(bkz: otme horoz otme)
ahmet gazi ayhan türküsü olmakla beraber çekiç alinin de seslendirdigi bir türküdür.
(bkz: ermeni kizi)
ali ercanin seslendirdigi bir türkü.
elazigli bir sair.
1929da elazığ ağında doğdu. ilkokulu ağında bitirdi. ladik / akpınar köy enstitüsünde başladığı orta öğrenimini 1947de akçadağ köy enstitüsünde tamamladı. çeşitli okullarda uzun yıllar ilkokul öğretmenliği ve müdürlüğü yaptıktan sonra ilköğretim müfettişi, milli eğitim bakanlığı şube müdür yardımcısı, şube müdürü, genel müdür yardımcısı, devlet kitapları müdürü, türk musikisi devlet konservatuarı genel sekreteri olarak görev yaptı. 1978de kendi isteğiyle emekli oldu. emekli olduktan sonra türk edebiyatı vakfı, daha sonra da doğu türkistan derneğinde müdür olarak çalıştı. türkiye gazetesinin kültür sanat sayfasını bir yıl kadar idare etti. 21 ağustos 1992’de vefat etti.
yayınlanmış kitapları: bozkurtların ruhu (1952), gençosman destanı (1959), kürşad ihtilali destanı (1969), malazgirt destanı (1971), bozkurtların destanı (1972), kopuzdan ezgiler (1973), salur kazan destanı (1974), boğaç han destanı (1977), destanlarda uyanmak (1983), destanlar burcu (1988). destan şâirimizin bütün şiirleri 2002 yılında türk edebiyatı vakfı yayınları arasında yeniden ve üç kitap halinde neşredildi.
"edebiyat ve güzel sanatların her dalı, millî ve mânevî kökler üzerinde filizlenir, yeşerir ve büyür. sol, millîliği ve mâneviyâtı inkâr ettiği için, köksüz ve tükenmeye mahkûmdur. nitekim öyle olmuştur. sağın milliyetçi kesimi türk şiirinin berâtını elinde tutmaktadır. türk şiiri ancak mehmet akif, yahya kemal, necip fâzıl, arif nihad çizgisi üzerinde geleceğe yönelebilir.
benim ilham kaynağım, her birisi başlıbaşına bir destan olan şahsiyetler, zaferler, fetihler ve eserlerdir. üç bin yıl geriye doğru uzanan şanlı bir mâzi ve bu mâziden feyizlenerek büyüyecek bir gelecek." (niyazi yıldırım gençosmanoğlu)
1929da elazığ ağında doğdu. ilkokulu ağında bitirdi. ladik / akpınar köy enstitüsünde başladığı orta öğrenimini 1947de akçadağ köy enstitüsünde tamamladı. çeşitli okullarda uzun yıllar ilkokul öğretmenliği ve müdürlüğü yaptıktan sonra ilköğretim müfettişi, milli eğitim bakanlığı şube müdür yardımcısı, şube müdürü, genel müdür yardımcısı, devlet kitapları müdürü, türk musikisi devlet konservatuarı genel sekreteri olarak görev yaptı. 1978de kendi isteğiyle emekli oldu. emekli olduktan sonra türk edebiyatı vakfı, daha sonra da doğu türkistan derneğinde müdür olarak çalıştı. türkiye gazetesinin kültür sanat sayfasını bir yıl kadar idare etti. 21 ağustos 1992’de vefat etti.
yayınlanmış kitapları: bozkurtların ruhu (1952), gençosman destanı (1959), kürşad ihtilali destanı (1969), malazgirt destanı (1971), bozkurtların destanı (1972), kopuzdan ezgiler (1973), salur kazan destanı (1974), boğaç han destanı (1977), destanlarda uyanmak (1983), destanlar burcu (1988). destan şâirimizin bütün şiirleri 2002 yılında türk edebiyatı vakfı yayınları arasında yeniden ve üç kitap halinde neşredildi.
"edebiyat ve güzel sanatların her dalı, millî ve mânevî kökler üzerinde filizlenir, yeşerir ve büyür. sol, millîliği ve mâneviyâtı inkâr ettiği için, köksüz ve tükenmeye mahkûmdur. nitekim öyle olmuştur. sağın milliyetçi kesimi türk şiirinin berâtını elinde tutmaktadır. türk şiiri ancak mehmet akif, yahya kemal, necip fâzıl, arif nihad çizgisi üzerinde geleceğe yönelebilir.
benim ilham kaynağım, her birisi başlıbaşına bir destan olan şahsiyetler, zaferler, fetihler ve eserlerdir. üç bin yıl geriye doğru uzanan şanlı bir mâzi ve bu mâziden feyizlenerek büyüyecek bir gelecek." (niyazi yıldırım gençosmanoğlu)
esat kabaklinin seslendirdigi niyazi yildirim gençosmanoglu siiri.
"şu yeryüzü er meydanı
gönül sevmez her meydanı
yüreksize yorgan döşek,
koç yiğide ver meydanı.
başbuğlar tuğ kaldıranda,
atlar dizgin dolduranda,
malazgirtte, çaldıranda
sakaryada gör meydanı.
kaytan bıyık bura bura
gakkoş, dadaş sıra sıra
elazizde çayda çıra,
erzurumda bar meydanı.
ey içi boş, dışı süslü!
eli kirli, yüzü paslı!
yetişsin asımın nesli
etsin sana dar meydanı!
geldiği gün kutlu çağrı
bas, titresin yerin bağrı.
doğudan batıya doğru
bir yay gibi ger meydanı.
ben türküm! de, dur sözünde,
yürü bozkurtun izinde
kalmasın şu yer yüzünde
şerirlere şer meydanı.
tanrı kut mete çağından,
son peygamber kucağından,
hacı bektaş ocağından,
açık bize sır meydanı.
hayaller kalınca güdük
açıldı surlarda gedik...
mehter sustu, öttü düdük,
rezil oldu er meydanı!
yer yüzünde kalsan da tek
eğme boyun, öpme etek!
çin seddinden, nemçeye dek
yeni baştan sar meydanı.
bak neler var dünlerinde
acı, tatlı günlerinde...
dumlupınar önlerinde
mehmetçikten sor meydanı.
sancaklar kalmasın aysız,
boz oklar üç oklar yaysız
soyunu bilmeyen soysuz
düşmanına kor meydanı.
ayrılık can paresidir,
sıla, gurbet çaresidir,
ahi evran töresidir.
yarenlerle yar meydanı.
dön ardına bir bak hele
hatırına neler gele...
dar boğazda çanakkale,
tarihin en zor meydanı!
git danış büyük ceddine,
sor doğuda çin seddine,
girmek kimlerin haddine
sen açmazsan bir meydanı!
çabuk söner şişirdiğin
soya çeker devşirdiğin...
kırk bismillahla girdiğin
meydan, şimdi kir meydanı.
itibar olmazsa ere
düşmana kim göğüs gere?
kör döğüşü olan yere
derler elbet kör meydanı!
uyanınca türkün özü,
gerçekleşir tanrı sözü...
olur bir gün şu yer yüzü,
insanlığın hür meydanı!
"şu yeryüzü er meydanı
gönül sevmez her meydanı
yüreksize yorgan döşek,
koç yiğide ver meydanı.
başbuğlar tuğ kaldıranda,
atlar dizgin dolduranda,
malazgirtte, çaldıranda
sakaryada gör meydanı.
kaytan bıyık bura bura
gakkoş, dadaş sıra sıra
elazizde çayda çıra,
erzurumda bar meydanı.
ey içi boş, dışı süslü!
eli kirli, yüzü paslı!
yetişsin asımın nesli
etsin sana dar meydanı!
geldiği gün kutlu çağrı
bas, titresin yerin bağrı.
doğudan batıya doğru
bir yay gibi ger meydanı.
ben türküm! de, dur sözünde,
yürü bozkurtun izinde
kalmasın şu yer yüzünde
şerirlere şer meydanı.
tanrı kut mete çağından,
son peygamber kucağından,
hacı bektaş ocağından,
açık bize sır meydanı.
hayaller kalınca güdük
açıldı surlarda gedik...
mehter sustu, öttü düdük,
rezil oldu er meydanı!
yer yüzünde kalsan da tek
eğme boyun, öpme etek!
çin seddinden, nemçeye dek
yeni baştan sar meydanı.
bak neler var dünlerinde
acı, tatlı günlerinde...
dumlupınar önlerinde
mehmetçikten sor meydanı.
sancaklar kalmasın aysız,
boz oklar üç oklar yaysız
soyunu bilmeyen soysuz
düşmanına kor meydanı.
ayrılık can paresidir,
sıla, gurbet çaresidir,
ahi evran töresidir.
yarenlerle yar meydanı.
dön ardına bir bak hele
hatırına neler gele...
dar boğazda çanakkale,
tarihin en zor meydanı!
git danış büyük ceddine,
sor doğuda çin seddine,
girmek kimlerin haddine
sen açmazsan bir meydanı!
çabuk söner şişirdiğin
soya çeker devşirdiğin...
kırk bismillahla girdiğin
meydan, şimdi kir meydanı.
itibar olmazsa ere
düşmana kim göğüs gere?
kör döğüşü olan yere
derler elbet kör meydanı!
uyanınca türkün özü,
gerçekleşir tanrı sözü...
olur bir gün şu yer yüzü,
insanlığın hür meydanı!
elazigin ünlü bir kabadayisi.
(bkz: yolyemez nazmi)
(bkz: yolyemez)
esat kabaklinin muhtesem yorumladigi türkü.
(bkz: süpürgesi yoncadan)
çekiç ali’nin seslendirdigi erzincan türküsü.
süpürgesi yoncadan emine’m, gayet beli inceden of.
ben seni sakınırım emine’m, yerdeki karıncadan of.
vay bana vaylar bana emine’m, yıl oldu aylar bana of.
susadım su isterim emine’m su vermez çaylar bana of.
süpürgesi saz olur emine’m, gül açılır yaz olur of.
ben yarime gül demem emine’m, gülün ömrü az olur of.
vay bana vaylar bana emine’m, yıl oldu aylar bana of.
susadım su isterim emine’m su vermez çaylar bana of.
yokuşta yoruldun mu emine’m, sözüme darıldın mi of.
sen bana yar olalı emine’m, boyumca sarıldın mi of.
vay bana vaylar bana emine’m, yıl oldu aylar bana of.
susadım su isterim emine’m su vermez çaylar bana of.
tesbihimde mercanım emine’m, neren ağrıyor canim of.
evi, barkı, bağları emine’m, satar sana harcarım of.
vay bana vaylar bana emine’m, yıl oldu aylar bana of.
susadım su isterim emine’m su vermez çaylar bana of.
erzincan / muzaffer sarisözen
süpürgesi yoncadan emine’m, gayet beli inceden of.
ben seni sakınırım emine’m, yerdeki karıncadan of.
vay bana vaylar bana emine’m, yıl oldu aylar bana of.
susadım su isterim emine’m su vermez çaylar bana of.
süpürgesi saz olur emine’m, gül açılır yaz olur of.
ben yarime gül demem emine’m, gülün ömrü az olur of.
vay bana vaylar bana emine’m, yıl oldu aylar bana of.
susadım su isterim emine’m su vermez çaylar bana of.
yokuşta yoruldun mu emine’m, sözüme darıldın mi of.
sen bana yar olalı emine’m, boyumca sarıldın mi of.
vay bana vaylar bana emine’m, yıl oldu aylar bana of.
susadım su isterim emine’m su vermez çaylar bana of.
tesbihimde mercanım emine’m, neren ağrıyor canim of.
evi, barkı, bağları emine’m, satar sana harcarım of.
vay bana vaylar bana emine’m, yıl oldu aylar bana of.
susadım su isterim emine’m su vermez çaylar bana of.
erzincan / muzaffer sarisözen
üçüncü maddenin mesaji yerini bulmus, bugün bunu açikça görmek mümkün.
artan terör olaylari nedeniyle 8 haziran 2007 tarihinde su açiklama yapilmistir;
http://tinyurl.com/2xmnmd
http://tinyurl.com/2xmnmd
3 askerin sehit, 3 askerin de yaralandigi saldiridir.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6669170.asp?gid=180
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6669170.asp?gid=180
(bkz: oltu tasi)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?