confessions

ankakusu

- Yazar -

  1. toplam entry 7682
  2. takipçi 1
  3. puan 128976

ülkücü aleviler

ankakusu
kindar, öc alma heveslisi, kan davalarinin arasinda yetismis olmasi muhtemel bireylerin sasiracagi, garipseyecegi hatta kötüleyecegi durumdur. kabul ülkücüler, ya da kendini öyle tanimlayanlar, katliamlar yapmistir, canilikler etmis, hayvanca cinayetler islemistir... ne yazik ki alevilerede yapmislardir bunlari. kabul... bunu inkar edemez kimse.

fakat bugün bir alevi ülkücü oluyorsa neden geçmise bakip ders almali ki? ne yani hep mi düsman kalmali onlarla? hep mi kin beslemeli onlara? peki ya mhp’nin onlari geri çevirmemesi olumlu bir adim degil mi? olmasi gereken de bu degil mi?

zaten bir sahisi çerkez asilli diye türk milliyetçiligi yapamaz diyen, o sahsi küçümseyip ’kral’dan çok kralci’ olmakla suçlayan, bunu diyerek kafatasçi nihal atsiz ile ayni çizgide oldugunu bilmeyen irkçilardan, demokrasi! ve özgürlük! savasçilarindan ne beklenir ki? onlar kin beslerler hep...

bunlar bir kürdün ülkücü olmasinida ayiplarlar. gizli kürtçülük de bu olsa gerek.

bu da bonus: #385735

diyiverin gayri

ankakusu
mogollarin bir sarkisi.

baylar bayanlar
kayacak merdiven bulamayanlar
sizlere bir manimiz var
dinleyiverin gayri

paralar oldu yesil mani
tanimiyor engel mani
yok insafi imani
bol keriz bol enayi
utuverirler gayri gayri de gayri gayri

gemisini kurtaran
fedakar ve cefakar
kaptanin yuzdugu deniz
biziz abicim biziz
yuzdurmeyin gayri gayri de gayri gayri

kil olmadan gayri
hayret bisey oluvermeyin gayri
zilleri takip oynayiverin gayri
sikidim da mikidim sikidim mikidim gayri

kul hakki yetim hakki
palavradir palavra
niyazidir sehitler
sizlamaz bu kemikler
inilerler gayri gayri de gayri gayri

yesili inekler yedi
denizi de timsahlar
hazineyi yamyamlar
memleketin icine
ediverdiler gayri gayri de gayri gayri

ne sis yansin ne kebap
diye diye olduk harap
kalmadi artik orecek corap
ya rab bizim baslara
akil veriver gayri gayri de gayri gayri

simdi eller havada
oylar yandi tavada
yok eksilme cakada
cek cak li vaatlere
tok karnimiz gayri gayri de gayri gayri

carsamba yi sel aldi

ankakusu
oldukça ünlü bir türkü. orhan hakalmaz güzel yorumlamistir.

ahmet abdal deresinin kıysında yerleşmiş yoksul köy ailelerinden birinin oğluydu..baharla birlikte yıllarca süren karasevdası karşılık bulmuş..melek kalbini açmıştı..kısa zamanda yüzük takıp nişanlandılar.. ahmet yapraklar sararmaya durduğunda orduya yollandı..melekse gözyaşlarıyla başbaşa kaldı..ağaoğlu mehmet ali melek e gözkoydu..ahmet in arkadaşları ne kadar uyardılarsa kar etmedi.. melek reddetti mehmet ali yi..bunun üzerine ağaoğlu adamlarıyla melek i dağa kaldırdı..kötü haberi kuşlar uçurdu ahmet e..kısa günde uçageldi aşkın delikanlısı..kuşandı atını silahını..arkadaşlarıyla düştü yollara..dağ tepe demedi gece gündüz melek i aradı..
´meleeeeek..meleeeeek..´ diye çığıra çığıra sesi uçtu..
önce bir çakal yağmuru uç verdi..sonra şimşek şimşek içinden çıktı..çatırdadı koca gökyüzü..ışınlar çarşamba ovasını renkten renge soktu..ne yağmur ne silinen izler aşkın atlılarını durduramadı..
tufan ikinci kez yaşanıtordu sanki..yağmur yeşilırmak ı boğuverdi..çarşamba ovası kaynayarak akan bir göle dödüştü..canik dağları ndan aşağılara doğru bir çığ gibi önüne kattığı her şeyi sürükledi sel..evler..insanlar..bebek beşikleri..hayvanlar..kağnılar..ağaçlar.. büyük küçük kayıklar çaltı burnu na doğru sürükleniyordu..
sonunda duruverdi yağmur..güneşle parladı yeşil çarşamba..usul usul bir gökkuşağı belirdi..sular günbegün çekildi..çekildikçe hayat yeniden kurulmaya başladı..yaralar sarılıyor..evler onarılıyordu..abdal deresi nin-yeşil ırmak a katılmak üzere-döküldüğü yamanın başında ahali toplanmaya başladı..derenin eğimle indiği yamanın dibinde büyük bir kaya parçası vardı..onun üstünde ise iki insan..melek ve ahmet ti onlar..elele tutuşmuş sırtüstü öylece yatıtorlardı..ahali sel acısını unutmuş onlara yanıyordu..hüzün gözyaşına döndü.. o büyük kaya parçası..ahalinin üstünde toplandığı o taş..yedi yerinden ayrıldı..ve her birinden bir servi boyu su fışkırmaya başladı..
bu hazin aşka doğa gözyaşı döküyordu..
ahali şaşkınlığın ardından dualar okumaya başladı..dualar içten mırıltılara..yıllardır can alan insanların acısını dile getiren dizelere dönüştü..
işte rivayet o rivayet..derler ve hikaye ederler ki çarşamba yı sel aldı türküsü o acı mırıltılardan doğdu..
yedi yerinden su fışkıran kayanın olduğu yerde bir su değirmeni kuruldu.. ve o yöre o gün bu gündür değirmenbaşı olarak anıldı..(çarşamba daki değirmenbaşı mah.) çınar ağaşlarının gölgelediği ahşap değirmenin yedi taşı vardı..yedi oluğuna su veren set üzerinden yedi kez yürümek..sağ ve sol omuz üzerinden yedişer kez su atmak uğur sayıldı..her hıdrellezde bu yaşandı..1970 lerde değirmenin yıkımına değin bu gelenek sürdü..

çarşambayı sel aldı

çarşamba’yı sel aldı,
bir yar sevdim el aldı aman aman.
keşke sevmez olaydım,
elim koynumda kaldı aman aman.

oy ne imiş ne imiş aman aman,
kaderim böyle imiş.
gizli sevda çekmesi aman aman,
ateşten gömlek imiş.

çarşamba yazıları,
körpedir kuzuları aman aman.
allah alnıma yazmış,
bu kara yazıları aman aman.

a dağlar ulu dağlar aman aman,
yarim gurbette ağlar.
yari güzel olanlar aman aman,
hem ah çeker hem ağlar.

yılan çıkar kamışa,
su neylesin yanmışa aman aman.
mevlâ’m sabırlar versin,
yarinden ayrılmışa aman aman.

toprak olup gittiler

ankakusu
sözleri müslüm dalkiliçin olan türkü.

toprak olup gittiler

nice arif canlar nice kamiller
en sonunda toprak olup gittiler
insanlığa yol gösteren alimler
en sonunda toprak olup gittiler

nice evliyalar hice veliler
nice akıllılar nice deliler
evrensel hakların piri aliler
en sonunda toprak olup gittiler

dört kitabı insanlıkta bulanlar
ilim deryasında kaptan olanlar
nice hükümdarlar nice sultanlar
en sonunda toprak olup gittiler

şah müslüm’den önce gelen ozanlar
uygarlığı yıllar önce sezenler
ilimce konuşup ilim yazanlar
en sonunda toprak olup gittiler

akşam geldi

ankakusu
himzo polovina sevdalinkasi.

akšam geldi, sunce zade,
na tvom licu osta sjaj.
akšam geldi, tvoje lice,
od sunašca ljepše sja.
da mi se je ogrijati,
na ljepoti lica tvog.

moja draga na šiljtetu,
uziva k’o padišah.
a ja nigdje ništa nemam,
ja sam puki siromah.
akšam geldi, dan se gubi,
moje srce zaman gubi.
akšam geldi, mrak se sprema,
a za mene sanka nema.

calgilar calar

ankakusu
manastir türküsü.

çalgılar çalar (anam)
kibar yarim oynar (aman)

oyna yarim oyna
ikimiz bir boyda
biz da nişanlıyız
bir delikanlıyız

düğün alayı geldi herkes otursun
kibar gelin yüzün gülsün düğünümüz şen olsun

oyna yarim oyna
ikimiz bir boyda
biz da nişanlıyız
bir delikanlıyız

bu akşam evleniriz artık beraberiz
kibar gelin yüzün gülsün murada ereriz

oyna yarim oyna
ikimiz bir boyda
biz da nişanlıyız
bir delikanlıyız

ötme horoz ötme

ankakusu
ötme horoz ötme bülbül değilsin
bülbülü dinlemek sabaha mahsuz
küllüğe benzemez erciyes dağı
yaraları sarmak cerraha mahsuz

gülüm horoz niye niye dertli ötersin
çok bacadan duman duman olur tütersin
rüyalarda nice nice aslan yutarsın
can vermek, can almak
yanlız allah’a mahsuz

gülüm horoz hakka nasıl küsülür
yüce dağ başında güzel eksilir
erken öten horoz başı kesilir
can almak, can vermek
yanlız allah`a mahsuz

gülme horoz kör geldiyse mahzuni
senin gibi hür geldiyse mahzuni
delilikte bir geldiyse mahzuni
belki de gelmesin bir daha mahsuz
30 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol