bonuspaterfamilias

ilkokula 6, ortaokula 11, liseye 14, üniversiteye 17 yaşında giren birinin 21 yaşında sene kaybı olmadan mezun olması dolayısı ile özellikle staj bilgilerini gören hakimlerin ve biliumum adliye personelinin sırıtarak her daim sorduğu aptal soru..

nedense insanlar avukat, hakim,d oktor gibi karizmatik mesleklere sahip insanların erkek versiyonun şöyle 190 boyunda, iri kıyım, pala bıyıklı, bayan versiyonun ise kalın çerçeve gözlüklü,şirret tipli,kumaş etekli biri olduğunu tahayyul ediyor.

iş bu sebeple de bu sorunun akabinde direkt şu soru gelir : bu kadar güler yüzlü avukat olunuyor mu???

cevap : yok olunmuyor, o bilgilerin hepsi aldatmaca zaten, ben daha lise 2’ ye gidiyorum..

üniversite ikinci sınıfın yaz tatilinde sırf teorik bilgimi ameliye dönüştürmek, uygulamadan bihaber olmamak adına teyzemin c.savcısı olarak görev yaptığı m. ilçesine gittim.

gerek basından takip ettiğim, gerekse fakültede hocalarımızın anlattığı kadarıyla türkiye’de adalet(sizlik)uygulamaları konusunda kafamda belirli bir şekil oluşmuştu.nitekim adliyede de ilk üç-dört gün karşılaştığım muhtelif sorgulama,iddianame tanzimi,olay yeri inceleme hadiseleri kafamdaki şekil ile büyük oranda örtüşmüştü.

ancak bir kaç gün sonra beni uzun süre şok edecek o otopsi hadisesi yaşandı.savcılık kaleminde otururken teyzemin odasına büyük bir hırs ile giren polis memuru kapıyı aralıklı bırakıp, telaşla birşeyler anlattı.bunun üzerine teyzem de yanıma gelip gaip bir ölüm olayını olduğunu korkmayacak isem gelebileceğimi söyledi.başta biraz tereddüt etmekle birlikte damarlarımdaki hukuk aşkı ile gitmek istedim.
olay yerine ekip otosu ile gittiğimizde bir kamyona rastladık.maktül zonguldak’tan m.’ya saman taşıyan bir kamyon şoförüydü.yanında yardımcısı olduğunu söyleyen gencin ifadesine göre ; yolda başı ağrımış ve bir eczaneden vermidon ilaç alarak içmiş ve m’ya geldiğinde kamyonda uyumak istemiş, ve bir daha uyanamamıştı.
bunun üzerine panikleyen genç polise haber vermişti.maktül, şöför mahallinde öylece uyuyordu.ben böyle cansız, uyuyan bir adam görünce önce biraz üzüldüm,keşke daha kanlı,hasarlı bir naaş olsaydı dedim .
her neyse teyzem aracın hemen ilçe sağlık ocağının önüne çekilmesi gerektiğini ihtar etti.maktül öyle kımıldatılmadan araç sağlık ocağının önüne getirildi.daha sonra çağırılan fotoğrafçı aracın resimlerini çekti.zabıt katibi ve doktorun da gelmesi ile maktül sağlık ocağına alındı ve otopsi başladı.öncelikle oda morg sıcaklığına hai olmadığı için cesedin ağır kokusu tüm odaya yayıldı.daha sonra adeta bir hayvan gibi yere, beton zeminin üzerine yatırılarak elbisleri çıkarıldı.beden muayenesi yapılarak, zapta geçirildi.o esnada odada olayda ilgisiz bir çok kişi vardı.herkes her ne kadar hayatı sona erse de maktülün vücut bütünlüğünü ve mahrumiyetini ihlal edercesine vücudunu izledi ve kendince muhtelif yorumlar yaptı.özellikle polisler teyzemin duymaması için sessizce konuşarak adamın üreme organı ile dalga geçtiler.insan haklarına aykırılığın had saffaya vardığı bu esnada adam itilip kakılarak ters çevrildi ve hırpalandı.kimse onun bir insan olduğunu düşünmüyor, bir hayvan gibi muamele yapılıyordu.etrafa yayılan ağır kokuya dayanamayarak ben dışarı çıktım.bir kaç dakika sonra dışarı çıkan teyzem kesin ölüm nedeni için istanbul adli tıp kurumuna sevk ettiğini söyledi.telefon ile aranan yakınlar buna izin vermese de yazılı bir beyanları dahi alınmayarak,aynı kamyona bindirilerek yanındaki genç ve bir polis memuru tarafından istanbul’a gönderildi.

insan hakları ,her insanın insan olması dolayısı ile sahip olduğu haklar olup, vücut bütünlüğünün masuniyeti en temelini teşkil etmektedir.kişinin yaşamının sona ermesi bu hakların ipso jure ortadan kalkmasına yol açamayacağı gibi, ceset üzerinde tahribat yaratacak, saygısızca davranışlar ceza kanunlarında ayrıca yaptırıma tabi tutulmuştur.
evinden kilometrelerce uzakta nedensiz bir şekilde yaşamını yitiren bu insanın maruz kaldığı bu muamele bu ülkede insan haklarının her alanda olduğu gibi öldükten sonra da uygulanmadığının en güzel göstergelerinden biridir.

an itibari ile vakıf olduğum zirve.gelmeyi arzu etmekle beraber saatin uygunsuzluğu sebebiyle gelemeyeceğim organizasyon..saat 13.00 de buluşmak kimin fikri anlamış değilim..işi gücü olmayan tatilli bir talebe düşünmüştür kesin

türkçe katlinin basit görünümlerinden biri..

balıkesir ilimize bağlı ayvalık ilçesi sakin,gözlerden uzak,salt kafa dinlemek amaçlı tatil tasarlayanlar için ideal bir yerdir.
gerek istanbul’a çok uzak olmaması,gerek yerleşik düzeni, gerekse kilometrelerce uzunlukta devam eden ve %100 kum olan sarmısaklı plajı tercih nedenlerinin başlıcalarıdır.
her bütçeye uygun otel, pansiyon, apart otel bulmak mümkündür.yerli halkın büyük bir kısmı otel işletmeciliği yapmakta ve yerli ve yabancı turiste bu sebeple çok iyi davranmakta, misafirperver bir yaklaşım sergilemektedir.

sezonun 15 temmuz-15 ağustosta açıldığı bu beldede günün erken saatlerinden itibaren denize girilebilmektedir.deniz son derece temiz olup, dalgasız ve sıcaktır.

turist profiline bakıldığında; çoğunluğunu avrupa
’da yaşayan gurbetçi türkler oluşturmakla birlikte, ziyaretçiler çeşitlilik göstermektedir.

ayvalık’ta gezilecek yerler arasında cunda adası başta gelmektedir.ayrıca gün içinde teknelerce düzenlenen yat turlarına çıkılarak,ege’deki yunan adaları da rahatlıkla görülebilir.çarşamba günleri kurulan köy pazarı da doğal ürünler tercih eden ve büyük kentlerde ulaşamayanlar için çok fazla alternatif sunmaktadır..

gece hayatının çok yoğun olmadığı ayvalık’ta yirmili yaşlardaki gençler pek tercih etmese de benim gibi özel ilgi duyanlar için önerebileceğim yegane mekan, harika konsepti ile izleyicileri kendinden geçiren, fasıl mekanı ’şebinin yeri’dir.

çek, bono, poliçe neviinden kıymetli evrakların zayi olması ihtimalinde ödeme yeri asliye ticaret mahkemesine başvurarak hükümsüz hale getirilmesini hedef tutan, ttk’nın muhtelif hükümlerinde düzenlenmiş bir özel hukuk davası

şimdi bu neviden yaratıklar -direkt yaratık diyorum çünkü onlar da bize o gözle bakıyorlar- göbekleri sebebiyle önlerini dahi göremeseler de kıta sağanlıklarına zayıf, düzgün fizikli bir kız girdiğinde hemen radarları açar, önce bu güzel kızımızı şöyle baştan aşağı bir süzerler..o da yetmezmiş gibi ince kızımızın yanındaki sevgilisini de rahat bırakmazlar.
bu kem bakışları hiç önemsemeyen çift, güzel bir pazar gününde boğaz havası almak adına masalarına geçip otursa da iş işten geçmiştir artık, şişman kızlarımızın baş sohbet konusu olmuşlardır bile..önce zayıflığın güzel olmadığını,erkeklerin balık etli hatunları sevdiği saçmalıklarını birbirlerine söyleyerek teselli olmaya çalışsalar da kızın yanındaki yakışıklı adam herşeyin göstergesidir.çift aşk ile kurlaştıkça bu ablalarımız içten içe sinirlenecek ve kompleklerinin altında iyice ezileceklerdir..bu hınç ile türlü huzursuzluklar çıkaran kızlarımız çiftin tadını kaçırmak adına yüksek kahkahalarını sonlandırmayacak, göz temasını kesmeyecektir.

mekan bir mağaza özellikle de ince,zarif bayanlara hitap eden ispanyol markası mango ise ince kızımızın elindeki her bluzu,eteği,elbiseyi takip eden şişman kızlar ’bana da yakışır’ aldatmacası ile kabine gitse de 1-2 dakika sonra haddini bilmesi gerektiği gerçeği ile dışarı çıkacaktır..

sonuç: genelleme olsa da hayat felsefem ; şişmanlardan nefret ediyorum

aslen karadenizli olmasına rağmen, üsküdar selimiye’de büyümüş şair, yazar, muhabbet adamı..
uzun süre komşumuz olduğu için yakinen tanıma fırsatım olmuştur.görüldüğü gibi sıcakkanlı,sohbetli latif bir insandır.
göztepede bir oyuncak müzesi vardır..

şanlıurfa doğumlu olduğunu, ve makina mühendisi olduğunu az önce öğrendiğim, ben yaşlardaki insanlar için ezici işverenin tv ortamındaki ilk görünümü.babannemle izlerken az beddua etmezdik bu muhtereme..

kabiliyetli oyuncuya allahtan rahmet diliyoruz..

bunlara söylenecek hiç bir şey yok..2 alternatif geliyor akıl baliğ bir adem evladının aklına.şöyle ki ;

1-üniversiteye kadar uganda’da okumuş olması,türkçe ile yakında uzaktan ilgisi olmaması,tatil için geldiği ülkemizi beğenip burada ikamete karar vermesi,ve dilimize iki yılda ancak bu kadar hakim olabilmesi
2-herşeyin,tüm panoların,reklamların,okulların,eğitimin yabancı dil istilasına uğraması hasebiyle türkçe’yi önemsememesi.öyle ya bir ’de-da’ nın birleşik yazılmasını ne önemi var ki..boşluk tuşuna basarak boşuna enerji kaybetmekten başka...

dilbilgisi kurallarını sadece edebi metinler dersinden geçmek için kullanmış olması,dahil durumunda de-da nın ayrı yazılması ile ilişkisinin de liseyi bitirmesinden ötürü sona ermesi de düşünülebilir tabi..

bilerek,gözlemleyerek edindiğin tecrübeleri aktarmak, sözlüğün seviyesini bir nebze olsun yükseltmek adına aktardığın bilgileri amaçsız bir şekilde, kuvvetle muhtemel kişisel sebeplerden ötürü oylayan, basit insan topluluğu..

ammavelakin; puan hiç bir şeydir, paylaşım herşey..

c +

hukuk ve avukatlık mesleğine dair güncel gelişmeleri aktaran, muhtelif makale, bilimsel yazı v.s. de yer veren oldukça faydalı bir internet sitesi

’nature’ dergisinin son sayısında yayımlanan araştırmaya göre, dişileri, yetişkinliğe erene kadar yavrularını kendi derisi ile besleyen tür..

ata binmek öyle türk fimlerinde zengin ailenin, çıtkırıldım asil kızının , toplumda statü elde etmek adına, haftasonları sevimli görünen toton dede rollarindeki kahyanın getirdiği kır veya siyah renkli asil saf kan ingiliz’e bisiklete biner gibi usulca binip hızla uzaklaşması gibi kolay değildir.

ata binmek için öncelikle atın sahibini tanıması gerekemektedir.atlar sanılanın aksine son derece duygusal hayvanlardır.üzerlerinde hiç tanımadığı, görmediği insanları taşımayı kesinlikle redderler.örnek için bkz ; tayyip erdoğan vakası

at ile evveliyatında kişisel ilişkiler içine giren zat, kolaylıkla hayvanı rahatlatacak ve olası tepme olguları asgariye indirilecektir.
ilk binişte hız yapmamak, gemi çok çekmemek ve hayvanın üzerinde iken fazla hareket etmemek gerekir.
durdurulması ise aykırı bir vaka-i hayriyedir.gemi fazla çekilmeden, tempo düşürülerek,çüş-bışşş vs. sesler çıkarmaya gerek kalmadan durdurmak mümkündür..

atna binmek insan psikolojisi üzerinde son derece olumlu etkiler gösteren bir eylemdir.öyle ki özellikle eyersiz binildi ise hayvanın koşmasına bağlı olarak sıcaklığını hissetmek ve
vücutların birleşlemesi tarifsiz bir duygudur..

çağdaş,demokratik,laik düzenin medyadaki teminatlarından güçlü kalem..doğru bildiğinin söyleyen, kimseye boyun eğmeyen, olduğu gibi görünen son derece idalist takdir edilesi insan.

türk toplumunun adeti gibi lanse edilen arapların başörtüsü şeklini (onun tabiri ile sıkmabaş) eleştirdiği gibi, orasını burasını açıp, salt vücudunu teşhir ederek, hiç bir beyinsel faaliyette bulunmayan mankenler camiasını da topa tutan eşitlikçi yazar..mütevazi giyimi de ayrıca takdire şayandır.anayasa mahkemesi başkanımız sayın tülay tuğcu’nun da eniştesi olmaktadır.

hayat boyu yapabilenlere gıpta ettiğim eylem..
sabah sabah insan nasıl yemek yer anlayabilmiş değilim.benim midem farklı çalışyor galiba.direkt öğleye ayarlı.ama zararını gören yine birinci derecede ben oluyorum.öğlene kadar aç kalmak, okulda,işte v.s. de isen devam eden bir açlık süresici ve akabinde beklenen bir tansiyon düşüklüğü, her daim kara kuru olmak da beraberinde geliyor tabi.

mesaj içerikli olmasına adına yetkilililere sesleniyoruz ; çocuklarınıza kahvaltı alışkanlığını kazandırın..

marmara üniversitesi hukuk fakültesi devletler genel hukuku kürsüsü başkanı, marjinal profesördür..
sınavlarında her türlü argüman kullanmak serbest olduğu gibi,dersleri de akıcı ifadesi, dinletici örneklemeleri nedeniyle bir hayli talep almaktadır.bir aralar baro başkanlığına adaylığını koymuş olup, ntv,skt turk, gibi muhtelif elit tv kanalında da sürekli boy göstermekte,bilimsel anlamda panel ve konferansların vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır.özellikle de avrupa birliği ve ermeni soykırımı konularında..

okul biteli 1 yıl olmasına rağmen irtibatı koparmadığım, sevilesi,saygı duyulası yüce bir insandır

doğup büyüdüğüm, türlü anılarımı barındıran üsküdar’ın güzide semti..rivayete göre eski ve dar sokaklardan oluşan bugünkü adı ile üsküdar eski adı ile ’eskidar’da paşazadelerin ve ailelerinin ikamet ettiği yerdir.salacak ve ahmediye meydanına yakın olması sebebiyle tercih edilmiştir.
paşakapısı cezaevi, paşakapısı ilköğretim okulu, burhan felek lisesi burada bulunmaktadır..

bunlar genelde reel hayatında ezik, kompleksli bir haltı beceremeyen asalak yaratıklardır..ama pc karşısında kendisini olağanüstü görür..artık herkese herşeyi söyleyebilecek, her neviden terbiyesizliği yapabilecektir.öyle ya ne de olsa insanlık, ahlak ve hukuk web dışı kavramlar olup bu alemde cari değildir..

halbuki insanlıktan nasip almamış bu şahsiyetler ahlaken ve sosyal anlamda bir yaptırıma tabii tutulamasa da hukuksal anlamda ceza gerektiren eylemler işlediğinin farkında değildir.en büyük şansızlığı ise her insana yaptığı o salak tavırları uygulamacı bir hukukçuya yapmasıdır.şimdi yapması gereken sadece ihzar müzekkeresi beklemektir.