confessions

cokoprens

- Yazar -

  1. toplam entry 723
  2. takipçi 1
  3. puan 20197

sallabas

cokoprens
bir de bilimum taşıma vasıtasının muhtelif yerine kondurulmuş oyuncak köpekler vardır. vasıta hareket ettikçe başları sallanır. başları gövdelerine yay yada askıyla bağlanmış aksesuarlardır kendileri. genelde onaylar biçimde sallanır başları. sevimlidirler.

duman şarkılarındaki yalnızlık temasi

cokoprens
80 jenerasyonun belkide en gerçekçi örneğidir duman bana göre. eserlerde hep bir çıkmaz, grubun adı bile esasında açmaz. 80 kuşağının kendisi işte, yarınından umutsuz, geleceği karanlık, kendini akışa kaptırmış, kendine yabancılaşmış, salıvermiş. bununla birlikte tabi ki yalnızlaşmış, yavanlaşmış. ilişkilerde hep bir yağsız peynir tadı, tartışmalar olmuş sidik yarışı. eylül’ün ezip geçtiği, insan ilişkilerini nakde çevirdiği hazin bir türkiye’de, elbette yalnızlık kaçınılmaz. belki gerçekten de "belki alışman lazım". yalnızlığı artık kanıksamaya başladık ne yazık ki. belki de "bir yerlerde beni anlayacak birileri nefes alıyordur" umududur bu son çırpınışlarımızın sebebi, sebepsiz, hala yaşamaya çalışmamızın sebebi.

dinle dalga geçen entry yazma sevdası

cokoprens
öyle bir olaydır ki. birileri belki de bir şeylere sırf var oldukları ya da birçok kişi inanıyor diye inanmasın amacıyla bir şeylere şafaktan saldırıyordur. mistik olgulara pirim verilmesini yanlış buluyor, kitlelerin, halkın uyuşturulmasına karşı çıkıyordur. bilim ve akılla hiç bir alakası olmayan safsatalardan ve cehaletten kurtulsun diye insanlar, birbirlerini zehirlemesin, kafalarını kumdan çıkarsınlar diye, "ateist olup marjinal görünecek, kafasına göre radikal takılacak" gibi eleştirilere maruz kalmak pahasına ve hatta afaroz edilme tahlikesine karşın bir şeyler yazıyor olabilirler. saygı duyarım sevdalılarına.

nevrotik sayıklamalar

cokoprens
clementine kafam bi güzel sorma. sağda cennet, solda cehennem, ortada el-araf ve üstünde ben. bu ne kararsızlık diyorum kendime. sonra kendim bana diyor ki ya cennet, ya cehennem illede iki seçenek mi? her şeyin bi üçüncüsü olmamalı mı? "doğru" diyorum lan! iyi-kötü, güzel-çirkin, olmak yada olmamak, niye diyorum ikişer tane bunlar clementine niye? niye her durumda melezlik yok ki? çünkü ben ne akım, nede kara clementine. ille melezlik olmasın canım. bence mahzuru yok. ama üçüncü bi seçenek, nolur olsun clementine!

deli gibi tamburada dinliyorum may darling klementayn. dolly’lerini dinliyorum. ama nası dinliyorum may darling. çıllllldırmışşçasına, fütursuzca, hayyyvvvanlar gibi dinliyorum. yırtılıyor beynim clementine. karısını kıra götürecekmiş bugün çetin, gitmemiş ben aradım "gel" dedim diye demin. ne esaslı adam şu çetin.

kafam bi güzel clementine. atina’larını dinliyorum tamburada’nın. var ya nası dinliyorum böyle. boya badana yapasım geliyor. en son ilgimi çeken kız geliyor aklıma may darling. kusura bakma çok oldu unutalı senin yüzünü. seninkiler bir atina çalıyor. ben bir dinliyorum bir görsen. saksafon yırltılıyor clementine. bildiğin gibi değil.

bu arada merdiven’lerini dinle tamburada’nın. kıyak olmuş ellerine sağlık clementine.

hoşçakal clementine.... aklıma gelmişken.. bunu sonra alacağım senden unutturma. kitabıma koyacağım... koyacağım göreceksin.. evet.

nevrotik sayıklamalar

cokoprens
ben iyi yada kötü olup olmadığımı bilemeyecek durumdayım uzun zamandır. iyilik halinin bir tanımını yapamıyorum. kötüyüm desem çinlilere ayıp olur (çin’de deprem oldu) olur ya, olmaz mı insan? özellikle çok alelade bir karşılaşma bile olsa, şu merhaba dan sonra gelen naber, nasılsın, iyi misin, nası gidiyor soruları beni doğrudan beynimin ansiklopedik birikimine sevkediyor.

düşün yahu, ayaküstü bi "naber" darmadağın ediyor beni. soranın umrunda değil. bakıyorum ben yolun ortasında cevabı bulmaya çalışırken, korna sesleriyle, küfürlerle irkiliyorum. soran mı? çoktan ortadan kaybolmuş. şimdi bu soranın samimiyetsizliği mi? yoksa benim durumları bilmeyişim mi? cevap ver iyi ve kötü yü tanımla bana. tanımla ki bir dahaki sefere adamına göre davranabileyim.

hayatta nasılsın sorusu kadar beni derinlere götüren, aklımı başımdan alan, nevrotik kısırdöngülere gark eden bir şey daha yoktur. o yüzden ben artık insanlara olur olmaz durumunu sormuyorum. kim bilir, belkide vardır benim gibi birileri. üzülmesinler. üzgünüm bu yazıyı yazmaktan. hoşçakal.
27 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol