confessions

cyranonunburnu

- Yazar -

  1. toplam entry 422
  2. takipçi 1
  3. puan 50375

silmarillion

cyranonunburnu
orta dünya mitolojisinde yaratılıştan güç yüzüğünün bilbo baggins tarafından tekrar bulunmasına kadarki bütün olayları aktaran temelde 5 ayrı çalışmadan oluşan ve anlamı ’soylu ve güzelden karanlık ve yıkıma’ şeklinde çevrilebilecek olan kitap. kitabı oluşturan 5 eser sırasıyla şunlardır:

(bkz: ainulindale)
(bkz: valaquenta)
(bkz: quenta silmarillion)
(bkz: akallabeth)
(bkz: üçüncü çağ ve güç yüzüklerine dair)

numaracı cumhuriyetciler

cyranonunburnu
başını (bkz: altan brothers co.) nun çektiği kemalist idealojinin artık ulus devletlerin olmadığı(?) bir dünyada yuk olmaya başladığı için tıpkı fransa da yapıldığı gibi ikinci çağın gereklerine cevap verebilecek nitelikte bir rejimin ilan edilmesi gerektiğini savunan bugün anlaşılan tarzıyla batı medeniyetinin kuruluş felsefesi olan aydınlanma ve rasyonalizm ile adeta şeytan taşlarcasına bir histeriyle at başı giden avrupa imanları sebebiyle ters düşen siyasi hedeler.

ahmet altan

cyranonunburnu
en fazla olarak abd de kullanılan best seller pazarlama stratejilerinin türkiye’de ilk olarak uygulandığı yazar. deri ceketli bilboard reklamlarını, ’aşkı kimse onun gibi anlatamadı’ sloganlarını hepimiz hatırlarız. bence türkiye de bu kadar seveninin olmasının yanında daha da fazla sevmeyeninin bulunması temelde bu özelliğine dayanıyor. peki kitap reklamı yapmak neden kötü? aslında bunda kötü bir durum yok zira reklam olgusunu herşeyin meta olarak kabul edildiği bu ekonomik sistemde elbetteki sanat ürünlerinden ayıramayız. bu yüzden sorun bir reklamın yapılıp yapılmaması değil bu reklamın nasıl yapıldığıdır. ahmet altan’ edebi yeteneklerini ve siyasi görüşünü bir kenara bırakacak olursak zaten bir pop yıldızı (misal mirkelam) gibi butun ana haber programlarında, reklam kuşaklarında ve basında bir anda aşk, kadın ve insan halleri üzerine en buyuk otorite ilan edilmesi beni başlı başına rahatsız etmeye yetiyor. hele bu rahatsızlık, kitaplarında kullandığını denemelerinde kullanan denemelerinde kullandığını kitaplarında kullanan bir tarz sahibi olmaktan çok kendini tekrar eden, cinselliği toplumdaki tabulara ve töre adını verdiğimiz baskıya bir muhalefet aracı olarak değilde çok satmak için kullanan bir yazar olmasıyla birleşince yazara karşı bir tepkiye dönüşmüştür.

ahmet altan’ın siyasi macerası ise bir başka alemdir. babasının geleneğine bağlı olarak gençlik yıllarında sol ile çok içli dışlı olmuş fakat bu birlikteliğini sudaki iz isimli yasaklanmış kitabıyla bitirmiştir. - bu arada kitabın yasaklanmasının sebebi sert nuhalif fikirleri değil pornografik cinsel örgüsüdür- ahmet altan bu kitabındaki cinselliği ise yuksek ahlakçılığıyla övünen türk solunu bir nevi küçük düşürmek için kullanmıştır. 90 larla beraber popularitesi de yavaş yavaş artmaya başladıkça özellikle kürt sorunuyla ayrı olarak ilgilenmeye
başlamış sonraki dönemlerde bu ilginin alanı kişesel özgürlükler olarak genişlemiştir. numaracı cumhuriyetçilerin önde gelenlerinden biri olan kardeşi mehmet altan ile beraber muhalefet alanı daha çok kemalist devrime yönelmiştir. butun bu kargaşadan aklımda kalanlar ise ahmet altan’ın içinde bulunduğu toplumun bireylerine olan uzaklığıdır. bu ülkenin kendine özel herhangi bir durumu, konumu olabileceğine şiddetle karşı çıkmaktadır. özgürlük ilkesinin butun bedellere rağmen tam teşekküllü uygulamada olmasını savunmasında herhangi bir yanlışlık olmasa da özgürlük kavramından ne anladığı tartışmalıdır. ayrıca kitapları yurdışında pek tanınmasada avrupa da sevilen bir yazar olması ve bu durumun salman rüştü’yle olan benzerliği onu sevenler tarafından düşünülmesi gereken bir durumdur.

kurtardigina cakan türk kahraman

cyranonunburnu
karaoğlan’dan tarkan’a kara murat’tan malkoçoğlu’na (bkz: bedmen)’den olcayto’ya dünyanın dört bir yanına yayılarak türklüğün şanını yücelten, dere tepe, okyanus, havuz, rumeli hisarı’nın merdivenleri demeden binlerce kişiyle ve tabiki (bkz: kocabaş aryon) ’la kapışan turk kahramanlarının bu işi niye yaptığını bir parça açıklayan sıfat tamlaması.

amed

cyranonunburnu
diyarbakır’ın eski isimlerinden birisi. ayrıca bu kelimenin çoğu kişinin bildiğini sandığının aksine kürtçeyle de uzaktan yakından alakası yoktur. amed diyarbakır’a bizans zamanında verilen isim olan amida ’ya kaynaklık etmiş bir kelime olup şehirin asurlular tarafından verilen ismidir. peki diyarbakır’a nasıl dönüşmüştür? osmanlılar döneminde bölgeye göç edip siyasi açıdan kritik bir rol oynayan bekr aşiretinin etkisiyle şehir diyar-i bekr olarak anılmış cumhuriyet döneminde ise fahri hemşehrisi mustafa kemal atatürk tarafından diyarbakır ismi verilmiştir.
pkk diyarbakır’ın binlerce yıllık tarihininin sadece son 25 yılında faaliyet göstermiş bir aktördür. bu binlerce yılı bir kenara atıp koca şehri eşkiyanın çıllakalığına (diyarbakırda kuru gürültü anlamında kullanılan bir yerel değiştir) bırakırsak, en az filin kuyruğunu tutup ’fil ip gibi birşeydir’ diyen kör adam kadar yanılgıya düşmüş oluruz. hiç değilse buraya birşey yazarken azıcık araştırıp kendi cehaletimizi millete bulaştırmayalım.

bedmen

cyranonunburnu
(bkz: bedmen yarasa adam )isimli 1973 yılı yapımı ekşın-komedi-erotik sınıflarının bana göre tanımını değiştirmiş türk filmi. fimin künyesi şöyledir:
senaryo ve yönetmen: savaş eşici
oyuncular: emel özden, nalan çöl,altan günbay, ceyhan cem, levent çakır

filmdeki bedmen bildiğimiz batman’ın türk versiyonudur. tabiki karizmatik süper zengin bir süper kahramanın türk olması durumunda asıl batman’ e pek yakıştıramıyacağımız pek çok davranışı bizim turk bedmen’imiz gayet rahat sergiler. örnekler: hatırlarsanız amerikalı batman hatun kısmıyla ciddi bir iletişim problemi yaşar. bunu hiçbir zaman anlayamamıştım abinin kalenderliğine vermiştim. fakat benim anlayamadığımı film yapımcıları da anlayamamış olacak ki bizim hemşo bedmen uçan kuşa çakmaktadır. yani damarlarındaki kara murat, tarkan gibi erken dönem türk kahramanlarının cinsel özgürlükçü bakış açılarını başarıyla devam ettirmektedir. hatta filmin bir sahnesinde arabayla gezerken gördüğü bir kızla muhabbete başlar. sonraki sahne yataktadır. bu sahneden sonra da kızı bi daha görmeyiz.

türk bedmen’inin ikinci ’garip özelliği’ ise robin’le (evet robin de var) mütemadiyen taşak geçmesidir. beraber bir kızı kurtardıkları sahneden sonra kızla başbaşa kalmak isteyen bedmen’in robin’e ’arabayı biçimsiz bıraktık sen bi git bak’ demesi gözlerimi yaşartırken, bu direktifi duyan robin’in ’ulan yine 31’e kaldık ama helal olsun puşta yine götürecek karıyı’ dediğini bakışlarında yakalayınca içinizden ayakta alkışlamak gelir.

(bkz: dünyayı kurtaran adam) kadar olmasada türk sinemasının nasıl bir medeni cesarete sahip olduğunu gösteren önemli bir örnektir.
16 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol