya başlarsa bilin ki büyük hayir dualari aliyorsunuz. (evet! duvara monte edilmiş metal alet bir sifon)
ha bir de tuvaletten çikmadan göz ucuyla nasil birakmişim diye şöyle bir klozete bakiş atarsaniz daha bir hoş olur.
** çöp kovalarina lütfen basket potasi muamelesi yapmayiniz. ha şayet halen israrla yapiyorsaniz iskaladiğiniz kağitlari yerden alip bir zahmet kovaya atin yahu!
** tuvaletler genellikle gaz odasi olarak kullanilmaz. hatta genellikle değil “hiç” kullanilmaz. sigara için diye mis gibi kocaman yemekhane sizleri bekliyor. orada sigara ile birlikte çay keyfi de yapabilirsiniz hem.
** sulari foşur foşur akitarak kullanmayiniz. ya da illa öyle kullanacağim diyorsaniz bari etrafa savurarak bizlere belli etmeyiniz. mide bulantisi ile birlikte sinir kat sayisini da arttiyor.
** elektrik maalesef kendi kendine kapanabilen bir teknolojiye sahip değil. yani kendimiz açtiğimizda mutlaka kendimiz kapatmak zorundayiz. bu nedenle kolunuzu kaldirip elektrik düğmesine basmanizi “rica” edeceğiz. tipki evinizde yaptiğiniz gibi.
** tuvalet kağitlari ve kağit havlularla uçak, gemi vs. şeyler yapacaksaniz defter kağidi öneririz. yahu ne alakasi var diyorsaniz şayet “kardeşim bu kadar kağit nereye gidiyor” diye sormak da hakkimiz değil mi?
unutmayiniz elektrik, su ve kağida yaptiğiniz her türlü israf size yilbaşlarinda zam yüzdesi olarak geri dönecektir.
** bir de klozetin sağ ya da sol alt yaninda bulunan bir firça var. o kesinlikle bir tuvalet aksesuari değil. mutlaka kullanilmasi gerekir. ara sira kullanarak onun da ruhunu hoş tutabilirsiniz.
şimdilik (ve umuyoruz son kez) bu kadar!! ilaveler olmadan kendinize çeki düzen verin kardeşler.
bilin ki her uygulanmayan kural tarafiniza çok ayip düşünceler ve sözler olarak geri dönüyor.
öpüyorum canlarim.
"tuvalet kullanma kılavuzu"
eminim bu da nerden çikti diyen iç seslerinizle beraber, merak eden beyin hücrelerinizin birleşimiyle bu satirlari okumaya başladiniz bile.
gördüğünüz üzere, başliktan da anlaşilacaği gibi “tuvalet” nedir ile başlayan hikayemiz (ki bunlari şimdiye kadar ufak notlar halinde asmiştik) kullanma kilavuzu ile devam ediyor.
umuyoruz ki yeni maceralar, yeni kilavuzlar oluşturmadan bu son yazilarimiz olur.
evet efendim. şimdi madde madde nasil tuvalet kullanacağimizi öğrenelim. akliniza takilan bir soru olursa lütfen arkadaşlariniza danişip öğreniniz (ne demişler öğrenmenin yaşi yoktur).
** ara sira tuvaletten çikarken eliniz arkadaki sifona değerse ve klozetin içinden sular akmaya başlarsa bilin ki büyük hayir dualari aliyorsunuz. (evet! duvara monte edilmiş metal alet bir sifon)
ha bir de tuvaletten çikmadan göz ucuyla nasil birakmişim diye şöyle bir klozete bakiş atarsaniz daha bir hoş olur.
** çöp kovalarina lütfen basket potasi muamelesi yapmayiniz. ha şayet halen israrla yapiyorsaniz iskaladiğiniz kağitlari yerden alip bir zahmet kovaya atin yahu!
** tuvaletler genellikle gaz odasi olarak kullanilmaz. hatta genellikle değil “hiç” kullanilmaz. sigara için diye mis gibi kocaman yemekhane sizleri bekliyor. orada sigara ile birlikte çay keyfi de yapabilirsiniz hem.
** sulari foşur foşur akitarak kullanmayiniz. ya da illa öyle kullanacağim diyorsaniz bari etrafa savurarak bizlere belli etmeyiniz. mide bulantisi ile birlikte sinir kat sayisini da arttiyor.
** elektrik maalesef kendi kendine kapanabilen bir teknolojiye sahip değil. yani kendimiz açtiğimizda mutlaka kendimiz kapatmak zorundayiz. bu nedenle kolunuzu kaldirip elektrik düğmesine basmanizi “rica” edeceğiz. tipki evinizde yaptiğiniz gibi.
** tuvalet kağitlari ve kağit havlularla uçak, gemi vs. şeyler yapacaksaniz defter kağidi öneririz. yahu ne alakasi var diyorsaniz şayet “kardeşim bu kadar kağit nereye gidiyor” diye sormak da hakkimiz değil mi?
unutmayiniz elektrik, su ve kağida yaptiğiniz her türlü israf size yilbaşlarinda zam yüzdesi olarak geri dönecektir.
** bir de klozetin sağ ya da sol alt yaninda bulunan bir firça var. o kesinlikle bir tuvalet aksesuari değil. mutlaka kullanilmasi gerekir. ara sira kullanarak onun da ruhunu hoş tutabilirsiniz.
şimdilik (ve umuyoruz son kez) bu kadar!! ilaveler olmadan kendinize çeki düzen verin kardeşler.
bilin ki her uygulanmayan kural tarafiniza çok ayip düşünceler ve sözler olarak geri dönüyor.
öpüyorum canlarim.
hayatımız boyunca yaşadıklarımızın bir özeti gibi bu şarkı.
her acıda parçalanıyor, yok olduğumuzu sanıyoruz. bir süre sonra her şeye yeniden ve sıfırdan başlamak için adımlar atıyoruz. parçalarımızdan arta kalanlarla ve kırıkların verdiği acıyla devam ediyoruz. hem anılara tutunmayı hem de geleceği çekiştirmeyi öğreniyoruz.
her duygudan biraz alıp harmanlıyoruz. en çok da hüznü. ve yüreğimizdeki yüzümüze yansıyor. parçalanmış hüznü tenimize ortak ediyoruz.
bundandır ki hüzün en çok yakışandır bize.
her acıda parçalanıyor, yok olduğumuzu sanıyoruz. bir süre sonra her şeye yeniden ve sıfırdan başlamak için adımlar atıyoruz. parçalarımızdan arta kalanlarla ve kırıkların verdiği acıyla devam ediyoruz. hem anılara tutunmayı hem de geleceği çekiştirmeyi öğreniyoruz.
her duygudan biraz alıp harmanlıyoruz. en çok da hüznü. ve yüreğimizdeki yüzümüze yansıyor. parçalanmış hüznü tenimize ortak ediyoruz.
bundandır ki hüzün en çok yakışandır bize.
salih kalyon yerine kiminle çalışacakları merak konusu olmuş, trtde yapılacak ilk programının kendileri için dönüm noktası olacak olan yapımdır.
umuyorum ki salih kalyonun yerine tolga çevik ile yarışacak biri getirmezler. zira bir ip ve iki cambaz olayının vukû bulması ile seyirciyi bezdirmesi işten bile değildir.
umuyorum ki salih kalyonun yerine tolga çevik ile yarışacak biri getirmezler. zira bir ip ve iki cambaz olayının vukû bulması ile seyirciyi bezdirmesi işten bile değildir.
kendisini münir özkul sahnesinde oynanan sakıncalı piyade oyununda seyredebilirsiniz.
şu anda bir gribal enfeksiyon geçirdiğini düşündüğüm ve nickini bu nedenle bir ilaç ismi olarak tercih ettiğini zannettiğim bilgiç adayı.
hoşgelmiş. hoşbulursa ne âlâ.
hoşgelmiş. hoşbulursa ne âlâ.
(bkz: sakıncalı piyade)
oyunlaştıran: uğur mumcu / rutkay aziz
yöneten: mehmet ulay
y. asistanı: nazlıhan sağlam
müzik: timur selçuk
hareket düzeni: gizem erden
dekor-kostüm: mustafa ziya ülkenciler
işık tasarımı: yüksel aymaz
belgesel film tasarımı: çağrı kinikoğlu
genel sanat yönetmeni: orhan aydin
oyuncular
mehmet ulay, orhan aydin, recep yener
talat bozok, mustafa kirantepe, tamer özceviz
deniz atam, kayhan koşar, cenk şengül
ve oğuz tunç
yöneten: mehmet ulay
y. asistanı: nazlıhan sağlam
müzik: timur selçuk
hareket düzeni: gizem erden
dekor-kostüm: mustafa ziya ülkenciler
işık tasarımı: yüksel aymaz
belgesel film tasarımı: çağrı kinikoğlu
genel sanat yönetmeni: orhan aydin
oyuncular
mehmet ulay, orhan aydin, recep yener
talat bozok, mustafa kirantepe, tamer özceviz
deniz atam, kayhan koşar, cenk şengül
ve oğuz tunç
su gösteri sanatları sahnesinde bu akşam gerçekleştirilen oyundur.
prömiyerinin muhtıra ile aynı güne gelmesi ile de ayrı bir anlam kazanmıştır. oyun sonunda gösterilen sinevizyon gösterisi ise tüyleri diken diken etmiştir.
ülkemizde oynanan oyunların -ve ne yazık ki hala oynanan oyunların- sahnelenişini seyretmek ayrı bir keyifli idi. keyif sözcüğü ne kadar uygun kaçarsa elbet böylesi acı bir döneme.
prömiyerinin muhtıra ile aynı güne gelmesi ile de ayrı bir anlam kazanmıştır. oyun sonunda gösterilen sinevizyon gösterisi ise tüyleri diken diken etmiştir.
ülkemizde oynanan oyunların -ve ne yazık ki hala oynanan oyunların- sahnelenişini seyretmek ayrı bir keyifli idi. keyif sözcüğü ne kadar uygun kaçarsa elbet böylesi acı bir döneme.
araştırmacı gazeteci-yazar uğur mumcu’nun 12 mart muhtırası döneminde yaşanan bazı olayları anlatıp eleştirdiği kitabıdır.
aziz nesin kitap hakkında bir yazı yazmıştır. bu yazı um:ag’ın baskısında kitabın ön sözü olarak yer alırken, yazının küçük bir kısmı ise arka kapakta yer almıştır.arka kapakta kalan kısım da şu şekildedir:
"ellerin dert görmesin uğur mumcu! sakıncalı piyade’yi yazdığın için, eline sağlık, ağzına sağlık, canına sağlık.
kendi yazdıklarıma gülemem. ama senin yazdıklarını gülerek okudum. "acı acı gülmek" deyimi vardır ya, işte öyle acı acı güldüm."
aziz nesin kitap hakkında bir yazı yazmıştır. bu yazı um:ag’ın baskısında kitabın ön sözü olarak yer alırken, yazının küçük bir kısmı ise arka kapakta yer almıştır.arka kapakta kalan kısım da şu şekildedir:
"ellerin dert görmesin uğur mumcu! sakıncalı piyade’yi yazdığın için, eline sağlık, ağzına sağlık, canına sağlık.
kendi yazdıklarıma gülemem. ama senin yazdıklarını gülerek okudum. "acı acı gülmek" deyimi vardır ya, işte öyle acı acı güldüm."
muhtıranın 37.yıldönümüne gelmesiyle takdir-i ilahi olarak kabul edilebilecek afet.
acaba muhtıraya imza atanlar, utanmadan kalem kıranlar bu uyarıyı dikkate aldılar mı?
acaba muhtıraya imza atanlar, utanmadan kalem kıranlar bu uyarıyı dikkate aldılar mı?
erkek üyelerin sayısını arttırabilecek bir başlıktır.
(bkz: reklamın iyisi kötüsü olmaz)
(bkz: bilgi sözlük te erkek hegemonyası)
(bkz: reklamın iyisi kötüsü olmaz)
(bkz: bilgi sözlük te erkek hegemonyası)
kitabın tamamını okumak için;
http://www.savaskarsitlari.org/arsiv.asp?arsivtipid=6&arsivanaid=111&sayfano=1
http://www.savaskarsitlari.org/arsiv.asp?arsivtipid=6&arsivanaid=111&sayfano=1
1999 senesinde tskya hakaret suçundan toplatılmış ve yazarı nadire mater hakkında dava açılmıştır.
ancak 2001 senesinde toplatılma kararı bozulmuş ve kitapçılardaki yerini almıştır.
ancak 2001 senesinde toplatılma kararı bozulmuş ve kitapçılardaki yerini almıştır.
nadire mater’in metis yayınlarından çıkmış kitabı.
askerliklerini 1986-1998 arasında güneydoğu’da yapmış 42 terhis edilmiş er ve yedek subayla yaptığı söyleşilerin derlenmesinden oluşmuştur.
askerliklerini 1986-1998 arasında güneydoğu’da yapmış 42 terhis edilmiş er ve yedek subayla yaptığı söyleşilerin derlenmesinden oluşmuştur.
nadire mater’in danışmanlığında ve ertuğrul kürkçü’nün koordinatörlüğünde yayın yapan site.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?